Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Otopark

Belli, karar vermiş, bir metafora görünecek
senin soyunduğun gecede kan bulurken kendine
kabul edilmez tenlerin ağında soğuyan örümcek

Güzel çocuk! cevapsız bırakılıyor bak çıplaklığın!
uygunsuz arzuların insanı cezbeden gerçeğinde
sen herşeyden önce, kaybettiğin savaşa dargındın!

boyalı aşk bakışlarında, kirpiklere takılıveren yangın!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Oturmaodası

Blleksiz bir tanrıdan korkuyorum yavrum
onun için
sana elveda deyişim

İçime saklanmana gerek yok!
ne kadar kaçarsan kaç evrenden
ardında, astrolojinin bütün body-guard'ları seferber

unutma! kediler yalnızca balık burcu yerler

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Oyuncak


Kelimelerden kıyıya çıkan kalp
arp çalarak kandırdı bütün
masum deniz kabuklarını

Ve yangına otostop çeken
ateş böcekleri içindi
belki sosyalizm

atıma atlayıp düşlerime döndüm o gece

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Öbür

kayalık, kaygan bir zemin üzerine teslim edilmiş zoraki
kutuların tozlu dillerinde herbir ağızdan lanetlenen
mağaraların mihraklarındaki çıplak, abdal adamların
kinayelerini sevmez insana muhtaç gökcisimciklerinde
mahşeri azgın bir karı gibi koynuna almış tabiatların
kılıksız çelişkilerinde apansız beliren ruhsatsız endişe;
zimmete geçirilen şaibe! der!
akılda sıkı sıkıya tutulan muhbir buğu
ve henüz adı konmamış hayvanlar
şimdi nerelerde birbirlerine geçit verirler de
ölüm, elinde yanan bir kibrit çöpüyle durur
ilk ateşi tutuşturduğu cehennemde;

tek şıklı o çirkef kutsanışın ileri geri gidip
gelen dansöz göbeğinde sıkışıp kalmış eski mi eski
artık kimsenin sözünü etmediği paslı ziller çaldı mı
doğru kainat sınıfına derse koşan mikro talebelerde
kalmış olmasın kibritlerin zoraki kutularındaki
çocukluk anılarım hamamböcekleri;

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Ölümü De Kusacağım

çınar ağaçları olum orucunda
haşarat ayaklarımla geldim geceye
bu şehir şimdilik surda unutulsun
uzun bir bıçak vardı ya avlucumda
kendi kendini kanatırdı sessizce

sevdiğim adamın adi: sokak adları
sokak atları ve sokaksız yalnızlığım
içimde tuzlu bir magma taşırmışçasına
yüzüme geldim yüzümde kuru cam yaprakları
camlar dediysem inanmanız da gerekmez
pencerelerden sarkıtılan
kaçık erkek çorapları.. aaah!olum!
zulmettikçe hicvedeceğim seni
içeceğim anasını satayım
kusacağım da! her yere bakan gözlerimle...
tut elimden İstanbul!
tut elimden pis ******!
tut ki elim sana bir mektup gibi kanasın
tut ki elim bir an olsun sıcak
bir an olsun bir sübyan ağlayışı gibi
imzasız kalsın!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Öyle Görünüyor ki

kuytu sokumda bir alev yalayandadır kan
istiridyede sevişen kumsalın o elyazısı

hayata terbiye veren delikanlının arka yüzü
arka yüzümde ihanetler ön yüzümde hüzünler
yontu sevginin gözüne iğne yapmış ölü çöp
façam aşk
koz: tutku
yeni çıkan sakalımda bir oğlan tayyaresi
bendim verlaine'in silahından fışkırıp
arthur'a saplanan kara'nfil kurşun
bak! suyun kulağına eğilmiş ne demekte salkımsöğüt
_sen değil miydin anneni doğuran baba
geceler ura dönüşürken hakim ol adına!
ve benim bu gezegene ilk ayak basışımdır ölümüm
rakıya bütün çocukları öldürmesini de öğütledim

bir girdap oluşurken çıkan ses var ağzımda
bir dönmedolap devriliyor sevdiklerim giderken
çığlık, çığlığıma sarılıyor
haykırış, haykırışıma
kaçıyor sihri aynaların o saat lunaparklarda
varyetesi dağılıyor kahkahaların kahroluşumda
onlar gitmiyor da sanki,
onlar gitmiyor da ben kaldığım yerden uzaklaşıyorum
herkes dövüyor beni, her şey tekmeliyor bu kentte
vazoyu kırmadım, kimseyi üzmedim ama niye ben
şaşıyorum

param yok, sağlığım kötü, keyifsizim
artık
'geldimgeçtim sokağı'nda dolaşıp
artık
bir 'benettimsenetme çiçeği' gibi yaşıyorum
façam aşk
yürekleri bende define!
bir taşan bir taşa taşıyorum!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Özeleştiri

Suç
büyüyünce
şiir

Saçların
çözülünce
ihanet olur

tutamam kendimi....cinayet olur!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Paçavra

Gözlerime yumurtlayan hasret
iyileştirir mi bir akıl hastasını
ansızın sabaha karşı

Ve yine ansızın bir sabaha karşı
ben de delirir miyim
unutursam gördüğüm son harikulade rüyayı

durmayın. siz kaçın kurtulun. ben oyalarım hatıraları

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Pansuman


hayalet haydar’a

İğne deliğinden geçen hayalle dikilir
sabaha karşı sökülen
su kuşları: ‘Eskiden Terzi’

Terzilerin önünde kedi yok mu abi
artık kumaş parçalarıyla
örtmek için pembe dillerinin ölü kentlerini

bir makasın iki ucu olup hayatı keser gibi iki sevgili

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Parantez

zamanda bir an bir parantez açtı kendine herkes

(ve bilemediler kibar küfür suresini
ve bilemediler yalnız insanların gidip öldükleri adresi
telefonlara da çıkmadı sevda, yatağında yüzükoyun
tadı yastıkta kalan dağınık, karanlık, miladi bir uykunun
ardında saklanan
sevgilisi uğruna buharlaşan nergisi
hepsi, bir uğultunun zengin kafiyesi sandı)

demir dev bir kapının gürültüsüyle kapandı
ansızın-içine kapanık, başı öne eğik kalan parantez..

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Parça Tesirli Melodram

senin yaşın aşka tutmuyor hiç gelme
bükülmüş dudaklarına bükülmüş sözler büyük kaçar
on santim daha uzasan başın göğe çarpacak
göğsün diyordum göğsünden sözediyordum / sen
sen ölmeden beş dakika önce düştün
mandallarından savrulup uçan beyaz bir gömlek gibi
havada uçarken ölüp savrulan beyaz bir kelebek gibi
hay aksi dengesini kaybeden bir cambaz gibi
virajı alamayıp şarampole yurvarlanan arabalar gibi
aklıma ilk gelecek bir şey gibi
düştün
düşüşün bir rüyaydı
düşüşün yarım kalacak bir rüyaydı gecelerden bir gece
gecelerden bir gece aşkın üstüne yürüdün
delikanlı bir yanın vardır karanlıkta
şöyle sert, şöyle naif, şöyle öfkeli!
senin yaşın aşka tutmuyorum çocuğum, hiç gelme
açıkta kalırsın
aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır
senin mahallende aşk masallara giremez
masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde!
masalların aşkına, benim aşkıma, Allah aşkına
senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme
bana ayak bastığın gün
aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya
salı ile çarşamba arasında bir yere
aşk, her koşulda eğlenceli; aşk, istedi mi sereserpe!
yüzünde derin mi derin, kuşkulu, canavar bir gülümse
yırtarsın, kapatırsın, vurur deviremezsin
sevgilim
sen bu aşkta dolap çeviremezsin!
açıkta kalırsın
aşk insanı acıktırır
aşk insanı bir ölüme susatıyorsa aşk diye anılır!
yüzünde derin mi derin, kopkoyu, yapış yapış bir gülümseme

senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim
lütfen gelme!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Paris


bu kartı sana paris’ten atıyorum

çok türkçe bir aşkın ortasında
çok türkçe bir yağmurun mağarasında
çift kâğıtlının son dumanına sinen erezyonda
kelimelerden
beni aşağılayan, bir hiç yerine koyan kelimelerden
ve tehlikeli, korkunç hayvanlardan kurtulduğum,
kendime doğru
bir çıkış yolu bulduğum
güzel bir zamanda..

bu kartı sana paris’ten atıyorum:

bugün mavinin ayrı bir havası
bugün rüzgârın özel bir şıklığı var,
bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim!
bugün kuşlarla senden, senin
o çok efkârlı ellerinden konuştuk uzun uzun
bugün kuşlarla senin resmini çizdik
bütün karakol duvarlarına
biraz sandviç yedik, biraz su içtik seni düşünerek
allahına kadar fırlamaydık senin anlayacağın
bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim
bugün kuşlara senin ismini armağan ettim!

gereksiz eklem ağrıları ve kriz değil midir
ışıksız gözlerime bir nebze kan
pul pul olmuş tenime enjektör kapanları kuran,
duran
sonra yürüyen
sonra bir daha duran
seyyah kalbime tüm ihtişamıyla boşalan
hap niyetine sıcak elektriğin doludizgin sersemliğinde
üşürken, açken
kolları kısa ceketimin yakalarını kaldırırken
sorgumda soruyorum bunları, hep soru kalanları:
niye ayrıldık (cevabı kullanılmış, aids riski taşıyor)
nasıl sustuk (cevabı, kalabalık getto masallarında)
niçin birbirimize çarpa çarpa bir suça ortak olduk
şimdi hangi dozda hangi ekolde zırvalıyorum
sokaklarda mora mor çalan dönme bir gitaristken
koşabiliyor muyum, nefes alabiliyor muyum, sıçabiliyor muyum
dehşetli yerlerimden
en karanlık gizlerimden çalakalem vurulmuşken
otuz üçünde kahpe bir anarşist
sırtında yetmiş yedi hançer yarası
bir polisten tokatlanmış magnum ve ben
gece camlarını, ******.mlarını yumruklarken
ya da

çıplak ayaklarımla boş ilaç şişelerini ezerken
her yer, herşey kırmızıya boyanırken duruluyorum
ölmek üzere olan birin üstünde dönenen
puşt akbabalar gibi yüzümün üstünde dolanıyor ruhum!
bu kartı sana ben
sanırım
paris’ten atıyorum!

mamafih,
niye gelmişim, nerden gelmişim, neden burdayım
sanki
ekmeğe karışmışken toprağı özleyen buğdayım!
sevgilim, ben ne soysuz bir adamım -ki
kopan mi telinin yerine kurumuş bir gözyaşı takıyorum
evet! evet!
koşuyorum, yuvarlanıyorum, bağırıyorum, ağlıyorum
faşizme yenilmişken
avla avcının mesafesi daralmışken
otuz üçünde bozguna uğramış bir devrimci
kıçında yetmiş yedi.azrak yarası
bu kartı sana ben
büyük ihtimal
paris’ten atıyorum!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Peçete

Karanlık elyaf kadifesini aralıyor
engin kekliğin
zülüf zülüf içinde

Bir buruşukluk bu
hayata sığdırılmaya çalışılan
kırık dökük vesvese

ve sabaha karşı tüm kentte yükseklik korkusu

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Perili Nilüfer

Bir listede bulduk adını: belirsiz bir hastalık
Vardı gözlerinde kapanlara su yakalatan. Baktık
Birbirimize ve özlem içeren sözcükleri sıraladık
Farkında olmadan. Kim uzansa dokunabilir ki başka
Kentlerin lacivert sokak çalgıcılarına. Biliyorduk
Başımızı öne eğdiğimizde başlamıştı aşk savaşları
Paramparça, sorunlu ve küçük nar tanelerini
İmrendiren bir vücudun arkasında İstanbul'un rüzgar
Sesleri. İstanbul'un lağım sesleri. İstanbul'un
Dudak sesleri. Bir buğu krampının tedirgin eller
Üzerinden geçerek gidip dayandığı kalça yağları!
Bir listede bulduk adını: uykulu, kırık bakışların
Sakladığı eski cinayet taslakları; öfkelenilmiş
Yenilgiler, bir hayatı darmadağın eden kadınlar,
Bir hayatı başa saran sevinçler, temaslar, hisler.
Aryanın ortasında dururdu kavak ağacı!
Platin dallarında evvelki akşamların taşkın
Akıntıları ve bize özel şarkıların acılı kalıntıları!
Bir listede bulduk adını: plastik ıslıkların
Gidip takıldığı kanto yorgunu buluğ çağı bıyıkları;
Kaçınılmaz halk hareketleri içinde geçen gençlik
Kaçınılmaz arzuların ve fikirlerin nü görüntüleri
Kaçınılmaz serseriliklerin derin bıçak yaraları
Sığamadığımız gerçeklerle birarada yaşama arseniği
Tarihten sakındığımız cengaver sevişmeler
Neredesin nilüferlere uzanıp da gökyüzüne devrilen
Yapııl ağzında bir ebabil gezdiren canlı merdiven!
Bir listede bulduk adını: çok düşündük
Çıkartamadık.

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Peyderpey

Çatıdaki fare, geceleri melek oluyor
ve külotlu çorap giymiş bacakları kemik
bir kadın

Tanrım! tanrım! diye inleyerek sarkıyor
göbeğimdeki misafir kuyudan içeri
doğru darmadağın

ölüm değil bu. bir sünger emiyor beni

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Pısırık

Bir benzerlik var göle düşen kayalıkla
mezartaşlarına konan
martı heykelleri arasında

Hani diyorum bir akşamüstü kalksam
gitsem çocukluğumun geçtiği
ormana

saçlarımı tarar mı yine ağlayarak maymunlar

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Pil

otomobilin altında kalmış
peygamber.

bir delikten içeri sızmaya çalışmış
hayatı boyunca kan.

kapan kapanmadan önce kararan hava
şişirmiş komik cinlerin etli ciğerlerini.

istanbul’a inen uçak
avcundan su içmiş karanlığın.

öyle yazmışsın mektubunda
öyle dedi akıl hastanesine yatırılan postacı.

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Poleatpoet


Ordan seyredeceğine, hayatıma gir
dedi özel şova ait bir şiir
kasabalı, pembe yanaklı bir filme

Yüzlerce fil-karınca hikayesine
konu olmuş senin çocukluğunu sırtlayan eşcinsellerimiz
-ki öperlerken tahrik olurlar babalarının ellerini

son terbiyesizliğimiz sayılır artık, yeryüzüne çık evimizden deyişimiz

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Porsche


Beyaz bir örtünün altında duruyor
örümcek ağı sergisi açan ressam adam.
kalbi kenti sevmiyor: güzel kadın bacaklarına takılı
joint içinden on altı yaşının tehlikeli virajı,
azalıyor kucağındaki bukelamun
burun deliklerinden biri manhattan'a açılıyor
buranın kanatlı hamamböcekleri meşhurdur
diğeri hong kong'ta küçük bir ******nun makyaj setine
-ince eşarplı madonna, antonioni'nin belleğinde...
yağmur yağmış, yol ıslak
porsche! süratli ve itinalı çukuradikkat!
intihar eğilimli ve kararlı! kandaparkyapılmaz!
elbette gidiliyor! başka hayatların kapısına dayanılacak!

aşka bağışladım organlarımı
lay lay lom lay lay lom
naylon torbalarda taşınsın fikrim
lay lay lom lay lay lom

bu yüzyılın uzayı çok kalitesiz, tanrıları ucuz haklısın
şarkıları sıradan. radyoda ne var: fm fm dijitalekran
bildik uvertürler, aşina yorumlar
ve sanki biraz hüzün, ve sanki biraz pesimist DJ'ler
-heey kurtarın! doğaya insan düştü!

gece olunca kimse yüzümün farlarını yakmıyor! öyle.
bagajda, çocuklarımızın milim milim dökümü
bagajda, suyu suyla suçlayan sular gibi mazimiz
takriben tek tohumlu bir rahim diye anıldığımız
yalnızca gözlerimizi sokabildiğimiz o şahane priz. doğru.

ben nick cave'i çok severim
ben de! ben de! ben de!
çift kağıtlı, çift boynuzlu ruhum
ruhumun hava durumundan umutsuzum
ben de! ben de! ben de!
lay lay lom lay lay lom

yarım saat sonra öleceğiz, farkındayım!
son biralarımızı, cinlerimizi, votkalarımızı içeceğiz!
bir kurtrahibe eteklerini kaldıracak ben o filmi gördüm.
kolkola güle oynaya aynaya gireceğiz! ben bu fıkrayı biliyorum.
ressam, sert bir öpüşmeye batırıp bırakacak fırçasını
susulacak! ş.. şey.. porsche.. ş.. şe..
Bir kelime eden dövülecek!
ressamın karısı tedirgin tabii, belki de ölmeden boşanacaklar!
direksiyondayım. usta sayılırım. aman allahım inancım yok!
acının harbi acı sizianlıyorum
kırmızıbiberin harbi kırmızıbiber olduğu alelade bir akşam.

bir yük gemisini boşaltıyorlar az ilerde
genç işçilerin atletleri terden city guide
setteki cave, bunalıma vurgun redhotchilipepersdaiyi
vites kolunun azğı bozuk, kaportanın geçmişi karanlık
damarlardaki alkol evden kaçmış
bizde ise teslim alınmış sinirli bir sevda hali
hani ters bir laf söylese kavga çıkartacağız plakayla!

yeni ayrıldık, diyorum sileceklere
karşımdaki cam suskun, karbüratör ağlamaklı
sesleniyorum tamponlara, benim için bir zahmet ona çarpın
dağlara eğilmiş göl yudumluyordur geyiklerle bir ihtimal
ya da o çok bol, çizgili pijamalarını giymiş
ağlıyordur denize bakan kırık bir pencerenin kenarında...

eski sevgililerinkilerinin
yanına koyuyordur resmimi,
biraz rose şarap doldurmuştur kendine
bir köy çeşmesinde yıkıyordur ellerini
ve bir delikanlının uzatacağı tertemiz beyaz havluyla
kimseye sezdirmeden kurulayacaktır kirpikdiplerini

yeteriskender
lay lay lom
lay lay lom

bir çırpıda geçiyoruz sonsuz haşhaş tarlasını
altımızda hayalet atlar gibi bir porsche!
çekip gitmek, tek kişilik cesarettir! Ressam ve karısı, bahane!
ben, uzun zamandır gırgırındayım işin. Hatırlıyorum da aslında:

ölümlülerin korkuluğu, hassasiyettir ancak!
sımsıcak 666 takla atmış porsche'den
önce kadın'lar ve çocuk'lar
ardından önsözlerimiz çıkartılacak!
birileri tanır gibi olacak bizi şuibnedeğilmi
birileri olay yerinden
iz bırakmadan uzaklaşacak banadokunmayanyılanlaylaylom

sırtüstü yatan böcek porsche:
booooom!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


PreH'


Çıkıntıları dolaşıyor
serin dokunuşlardaki
keskin ibadet

Bir şahinin tavsiyesi üzerine
dönüp arkasını
gidiyor dul dağ

görüyor tırtıklı yılan

Küçük İskender
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst