Dün gece

---> Dün gece

Bir eşi olmalı insanın
Rüzgar onun kokusunu getirmeli,
Yağmur O’nun sesini.
Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği,
Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan eve dönerken,
...Cennetten köşe almışçasına...
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı…
Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı,
Çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın
Ben seni ölene dek seveceğim boş laf!!!
Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim diyebilmeli...
 
---> Dün gece

Çok mu sevdik dersin acaba?
Yıpratacak kadar çok,
Ve severken açtığımız yaraları, birbirimizi sevmekten zaman ayırıp kapatamayacak kadar hatta!
O kadar çok sevmiş olabilir miyiz ki?
Yoksa çok mu incittim yüreğimin zincirlerine vurup, her gittiğim yere sürüklerken ruhunu?
......
“Üstüne basa basa sevmiyorum” diyordun.
Hayır sevgilim hayır!
Kalbime basa basa gidiyordun.
 
---> Dün gece

Kızmıyorum hiç kimseye yaptıklarından dolayı
Aksine teşekkür ediyorum ihanet edenlere;
sadakati öğrettikleri için
Minnet duyuyorum yalancılara
doğrunun farkına varmamı sağladıkları için
Mutsuz edenlere dua ediyorum
mutluluğu daha derin hissettirdikleri için
Herkesi seviyorum
yaşamıma bir anlam kattıkları için.
Hayat bu yüzden daha güzel,
siyahla beyazı farkettirdikleri için
 
---> Dün gece

Kendime Gelemedim

Kaç kez gülerken öldüm, ölürken gülemedim,
Dünyaya geldim kaç kez, kendime gelemedim.
Gözlerim bahar gibi bin bir renge büründü,

Umutlarım peşimde yıllar yılı süründü
Ne ben git diyebildim, ne de o gidebildi,
Ne bir merhaba dedi, ne veda edebildi
Ne yolumu kaybettim, ne de menzile vardım,

Ben hep beni beğendim, hep kendime yalvardım
Dolap beygiri gibi döndüm durdum yerimde,
Ölümün benden fazla hakkı var üzerimde
Şimdi böyle çaresiz ufuğa bakıyorum,

Kararan ufuklara bir kandil yakıyorum
Ellerim yüreğime dokunmaktan biçare,
Gönlüm kendi kendini bölüyor pare pare
Gönlümün oturacak bir mekanı kalmadı

Satılığa çıkardım kimse talip olmadı
Virane yüreğimde tek baykuşlar ötüyor
Yangınlardan geriye biraz duman tütüyor
Ayaklarım da gönlüm gibi söz dinlemiyor

Yüreğimin sesini gönlüm de anlamıyor
Gezdim yedi düveli, bir defa ölemedim,
Kaç defa gittim geldim, kendime gelemedim…
 
---> Dün gece

uçurumun kenarında öylece kalakaldım şimdi
ne bir adım geri gidebiliyorum
ne de bir adım ileri
kurtar beni anne
bu bilinmezlikten, çaresizlikten
gel sen kurtar beni ne olur
çıkar beni bu çemberden
tut elimden, çocukluğuma götür beni
sadece bir oyuncak için üzülüp
oyun oynamak için gözyaşı döktüğümüz yıllara geri götür
şimdi volkanlar patlıyor içimde
anladımki yaş büyüdükçe
zorluklarda onunla beslenip büyüyormuş
minik bir kuş gördüm dün deniz kıyısında
uçmaya çalışıyordu
yeni dünyaya gelmiş belliydi
uçmaktı sadece istediği
ilerdeki zorlukları bilmeden
vurulma tehlikesini görmeden
tek uğraşısıydı uçabilmek
tut anne elimden
bu uçurumdan çek çıkar beni
yoruldum, çok yoruldum
öylece bırakırsan düşeceğim
bana da anne diyen
küçük hazinemi unutarak
yardım et nolur !

herşeyi ardımda bırakıp
keşke dönebisem yıllar öncesine
zamanın yıpratamadığı
o melekler ülkesine



~Şirin Koyuncu~
 
---> Dün gece

Kurtar Beni Anne

Hani sen hiç kıyamazdınya bana,
Bak acımadan kıydılar anne!
Hani gözyaşıma dayanamazdınya,
Hiç güldürmediler ki anne!
Hani parmağım kanasa için sızlardıya,
Şimdi kalbimi kanatıyorlar anne!
Hani sen ölürsen; ölürüm evladım derdin ya,
Yetiş kurtar beni anne!
Evladını öldürüyorlar sessizce...
 
---> Dün gece

Hadi Yâr... Bir sen dol içime, bir de hüzün..
Ah'ı öğretir özüme yüzün...
Demet demet şiirler topladım sana..
Güven dolu hayaller sakladım sana..
Derya oldum, sel oldum ağladım sana..
En safi duygularla bağlandım sana..
Kalbimi besteleyip söyledim sana..
 
---> Dün gece

Bir sabah sen uyurken, bir çığlık kopacak
Bu çığlık seni ve herkesi uyandıracak:
Kalkıp nereden geliyor diye bakacaksın
Baktığında bizim evden geldiğini anlayacaksın
Sen daha şaşkınlığını atamadığın bir anda
Bir sela sesi çınlayacak bu şehrin sokaklarında
Tüm insanlar toplanacak birden oraya
Benim öldüğümü söyleyecekler sana
İnanmak istemeyeceksin onlara
Sonra koşup geleceksin bizim eve
Sarmışlar beni beyaz bir çarşafa Bir hoca,
dua edecek baş ucumda Derken tabuta koymak isteyecekler beni Vermemek için tutacaksın beyaz kefenimi
Yalvaran gözle bakacaksın onlara Dokunmayın diyeceksin ne olur dokunmayın ona: Ben koyarım onu tabutuna
Ellerin varmayacak beni tabuta koymaya Mecbur olduğunu anlayacaksın bir anda Koyacaksın beni o uzun sandığa
Ve dönüp onlara beni sevdiğini söyleyeceksin Sonra dönüp bana İnan bu sözüm yalan değil diyeceksin Sarılıp tabutuma bir off... çekeceksin İşte o an benim aylarca çektiğimi Sen bir anda çekeceksin Geçte olsa hatanı anlayacaksın Bir an yaşlı gözlerle bana bakacaksın Bak sana döndüm diye yalvaracaksın...
Mecburen seni seveni.. Beyaz kefeninde bırakacaksın
Ve o günden sonra insanların dilinde
Geç dönen sevgili olarak anılacaksın !!
 
---> Dün gece

Şiirler yazarım
basılmaz
basılacaklar ama

Bir mektup beklerim müjdeli
belki de öldüğüm gün gelir
mutlaka gelir ama

Ne devlet ne para
insanın emrinde dünya
belki yüz yıl sonra
olsun
mutlaka bu böyle olacak ama

Nazım Hikmet
 
---> Dün gece

Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha aşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka...
 
---> Dün gece

Söyleyemediklerimle sevişirim bedenimde
Dilime vurmamış gözlerine değmemiş
Sözcükler barındırırım tenimde
Sen ile başlayan
Ben kelimesinin henüz şereflendiremediği
Ünleminin koyulmasını bekleyen
Ve kimse ile paylaşılmamış
Paylaşılsa da anlayamayacakları bir dilde
Cümleler hapsettim gözlerime

Gözlerim sırtında ağır yükün
Ve içinde siluetin ile artık
Bir yudum su içmek istiyor ellerinden
Gözlerim gözlerinde saklanan
Güvercinlerin utanmadan seviştiği
Çocukların umarsızca koşuşturdukları
Defnelerin kokuları ile ahenklendirdiği
O cennette
Karşısında senin gözlerin ile
Mahkumunu çıkarmak istiyor yüreğinden

Yüreğim yüreğinde can bulmak istiyor
Dudaklarında sana ait cümleler ile…
 
---> Dün gece

Dipsiz bir kuyudayım,hızla düşüyorum...
Ne kuyunun sonu bulunur,ne ben tutunabiliyorum...
Ben seni greçekten sevdim Yarim..Sevgini yürekten diledim...
Gittiğin günden beri acılar büyüyor,ben yavaş yavaş Ölüyorum

Gel..! ne olur.. Acımı yorma..!
Dön..! ne olur.. Canım yakma..!
Sev..! ne olur.. Sebebim olma..!

Uzun bir yoldayım,durmakısın yürüyorum...
Ne yolun sonu görünür,ne ben durabiliyorum...
Ben beni "Sen" bildim Yarim..Sensizliği bile sahiplendim...
Gittiğin günden beri damlalar dinmiyor,ben yavaş yavaş Ölüyorum

Gel..! ne olur.. Kan kusturma..!
Dön..! ne olur.. Dert yutturma..!
Sev..! ne olur.. Zalim olma..!

Ölüyorum ya!Ölüyorum!
Görmüyormusun her gün bi parçamı gömüyorum...
Taş kalpli Yarim..
Ö(z)lüyorum...! ama yinede...
Acıyı Şikayetsiz Kabulleniyorum
 
---> Dün gece

Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
Müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler,
İzzetinefislerini yıkanlar
Hiçbir zaman yardım
İstemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklara esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
Görmek istemekten kaçınanlar
Yavaş yavaş ölürler.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelern
Dışına çıkmamış olanlar.
Yavaş yavaş ölürler...
 
---> Dün gece

Senle her şey olması gerekenin en iyisiydi.
Bir gün beLKi biyerde gideceğini biLiyordum;ama
sen gittiğinde canımın bu kadar yanacağını inan hiç bilmiyodum.
Şimdi o mükemmel rüyadan uyanmış olduğuma inanmak çok zor.
Sabahına senin olmadığın bi güne açmak gözlerimi
ve Sesini duymadan uyumak zornda olmak çok zor.
Elini tutmadan yürümek sokakta,
Seni göremeyeceğim günleri düşünmek,
hiç olmadıgın kadar uzak olman çok zor.
Bir daha hiçbir zaman aşkın tam olarak olmayacagını bilmek,
hayatın sadece sen oldugunu görmek zor.
Kabullenmek bu kadar şeyi tarifi olmayan şeyler içeriyor.
Dön diyemem ...DEMEM...
Ama teşekkür edebilirim verdiğin her şeye...
Büyüttüğüm bu kocaman sevgi için teşekkür edebilirim.
Bana hiç unutamayacağım günler yaşattığın için,
Sahip olmak ne kadar güzelmiş öğrettiğin için,
 
---> Dün gece

Nasıl bittiyse bundan öncekiler,
Bu da biter..
Bite bite, sonunda ben de biterim,
Olur biter...
 
---> Dün gece

"İstediğim tek şey
Gece başını yastığa koyduğunda,
Aklına gelebilmek.."
 
---> Dün gece

Bahar gözlerinde saklidir.
O dalip dalip yasaran kocaman bakislarinda.
Dilinin ucundadir belki mutluluk, daldigin yerde arama.

Kirpiklerin daragacidir kimilerine,
Kimilerine tutunacak bir umut.
birgun titrek ellerimi uzatsam sana,
Sen de ellerimden tut.
 
---> Dün gece

En rezil erkek,
Sevgilisiyle yaşadıklarını arkadaşlarına anlatandır.
En rezil kadın,
İki günlük sevgilisiyle anlatılmayacak şeyler yaşayandır.



Nazım Hikmet
 
---> Dün gece

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir !!!
Unutma ! Bugün hayat veren su, yarın seni bile boğabilir...
Girmeye iğrendiğin kovuk, senin tek sığınağın olabilir...
Şu yalan dünyada denemeden bilinmez hiçbir şey....
Dost diyebildiğin seni her an üzebilir...
Varlığını bilmediğin biri çıkagelir ve seni senden bile çok sevebilir....
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst