Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
BİR GÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin faziletin iyiliğin güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne ama bembeyaz.
Uzanır gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Biliyorum...
Geleceksin bir gün
Hiç umulmadık bir anda
Düşen cemrelerin ilkinde
Belki de sonuncusunda.
Ya da
Ağustos böceklerinin
Geveze ötüşlü gecelerin birinde!
Avuçlarında bir tutam çiçek
Boynun gibi bükük
Çalacaksın kapımı...
Biraz tedirgin biraz da ürkek.
Belki de
Uykularımın en güzel yerini böleceksin!
Ya da
Penceremden içeriye süzülen
Sabahın ilk ışıklarında.
Yanakların ıslak dudakların kurumuş
Omuzlarında yorgunluk
"Ben geldim" diyeceksin...
Diyeceksin de!
Duymamış gibi yapacağım bende!
Belki yalvarırsın diye.
Açmakta zorlanacağım bir müddet;
Gururumun sürgüsünü!
İnat edecek yıkılmamaya
Yokluğunda ördüğüm duvarlar.
Biliyorum...
Yenik düşeceğim daha sonra
Yanaklarından süzülen yaşlara!
Sen ümitsizliğe düşmek üzereyken
Öldüreceğim nefretimi.
Ellerine uzanacak sevdamın elleri
Onurumu dinlemeyip!
"Haydi gir içeri" diyecek yüreğim
Avaz avaz özlemlerine.
Biliyorum...
Bir gün geleceksin
Yokuşlu yollaraakışlı yıllara rağmen!
Geleceksin çünkü;
Büyük aşkların vuslatını
Tarih yazar sevgilim.
Bıkmadan usanmadan seni düşlüyorum. Sen de beni düşünüyorsun biliyorum. Birlikteyiz yani. Peki neden hep çıkmazlara sürüklüyorsun kaygısız düşlerimi. Süzülüyorum gecenin karanlık duvarlarından yapma. Gözyaşım sele dönüyor yüreğimdeki acı büyüyor işte. Hayat ve özlem arasında sıkışıp kalıyorum. Paramparçayım.
Ne yapsam aklım galip çıkıyor. Kırık ümitlerimle sevgine yenildikçe acı çekiyorum. Ruhuma yapışan sen kokan sızıları görüyor musun… Bulutsuz düşlerimle küçük mutluluklarıma sarılıyorum hep uykusuz hep eksiğim senden yana. Şiir gözlerim yıldızsız gecelerin ardından gündüzlerin ayazına uyanıyor canım yanıyor. Denizler çıplak sokaklar ıssız tenim kuytu ben hep aynı ben. Ah be gülüm bıktım kendimden.
Bir sevda çağırıyor beni bir dudak bir yürek bir ses çağırıyor. Mütemadiyen gidiyor aklım başımdan. Tek çarem yazmak o da derman değil ki. Rahat durmuyor bir türlü kalemim döküyorum sevdayı beyaz sayfalara. Bildiğimi okuyor isyanımı yazıyorum. Dilsiz gecelerin gölgesinde çığlık çığlığa sevdaya sürgün satırlarım. Hüzünlü cümleler kurmak istemiyorum artık. Hiç değişmiyor kulağımdaki melodi. Elveda desem gidemiyorum. Baharlar yarına güz bana kalıyor kader deyip geçmiyor musun gücüme gidiyor.
Dertlerin ayazı vururken hicranla boynunu büktü dallarım goncalarımda düşlerim soldu. En tatlı gecelerin deminde; vakitsiz ayrılık açtı çiçeklerim. Bir bıçak yarası kanarken yapraklarımda gidişinle vurulur düşerim yar. Ömrüm gider peşin sıra diz çöksem yalvarmak olur olsun be sevgili olsun. Yeter ki ellerinin yolu geçsin saçlarımdan varım yoğum açan gülüm sevdandır bilmezsin. Avuçlarıma bak ve anla yalnızlığımı gözlerini kapat ve yık tüm duvarları.
Razıyım bakışlarında kilitli kalmaya. Yükle kederlerini sızılı omuzlarıma sorgularını yatır gözlerimin kıyısına hüzün yağmurlarında ıslansın kirpiklerim bırak gelişin olsun yeter ki şölenim. Gülümseyen yüzünü çizeyim tuvalime için sıra kanasa da yüreğim acıma sen ellerim yansa da ateşinde özgürlüğünün kelepçelerini tak yüreğime. Tanımsız kimliksiz tutkulu varlığına mahkum et beni. Sevdalı ellerinle hasretimi okşa seni özlemeyi en çok ben bilirim. Islak kirpiklerini bırak koynuma. Sen kokan her şeyde beni bulmalısın. Gözlerinde yıldızlara bakmalıyım sevda yollarındaysak; sesine kokuna yoldaş olmalıyım ben de.
Cesaretini giyin gel hadi gecikmiş sözlerimi kes gülüşlerinle. İçindeki derin boşluğa yerleşivereyim aniden. Su gibi akarken yıllar bir ömre sığdırır mısın beni… Kurbanın olayım yar yağmur gözlerimden hüzün akıtma sevdana sürgün satırlarımı bırakma zemherilerde.
Sana başka sözüm yok bundan gayrı
Gelişinle tamamlarsın gülüşlerimi belki…
Ansızın gelen ölüm gibi nasılda çekip gitmiştin
Hatırlar mısın.
Ardından elveda bile diyememiştim.
İşte böyle bir gündü!
Kıyamet kopsa umurunda değildi.
Unutabilir misin
Her an içime dolup dolup taşan sözlerimi
Her sözü sana söylediğimi.
Aynı şeyleri tekrar ettiğimde
Hatırlatırdın bunları önceden söylediğimi.
Hatırlar mısın
Hiçbir kitaba sığmayacak aşkımı
Bir veda mektubuyla bırakıp gittiğini
Herşeyi bir anda sildiğini.
Güzelim
Güzelliğine şimdi kimler bakıyor
Bilmiyorum peşinden şimdi kim koşuyor.
Hatırlar mısın
Kaçamak buluştuğumuz o sokağı
Sana bahçelerden çaldığım çiçekleri
Kanlı ellerimle uzattığımda ağlayan gözlerini
Yağmur altında beni sevdiğini söylediğini.
Son satırlarım şimdi bu sana
Karıştın artık sen İstanbul sokaklarına
Sultanahmet'teki kuşlarda hatırlıyorum artık
Elimden bir kuş misali uçup gittiğini.
sana elveda mı ASLA!!!
Sevdim bir kere seni
Bin umutla bağlandım
Desteğini göremedim
Beni bir türlü sevemedin
Kalbimin acısını hiç hissetmedin mi?
Gözlerimin dolgunluğuna hiç bakmadın mı?
sözlerimi hiç saymadın mıı?
Doğru askım doğru!
sen bana ne zaman aşık gözüyle baktın ki!
Sorma
Söz etmem
Umutlanmam hata
ama unutma
diyemem hiçbir zaman sana elveda
Boşver
İmkansızın peşinde koşulmaz
Gökkuşağıda görünür ama dokunulamaz
Bir kolyeye dayalı hayaller
Paylaşılamaz anlaşılmaz
Aslında
Hayatın büyüsü
Bir şeffaf küredir
Baktıkça aldanırsın
Hep yanlışı seçmek
Aslında doğruluğa bir yol
Başladığın yere geri dönmektir
Sağ yada sol farketmez
Ay bulutlar arasında kaybolur
Ama dayan sevgilim
Ay bi ara yeniden çıkacak
Bende hep sağa giderek
yeniden seni seçicem
Yine yanlış olsada
Aşk bu olsa gerek
Aşağılansanda
Şaşırsanda
Kanmak
O yanlışlığa
Geri tutana...
O dört yol ağzında nisanda
Aağ veya sol
Yeniden sol sevgilim
Uzaktan aşka...
Bir torba dolusu hayallere.
Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına...Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın...Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...
Duvarlarıma sana dair çok da fazla olmayan anılarımı çerçeveleyip astığım bir gece vermiştim kararımı. Her nedense çok eğri büğrü duruyordu resimler. Anılar mı yakışmadı resimlere yoksa resimler mi yapışmadı çerçevelerin sabitliğine anlayamadım. Ama ters duran bir şeyler vardı bu tuhaf görüntüde.Sarhoş naralarını tıpkı birer otriş gibi dolamıştım kelimelerin boynuna. Sonra birdenbire hayretle o gideceği yönü şaşırmış naraların sokaklardan değil yüreğimden geldiğini fark ettim. Yalpalaya yalpalaya yeni bir limana demir atmaya giden adımlarını bir türlü aynı hizaya getiremeyen bu ayaklar benim sevdamı arşınlıyorlardı...Yine yanlış yollara yanlış ayakkabılarla dalmıştım düşüncesizce. Nasır tutan kalbimdi parmaklarım sapasağlamdı görünüşte! Bakmamıştım mor sarmaşıklı yaprakların altındaki kocaman dikenlerini saklayan bataklıklara...Ah aylak ruhum; yine aldanmıştı gökyüzünün kızıl fettan saçlarına...Oysa çeviriverseydi tutkudan körelen gözlerini birkaç bakış aşağıya sevdasına arapsaçı gibi dolanan yalanları fark edebilecekti...Ah aşka hiç doymayan aç ruhum kısacık mutlulukların lezzetli mezeler olduğu bu sofrada kadeh kadeh şarapları hapsedip damağına yine de aç kalktın aşkın saflığına...
Hesaplaşma yüklü bir gecenin sabahıydı sana vedam. Oysa sen sadece hoşça kal dedim sanmıştın...Kanter içinde kaldı dudaklarım sana söyleyemediklerimi kendime haykırmaktan. Söylesem anlamazdın biliyorum...Üstünde hiçbir etiket olmayan bir şişeye konmuş bir yardım mesajıydı kelimelerim...Ben ıssız bir adada; yanında almak isteyebileceği üç şeyi bile olmayan bir kazazedeydim. Çok tirajik biliyor musun? Üç şey alamazdım yanıma almayı isteyebileceğim tek şey sendin... Ve sen bana aynı cümlenin içindeki iki kelime kadar yakın; ve aynı zamanda aynı cümlenin içinde asla bir araya gelemeyecek iki kelime kadar uzaktın...Çelişkilerin bileşkesi bir sevgili...Şarkılar saki olmuştu masama. Hep acı olan mezelerimi getirirken soframa biri geldi biri gitti upuzun bir yalnızlık boyunca...Şarabımın tadı daha mı mayhoştu ne! O tanıdık tadı yapıştırabilmek için dudaklarıma günün ağarması gerekti kadehlerin tanıdık lal kırmızısında...
Sana hoşça kal demek hiç kolay değildi...Çünkü benim için hoşça kal elveda demekti...
Benim sözlüğüm neden farklıdır bilemedim hiç...Yazmasın istedim vedalar ve vedalara yüklü anlamlar sayfalarda boş yere aradım uzun soluklu aşkları yırtık sayfalarda...Nedendir bilmem hep ama hep ayak izleri oldu satırlarımda...Kah kuma gömülüp kaybolan ayakların izlerini aradım çöl ıssızlığı akşamlarda kah demirden bir örs gibi vurdum adımlarımla vurgun sonlara...
Hatırla sevgili içinde koşar adım coşan sevişlerini...Sakin limanlara demir atmak isteyen gemimin çıpası havada kaldı... Uzun soluklu bir aşkı bir kar tanesinin bir kartopuna ve ardından bir çığa dönüşmesi gibi yaşamak isterken sağanak yağmurda ıslanıp sırılsıklam kaldım yalnızlığımla...Çok yükseklere saklamıştım ben sevgimi sen upuzun adımları yüklerken bacaklarına dümdüz bir yol üzerinde koşup durdun boş yere...Başını kaldırıp bakmayı akıl edemedin göğün gülümseyen mavi gözlerine...Uzaklıkları hala ölçülerle sabitleyen bir düzene esirken sen ben çok başka bir coğrafyada farklı bir iklimin estirdiği rüzgara dönüşmüştüm bile...İki kelimenin buluşamadığı cümleler gökyüzüyle yeryüzü arasından çok daha uzak mesafelerin timsaliydi yüreğimde...Sen takılmışken bildik hikayelerin tanıdık işleyişine ben bir masalın içinde sakince bekliyordum sessizlikle çoğalan çığlıklarımı gömüp göğsüme...
Sadece hoşça kal deyip gittim diye; yüreğin hala küskün biliyorum...Elveda çok büyük bir kelime. Sığmadı dudaklarımın sınırları içine.
Sözlüğümden haberdar olacak kadar çok kalmadın sevgili yüreğimde. Benim “hoşça kal” ım yazılmış yanlışlıkla elveda kelimesinin yerine...Kim bilir belki de bir hoşça kal en çok bu aşktaki kadar yakışır elveda hanesine...Bazen sözcükler biz farkına bile varmadan kayıp gider dilimizden; bizim bile yerleştirmekte güçlük çekebileceğimiz en uygun yere...
Gözlerini gördüm önce uzaktan aklımı başıma hep dar eden gözlerini.... güzeldi....
Yürürken sana düşündüm; insan kac kere bu kadar mutlu olur ki olur mu ki?
yarınsız qelmeLerim var ayak ucumda
sonu sana cıkan
sonrası buqünden qitmiş....
Feneri uzaklıklarda söndürdüğüm
hani gitmesem dediğim
otobüs camlarına eş bir hüzün çıkmazı....
Cok uzaktaydım belki herşeyden sana yakınken en büyük sıradanlıkLarı terkettim biliyorum....
Belki bir rüyaydı ama inandım.... Teşekkür etmiş miydim?
nisan yağmuru dedikleri bu muydu
icinde kalıyor insanın....
gitmeliyim diyorum
ayağımda düğüm qibi sözlerin....
gitme dedin mi hatırlamıyorum bile
ne cok an var kaybolduğum bulma beni....
Senden her ayrılışımda bir yanım senle kalacak biliyorum ve kalbimdeki ağrı şu düşlerime giren yara
bu yüzden hic kapanmayacak....
Veda etmeyi sevmiyorum demiş miydim?
her qecenin sabahı var
var da;
senin olmayı özledim diyor içim
ve bu söylem hep uzun sürüyor şimdilerde....
Ne yaptın bana?
O akşam otobüsten bozma servis aracıyla evime dönerken sanki hayat durmuştu ve yarın sabah
yeniden uyanmak isteyeceqim hic bir sebebim kalmamıştı....
yine de
beni kandırmasına izin verdim
icimdeki çocuğun....
haklıydı biliyorum
güzeldi çünkü....
Bak burdayım şimdi ne kadar uzaktayım....
Aklımda kaLan o ´´öpücükLer ve çay´´ anlarının kurduğu dayanılmaz ic cekişLerLe beraber....
Ne cok şeyin özetidir aslında iç çekmek....
Ne qeldiyse onu yazmak istedim basit bir kac sözLe anlatmak istedim duru olsunLar istedim o unutulmayanlar qibi ne iyi ettim....
Üzülme sakın kısa yaşamışLıkLar hic yaşamamış oLmaktan daha iyidir demiş miydim?
şimdi teselli diyeceksin belkide başka ne varki diyeceğim ben de avutacak....
Ölelim mi beraber yada boşver uyuyalım mı yine....
Bu hatıra olacak unutma bir gün alakasız bir yerde karşımıza çıksın istedim ve yine ben istedim....
Bil ki
icimde hep ömürLük bir sevda büyüteceğim
ve gün gelecek sana bir daha gitmemek üzere geleceqim....
kendimden öteydi bu sewda
içimde bir ben daha benden öte sen
ölürmüydüm ugruna?? Evet ölürdüm
fakat ölüm bile az bu sewdaya.
acısını yaşamalıyımhissetmeliyim derinliklerde
ölüm yenilmekti hayataunutmaktı ölümün diğer adı
oysa ben seni unutmamalıyım ölümsüz olmalı benim sewdam.
eksilmeyecekzamanla yitip gitmeyecek yenilmeyecek hayata ve ayrılığa
ben hergün aşkımıza yeni umutlar katacagım
yalan hayatların oyuncak insanları değildik ikimiz
uzak tuttuk yalanlardan aşkımızı
ayrılığı kabullenmedi yüreğim
belki bedenen ayrıydık ama hücrelerimde hep sen vardın.
ölümden öte benim aşkım.
seninle sonsuzlukta yaşıyorum.
gerçeklerde benimle yoksun hayallerimde sonsuzsun...
Yureginin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
Bak gökyüzüne yildizlara
Gecenin derinligine
Ucuşuyor göktaşları enginlere
Yildizlar oynaşıyor
Göz kirpiyor ikimize
Yüreginin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
Binelim ucurtmalara
Ucalım gök kubbenin altından
Varalım güzellikler diyarına
Yaşayalım en güzel askları
Söylegelim şarkı sözleriları biz bize
Oynayalim oyunlarımizi göz göze
El ele tutusarak
Yüreginin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
Kemancı yaslamış başını kemaın üstüne
Yayını cekiyor
Kemanın telleri bir birine karışıyor
şarkı sözlerilrarımız aşkıız icin yarışıyor
Namesi yüregimi costuruyor
Gözlerim ariyor seni her yerde
Seviyorum aşkim demegi
Yüreginin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
Gitme uzaklara kal yanımda
Yasla başını omuzuma
Dökülsün sacının telleri boynuma
Dolam dolas olsun bogazıma
Tarak olsun parmaklarım saclarına
Dokunsun sıcacık dudaklarım dudaklarina
Kol elini yüregimin üsütüne
Yüregimin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
Bitsede güzelliyin solsada benzin
Cukura düşsede gözlerin
Yinede aşkımsın benim
Oldürmegelim aşkımızı
Sarmaş doaş olsun birbirlerine
Yasaşın umutlarımızda
ölümsüzlessin anılarda
Yüreginin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
Ne kapında dilenci nede
Nede sevdamda yalanci olmam
Paylasmam bu sevdayi kimseyle
Umudum tükense de
Gitsende gelmesen de
Yüregimle sevdim seni
Al sakla sevdami yüreginde
ölümsüzlestir kendinle
Yüreginin sesini dinle
Seviyorsan beni gitme kal
düş sokağında kaybolduğun an
mutlu musun acaba
karşılaşmalar merasimler uzayan mitingler
sonsuzun ürperten karanlığı
ömrüm boyunca bir çok şey gördüm
ama en güzeli bir mucize olan sendin
bir daha dünyaya gelecek olsam
hiç tereddütsüz yine seni seçerdim
bilmiyorum bir insan bir insana
nasıl böyle karşılıksız bağlanır
sevmek rüzgarla dans etmeye benzer
seversen eğer rüzgar okşar geçer
sevemezsen kaldırır götürür uzaklara
mutlu bir diyardan mutsuzluğa göç edersin
kimsenin ne haberi ne de ruhu duyar
yapraklarla ölümün o esrarengiz işbirliğinden
İşte söylüyorum son türkümü.. Sonuna yaklaştıkça büyüyor uçurumlar büyüyor yalnızlık. Ben büyüyorum.. Ama hala sana yaslı içimdeki çocuk. Hala sana uyanıyor sabahları güneşten çalıp umudunu.. Hala bana seni soruyor. Susuyorum.. Söyleyemem ki..
Gitme diyorum sana.. Gitme!
Düşüyorum..
Yokluğun beni arıyor heryerde... Tanımıyorum diyorum. Alıp götürmesin diye beni sahte bir yalnızlık iliştiriyorum sol yanıma.. İnanıyor bana. Beni tanıyan herkes inanıyor benim aslında ben olmadığıma. Uçurumlar diyorum.. Birazdan bir ayrılığıın intiharına şahit olacaksınız son türkü de bittikten sonra...
Ve.. anlayacaksınız aslında bedenin sadece soğuktan üşümediğini.. Bu en sıcak ölüm anında..
Hayat arkadaşım
Kapıdan girdim migözlerim seni arar
Yoksan kaçar huzurum
huysuzlaşırım..
Koy başını kalbim üstüne
Sımsıkı sarılır uyuturum...
Soluğun yetermutluluk için..
Ben sensiz darmadağınık
Giysiler firarda Çorabımı bulamam..
Harp yeri ortalık...
Uyduruk yemeklerYapamazsam
Aç dolaşırım..
Doyuran sensinhayat arkadaşım...
Kime şımaracağımKim katlanır
Nazlarıma.
kahrımı kim çeker Senden başka..
Hayat suyumumut çiçeğimsin..
Ben köprüler atarım sen tekrar kurarsın
Sabır taşı iyilik meleğimsin..
Günahlarımın panzehiriEn hoş hazları paylaştığım
En sıkıntıları kucakladığım
Ortağımsın.
Kah ezalar verdimYıprandın..
çorba yaktı ağzımı
bahane oldu acizliğim
başkalarına kızdımSenden aldım hırsımı...
Buğdayı nasıl ezer dibektaşı..
Aynı güç bende yaKah aktı gözün yaşı..
Bulgur etti hayat biziUfaladı..
Yuva kurduk umutla büyüttük
Anne baba olabildik mi
Acabaçocuklarımıza
Olsadaha neler sermezdik önlerine
Doymazdık ki..
gül doldursalar kucaklarımıza
Kırdım..
Çırpındı yüreğim..Hata ben de affet
Diyemedim...
Nazım sana geçti..bir lokma bir hırka
hayatı öyle kabul ettin..
Kanaatkaroldun vara şükrettin...
Her an seni sevdiğimi haykırmak
İstedim...yapamadım..
Esirgedim..Hayat arkadaşım.
oysa öyle tutkunum ki
SEN içimdeki cana can
Sensizliğim..bana zindan...
Nefesiz kalırım sensizlik kahredici
bunalırım.
Bir bilsen..
Nasıl anlatsamAldığım havasın..
Güzellikler perisi Ahiretimin hurisi
Cana can katansın.
hayat arkadaşım..Sen gülsünbahtın gülsün
ömür içinde ömürsün
bende sevgiler hoyratçasen miski amberkokladıkça
kutsal cennet ayaklarına serilse
Az gelir hayat arkadaşım...
bu gece çok yara aldım
yaralı bir şekilde uzanacaktım dizine ağlayacaktım..
hem çok hassas olmalıydın..
eskisinden daha iyi olurdum belki belki de ölürdüm.
belki rüyamda seni görürdüm unuturdum her şeyi..
belki de öldürürdüm o görünen gerçeği
uyuturdum uyanan her şeyi
yeniden severdim..
hazırım tek bir sözüne kanmaya bir bakışınla yanmaya sönmeye hazırım hala..
yüzeyselliklerden arınmış bir ilgi denizinde yüzdük seninle
ben seni hep taşıdım.
aldırmadım farkına varsam da bulandırmadım suyu soramadım.
bir gün ben olsam boğulan taraf kurtarır mıydın beni?
paylaşır mıydın benimle nefesini?
o zaman daha güzel olur muydu aşkımız?
sürer miydi şarkı sözlerimız?
yoksa yine aynı donuklukla mı bakardın yüzüme?
yoksa sende bana mı muhtaçtın?
onun için mi kapını bana açtın?
boğulur muydun seni bıraksam?
bilmiyordum ki ben..sadece seviyordum seni tutmayı.
yüzüne bakınca her şeyi unutmayı..
seviyordum hayal de olsa yaşatmayı..
seni yaşamayı seviyordum..
sende kimsede bulamadığım bir huzur buldum.
kaç kez uyandım kaç kez uyudum dizinde
güneş hep bizimle ay bizimle
kaç kez kayboldum izinde..
kaç kez yalnız iyileştirdim kendimi sen yoktun..
bilmiyordun o çabucak bozduğun oyuncağın tamirinin ne kadar zor olduğunu.
olsun..
gecem de senin olsun gündüzüm de
sen ol her gün ilk ve son sözümde
bin parçaya ayrılan yüzümde
gör silüetini
yak beni
öldür.
ama ne olur gitme..
bırak gözyaşlarım aksın sen kal.
gitme daha yaşanacak çok şey var.
gitme daha hiç hazır değilim yokluğuna.
gitme yürüyemem sensiz bu sokakta.
gitme ellerim havada kalmasın.
gitme bu şehri de karanlık almasın.
gitme bak arkandan çok şey gidiyor.
gitme gitme demek çok zor.
gitme bir yarım kalacak seninle.
biliyorum gideceksin ama gitme...
Dur burayı iyi dinle;
birkez daha söylüyorum ve son kez..
Seni seviyorum. ...
Artık gitme demeyeceğim zaten iyice hazırsın bu sefer.
Herşeyi yanında götür; anılarımızı umutlarımızı sevgimi de al belki lâzım olur.
Tek kelime etmesem diyorum ama etmeliyim sana bilmediğin bir şeyden
bahsetmeliyim; kendimden. Evet onca zaman tanıdığını sandığın benden.
Hırçın yanımı gördün daha çok oysa öyle uysal bir çocukmuşum ki.
Neydi beni zaman zaman hoyrat yapan?
Sanırım düşünmedin.
Birini ayrı tutsam da renklerin hepsini sevdim mevsimleri de.
Aslında çok şey var sevdiğim
kavgalar ve savaşlar dışında bir de niye olursa olsun
vedalaşma anları
İsterdim ki uyumlu halimi yaşasaydın daima ama bana hep vurgun
saatlerinde geldin ya da sen vurdun.
Uzaklara bakardım uysal çocukluğumda içimde dolmayan derin boşluğumla
denizden gelecek bir gemi bekledim durdum
sonra yıldızlara baktım yıllarca ve sen sandığım bir yıldıza.
Kadınlar erkekler çocuklar ve şehirler tanıdım çoğunu da sevdim.
Aşklarım da oldu hem de uğruna ölebileceğim aşklar ama en çok seni sevdim.
Ve şimdi gidiyorsun evet git içimdeki melek sana dua edecek.
Sanırım kahrolmayacağım bu veda sahnesine - senin baban öldü mü?
Bu gidiş ölümden beter olamaz.
Hangisi doğru bilmiyorum
Seni uğurlayıp öylece kalmak mı?
Yoksa benim uyumamı bekleyip gitmen benim de sensiz sabaha uyanmam mı?
Bence şimdi git hayır gitme! Yani git de önce üstümü ört
ben uzanayım şöyle ışığı kapat ve git.
Hayır hayır gitme!
Yani git de ışığı yak git ben karanlıktan korkuyorum da!
Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla.
Üstümü de örtme bu şevkat de fazla ışıkların hepsi açık olsun.
İçim burkuluyor sen nasıl gidersen git.
Dur burayı iyi dinle; birkez daha söylüyorum ve son kez.
Seni seviyorum.
Sen giderken ben içimden haykıracağım 'kusursuz bir aşktı bu' diye.
Kusursuz bir aşktı benim sana büyüttüğüm sen ne yaşadın bilmiyorum...
Yine de tanıdı gönlüm yaşadı
Bir kusursuz aşk büyüttüm sana pişman değilim
Her akşam vaktinde bu gönül üzülür
Hüzünle dolar seni düşünür
Şimdi çok uzakta kimbilir neredesin
Geri dön ya da dönme ben sendeyim...
Kendimi tanımıyorum..hayattayım ama nefes alamıyorum..herşey anlamsız.ve sen gelmediğin sürece bu böyle devam edecek.bir zaman gerektirecekse eğer bu bir ömür..hiçbişey beni mutluluğa bırakmıyor.bugün çok yanlızım sen gelmessen yarınımdA bu. seni bırakmıycam dedin..bıraktın :... beni bekleme dedin...bekliycem . bana kızma ne olursun buna inanmaya mecburum..ÇÜNKÜ ben tek seninleyken mutluyum.öyle bir sevgiki benimki ben severken ölümü unutuyorum seninle ölüp seninle yaşıyorum.ama sen yanlızlıgı seçtin yada ben öyle sandım.Yaşadığı süre insanın başına herşey gelebilir
başına gelen herşeyle savaşırsın ama karanlıkta oldugunu düşünmezsin AŞKIN dışında...
sadece aşkta düşersin karanlıga nerde nasıl oldugunun ozaman farkına varırsın ve siyahtan başka renk görmez gözlerin toz pembelerde olsanda..
söylesene karanlıkta savaşırsan nasıl korursun kendini??
Aşta renk yoktur zaten..Aşk ya siyahtır ya da beyaz..Savaşmaya niyetliysen ve en başta kabullendiysen yenilgiyi aydınlık - karanlık farketmez.. yaşam ölüm farketmez.sen yoksan zaten ben ölmüşümdür.eger gömmek istersen karanlıga gömme beni...ben karanlıkta öldüm sende öldüm ama sende gömülmek istemiyorum.ŞİMDİ sana söylemek istedigim tek şey kaldı..BEN TEK SENİ SEVDİM.
kalbim ellerinde ben ise SENDE ÖLDÜM
Yüregimde kopan firtinayi gönderiyorum sana sevgili çocuksu bakislarimin ardindan
Ellerimi kesen ayazlarimi gönderiyorum sana; askin akip gidisini seyret diye iç ülkemden iç ülkene.
Her seyi koca bir yokluk gören gözlerimi gönderiyorum sana yesile çalan yanindan umut bul diye.
Koca sehri bombos gören kalbimi gönderiyorum sana içindeki atesle isit diye.
Bütün mektuplarim geri dönüyor sevgili sehrime yoksun.
Bu koca yoksunlugun içinde kaybolmussun.
Hayat bizi terk edeli çok olmus ben aynalarda kaybolmusum sen
hayallerime bile ugramaz olmussun.
Bir masalmis her sey bir bakmisim uyumussun.
Ne masalin sonunu dinleyecek kadar uyanik kalmayi basarabilmissin ne de bana yeni masallar anlatacak kadar âsik olmayi.
Hasret yüklü gemilerim yollarini bulamadi.
Ben Leyla’nin cisminde tasidigim mecnun kalbi ile bir basina kaliverdim ask diyarinda.
Ne gemilerimi indirecegim sahillerim oldu ne de karadan yüzdürebilecek cesaretim.
Ask bitti. Toprak oldu bakislarimda ki umut.
Kalmak gitmekten vazgeçmektir derdi atam.
Be ne gitmeyi becerebiliyorum topraklarindan ne de yasamayi senin kurallarina göre.
Isyanlarim var eylemsiz sessiz isyanlarim.
Bir gök düslüyorum mavisi adam gibi mavi siyahi adam gibi siyah..
Ama gündüzleri gri bulutlar kapliyor gökyüzümü geceleri sehrin isigi.
Mavisi griye çaliyor hüzünle gökyüzümün yildizlari gam yansitiyor puslu bakislarla.
Her sey bir tebessümünde gizli kaliyor bazen.
Züleyha’ nin gülümsemesi kadar sicak Yusuf’un durusu kadar soguk.
Ask sana da bana da ne uzak sevgili.