Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Bahar Yorgunluğuna Teslim Olmayın... Bahar aylarında insan metabolizmasında oluşan değişiklikler beraberinde yorgunluğu da getiriyor. Acıbadem Hastanesi'nden Prof. Dr. Koptagel İlgün bahar yorgunluğunu bir hastalık olarak tanımlıyor ve önlem alınması gerektiğini söylüyor. Önlem alınmazsa bahar yorgunluğu kronikleşebiliyor. Kışın soğuk günleri yavaş yavaş yerini baharın neşesine ılıklığına bırakırken birçok kişide halsizlik yorgunluk eklem ağrıları uyku isteği gibi ortak şikayetler gözleniyor. Bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğuna bağlanıyor. Bahar yorgunluğunu bir hastalık olarak tanımlayan Prof. Dr. Koptagel İlgün bu yorgunluğa bağlı olarak kalp ve romatizma hastalarında yakınmaların arttığını belirtiyor. Bahar yorgunluğu önlem alınmazsa kronik yorgunluk sendromuna da dönüşebiliyor. Havadaki elektrik artıyor
Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükü artıyor. Bu yükün iyonlar aracılığıyla taşındığını vurgulayan Prof. Dr. Koptagel İlgün şöyle konuşuyor:
"Pozitif ve negatif değerde iki tür iyondan pozitif olanlar arttıkça vücuda zindelik getirir. Negatif yüklü iyonların artması ise yorgunluk halsizlik ve gerginliklere neden olur. Havadaki elektrik yükü şehirlerde daha fazladır. Taşıtların havayı kirletmesi sanayi atıkları trafik keşmekeşi elektrik yükünü artırır." Elektrik yükünün yoğunluğu bahar mevsiminde sinir gerginliğini ve stresi tırmandırıyor. Bu durum damarlardaki büzülmeyi artırıyor. Damarlardaki büzülme midede olursa ülsere bile neden olabiliyor. Uzmanlar bahar mevsiminde sebze ve meyvelerin yanısıra bol sulu gıdaları da soframızdan eksik etmememiz gerektiğini söylüyorlar; çünkü meteorolojik değişiklikler yüzünden vücuttaki su oranında bozukluklar görülebiliyor. Bahar yorgunluğunun etkilerinden kurtulmak mümkün. Prof. Dr. Koptagel İlgün bu konuda "Eğer yakınmalar süreklilik kazanmışsa ve kendinizi her zaman halsiz ve bitkin hissediyorsanız kronik yorgunluk ile karşı karşıyasınız demektir" diyor.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
A TİPİ İNSANLAR ADAY
Eğer yönetici kadrosunda çalışan sorumluluğu fazla olan biriyseniz halsizlik kırıklık boğaz ve baş ağrılarıyla gelişen kronik yorgunluk sendromu sizin de kapınızı çalabilir. Prof. Dr. İlgün kronik yorgunluk sendromuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Kronik yorgunluk sendromu olan kişi gözlerinin önünde beneklerin uçtuğunu devamlı baş ağrısı ile birlikte sanki kerpetenle ensesinin sıkıldığı hissine kapıldığını söyler. Eklem ağrılarından yakınır. Bu kişilerin işteki konsantrasyonları bozulur. Eklem ağrıları ruhsal sıkıntılar yakalarını bırakmaz." Kronik yorgunluk sendromuna yakalanan kişilerin çoğunluğu yaptığı işten çalışma ort******* ötürü devamlı duygularını sıkıntılarını baskı altına alıyor. Bu şekilde yıllarca baskı altında kalan duygular stres ve iş yoğunluğu sonucunda patlama noktasına geliyor. Mutsuzluk yorgunluğu
Bahar yorgunluğu ve kronik yorgunluk dışında bir de "mutsuzluk yorgunluğu" denilen bir yorgunluk türü var. Kendini sürekli halsiz isteksiz yorgun hissedenler bu gruba giriyor. Prof. Dr. Koptagel İlgün söz konusu kişilerin yorgunluk hisleriyle mutsuzlukları arasında bağlantı olduğunu belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor.
"Mutsuzluk yorgunluğu insanın psikolojisiyle çok yakından ilgilidir. Bu sorundan kurtulmak için öncelikle yaşamı sevmek mutsuzlukların hayal kırıklıklarının gelip geçici olduğuna inanmak gerekir. Söz konusu gruba giren kişilerde şikayetler bedensel bir rahatsızlıktan değil de psikolojik sorunlardan kaynaklandığı için hastaların psikolojik tedavi görmesi gerekebilir."
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Kronik yorgunluktan korunun
Kronik yorgunluğunuzun gerçek nedenini araştırın. Eğer sorun iş yoğunluğunuz ise çalışma temponuzu düşürün monotonluk ise yaşamınızı renklendirecek uğraşlar bulun.
· Kronik yorgunluğa karşı en iyi ilaç tatile çıkmaktır. İmkanlarınızı zorlayarak birkaç günlüğüne de olsa kent dışına kaçın.
· Her gün sabahları aç karnına en az 5 dakika yürüyüş yapın. Ancak bu yürüyüşleri güneşli günlerde yapmaya özen gösterin.ı.
· Her sabah 10-15 dakika aç karnına jimnastik yapın. Ama vücudunuzu aşırı yormaktan da kaçının. Jimnastik yapacağınız odayı ciğerlerinize bol oksijen girmesi için bir süre havalandırmayı unutmayın.
· Sofranızdan meyve ve sebzeyi eksik etmeyin. Sevmeseniz de mevsimin özelliğini taşıyan meyve ve sebzelerin bütün çeşitlerinden bol miktarda yiyin. Önlemler
· Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı oluyor. Özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde potasyum da domates patates ve kayısıda bol miktarda bulunuyor.
· Günde 3 litre su için. Yemek yemeden ve yatmadan önce azar azar içerek vücudunuza ihtiyacı olan suyu sağlayın.
· Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırın. Hoşunuza giden konuları düşünün veya hoşlandığınız bir film seyredin.
· Alkol kullanıyorsanız mümkün olduğunca azaltın. Çünkü yorgunluktan kurtulmak için alkole sarılmak çözümü zor problemleri ortaya çıkarabilir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Kürtaj ve Kürtajla ilgili herşey
Kadın olsun erkek olsun kürtaj kelimesini duymayan yok gibidir. Buna karşın yine pekçok kişi kürtajın sadece bebek aldırmak olduğunu düşünür. Oysa kürtaj en çok istenmeyen ya da zorunluluk durumunda gebeliğin sonlandırılması için uygulalan bir işlem olmasına karşın kelime olarak sadece bu işlem için kullanılan bir terim değildir. Kürtaj kelime anlamı ile kazımak anlamına gelir. Örneğin diş hekimleri de diş etlerindeki lezyonarı temizlemek için kürtaj yaparlar. Sozcüğün doğru şekli kürtaj değil küretajdir. Ancak dilimize kürtaj olarak yerleşmiştir. Kadın Hastalıkları ve Doğum branşında kürtaj terimi rahim içerisinden herhangi bir dokuyu birtakım aletler ile kazı***** alma işlemi için kullanılır. Bu dokular gebelik ürünü olabileceği gibi biopsi ya da tedavi amaçlı alınan dokular da olabilir.Kadın hastalıkları ve doğum bölümünce yapılan küretajlar iki aşamalıdır. Birinci aşama rahim ağzının genişletilmesi (dilatasyon) ikinci aşama ise küretajdır (curettage). Bu nedenle işlem için kullanılması gereken en doğru terim ingilizce Dilatation and Curettage kelimelerinin başharflerinden oluşan D&C'dir.Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kürtaj kadın doğum hekimlerinin en çok uyguladığı cerrahi işlemlerin başında gelmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir. Türleri Kürtaj (kadın hastalıkları ve doğum'da kullanıldığı şekliyle) rahim içinden doku almak anlamına geldiğine göre sadece gebelik sonlandırmak için yapılmaz. Özellikle kanama bozukluklarında ve monopoz sonrası kanamalarda teşhis amaçlı küretaj yapılabilir. Yine infertilite (kısırlık) araştırmalarında yumurtlama olup olmadığını anlamak vb. amaçlı kürtaj uygulanabilir. Gebelik Boşaltımı
Üreme çağındaki kadınlarda en sık uygulanan kürtaj şeklidir. İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılması amacı ile yapılır. Probe Küretaj
Kanama bozukluklarında ve özellikle menopoz sonrası kanamalarda teşhis amaçlı yapılan işlemdir. Özel aletler (küret) ile rahim içi bazal tabakaya kadar kürete edilir (kazınır). Şiddetli ve uzun süreli kanamalarda hem altta yatan sebebi tespit edebilmek hem de kanamayı durdurmak için uygulanır. Bu açıdan bakıldığında aynı zamanda bir tedavi şeklidir. Bu işlem sayesinde endometrial hiperplazi rahim kanseri rahimde yaşa bağlı zayıflama (atrofi) teşhisi konabilir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Fraksiyone küretaj
Uygulanış amacı probe küretaj ile hemen hemen aynıdır. Ancak burada rahimin içini döşeyen endometrium tabakasından ve rahim ağzının içini döşeyen endoservikal kanaldan ayrı ayrı örnekler alınır ve pataolojik tahlile gönderilir. Özellikle rahim kanseri ve rahim ağzı kanserinin ayrımında önemli bir teşhis aracıdır. Endometrial Dating
İnfertilite teşhisinde yumurtlamanın olup olmadığını anlayabilmek için adet siklusunun 21. gününde endometriumdan örnek alınır. Yumurtlamadan sonra salgılanan progestron hormonunun etkisi ile endometrium sekresyon (salgılama) fazına girer. Endometrial dating'de amaç endometrium durumunun adet siklusu ile uyumlu olup olmadığı anlamaktır. Bu amaçla rahim içinden özel bir küret ile tek bir örnek alınır. Revizyone küretaj
Kendiliğinden olan bir düşükten sonra içeride kalan parçaları temizlemek için yapılan küretaja verilen isimdir. Düşüğün tam olduğu yani içeride parça kalmadığı düşünülse bile revizyone küretaj yapılması prensiptir. Ayrıca doğumdan sonra içeride plasenta parçaları kaldığından şüpheleniliyorsa Boom küret adı verilen özel küretler ile kalan parçalar alınır. Bu işlemde revizyone küretaj olarak değerlendirilir. Nasıl yapılır Hayatında ilk defa kürtaj olacak kadınlar işlemin nasıl yapıldığını bilemedikleri için büyük korku yaşarlar. Bazı kadınlar daha önceden bu tür bir operasyon geçirmiş arkadaşlarından duydukları sayesinde konu hakkında bilgi sahibi olabilirler. Bu bölümde kürtaj işleminin nasıl yapıldığı ayrıntıları ile anlatılmaktadır. Kürtaj genel anestezi ya da lokal anestezi ile yapılabilir. Lokal anestezi uygulandığında rahim ağzının her iki yanına ilaç enjekte edilir. Bu anestezi sadece rahim ağzı özel bujiler ile dilate edilirken duyulan ağrıyı digerdiğinden lokal anestezi ile yapılan işlemlerde acı duyulabilir. Bizim tercihimiz kürtajın genel anestezi ile yapılması yönündedir. Bu sayede hem hasta ağrı ve acı duymaz hem de işlemden kaynaklanan komplikasyon riski en aza indirilmiş olur. Kürtaja karar vermeden önce sadece pozitif olan gebelik testine itbar edilmemeli mutlaka ultrason ile gebeliğin varlığı ve rahim içinde yerleştiği teyid edilmelidir. Kürtaj ilk olarak muayene ile başlar. Bu aşamada kişi idrarını yaparak mesanesini boşalttıktan sonra iç çamaşırını çıkartıp muayene masasına geçer. İdeal olan kişinin bu aşamadan önce özel önlükler giymesi ve kendi kıyafetleri ile işlem odasına girmemesidir. Jinekolojik muayene masası özel bir masadır ve kişinin işlem için en uygun pozisyon olan lithotomi pozisyonunda yani bacaklarını özel bölümlere yerleştirerek yatmasına olanak verir. Eğer genel anestezi uygulanacak ise hastaya bu aşamada ince bir katater yardımı ile damar yolu açılır ve anestezi uzmanı bir hekim tarafından ilaç verilir. Hasta birkaç saniye içinde uyur. Önemli olan anestezinin kadın doğum hekimi ya da bir başkası tarafından değil bu konuda tecrübeli bir anestezi uzmanı tarafından verilmesidir. Hasta uyuduktan sonra pozisyon verilir ve ilk önce rahimin durumunu ve büyüklüğünü değerlendirmek için jinekolojik muayene yapılır. Rahimin özellikleri anlaşıldıktan sonra vajinal spekulum yerleştirilir. Spekulum ile rahim ağzı görünür hale gelir. Vajina ve serviks antiseptik solüsyonlar ile yıkanarak olası bir enfeksiyona karşı önlem alınır. Lokal anestezi uygulanacak ise bu aşamada yapılır ve serviksin her iki yanına ilaç enjekte edilir. Daha sonra serviks yani rahim ağzı tenekulum ya da tekdişilli adı verilen bir alet ile tutulur. Bu işlem ağrı verebilir. Tenekulum çekilerek rahimin düz bir hale gelmesi sağlanır.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Buji adı verilen aletler yardımı ile rahim ağzı genişletilmeye başlanır (dilatasyon). Bunun için mümkün olan en ince buji kullanılır. Bujiler çaplarının milimetre cinsinden büyüklüğüne göre numaralandırılır. Genelde 6 ya da 7 numara bujiye kadar dilate edilir. İşlem daha önce doğum yapmış olanlarda kolay olmakla birlikte şahsi tecrübelerimize göre gebe kadınlarda rahim ağzı zaten 6-7 milimetre dilate olmuş olduğundan çoğu kadında dilatasyona gerek kalmaz. Dilatasyon işlemi tamamlandıktan sonra plastik kanüller rahim ağzından geçirilerek rahim boşluğuna ulaşılır. Bu kanüller meşrubat içmek için kullanılan pipetlere benzerler. Kanül yerleştirildikten sonra ucu bu amaç için üretilmiş 60 santilitrelik vakum yaratan özel enjektöre bağlanır. Enjektörün düğmesi açılarak negatif basınç oluşması sağlanır ve enjektör ileri geri hareket ettirilerek rahim içi temizlenir. Bu işlem lokal anestezi altında hastaya oldukça rahatsızlık ve acı vermektedir. Rahim içi tamamen temizlenene kadar işleme devam edilir. Eğer içeride parça kalmasından şüphe edilir ise kesin küretler ile kavite iyice temizlenir. Eskiden kullanılan bu küretler günümüzde artık pek tercih edilmemektedir. Hem rahim delinmesi hem de işlem sonrasında rahim iç zarlarının yapışmasına bağlı ileride gelişebilecek kısırlık ihtimali keskin küretler ile çok artmaktadır. 10 haftalıktan küçük gebeliklerin sonlandırılmasında keskin küretlere gerek yoktur. Eğer tıbbi bir neden ile ve hekimler kurulu kararı ile 10 haftadan büyük bir gebeliğin sonlandırılmasına karar verilmiş ise bu işlem daha büyük kanülleri vakum cihazlarına bağlayarak yapılır ve ardından keskin küretler ile parça kalıp kalmadığı kontrol edilir. Biopsi amaçlı yapılan kürtajlarda da en ince kanüller kullanılabilir. Ancak burada ince kesin küretlerin tercih edilmesi patolojik tanı açısından daha yararlı olabilir. Kavitede parça kalmadığından emin olunduktan sonra kanüller ya da küretler çıkartılır. Tenekulum yerinden alınır ve eğer çıktığı yerde kanama varsa baskı uygulanarak durdurulur. Vajina tekrar antiseptik solüsyonlar ile yıkanır. Ardından spekulum çıkartılır. İşlem lokal anestezi ile yapılmış ise hasta 5-10 dakika dinlendikten sonra kalkabilir ve gidebilir. Genel anestezi uygulanmış ise hasta uyandırılır. Uyanma süresi genelde kullanılan ilaca bağlı olarak 5-10 dakika kadar sürer. Hasta 60-120 dakika kadar dinlendikten sonra evine gidebilir. Eve giderken hiçbir kimse kişinin kürtaj olduğunu anlayamaz. Dışarıdan fark edilebilecek herhangi bir belirti yoktur. Evine gönderilen hastaya antibiyotik ağrı kesici ve kanama azaltıcı ilaçlar verilebilir. Hasta genelde 1 hafta sonra ultrason kontrolüne çağırılır. Kürtaj sonrası 2-3 gün kadar kanama olabilir. Ancak hiç kanama olmaması da anormal bir durum değildir ve inceleme gerekmez. Kanama olmamasına rağmen şiddetli ağrılar var ise inceleme gerekir. Kürtaj basit bir işlem olmakla birlikte bana göre muayenehane ya da poliklinik şartlarında değil hastane şartlarında yapılmalıdır.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Riskleri Tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi ister genel anestezi ile ister lokal anestezi ile yapılsın küretajın da birtakım riskleri vardır. Bunlar anesteziye bağlı riskler ve işleme bağlı riskler olarak 2 ye ayrılır. Anesteziye Bağlı Riskler
Lokal anestezi ile yapılan işlemlerde en önemli risk işleme başlarken rahim ağzı özel bir alet yardımı ile tutulduğunda duyulan ağrı nedeni ile ani tansiyon düşmesi ve bayılmadır. Vazovagal senkop adı verilen bu durum oldukça sık görülür. Yine duyulan çekilme hissi nedeni ile bulantı ve kusma görülebilir. Genel anestezinin riskleri ise hastanın yaşı genel sağlık durumu var olan sistemik hastalıkları allerjik öyküsü gibi faktörlere bağlıdır. Bu faktörlerden doğan riskleri en aza indirmek için genel anestezi mutlaka ve mutlaka bir Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı tarafından verilmelidir. Bu uzman hastanın durumuna göre en uygun ilaç ya da ilaçları seçecek bilgi ve tecrübeye sahiptir. Genel anestezi ile yapılacak olan işlemlerin muayenehane ya da poliklinik değil hastane şartlarında yapılması daha uygun olur. İşleme bağlı riskler
Rahimin delinmesi (Rüptür)
Gebe bir rahim gebe olmayan bir rahim'e göre çok daha yumuşakdır. Bu nedenle işlem esnasında yapılan dikkatsiz ve sert bir hareket rahimin delinmesine neden olabilir. Rahim delindiği fark edildiğinde hemen işleme son verilir ve hasta müşahade altına alınır. Eğer delinen bölgeden karın boşluğu içine kanama oluyor ise hastada spesifik belirtiler ortaya çıkar. Bu durumda acilbir ameliyat gereklidir. Hastanın karın boşluğu açılarak delinen yer onarılır. Çoğu rüptür vakasında delinme uterusun fundus bölgesinden olduğu için kanama olmaz ve delinen bölge bir süre sonra kendiliğinden kapanır. Eğer işlem esnasında rüptür olduğu fark edilmez ise barsaklar mesane rektum gibi organlar hasar görebilir ve bu durumda hastada hayati tehlike yaratacak boyutlara varabilecek riskler doğar. Bu durumda acil bir ameliyat ile zedelenen dokuların onarılması hayat kurtarıcıdır. Rahim delinmesi işlem dikkatli yapıldığı taktirde son derece nadir görülen bir komplikasyondur. Risk gebelik yaşı büyüdükçe artar. Rest plasenta
Küretajın en sık görülen komplikasyonu halk arasında parça kalması olarak anılan "rest" durumudur. Belirli bir sure sonra ortaya çıkan fazla miktarda olan ve kesilmeyen kanama ile kendini belli eder. Tedavide yeniden küretaj gerekir. Ciddi bir tehlike yaratmaz. 5 haftadan küçük ve 10 haftadan büyük gebeliklerde daha fazla görülür. Enfeksiyon
Diğer bir komplikasyon ise enfeksiyondur. Genelde işlemden 5-6 gün sonra ortaya çıkar. Gelişen enfeksyon tüplere kadar yayılırsa tüplerde yapışıklık ve tıkanıklığa sonuçta da kısırlığa neden olabilir. İşlem esnasında hijyen ve sterilite kurallarına uyulursa risk azalır. Bazen kişinin kendisinden kaynaklanan faktörler neticesinde enfeksiyon ortaya çıkabilir. İdeal olan her kürtaj işleminden sonra koruyucu amaçlı antibiyotik tedavisi uygulamaktır. Gebeliğin devamı
Çok küçük gebeliklerde bazen gebelik ürünü boşaltılamayabilir ve olay devam edebilir. 5 haftalıktan küçük gebeliklerde daha sık görülür.Fark edildiğinde 1 hafta sonra işlemin tekrarı gerekebilir. Bu nedenle kürtajın en erken 5-6. haftalarda yapılması uygun olur. Rahim içinde kan birikmesi (Hematometra)
Son derece nadir görülen bir durumdur. İşlem sonrası rahim ağzı sımsıkı kapanır ve kan rahim içinde birikir. Oldukça ağrılı bir durumdur. Rahim ağzının ince bir buji ile açılması sorunu çözer.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
İşlemin yapılamaması
Bazen daha önceden geçirilmiş operasyonlar ya da rahimdeki şekil bozukluklarına bağlı olarak rahim içerisine katater sokulmaz ve kürtaj yapılamaz. Böyle bir durumda hasta anesteziden uyandırılır ağzıdan ve vajinalyoldan uygulanan bazı ilaçlar ile rahim ağzının açılması sağlanır ve daha sonra kürtaj gerçekleştirilir. Yapışıklık
Bir başka risk ise küretaja bağlı gelişen ve Asherman sendromu adı verilen durumdur. Burada rahimin iç duvarlarında yapışıklıklar ve dolayısı ile adet kanamasında azalma ve hatta kısırlık görülebilir. Nedeni metal küretler ile rahimin gereğinden fazla kazınmasıdır. Tanısı rahim filmi çekilerek konur.Tedavisi cerrahidir. Aşırı Kanama
Özellikle büyük gebeliklerde işlem esnasında aşırı miktarda kanama olabilir. Kanama durdurulamaz ise hasta şok tablosuna girebilir. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Adet gecikmesi
Kürtaj sonrasi ilk adet genelde 4 hafta sonra görülür. Kürtajın yapıldığı gün adet kanamasının ilk günü olarak kabul edilir ve normalde kaç günde bir adet görülüyor ise o kadar süre sonra ilk adetin olması beklenir. Nadiren bu süre 60 güne kadar uzayabilir. Eğer beklenen günde adet görülmez ise mutlaka jinekolojik değerlendirme gerekir. Eğer adet gecikmesine gebeliğin devamı Asherman Sendromu gibi bir komplikasyon neden olmamış ise ya da gebelik devam etmiyor ise ilaçlar ile adet kanamasının olması sağlanır. Kürtajın tüm riskleri gebelik haftası büyüdükçe artar. Bu nedenle kürtaja karar verildiğinde yasal sınır olan 10. haftanın geçirilmemesi gerekir. 10 haftadan büyük gebelikler illegal olduğu için genelde hastane şartlarında değil izbe muayenehanelerde uygulanmaktadır. Bu durumda zaten artmış olan risklerin daha da katlanmasına olanak sağlar. Medyada büyük gebelik sonlandırılırken hayatını kaybeden pekçok genç kadının haberleri maalesef sıkça yer almaktadır. Adet gecikmeniz olmasa bile gebelik şüpheniz varsa mutlaka bir jinekoloğa müracaat ediniz. Kürtajın Yasal yönü Ülkemizde gebelik sonlandırılması amacı ile yapılan küretajlar yasa ile tanımlanmış ve sınırlandırılmıştır. Buna göre 18 yaşından büyük ve evli olan kadınlar hem kendi hem de eşlerinin rızası ile küretaj olabilirler. Evli olmayan kadınlarda eş rızası aranmaz. 18 yaşından küçük kişiler ise ancak veli veya vasilerinin onayı ile kürtaj olabilirler. Kürtaj bir mahkeme sonucu verilmiş bir karar ise işlemden önce mahkeme kararının tebliği gerekir. Yasal olarak kürtaj yaptıracak evli çiftlerin ve işlemi yapacak olan hekimin aşağıdaki formu doldurmaları istenir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
RAHİM TAHLİYESİ İÇİN İZİN BELGESİ KİMLİK Gebe Eş Veli Vasi
Soyadı :
Adı :
Baba Adı :
Doğum yeri tarihi :
Nüfusa kayıtlı olduğu
........İl :
........İlçe :
........Köy-mahalle :
........Cilt :
........Hane :
Adres :
HAKİMİN İZNİ:
(Kararın onaylı örneği eklenecek) Mahkemenin Adı:
Karar Tarihi:
Karar No:
MÜDAHALADEN ÖNCE GÖREVLİ DOKTORUN AÇIKLAMASI
Rahim tahliyesi işleminin tıbbi sonuçları muhtemel komplikasyonları ağırlığı ve önemi rıza ve izin olmaksızın bu işlemin yapılamayacağı rızanın ve iznin kapsamı ve konusunun tıbbi zorunluluk olmaksızın aşılmayacağı gebe kadına eşine veli ve vasiye anlatıldı. .................................................. .......................Tarih:
.................................................. .......................Görevli Doktor: RIZA
Müdahaleden önce görevli doktorun tüm açıklamalarını dinledik.Rahim tahliyesine rıza ve iznimiz olmadan girişilemeyeceği bu işlemin tıbbi sonuçları ve muhtemel komplikasyonları bize etraflıca anlatıldı.Bu konuda sorumlulukların bize ait bulunduğu bilincinde olduğumuzu hiçbir şiddet tehdit telkin ya da maddi ve manevi baskı altında olmaksızın rahim tahliyesini kabul ettiğimiz gebeliğe son verme nedeniyle doğacak sonuçları gerek birbirimiz ve gerek doktor ve hasta aleyhine kullanmayacağımızı sonucuna katlanacağımızı ve gebeliğe son verme işlemine rıza gösterdiğimizi beyan ederiz.
.................................................. .......................Tarih: Gebe Eş Veli Vasi Getirdiğim belgedeki imzanın eşime vasime ait olduğunu ve bundan doğacak hukuki sorumluluğun bana ait bulunduğunu beyan ederim.
.................................................. .......................Tarih:
.................................................. .......................Gebe: Gebeliğe son verme işlemi ile ilgili işbu izin belgesi huzurumda düzenlendi.
.................................................. .......................Tarih:
.................................................. .......................Görevli Doktor: Not: 1. Okur yazarlar imza edecekler olmayanlar sol elin baş parmağını basacaklar.
2. Veli olarak ana-baba anlaşmazlık halinde baba baba ölmüş ya da yoksa ana.
3. Eş veli ya da vasiden hangisi gereksizse o çizilecektir. Eğer işlem genel anestezi altında yapılacak ise yine hastadan muaffakatname adı altında bir form doldurması istenir. 10 haftadan büyük gebelikler ancak anne hayatını tehlikeye atan bir durum ya da bebekte anomali varlığında ve heyet kararı ile sonlandırılabilir. Aksi davranışlar hem işlemi yapan hem de yaptıran için ciddi cezai yaptırımlara sahiptir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Anne olmak için doğru zamanı seçmek.. Annelik her kadının tatmak istediği bir duygu. Fakat yoğun iş hayatı ve kadınların sorumluluklarının hızlı artışı ileri yaşta anne olmayı beraberinde getiriyor. Annelik için doğru zaman hangisi? Geç yaşta anne olmanın yararları ya da zararları nelerdir? Bu soruların cevabını yazımızda bulacaksınız... Bir kadın öncelikle bebek sahibi olmak isteyip istemediğine tam olarak karar vermelidir. Biyolojik saat çalışmaktadır ve zaman geçtikçe bu saatin tik tak''ları daha da yükselmektedir. Karar vermek sadece duygusal açıdan değil aynı zamanda sağlık açısından da zor olabilir. Yaş ilerledikçe artan riskler ve genetik faktörler doğumun zor olup olmayacağı ve bütün bu soruların sonunda bekleyen ``Ya hiç anne olamazsam ''''korkusu. Günümüzde ileri yaşta anne olmanın giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Özellikle pek çok ünlü isim geç yaşta anne olmayı tercih ediyor. Patricia Hodge 42 yaşında anne olurken Madonna ise 40 yaşında kızını dünyaya getirdi. Yoğun geçen sahne hayatları onların genç yaşta anne olmasını engellemişti. Bu kişilerin röportajlarını okuduğumuzda ise hiçbirinin durumdan şikayetçi olmadıklarını ve olgun yaşta anne olmanın daha avantajlı olduğunu söylediklerini görüyoruz. Erken yaşta anne olmak ile ileri yaşta anne olmak arasında şimdiye kadar pek çok araştırma yapılarak her iki durum kıyaslanmış; yapılan arıştırmalar günümüzün değişen koşullarında pek çok kadının geç yaşta anne olmayı tercih ettiğini göstermiştir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Umutsuz olmayın Geç yaşta anne olmanın olumlu yanları ele alınacak olursa aslında durum hiç de düşünüldüğü kadar kötü değil. Bu annelerin doğumdan sonraki bir yıl içerisinde bebeklerini daha kolay ve bilinçli bir şekile emzirdikleri gözlenmiş. Ayrıca hamilelik süresince annelerin görünüşlerinden yana fazla bir şikayetleri olmadığı ve hamile vücutlarını daha kolay kabullenebildikleri de ortaya çıkmış ¤¤¤¤e karşı olan ilgilerinde ise bir azalma görülmemiş. Genç anneler ve ileri yaştaki anneler arasında yapılan araştırmaya göre doğum sonrası duygusal depresyon ve kendini iyi hissetmek arasında bir fark yok. Her iki gruptaki anneler de doğum sonrasındaki bu zorlu duygulara karşı eşit şartlarda dayanıklılar. Doğum şekline gelince sezaryen ya da normal doğum olsun herhangi bir sorun yaşanmıyor ve duyulan ağrıda da bir fark yok. Peki geç yaşta anneliğin riskleri neler olabilir? Geç yaşta anne olmaya karar veren kadınların çoğunun en büyük düşüncesi genetik risklerin artacağı korkusudur. Genetik risklerin ileri yaştaki gebeliklerde artacağı doğrudur fakat bunun dışında her doğumda olabilecek risklerde bir artış görülmez. Anormallik riski 20''li yaşlarda 2000´nde 1 35 yaşlarında 365´te 1 40´lı yaşlarda ise yüzde 1 şeklinde görülür. Sonuç olarak 40 yaşındaki bir annenin Down sendromlu bir çocuk sahibi olma riski yüzde 1´dir. Bu durumdan da anlaşılacağı gibi çocuğun sağlıklı doğma olasılığı ise yüzde 99´dur ve bu da hiç de az bir rakam değildir. Yine yapılan araştırmalar göstermektedir ki 30´lu yaşlardaki kadınların gerek sosyal gerekse psikolojik yönden daha güçlü olmaları bebek sahibi olduktan sonra hayatlarını daha güvenli ve bilinçli bir şekilde sürdürmelerini sağlar. Ayrıca bu yaşlardaki kadınların kendilerine olan güvenleri daha fazla olduğundan bebek sahibi olmaya daha rahat bir şekilde karar verebilirler.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Geç anne olanlar daha mı uzun yaşıyor? `Geç yaşta anne olmak ömrü uzatır mı'''' bu sorudan yola çıkan Harvard Sağlık Okulu´ndan bir grup öğrenci aynı yıl doğan kadınlar üzerinde bir araştırma yapmışlar. Bu araştırmaya göre 40´lı yaşlarda doğum yapan kadınların daha erken yaşta doğum yapanlara göre daha uzun yaşadıkları ortaya çıkmış. Bunun açıklaması ise şöyle yapılmış; 40´lı yaşlarda anne olan kadınlar daha geç yaşta menopoza giriyorlar ve daha uzun yaşama şansları olabiliyor. Bu kadınların östorojen hormonu çalıştığından yaşa bağlı olan hastalıklara kalp problemlerine karşı da daha dayanıklı oluyorlar. Bu durum halen tartışılabilirliğini koruyor. Erken ve geç yaşta anne olmakla ilgili bir başka tartışılan konu ise genç annelerin daha hareketli ve enerjik olması ile ilgili. Genç anneler çocuklarıyla birlikte pek çok fiziksel aktiviteyi rahatlıkla paylaşabildiklerini çocuk büyütmekle ilgili yorgunluklara daha rahat katlanabildiklerini anlatıyorlar. Sonuç olarak şartlar ve yaş ne olursa olsun önemli olan kadının kendisini bu sorumluluğa karşı hazır hissetmesi ve annelik duygusunu yaşamak istemesi. 21. yüzyıl insanı olarak teknolojinin sunduğu olanaklardan sonuna kadar faydalanıyoruz ve çoğu zaman da yeni teknolojilerin çalışma prensipleri vücudumuza zarar verip vermediği konusunda çok fazla düşünmüyoruz. Aklımıza gelen "acaba?" sorusunu ise "dünyanın her yerinde kullanılıyor bir zararı olsa bu kadar yaygın kullanılmazdı" diye düşünüp geçiştiriyoruz.
Ancak gebelik başladığında durum değişiveriyor. Anne adayı önceden rahatlıkla sürdürdüğü bazı modern alışkanlıkların bebeğine etkileri konusunda endişeye kapılabiliyor.
Bu konuda öncelikle akla gelenler bilgisayarlar ve cep telefonları. Yine binalara girişte havaalanı giriş-çıkışlarında yeralan güvenlik sistemleri evlerde yaygın kullanılan mikrodalga fırınlar ve diğer bazı "teknoloji harikaları"'nın muhtemel etkileri konusunda fazla bilgi olmadığından sorular da cevapsız kalıyor.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Bilgisayarlar:
Bilgisayarlar iyonize edici radyasyon içermezler ve bu nedenle de canlı dokuya zarar verebilecek bir etkilerinin olması teorik açıdan mümkün görünmemektedir.
Cep telefonları:
Cep telefonlarının beyin kanserine yol açtığı kalp ritmini bozduğu başka tür kanserlere yolaçabileceği konusu zaman zaman haberlere yansımaktadır. Bu "haberler" için kanıt istendiğinde ise istatistiksel olarak anlamlı bir veri çoğu zaman gösterilememektedir.
Cep telefonu üreticisi firmalar ürettikleri cihazların yaydığı radyasyonun insanlara zarar vermediğini SAR ("özgün soğurma oranı") adı verilen birimle ölçülen miktarların zarar verebilecek sınırların çok altında yeraldığını ve bu SAR miktarlarının en kısa zamanda telefonlarının kullanma kılavuzlarında da yeralacağını belirterek kullanıcıları rahatlatmaya çalışmaktadırlar. Bu firmalar kendi yaptıkları ölçümlerde SAR oranının telefon numarasını çevirirken ve telefon çalarken en yüksek değerine çıktığını bağlantı gerçekleştikten sonra ve telefon kullanılmadığı zamanlarda en az seviyede olduğunu belirlemişlerdir.
Yaklaşık 10 yıldır kullanılan bu teknoloji için "canlı hücrelere hiç bir olumsuz bir etkisi yoktur" demek şu anki bilgilere göre mümkün olmamakla beraber şu ana kadar biriken bilimsel veriler arasında insanların bu teknolojiden vazgeçmelerini gerektirecek kadar ciddi sorunlar bildirilmiş değil.
Yine de cep telefonlarını her zaman bazı kurallara bağlı kalarak kullanmakta fayda var. Bu kuralların en önemlileri arasında cep telefonuyla gereksiz yere uzun süreler konuşmamak cep telefonunu kalbin üzerinde bulundurmamak (bu özellikle kalp hastaları ve pacemaker ("kalp pili") kullananlar için çok önemli) gebelik döneminde telefonu karın bölgesinden uzak bir yerde bulundurmak küçük çocukların cep telefonlarını kullanmasını engellemek sayılabilir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Mikrodalgalarla çalışan cihazlar:
Mikrodalgalar hız ölçme radarları güvenlik kontrol cihazları mikrodalga fırınlar gibi günlük yaşamın bir çok alanında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Mikrodalga fırınlar:
Mikrodalga fırınlar yaklaşık 50 yıldan beri kullanılmakta olup bugüne kadar gebelik döneminde kullanıldığında bebeğe zarar verebileceğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Yapılan ölçümlerde kullanım kurallarına uyulmak şartıyla bu fırınların yaydığı mikrodalga miktarı canlı hücreler için zararlı olabilecek sınırların çok altında bulunmuştur. Mikrodalga enerjisi besin içinde ısıya dönüştüğünden besin içinde bir "radyasyon oluşması" da söz konusu değildir.
Mikrodalgaların güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için dikkat edilmesi gerekenler kullanım kılavuzundaki önerilere tümüyle uyulması fırının çalıştırılmadan önce kapağının kapalı olduğunun kontrol edilmesi boş iken çalıştırılmaması içinin sık sık temizlenmesi çocukların fırını kullanmasına izin verilmemesi çalışırken yüz bölgesinin fırın kapağına yaklaştırılmaması tamirin yetkili kişiler tarafından yapılması şüpheli durumlarda fırında kaçak olup olmadığının belirlenmesi için bakım yapılması pacemaker ("kalp pili") kullananların bu fırınları doktorlarına danışarak kullanmaları şeklinde özetlenebilir.
Güvenlik kontrolleri:
Terör eylemlerinin ülkemizde ve tüm dünyada masum insanlara zarar vermesini engellemek için insanların yoğun olarak girip çıktığı kapalı alan girişlerinde havaalanı girişlerinde kullanılan metal dedektörleri (el cihazları veya kapı şeklinde olanlar) ve çanta arama cihazları ("x-ray") yaygın olarak kullanılmaktadır.
Yasalarda gebe olanların bu cihazların kontrolünden muaf tutulmaları konusunda bir madde yeralmamakla beraber bu cihazlara yalnızca kısa bir süre maruz kalınmasıyla bebekte zarar oluşabileceğine dair bir bilimsel veri de mevcut değildir.
Ancak güvenlik görevlisi olarak bu cihazların ve özellikle de "x-ray" cihazlarının yakınında çalışan veya bu cihazları kullanan anne adayları bu konuyu amirlerine ileterek gebelik dönemi boyunca geçici olarak başka bir göreve alınmalarını sağlayabilirler.
Yine ek bir önlem olarak anne adayları güvenlik görevlisine gebe olduklarını bildirebilirler ve klasik üst arama yöntemleriyle aranmayı talep edebilirler. Çoğu güvenlik kontrol noktasında bu amaca yönelik olarak bayan gürevliler de bulundurulmaya başlanmıştır.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Üreme Fizyojojisi ve Kısırlık
Kısırlık tanısı için yapılan tetkikler ve muayeneler adım adım uygulanır ve uzun zaman alabilir. Bu zamar doktorun problemi iyi anlamasına ve en etkili tedaviye karar vermesine yardım eder. Araştırmalar sonucu bir ve?ya birden fazla kısırlık nedeni bulunabileceği gibi çiftlerin yaklaşık %15'inde kısırlığın nedeni saptanamaz. Kısırlığın mutlak olduğu durumlar nadirdir. Erken menopoz veya erkekte hiç sperm hücresi bulunmaması dışında diğer kısırlık nedenleri için doğal yollardan çocuk sahibi olma şansının azalmış olduğundan bahsedilebilir. Kadındaki en önemli kısırlık sebepleri yumurtlama bozuklukları endometriozis ve tüplerin hasarlı veya tıkalı olmasıdır. Erkekte görülen kısırlık nedenleri arasında ise sperm sayısının hareketliliğinin yetersiz olması ve bazı durumlarda da sperm hücrelerinin anormal olması sayılabilir.
KADINDA KISIRLIK NEDENLERİ
Yumurtlama bozuklukları:
Kadında en sık görülen kısırlık nedeni yumurtlama bozukluklarıdır. Yumurtlama (yumurtanın yumurtalıklar dışına atılması) olmaksızın döllenme ve gebelik oluşamaz. Yumurtlama bozukluğu dendiğinde yumurtlamanın hiç olmaması veya düzensiz ve seyrek olması anlaşılır. Adetlerin seyrek veya hiç görülmemesi çoğu zaman bir yumurtlama bozukluğunu gösterir ancak adetlerin tamamen düzenli olduğu durumlarda da yumurtlama bozukluklarına rastlanabilir. Yumurtlama bozuklukları başlıca üç grupta toplanabilir.
Yumurtalıklardaki yumurta üretimini uyaran hormonların doğuştan eksikliğine bağlı olarak beyin sapından salgılanamamasıu durumda kadında ergenlikten itibaren hiç adet kanaması görülmez. Beyin sapından süt hormonu prolaktinin normalden fazla salgılanması: Bu durum genellikle bu bölgedeki iyi huylu bir tümörün varlığına bağlı olmakla beraber bazen hiçbir sebep bulunamaz. İyi huylu tümörlerin cerrahi yollarla çıkarılması veya sebep bulunamadığı durumlarda çeşitli ilaç tedavileri ile prolaktin seviyeleri düşürülerek yumurtlama normal hale getirilebilir. Polikistik over sendromu: Bu hastalığın tipik formunda genel olarak adetler düzensiz ve seyrektir (yılda 3-4 adet). Bazı hastalarda adetler hiç görülmezken diğerlerinde tamamen normal olabilir. Hastalar genellikle şişmanlamaya yatkındırlar. Ciltte ve saçlarda yağlanma sivilce gibi problemler sıkça görülür. Yumurtalıklarda normalden fazla sayıda yumurta bulunmakta ve bunlar erkeklik hormonu salgılayarak normal yumurta gelişimini engellemektedirler.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Tüplerin hasarlı ve tıkalı olması: Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması sperm ile yumurtanın buluşmasını engelleyerek döllenme ve gebeliği olanaksız kılar. Tüplerdeki bu hasar geçirilmiş enfeksiyon endometriozis veya geçirilmiş bir ameliyat sonrası kalan karın içi yapışıklıkları gibi birçok nedene bağlı olabilir. Tüpler bir dış gebelik sonucu da hasara uğrayabilir. Gelişmiş ülkelerde cinsel yollardan bulaşan enfeksiyonlar tüplerdeki hasarın en önemli nedenidir. Ülkemizde çocukluk çağında alınan verem mikrobu da tüplerde geri dönülemez hasar oluşturmaktadır. Endometriozis: Endometriozis rahim içini döşeyen dokunun (endometrium) rahim dışında gelişmesidir. Endometriozis en sık olarak rahimi yerinde tutan bağlara yerleşmektedir. Diğer sık görüldüğü bölgeler ise rahim yüzeyi tüpler ve yumurtalıklardır. Endometriozis tıpkı rahim içini döşeyen doku gibi hormonlara duyarlı olup adet sırasında kanar. Karın içinde oluşan bu mikro kanamalar zamanla iltihab benzeri yangısal durum oluşturmakta ve yapışıklıklara sebep olmaktadır. Endometriozis yumurtalıklarda yerleştiği zaman kist oluşumuna neden olmaktadır. Bu kistlere endometrioma adı verilir. Endometriozisin en önemli belirtileri adet öncesi ve adet sırasında ağrı ilişki esnasında veya sonrasında ağrı düzensiz şiddetli adetler ve kısırlıktır. Daha az görülen diğer belirtiler yorgunluk adet esnasında bağırsak hareketlerinin şiddetlenmesi veya ishal kabızlık gibi diğer sindirim sistemine ait belirtilerdir. Bunların yanısıra endometriozis bazı kadınlarda hiçbir belirti vermeyebilir. Endometriozisi olan kadınların yaklaşık yüzde 50'sinin çocuk sahibi olabilmeleri için tedavi gerekir. Yine kısırlık nedeni ile başvuran kadınların yaklaşık yüzde 25'inde endometriozis saptanmaktadır. Rahim ağzına ait problemler: Rahim ağzındaki yapısal enfeksiyona ait veya bu bölgedeki salgıya (mukus) ait bozukluklar kısırlık sebebi olabilir. Rahim ağzından salgılanan mukus spermlerin genital yoldan taşınmasını kolaylaştırır. Östrojen ve progesteron hormonları etkisi altında mukusun siklus sırasında miktarı ve niteliği değişir. Polip gibi iyi huylu tümörler veya bu bölgeye uygulanmış olan cerrahi girişimler kısırlık sebebi olabilmektedir. Alerjik nedenler: Alerjik nedenler kısırlık nedeni olabilmekle birlikte teşhisleri ve tedavileri zordur. Alerjik ajan spermlerde veya mukusta bulunabilir. Antisperm antikorları adı verilen bu alerjik durumların tedavi etkinliği belli değildir ve tedavi edilen veya edilmeyenlerdeki gebelik oranları çok farklı değildir. Bu nedenle rutin olarak ölçülmelerinin gerekliliği tartışmalıdır.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Yumurtalık (over)Kistleri
Overde kist overden köken alan sıvının birikmesi ile oluşur. Adet gören hanımlarda görülen birçok kist normaldir. Bunlara işlevsel kist adı verilir. Ovulasyon adı verilen yumurtlamadan sonra oluşurlar. İşlevsel kistlerin zamanla ( bir ile üç ayda ) küçülmesini beklemekteyiz. Bu nedenle hekiminiz sizin kistinizi izlemek amacıyla üç ay sonrasına kontrole çağıracaktır ya da yumurtlamayı önleyerek kist oluşumunu engellemek için doğum kontrol hapı almanızı önerecektir. Menopozdaysanız ve adet görmüyorsanız işlevsel kist oluşturmanız beklenmez. Kist varsa hekiminiz kisti değerlendirebilmek için sizin ultrasonunuzu görmek isteyecektir. Kistin görüntüsü yaşınıza ve kiste eşlik eden yakınmalarınıza göre sizden ileri inceleme isteyecektir. Kiste eşlik edebilecek olası yakınmalar ağrı karında şişme yemekten sonra şişkinlik hissi ve kabızlıktır. Kuşkulu bir kist durumunda ultrasonografi yanı sıra kanınızda CA-125 düzeyine de bakılabilir. Bu inceleme sıklıkla over kanserinin tedavisini izlemede kullanılmaktadır ancak bir kistin kanserli olup olmadığı konusunda da ipuçları verebilir. Kist hangi durumlarda ameliyat edilmelidir? İşlevsel kistler iyi huyludur ve büyük olasılıkla ameliyat edilmeleri gerekmeyebilir; ancak kist aylarca küçülmezse tersine büyürse ve ultrasonografideki görüntüsü iyi huylu kiste benzemezse hekiminiz sizi ameliyat etmek isteyebilir. Özellikle kistiniz menopoz sonrası gelişirse ameliyat olmanız gerekebilir çünkü over kanseri 50 ile 70 yaşları arasında en sık görülmektedir. Ameliyata karar verildiyse kistin doğasına göre ve hekiminizin olanaklarına göre ameliyat türü seçilir. Kistiniz küçükse (erik büyüklüğünde) CA-125 düzeyiniz normal ve ultrasonda iyi huylu görünüyorsa; doktorunuz olanağı varsa laparoskopi ile kistinizi almayı yeğleyebilir.
Ancak kist büyükse ya da kötü huylu olmasından kuşkulanılıyorsa daha büyük bir ameliyat gerekebilir
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
HAMİLELİKTE DÜŞÜK Düşük yapmak sanıldığından çok daha yaygın bir şeydir: Kabaca her beş hamilelikten biri çoğunlukla da ilk üç ay içinde düşükle sona erer. Doğal olarak bu büyük sarsıntı yaratan bir olaydır.
Düşük konusu sanki içinde bir ayıp taşıyormuşçasına çok eski dönemlerden beri söz edilmesi yasak bir konu. bir tabu haline gelmiş sözü edilse bile kapalı kapılar ardında fısıltıyla konuşulan bir şey olmuştur. Oysa son derece yaygın bir olaydır. Düşük çocuğun "yaşanabilir" yani doğup yaşamını sürdürebilir duruma gelmesinden önce hamileliğin sona ermesi durumudur. Çoğunlukla 28 hafta olarak belirtilmekle beraber hastanelerin özel bebek bakım birimlerinin uzmanlık bilgileri ve becerileri sayesinde 24 haftanın altına düşmüştür. 24. haftadan sonra hamileliğin sona ermesi "düşük" değil "ölü doğum" diye adlandırılır.
Birçokları bildirilmediği hatta bazılarının farkına bile varılmadığı için kaç hamileliğin düşükle son bulduğunu kesin olarak söylemek imkansızdır. En yaygın tahmin beş hamilelikten yaklaşık birinin ilk 14 hafta içinde sona erdiği ve bu bebeklerin çoğunun ilk on hafta içinde kaybedildiğidir. İlk 14 haftadan sonra düşük olasılığı iyice azalır ve yaklaşık 300'de 1'e iner. Düşüğün Nedenleri Ve Alınabilecek Önlemler:
Araştırmalar döllenmiş yumurtanın herhangi bir şekilde kusurlu olduğunu düşünmekle birlikte düşüğün tam olarak neden kaynaklandığını belirlemek genellikle son derece güçtür. İhtimallerden biri bebeğin normal bir biçimde gelişmemiş olmasıdır. Düşük doğanın bu sorunu çözüme bağlama biçimidir. Genellikle anne ile babanın yapılarında düşüğe yol açabilecek yada normal doğum yapılmasını önleyecek bir durum yoktur. Çoğunlukla rastlantısal bir olaydır ve hamile kadınların çoğu yalnızca bir kez düşük yaparlar. Bununla birlikte düşüğe yol açan nedenlerden birkaçı belirlenmiştir.
Spiral (dölyatağı içine yerleştirilen doğum kontrol aracı) kullanırken istemeden hamile kalan kadınlarda düşük olasılığı çok yüksektir.
35 yaşın üstündeki kadınlarda büyük bir ihtimalle kadınların yaşı ilerledikçe yumurtaları da yaşlandığından düşükler daha çok görülmektedir.
İkiz bebek bekleyen hamile kadınlarda -bazılarında ikizlerden biri düşüp öbürü yerinde kalmakla birlikte- düşük yapma olasılığı daha yüksektir.
Stres ve güvensizlik düşük olasılığını arttırmaktadır. Hamileliğinizin özellikle ilk aylarında her gün bir köşeye çekilip dinlenmeniz ve kafanızı dinlendirmeniz çok iyi olur.
Hamilelikleri esnasında sigara yada içki içen kadınlarda düşük yapma olasılığı daha yüksektir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Düşük Nasıl Oluşur ?
Düşük genellikle kanamayla başlar ama hamileliğiniz sırasında karşılaşabileceğiniz bütün kanamalar bebeğinizi kaybetmek üzere olduğunuz anlamına gelmez. Kan genellikle dölyatağının (rahim uterus) içinden gelir. Fakat dölyatağı boynunun (cervix) yüzeyinden ve idrar yollarında bir enfeksiyon (sistit) olması durumunda boşaltım sisteminizden gelebilir. Kanma durumunda hemen yatağınıza yatmanız ve doktorunuzu çağırtmanız gerekir.
Doktorunuz hamileliğinizin ayrıntılarını ve olağandışı belirtileri öğrenmek isteyecek söz gelişi mide krampı adet sancısını andıran bir ağrı duyup duymadığınızı soracaktır. Düşüklerde bu tür ağrıya çok sık rastlanır. Bu noktada içeride olup bitenleri anlamak zor olabileceğinden dölyatağı boynunuzun açık mı yoksa kapalı mı olduğunu görmek ve "dış gebelik" diye adlandırılan bir durumun bulunup bulunmadığını anlamak için parmakla muayene etmek (tuşe yapmak) isteyebilir. Dış gebelikte dölle3nmiş olan yumurta dölyatağı borularından birine yerleşip burada gerektiği gibi büyüyemediğinden karnınızın bir yanında şiddetli biçimde sancılara yol açar. Düşük Tehdidi :
Dölyatağı boynunuz kapalıysa (kapalı olması gerekir) ve kanama dışında ortada bir sorun bulunduğunu gösteren başka belirtiler yoksa "düşük tehdidi" diye adlandırılan durumla karşı karşıya olabilirsiniz. Bu durumda size uygulanabilecek hiçbir hastane tedavisi bulunmadığı için doktorunuz evde kalıp yataktan kalkmadan dinlenmenizi önerecektir. Bu dinlenme esnasında yeni bir belirti ortaya çıkması durumunda da hemen yeniden doktorunuzu çağırmanız gerekir. Doktor ayrıca kanamanız durur durmaz her şeyin normal olup olmadığını anlamak için bir ultrason taramasından geçirilmenizi isteyecektir. Kanmama durduktan sonra çalışan bir kadınsanız yeniden işe dönmeden önce iki-üç gün daha dinlenmeniz gerekir.
Dölyatağı boynunuz açılmışsa kanama çoksa yada herhangi bir kuşku varsa doktorunuz hastanede çok daha güvenli durumda olacağınıza karar verebilir. Hastaneye yattığınızda da yeniden muayeneden ve belki bir ultrason incelemesinden geçirilirsiniz. İnceleme çocuğu kaybetmiş olduğunuzu yada ölmüş olduğunu gösterebiliyor. Her iki durumda da size D ve K (dilatasyon = genişleme kürtaj = kazıma) diye adlandırılan uygulamanın yapılması gerekir. D ve K dölyatağında kalan herhangi bir dokunun çıkarılması için yapılan basit bir ameliyattır. Genel uyuşturma altında uygulanır ve hemen ertesi gün evinize dönebilirsiniz ama çalışıyorsanız işinize bir haftalığına ara vermeniz istenir. D ve K uygulanmazsa kanamanız bir süre daha devam edebilir ve enfeksiyon kapma tehlikesi ortaya çıkabilir.
Ender karşılaşılan bir durum olmakla beraber bebek hiçbir hiçbir kanamaya yol açmadan ve düşük olmadan dölyatağı içinde ölebilir. Buna "eksik düşük" veya "tamamlanmamış düşük" adı verilir. Bu durumda dölyatağının büyümesinin durması dışında kesin hiçbir belirti bulunmayabilir ve dölyatağınızın bu durumu ancak ikinci bir hamilelik sırasında yapılan muayenelerde fark edilebilir. O zaman bir D ve K geçirmenize ve hatta gebelik ilerlemişse erken doğum yapmanızı sağlayacak uygulamalara karar verilebilir.
---> Kadın Sağlığı ||Bayanların sağlık konusunda ciddi tutumları||
Üstünüzdeki Etkiler :
Bir düşüğün etkileri hamileliğin ilk döneminde gerçekleşmiş de olsa önemlidir. Hamile kaldıktan sonra hele bu ilk ve dört gözle beklenen bir hamilelikse çok farklı hissedersiniz. Hamilelik sırasında salgılanan hormonlar bütün kadınları etkiler. Ayrıca doğumu bekler duruma girmişsinizdir. Planlar yapar bebeğin odasını hazırlar bebeğinizin kime benzeyeceğiniz düşünmeye koyulursunuz. Düşük bir anda bütün bunları ezip geçer ve kendinizi ruhsal açıdan yıkılış durumda bulursunuz.
Bebeğini yitiren her kadın kendi tarzında acı çeker ve acıyla birlikte öfke suçluluk kendinden nefret etme duyguları da baş gösterir. Bazı kadınlar bu "kayıp" duygusunu çok şiddetli hisseder kendilerinden bir parça ölmüş duygusuna kapılırlar. Bu duyguların üstesinden gelmeye çalışmanın en iyi yolu birileriyle - eşinizle yakın bir arkadaşınızla yada doktorunuzla- paylaşmaktır. Daha önce düşük yapmış bir yakınınız varsa onunla konuşmak da çok iyi gelebilir Eşinizin Acısı :
Eşiniz de benzer duygular yaşayabilir. Düş kırıklığı suçluluk yada bir çocuk babası olamadığı için yetersizlik duygularına kapılabilir ve size ayrıca destek olması gerektiğini hissettiği sırada kendi duygularını dile getirmeyi ayda sıkıntısından kurtulmayı güç bulabilir. Düşük her ikiniz için de son derece sarsıcı bir deneyim olduğundan ve ilişkinizde belirli bir gerginlik yarattığından bu dönemde çok güç de olsa birbirinize karşı çok daha olmayı denemeniz gereklidir. Uzmana Görünmek :
Üç düşük geçirmişseniz yada düşük yapmadan önce hamile kalmakta herhangi bir güçlük çekmişseniz bu konuda uzmanlaşmış bir hastaneye yada kliniğe başvurmanız gerekir. Uzmanlar önceki hamileliğinizin bütün ayrıntılarını ve neyin ne zaman olduğunu öğrenmek isterler. Birkaç düşük yapmış bazı kadınlarda bağışıklık tedavisi uygulamak gerekebilir. İnsan bedeni hastalıktan korunmak için "yabancı" malzemeyi -başka bir kişiden gelen her şeyi- reddeder. Döllenmiş yumurta da hem anneden hem de babadan gelen hücrelerden oluştuğu için beden bazen bu yumurtayı da reddedebilir. Uygulanabilecek başka tedavi yöntemleri de vardır.
Bütün bunlar bir yana hamileliğinizin ilk aylarında düzenli doktor muayenelerinden geçmeniz normal başarılı bir hamilelik geçirmenize çoğunlukla yeterlidir