İslâmi Şiirler

---> İslâmi Şiirler

Bizi bu nefse ezdirme
Onun peşinde gezdirme
Hizmet yolundan bezdirme
Yalvarırım mevlam sana

Nefsin şerrinden kaçarak
Huzurunda alçalarak
Elim semaya açarak
Yalvarırım mevlam sana

Geceler dua ederek
Göz yaş ile hu diyerek
Her nimete şükrederek
Yalvarırım mevlam sana

Ağlayarak inleyerek
Aşk ile göz yaş dökerek
Hakk ismini zikrederek
Yalvarırım mevlam sana
 
---> İslâmi Şiirler

İSLAMİ TERÖR
Vampir bakışlının gelir işine,
İslâm'a iftira bühtandır terör,
Ağu katar insanlığın aşına,
Dünyaya silahı satandır terör.

Terör besleyen düştü derdine,
Ölüm kusar şimdi düşmüş ardına,
Uzak sandı terör kendi yurduna,
Şimdi de kalbinde bitendir terör.

İslâmi terördür diyenler nerde,
Hepsi de terörün olduğu yerde,
Cezası mahşerde azaptır narda,
Katile yataklık yapandır terör.

Koymuş El-kaide terör adını,
Silah tüccarları almış tadını,
Kullanır silahın son icadını,
Parayla silaha tapandır terör.

Susun!Adam olun,çözüm bulalım,
Gelin tüm insanlık tedbir alalım,
Terör yok İslâm'da adil olalım,
Ayrılık tohumu atandır terör.

Silah satar terör onun mayası,
Özgürlük bahane çıktı foyası,
Amaç para,terör gözün boyası,
Silah devliği kapandır terör.

Ömer'im terörü besler odaklar
Barış der sonrada katili saklar
Vardır her cenahtan şahit sokaklar.
Namerdin elini öpendir terör..
 
---> İslâmi Şiirler

Tâkva Gülüm...



Tâkva gülüm, bu yürekte;

Damar damar koka böyle!..

Hasret odu bu dilekte;

Her zerremi yaka böyle!..

Has bahçene geldi bu kul;

Gül gül açmış erkân, usul!..

İbret ile baksam asıl,

Bir emanet yüke böyle!..

Gönül gerek vasfın göre;

Himmet ekip, hikmet dere!..

Edep gülü düşmez yere;

Dallar bağlı köke böyle!..

Her dem ömrü süze süze;

İşte özüm, çıktı yüze!..

Nefs odur ki gelip dize;

Taşı taştan söke böyle!..

Şaştım, nedir ayrı gayrı?

Dost yolunda olmaz eğri!..

Bana bildim olan seyri;

Dil çözülüp aka böyle!..

Ezel kandım bu iksire;

Tedbir ne’tsin o takdire?..

Söz kâr etse bu hakîre,

Var yüklenir yoka böyle!..
 
---> İslâmi Şiirler

Gurbetdeyim ben gurbette
Gelecegim seydam sana
Hasret kaldim gül menzile
Gelecegim seydam sana
***********************
Kaybolmusdum bu alemde
çektin beni sen düzlüge
Sevgin muhabbetin ile
Gelecegim seydam sana
***********************
özledim menzil suyunu
sifali çorba çayini
Yordu yalan dünya beni
Gelecegim seydam sana
************************
Tesellimdir ilk görüsüm
Hatirimdan çikmaz benim
öpmek için nurlu elin
Gelecegim seydam sana
***********************
Ebubekir piri bizim
Naksibendi yolu bizim
Görmesede iki gözüm
Gelecegim seydam sana
************************
*************************
Gelecegim gelecegim
babam sana geleceim
adab ile huzurunda
himmet gavsim diyecegim
*******************************
 
---> İslâmi Şiirler

Bu kapılar hak kapı
Öğretir hakikatı
Kimi zikir ederken
Kimi yapar adabı

Şeyhime derler seyda
Görürüz ondan fayda
Gelenler şifa bulur
Çorbasında ve çayda

İbadeti taatı
Kur'andaki hayatı
Öğretirler herkese
Resuldeki ahlakı

Şeyhime derler seyda
Görürüz ondan fayda
Gelenler şifa bulur
Çorbasında ve çayda

Nefis sever rahatı
Arar hep saltanatı
Aklına hiç getirmez
Kabirdeki hayatı

Şeyhime derler seyda
Görürüz ondan fayda
Gelenler şifa bulur
Çorbasında ve çayda

Uzat elini seydaya
Tövbe eyle mevlaya
Ömrün geçip giderken
Azık doldur torbaya

Şeyhime derler seyda
Görürüz ondan fayda
Gelenler şifa bulur
Çorbasında ve çayda

Tarikatı nakşibend
Günahlara koyar bent
Nasuh tövbe edene
Mürşidten gelir himmet

Şeyhime derler seyda
Görürüz ondan fayda
Gelenler şifa bulur
Çorbasında ve çayda

Şadan Yenişafak
 
---> İslâmi Şiirler

*Nurundandır Güller.*

Büründü Kainat, nurdan ipeklere

Yıldızlar gökten düşmüş, sanki yerde..

Muştular gelişini melekler.

Sütten beyaz şerbet sunar huriler.

Lailahe illallah inni Resulullah.

Kainat haykırdı, topraktaki ceset dirildi

Kainatın sultanı, Allah`ın habibi gelmişti.

Gelişin bayramımız oldu ya nebi.



Bir gül düştü avuçlarıma.

İçime çektim senin kokundur diye.

Üşüdüm, en sıcak ilklimlerde bile.

Sensiz garibliği soludum her zerremde.



Ya Muhammed(s.a.s)

Doğ yine,Karanlık gecemize.

Işık ol, gafletle örtülü gözlerimize.



Nerde bir yetim görsem

Bilirimki, sen okşarsın saçını.

Hani çocuklarla çocuk olurdun

Secdeye koyduğunda alnını

Çıkarlardı torunların, mübarek sırtına.

Dudağında, tebessümün eksik olmazdı.

Sen güldüğünde, dişlerinin arasından ay doğardı..

Hasretinle yandı kainat.

Güneş yandı, ay yandı..

Dağlar param parça oldu

Nefsimin anlamadığı ayetlerden.



Gönüller uzaklaştı, sen gidince.

Bilal`in sesine hasret kaldı kulaklarımız.

Allahüekber, Allahüekber….

Açılır mı ya Muhammed, sen olmadan

Yedi kat gökler…



Ebu cehiller, Ebu lehebler

Yüreklere zehirden oklar yağdırmakta.

Ne bir kuş olabildik, ne de bir taş

Sırtımızda taşıdık dünyayı, edindik garibliği yoldaş.



Anlatınca, nasıl da cemaline bakarlardı dik dik.

Tükürürlerdi, hakaret ederlerdi.

İrice taşlar yağdırırlardı üzerinden

Bilmiyorlar, Rabbim bilmiyorlar

Bilseler yapmazlardı,derdin ağlayarak.

Ellerini Rabbine açar,

Merhamet et Ya Rab merhamet..



Merhamet et bizlere Ya Rabbelalemin

Habibinin aşkına..



Sen ki, kainatın sultanı

Sen ki, Rahmanın habibi.

İsteseydin Rabbinden, huzurunda dize getirirdi alemi

Kaç gece aç olarak sabahladın.

Hasırdan yara mı olmuştu sırtın.

ve nasıl da yüz çevirmişlerdi, Mekke müşrikleri…

keşke seni saran, bir omuzda ben olsaydım.

Keşke seni çevreleyen, bir miğferde ben olsaydım.



Bir kuş olsam, uçsam da gelsem yanına.

Güllerle kokan kabrine.

Bir demet yapsam ümmetinden

Kucaklayıp sarsan ümmetini

Ve Onlar da gül koksa senin gibi..



Ya Resulullah, doğ yine üzerimize

Güneş gibi, ay gibi.

Gelişini bekler oldu gözlerimiz

Kısılmış sensiz seslerimiz….



Çölde yanan bir şuledir gül,

Feyiz alır, senin nurundan.

Gecelerde ağlar gül,

Ayrıdır senin kokundan.



Bir gül düştü avuçlarıma

içime çektim senin kokundur diye..

Gül boyun büktü, kararmıştı teni.

Anladımki güller de,

senin nurun değince güzeldi..
 
---> İslâmi Şiirler

Hak Yol İslâm Yazacağız

Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İslâm yazacağız.

Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol İslâm yazacağız.

Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol İslâm yazacağız.

Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor-ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol İslâm yazacağız.

Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Buda´nın tunç heykeline
Hak yol İslâm yazacağız.

Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İslâm yazacağız.

Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayrı bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol İslâm yazacağız.
 
---> İslâmi Şiirler

Ya Resulallah...


bir zamanlar, hevalarla doluydum..
Rabb`in bir günahkar, gafil kuluydum..
bir seher rüyamda, cagrini duydum..
kostum...geldim sana, Ya Resulallah..

mana gözlerimle Kur`an`a daldim..
daldikca, hidayet rizkimi aldim..
nefsi emmareyi taslara caldim..
kostum...geldim sana, Ya Resulallah..

ravza`nda kirk vakit vecde dalmaya..
Cennet-i Ala`da komsun olmaya..
sefaat müjdemi elden almaya..
kostum..geldim sana, Ya Resulallah..

mescid`ini klap gözüyle görmeye..
minberine mahcup yüzüm sürmeye..
kabr-i saadet`ten güller dermeye..
kostum..geldim sana, Ya Resulallah..

feyzinden aldigimm yüce ilhamla..
nur oldu gözümden akan her damla...
dilimde binlerce salat selamla...
kostum...geldim sana, Ya Resulallah..


cengiz numanoglu...
 
---> İslâmi Şiirler

Bir Güzel Bakış….

Halini anlat derdine ortak olayım,
Derdine derman bulayım,
Derman diye İslam’a batayım,
Hayat boyu oradan çıkmayayım…

İslam beni ben eder,
İslam imanımı kâmil eder,
İslam canıma can katar,
Yeter ki sen İslam’a sarıl…

Anam beni yetiştirdi İslam için,
Babam beni yedirdi İslam için,
Rabbim akıl erdi İslam için,
Mükâfatım olan cenneti kazanmam için…
 
---> İslâmi Şiirler

İslamiyet

İslamiyet; bir nurdur, insan âlemine doğan.
Onda saklı bütün cevap, zihni kurcalayan.
İnsanoğlu uyan! Boşa geçmesin ömrü zaman,
Ne ararsan İslam’da var, ispatı ise kur-an.
***
İslam da kural; arayan bulur aradığını,
Derin düşünenler anlar, İslam hakikatini,
Dünya; insan âlemi için bir imtihan hanı,
İslam da bu imtihana bir hazırlık safhası.
***
Dünya, ahiret, ilime ve bilime kucak açan,
Her alanda bir kılavuz; nurdur ışıklar saçan,
İslamiyet; doğru çalışmayı ibadet sayan,
Namaz, oruçtan evvel; el, bel, diden ister iman.
***
Ölü, diri, büyük ile küçüğe, sevgi saygı,
Namaz oruç faydasız eğer yemişsen kul hakkı,
İslam da ibadettir; doğruluk, hoşgörü saygı,
İslam der; Hak’la kul arasına sokma, nifakı.
***
Demoğluyum; iki kapılı bir handır konduğum,
Cennete, cehenneme bu handan geçiyor yolum.
İslam’ın bana öğrettiği şudur ki ey dostum,
Bu handa imtihana tabii tutuluyormuşum.
 
---> İslâmi Şiirler

Sana geliyorum Allah'im
Sana geliyorum Allah'im
Bütün günahlarimla.
Masum bir çocuk gibi.
Ne olur kabul et beni.

Gözlerimde yaslar seller gibi
Günahlarim çok daglar gibi.
Yaninda bana da yer var gibi.
Kosarak sana geliyorum ya Rab'bi

Yüregimde bir büyük ask.
Ilahi ask diyorlar tanimina
Baska asklarda var ama
Ben sana senin askinla geliyorum ya Rab'bi

Affet bu kulunu hatasi çok büyük.
Günahlarim sirtimda kambur oldu,bir yük.
Artik dayanacak gücüm kalmadi bitiyorum.
Bütün varli imla sana geliyorum ya Rab'bi

Dünya bir sinav merkezi.
Sen sinava tabi tutuyorsun herkesi.
Bu cahil kulun elinde zayiflarla dolu karnesi.
Düzeltece emi söz vererek yanina geliyorum ya Rabb'i

Ellerim göge açik dualar ediyorum.
Beni affedece ini bilip sana si iniyorum.
Son nefesimi imanla veriyorum.
Geliyorum Allah'im Sana geliyorum..
 
---> İslâmi Şiirler

Ferman Ver Medineye Geleyim...






Olmuyor Can Ahmedim (S.a.v.) Olmuyor

Vermiyor Dünya HUZUR Vermiyor

Dolmuyor Senin Yerin Dolmuyor

GÜLMÜYOR İnan Yüzüm Gülmüyor

Sultanım Günahkarım Neyleyim

Ferman Ver Medineye Geleyim

Dertliyim Dertlerimi Söyleyim

Sultanım Söyle Sensiz Neyleyim

Dönmüyor Can Ahmedim Dönmüyor

Dönmüyor Sensiz Dünya Dönmüyor

Hasretin Yüreğime Sinmiyor

Sönmüyor AŞK Ateşin Sönmüyor

Sultanım Günahkarım Neyleyim

Ferman Ver Medineye Geleyim...
 
---> İslâmi Şiirler

Firkatin acisina can dayanmaz,
Bir gece geliver , Ya Rasulallah.
Tabibler yarama çare bulamaz,
Derdimin dermani , Ya Rasulallah.

Kalplerin bagi , gönlümün huzuru,
Kasin hilal , gözlerin çesm-i ahu,
Yüzün günes , rayihan gül kokusu,
Sen ayin ondördü , Ya Rasulallah.

Tas , toprak dekor canli bir ahenksin,
Ulvi bir nasip , yegane rehbersin,
Hürmetle beklenen gül misafirsin,
Sen bahar müjdesi , Ya Rasulallah.

Ilgit ilgit esersin gönüllerde,
Davetin nurdur feyyaz sebnemlerde,
Sevgin büyüdü , devlesti kalplerde,
Sevgini çok görme , Ya Rasulallah.

Yoktur mislin , vücud-i mübareksin,
Gidilecek yol , en parlak çizgimsin,
Ummanlar gibi en derin fikrimsin,
Salat , selam sana , Ya Rasulallah.
 
---> İslâmi Şiirler

SENİ TARİF ETMEKTEDİR BÜTÜN GÜZEL İSİMLER.
SEN GÜZEL İSİMLERİNİ AŞİKAR ETMESEN RUHUM

KARANLIKTA KALIR.


ESMAİ HÜSNA NA ŞAHİT YAZ BENİ
ALLAH...
SENSİN ALLAH.SANADIR KULLUĞUM.
SENDEDİR ÇAREM.
SENİNLEDİR VARLIĞIM.


SENİ ARAR RUHUM.SENİ ARAR KALBİM
BAŞKASINA DEĞİL SANA MUHTACIM.
BAŞKASINI DEĞİL SENİ ÇAĞIRIRIM
BAŞKASI YARATILMIŞTIR.

YARADAN SENSİN.


BAŞKASI DEVAMSIZDIR.SEN DAİMSİN VE DAİM

EYLEYENSİN
BAŞKALARI MUHTAÇTIR.SEN İHTİYAÇSIZSIN.

İHTİYAÇLARI GÖRENSİN.


BAŞKA İLAH YOK.SEN ALLAH'SIN.SEN Kİ EŞİ

BENZERİ OLMAYANSIN.
SEN Kİ BÜTÜN EKSİKSİZ

SIFATLARIN SAHİBİSİN.


CEMALİNE ÇEVİR YÜZÜMÜZÜ.BAŞKASINA

RAĞBET ETTİRME KALBİMİ....

Münib Engin Noyan
 
---> İslâmi Şiirler

Azrail başına geldiği zaman


Azrail, başına geldiği zaman
kırılır ayakla kol, yavaş yavaş.
Mevlam nasip etsin din ile iman
akar gözlerinden sel, yavaş yavaş.

Yüksek uçan gönül, yorulur bir gün
ölçü terazisi, kurulur bir gün.
Herkesin yaptığı, sorulur bir gün,
döner mi, yâ Rabbi, dil yavaş yavaş.

Hep nefsine uydun, tevbe etmedin
her bulduğun yedin, şükür etmedin.
Nihayet, bu kara toprağa geldin
çekilir dünyadan el, yavaş yavaş.

Kabrin üzerine dikerler taşı
bir avuç toprağa koyarsın başı.
Baba, oğlun görmez, kardaş kardaşı
gider, geri dönmez yol, yavaş yavaş.

Kâfurlu, ılık suyu koyarlar
o nazlı bedeni, tekmil soyarlar..
Öldüğünü konu komşu duyarlar
gelir geri ahbaplar, yavaş yavaş
 
---> İslâmi Şiirler

Ağla gözüm bundan sonra"

Ağlamaktır benim işim,
Ağla gözüm bundan sonra.
Irmak ola kanlı yaşın,
çağla gözüm bundan sonra.

Hudâ bize verdi sevdâ,
sevmek oldu, artık gıda.
Ele geçmez bu dünyada,
gülme gözüm bundan sonra.

Düşün hâlin n’olduğunu,
ömür gülü solduğunu.
Gece gündüz olduğunu,
bilme gözüm bundan sonra.

Aldanma nefsin tadına,
Zehirdir sunma balına.
Düşüp onun hayaline,
dalma gözüm bundan sonra.

Sözün olsun, öze uygun,
her ne dersen, Ona malum.
Bu meydana düştü yolun,
dönme gözüm bundan sonra
 
---> İslâmi Şiirler

Selam sana nazlı Nebi
Selam sana gözbebeği
Mevla'nın kudretiyle selam

Selam sana nur-i dilara
Selam sana Hakk habibi
Rahman'ın kudretiyle selam.


Selam sana Andelib_i Zişan
Selam sana Muhammedi
Cebrail'in yüreğiyle selam
İbrahimce selam sana
Rahimce selam sana
Gafurca selam..

Selam sana ey yetimler padişahı
Selam sana Ahmedi nefesli yar
Eyyupça selam sana
Selam sana ya HabibALLAH
Selam sana ya NebiALLAH
Selam sana ya ResulALLAH ..

selam sana AŞK İKLİMİNİN SULTANı ..


Ey Gül, ey Gonca-i Nûr, meftun yaprak, hâr sana.
Sensin gönüller Mâhı, bu yaz, bu bahar Sana
Mûcize saltanatın taşları ayna yapar,
Her ırmak ve her deniz, her leyl-ü nehar Sana


Senin Zâti Akdesin âlemlere rahmettir,
Cibrîl vefalı yoldaş, Yüce Allah Yâr Sana!...
Bu nice iştiyaktır, ey en güzel Sevgili?
Asırlardır koşuyor, genç ve ihtiyar Sana!..

Nazarın kalbe şifâ, sözün hikmet incisi,
Hangi dertli kavuşsa, olur bahtiyar sana!
Misk kervanı kapında karar kılmıştır Senin,
Nebîlerin diliyle, hep övgüler var Sana!...

Ay, güneş, zühre, ülker, nûruna pervanedir.
Âlemde olmak ister, âşıklar civar Sana!...
Senin yolun hep açık, gidişin Allah'adır,
Dağlar ateş kesilse olamaz duvar Sana

Güzelliğin âlemde misli bulunmaz inci,
Ey Gül, hasret çekmede Cennet, o bulvar Sana!
Dedin ki: "Şükreden kul olmak istemem mi ben?"
Rabbin ihsan buyurdu: Hurma, üzüm, nar Sana!
 
---> İslâmi Şiirler

Sabır yüreğin çiçeği, sevmek yürek ister
Gül yüreklim..



Sabır hayatın gerçeği,sevmek emek ister
Gül yüreklim...


Sabır alev alev yakar yüreği
Sevgiyle acar ateş çiçeği
Gül yüreklim...


Sabır miras kaldı Hz Yusuf`tan
Sevgi ihtiras oldu gömleğin yırttı arkasından ..


Sabır Mecnun oldu düştü çöllere
Sevgi Leyla oldu beyhude kaşı gözü kara..


Sabır umman oldu Hz Nuh`un tufanında
Sevgi çile oldu inanmayan oğlu Kenan`da ..


Sabırla büyüdü yüreklerde Hz Muhammed (s.a.v.)
Sevgi nur oldu, gül açtı muştulandı çiçek çiçek..


Sabır kırmızı gül, elvan elvan sevgilinin gönlünde
Sevgi ile açtı, yediveren gülleri bahar yelinde..


Sabır eden yürekler, bulur aşk ile felah
Sevgi ile dile gelir kalb '' La ilahe illallah ''..


Sevgi bulut,sevgi yağmur, sevgi bereket,
Aşk ve sevgiyle bu yolu umutla takip et.
Gül yüreklim...


Hoşgörüyle oluşur sevgi seli
Fedakarlıkta acar sabır çiçeği
Gül yüreklim....


Sabır yüreğin boynu bükük çiçeği
Sevmek sabır ister Gül yüreklim...
 
---> İslâmi Şiirler

Şehadet ederim
Varlıkları yoktan var eden ALLAHa
O'nun tarafından bir elçi gönderilecektir
Adı Ahmet olan
Ömrüm yetişirse gelişine
O'na yardımcı olurdum
Hem de amca oğlu..

O zaman
Savaşırdım kılıcımla düşmanlarına karşı
Siler yok ederdim sinesinden
Bütün elem ve kederleri
Mutlu olması için
Gereken ne ise yapardım..

Bu nasıl bir sevgi,nasıl bir aşk ki ezelden ebede herkes O'na sevdalı..inanan inanmayan herkes O'na hayran..
Rabbim hakkıyla sevenlerden eylesin inşaallah..
O kutlu sevdayı tadanlardan olmak duasıyla..
 
---> İslâmi Şiirler

Sultan Şehir

İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem,
Bilir misin dostum İstanbul olur benim, benim şehzadem,
Ya İstanbul beni alır, ya da ben İstanbul'u alırım be diyen,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


Söylesene, İstanbul değil miydi, böyle asırlarca özlenen,
Söylesene, İstanbul değil miydi böyle asırlarca beklenen,
İstanbul Galata Kulesi’dir, Hezarfen Ahmet Çelebi diyen,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


İstanbul laleler kokar, İstanbul laledir bilir misin sen sen,
İstanbul Topkapı Sarayı’dır, kutsal emânetlere âmâdem,
Ben, ben İstanbul’u bilirim derim, başka bir yeri bilmem,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


İstanbul’um sadece yedi tepe midir, İstanbul kâlplerdedir,
İstanbul bir rüyaların şehridir, İstanbul’um asırlarca özlenir,
İstanbul'un fethinde, aşklar ne kadar, ne kadar da yücedir,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


İstanbul alınır, karanlık çağlar kapanır, yeni bir çağ açılır,
Asırlardır masum duran İstanbul, peygamberine kavuşur,
Bütün dünya İstanbul der, buradan, aleme ziyalar saçılır,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


Bütün dünya, İstanbul İstanbul der, İstanbul bir Lalezâr,
Bir başka İstanbul yok yok, İstanbul ebediyyen Gülizâr,
İstanbul, asırlardır bir ticaret merkezi, sanki ortak pazar,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


İstanbul'um Fatih demek, gemilerim karadan yürüyecek,
İstanbul alemin dürri incisidir, İstanbul hep yâd edilecek,
İstanbul Boğaziçi'dir, Avrupa Haliç'i Altın Boynuz bilecek,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


Fahri Kainat, İstanbul mutlaka fetholunacaktır, diyordu,
O ne güzel bir ordudur, ne güzel kumandandır, diyordu,
İstanbul’un manevi kumandanı, Eyyûb Sultan biliyordu,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


İstanbul önce Konstantiniyye, sonrası İslambol, İstanbul,
Beldet-üt-Tayyibe’dir, Derseâdet, Asitane, Aziz İstanbul,
Baktığın esrarengiz Kız Kulesi’ni, Üsküdar önlerinde bul,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


Fatih Topkapı’dan İstanbul’a girdi, Ayasofya’ya yürüdü,
Hocası Akşemsettin ise Ebû Eyyûb El Ensari’yi görürdü,
Bilir misin, Fatih bir dahi idi, döktürdüğü topları, Şahi idi,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.


Bir de bakacaksın ki, Ayasofya’da bir sabah vakti, mutlu,
Mahsun Ayasofya, senden ne kadar, ne kadar da umutlu,
Ayasofya, Sultan Ahmet Cami kardeş gibi, ikisi de kutlu,
İstanbul gözlerimde nem İstanbul o peygambere kadem.


Çamlıca Tepesinden seyredecek, İstanbul’u göreceksin,
Vallahi, ben İstanbul için ölürüm be, ölürüm! Diyeceksin,
Fethi Mübin aklına gelecek, isteseler cânını vereceksin,
İstanbul gözlerimde nem İstanbul o peygambere kadem.


Denizler mürekkep olsa, ağaçların elimde, hepsi kalem,
Seni nasıl överim gücüm yetmez Sultan Şehir Asitanem,
İstanbul’da olsam bile İstanbul’u özlüyorum, O bir tanem,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem...

Yusuf Önder Bahçeci
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst