Dün gece

---> Dün gece

Karşımda hafif hafif dalgalanıyor deniz
Sessizce esiyor rüzgâr duymasam da hissediyor tenim
Bilindik bir kayanın üzerinde seni düşünüyorum
Yaptığım kâğıttan gemileri suya bırakıyorum

Adını kazıyorum bu bank’a koyu koyu, irice
Belki birkaç yıl sonra başka âşıklar oturacak üstünde
Belki de sen başkasıyla
Bilmiyorum hiç bir şeyi duymak istemiyorum
Bilmediğim yerlerde dolaşmakla
Senin aldığın havayı solumakla
Geçtiğin yerlerden geçmekle
Adını her yere yazmakla huzur doluyorum
Çaresizim sessizce ağlıyorum

Bakıyorum yola çaresizce izliyorum geçen arabaları
Birinden sen ineceksin de ne bu halin diye kızacaksın bana diye hayal ediyorum
Birinden sen ineceksin de alıp götüreceksin beni bu yerden diye düşünüyorum
Ama hepsi devam ediyor yoluna sessizliğimi bozarak
Ben ise bakıyorum hepsinin ardından düşlerime dalarak

Sokak sokak geziyorum nedendir bilmiyorum
Bir umut ya belki seni bulurum
Bir umut ya belki sen beni bulursun
Aynı yerde oturup beklemek sıkkınlık verdi bana
Deliliğime delilik katıp daldım bilmediğim sokaklara affet
Sora sora buldum eski yerimi
Öğrendim de sayılır az ilerde hep uğrak yerin
Az ilerde işte mavi sessizlik
Az ilerde gidiyor işte kâğıt gemilerim
Az sonra işte sen geleceksin buraya
Az kaldı işte bitecek bu hasret
Az kaldı belki ben biteceğim bu sefer
Ama az kaldı işte her türlü bitecek bu sancı

Duydun işte yanıbaşındayım ve hâla oracıktayım
Hadi gel yanıma al kollarına yada gel tükür yüzüme öldür beni
 
---> Dün gece

Kapıyı çekip gitmeyi büyüklük zanneder insanoğlu
Bilmez düşünmez ardında bırakıp gittiğini
İstemeden yaptım anne elimde değildi
Elimde olsaydı da çıkarıp gösterseydim çaresiz kalbimi
Belki o zaman git derdinde böyle olmazdı
Belki o zaman hak verirdin de içim acımazdı giderken

Yaptım bir cahillik anne yenik düştüm kalbime
Değmeseydi dilim keşke o namerde
Bilemedim iyi gelir sandım
Önce gidip sessizce aldım
Karanlıklar içindeydim saat on ikiyi geçmişti
Sanki bir silahmış gibi sakladım onu montumun içinde
Kuytu bir yer buldum ve pustum
Açtım ve yudumladım
Kusmam geç olmadı fırlatıp attım
Gecenin karanlığında dönmek istedi o an çaresiz bedenim yanına
Keşke istemeseydi de dönmeseydim hemen
Dönemeseydim de anlamasaydın anne

Hep oturduğum bir bankta uyandım bu sabah anne
Sanki senin uyan oğlum diyişinle irkildi birden bedenim
Üstümde seninle beraber aldığımız mont vardı anne
Sarmıştı beni senin gibi
Ama olur muydu hiç o senin gibi kokmuyordu anne

Şimdi herkeslerden uzak bir yerdeyim sanki
Kimselerin bilmediği bir yerde…
Adını bilmediğim bir yokuştan çıkıyor cansız bedenim
Halsiz düşmüş ayaklarımın ise isteksiz çırpınışı
Sessiz hıçkırıklarımı duyamaz kimse burada
Burası başka bir yer biliyorum burası başka bir dünya



Neden insanı tek başına yollamamıştır tanrı
Neden gerek duymuştur iki meleğe
Neden bir değildir de ikidir bu sayı
Dengesini bozar diye midir acep…
Dengem bozulmuş durumda anne sol yanım ağrıyor
Sol yanım ağır basıyor sendeliyorum yürürken
Basmıyor sol ayağım sürüyorum
Neden sol yanım anne neden

Çok günah işledim sol defterim çok kabardı ondan mıdır acep
Defter kabardı günahlar boğazıma düğümlendi bundan galiba
Gitmez ki o melek sol yanımdan ya da bir ikincisi gelmez ki sağ omzuma
Dengelemek istemez hiçbir canlı bu bedeni biliyorum
Hak etti ve çekiyor cezasını bilmediği bir dünyada diyor herkes fısıldayarak duyuyorum…
Duyuyorum anne duyuyorum sessiz hıçkırıklarını duyuyorum sol kulağımda
Gelemiyorum anne gelemiyorum o yüz o yüz yok artık bende

Her şeyi arkama alıp geldim işte sana
Belki sağ omzumda ki meleğim olursun diye
Bırak sağ omzumda ki meleği, sende destek oldun sol yanımdakine
Bir oldunuz düşürdünüz beni sensizliğe
Bakakaldım çaresiz ardınızdan
Diyemedim bir şey baktım öylece ve yutkunmaya çalıştım
Boğazımdaki düğüm iki olmuştu boğuyordu beni
Gidemiyorum elimde değil affet
Kalbim öyle istiyor engel olamıyorum…
 
---> Dün gece

SUS YÜREĞİM SUS!
gözyaslarım süzülüp dökülmesin üzerine...
gökyüzü benimle aglarken ismini yüregine kazısanda sevdigini anlatacak gücün varmı?..
dudaklarım ismini söylesede, kollarım hayalini sarsada icimi acıtmaktan baska yaptıgın varmı?..
umutlardır insanın sarılacagı,gözlerin bakıslarıdır sevdigini anlatan...
sözlerdir aciz kalıp sevgiyi anlatamayan..
yanlıs anlama yüregim aglamak istemiyorum..
icimi acıtmaktan,gözlerimi aglatmaktan baska yaptıgın varmı?..
her sarkıda hüzünlenip kahrolmaktan,bizim sarkımızda kahırlar dolusu aglamaktan...
hayalleri ,kanayan yaralarına sarmaktan baska yaptıgın varmı?..
yıldızlara benzetip ellerimi uzatıp tutamamaktan, gökkusagını saclarına tac yapamamaktan,
rüzgarların kanatlarına sevdamı yazmaktan,
dudaklarımdaki buseleri kırılıp yerlere dökmekten baska yaptıgın varmı ?
sus be yüregim sus!! köz yapma yaralarımı, yaralarıma saracak sevdammı var..
gözyaslarıma dokunacak ellermi var..
yoksa sana sunulacak bir dilim ask mı var..
ne olur sus yüregim !!! deli rüzgar olup esme, esipte canımı acıtma..
gözlerime kanları doldurma, kefen yapma bedenime herseyi...
sus ne olur...
sus ne olur!.. acıtma canımı bu kadar,dayanacak gücüm yok biliyorsun...
senide cıkarıp canlı canlı gömerim yüregim ...ne olur sussss!!!
 
---> Dün gece

BEN SENİ SENSİZ SEVDİM
Ben seni severken
Sen yanımda yoktun ki!
Ben seni özlerken
Sen bilmiyordun ki!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen yokken bakışların vardı
Beynime kazınmış
Nereye baksam oradaydılar,
Ben seni sensiz sevdim..
Göremesem de, rüyamdaydın,
Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin
Ve kimse seni oradan çıkaramayacak.
Sen bile!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da, hayalin vardı,
Sen olmasan da, şarkılar vardı;
Seni hatırlatan...
Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın.
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da,yıldızlar vardı,
Sen olmasan da,bulutlar vardı,
Sen olmasan da,günbatımları vardı,
Sen olmasan da,denizler vardı...
Ben seni sensiz sevdim...
Aslında sen hep vardın,
Aynı şehirde,aynı sokakta,
“Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum”ama;
Ben seni sensiz sevdim...
Ne olurdu sende beni sevseydin?

Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim?
Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni,
Hani kıyamet koptuğunda...
Ben seni sensiz sevdim...
Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!!
 
---> Dün gece

Kara bir defter/ Gece

Kara bir defter var elime, rengini açmaya çalışıyorum .
Onayladığım birşey yok senden gelen,
Çare/siz/likten, kabul ediyorum...


Anlamaya gayret etmeksizin anlamsız deyip geçişler,
Dinlemeye gayret etmeksizin kulaklarını tıkayışlar,
Bakmaya gayret etmeksizin görmeyişler,
Sorular... Sorular... Cevap vermeyişler/Susuşlar...


Sağır mısın?

Kör müsün?

Lâl misin?


Kara bir defter var elime, rengini açmaya çalışıyorum .
Onayladığım birşey yok senden gelen,
Sen/Siz/likten kabul ediyorum...


Sevmeye gayret etmeksizin, nefrete bürünüş,
Paylaşmaya gayret etmeksizin, hücrelere yöneliş,
Sarılmaya gayret etmeksizin, yalnız nöbetler.
Karalar...Karalar... "Akla" desem/Susuşlar...


Kara bir defter var elime, rengini açmaya çalışıyorum .
Onayladığım birşey yok senden gelen,
Parçalarımı toplamaya çalışıyorum...


Aynı ayın altında parçalanışlar,
Aynı toprak üstünde tek sıra adımlar,
Ayrı yüreklerde birbirinden kopuşlar.
Karanlık gece/Dermansızlık/Susuşlar...
 
---> Dün gece

YİNE DE BEN TOPLARDIM YERLERDEN KALBİMİN KIRIKLARINI
en çok
senin yanında üşürdüm
sen beni her zaman üşütürdün de
haddimi aştığım zamanlarda
sana yaklaşmayı denediğim zamanlarda yani
en acımasız soğuğunu çarpardın üstüme
çok toydum
dayanamazdım
buz kesilirdim
ve son bir vuruşla
paramparça etmeyi de ihmal etmezdin
o buz kütlesini her seferinde
yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını
suya benzerdin
musluktan damlardın mesela
ben uykuya dalmadan hemen önce
uykumu getirmek için
yada durup dururken
bir salgın hastalık getirirdin uzaklardan
bana armağan ederdin
hiç bi şey yapmasan
ayakkabımın içine girerdin
tam da evden yeni çıkmışken ben
sen basbayağı suya benzerdin
ne zaman kötü hissetsen
kötü hissettirmek için
yokuş aşağı akmaya başlardın bütün gücünle
tabi ki ben olurdum yokuşun altında
ve her zaman hazırdı savunman;
yokuş yukarı nasıl akacaktın
ve tabi ki gövdemi parçalardın
sen benim gövdemi parçalardın da
yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını
sen suya benzerdin ya
sensiz olmazdı
olduğu kadar da olmazdı
yani ben bir hiç kimseydim
ama yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını
sırf ayaklarına batmasın diye ..
 
---> Dün gece

ÖLÜR MÜYDÜN SANKİ BENİ SEVSEN
Yaşadığımdan emin değilim.Gittiğinden eminim ama bak,seni özlediğimden eminim.
Yirmi dört yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok mesela.
Beceriksizliğimden,yalnızlığımdan,bu şehri sevmediğimden,düzensizliğimden,yorgunluğumdan,huysuzluğumdan,baltalarınızdan birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan,kırgınlığımdan,bir gün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden filan eminim.
Örnekleri çoğaltabilirim.Örnekleri çoğaltabileceğimden eminim
Birileri namusum üzerine yemin edecek
Ölür müydün sanki sevsen beni.
Günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum.Ellerim parçalanıyor ne zaman yazmayı denesem.Ağzım artık daha bozuk.
Her tarafta pis bir koku;nefes alamıyorum.
Çok bekledim seni.Her halimle,her yerimle bekledim.
Yetkiler verdim kendime;tuttum seni affettim.
Aramanı bile bekledim bazen.Ağır küfürlerle örtbas ettim sonra aramayışlarını.Bunca zaman aramayışlarını biriktirdim.
Seni bekledim ben çünkü
Seni bekledim.
İçtim..içtim..içtim...
Kustum.
En çok giderken bıraktığın kelimeleri kustum.Sanat filan dedi bazısı o kelimelere bazısı bunlardan bi b.k olmaz dedi.
Senin önemsediğin kadar önemsemedim ben o kelimeleri,senin danışma gruplarının önemsediği kadar önemsemedim.
Kustum..kustum..kustum.
içtim..
Ellerimle yaptığım cam evim kırılacak,
Ölür müydün sanki sevsen beni.
içimden geç
içimi sil
artık özlemek istemiyorum
Neye el atsam piç ediyorum.
Yine de fiyakalı durumlar peşindeyim hep.
En sert içkileri kaçırıyorum soluk boruma bilerek.Her yıl ilkokula başlıyorum.Her gün yeni bir krallık kurup öldürüyorum kralını gece yarısına doğru.
Uzatmaya gerek yok;sen olmayınca yapamıyorum
Yokluğun gümüş tepside intihar sunacak,
Ölür müydün sanki sevsen beni.
 
---> Dün gece

Artık yorgunum Baba!
Sıkıldım bahaneler ürettiğin içki şişelerinden..Bilsen acımı, anlasan az biraz, gömerdin şişeleri mazine belkide..Ama acım anlayamayacağın kadar derinimde..Sızlatıyor her zerremi benliğimde..

Artık yorgunum Baba!
Hep anlamaya çalıştım seni..Hep dedim ki " O da üzgün, oda çaresiz, oda yitik kendince" Ama artık yok bu işin anlaşılacak bi tarafı..Hani çaban olsa az biraz, sesindeki kifayetsizliğin ötesini bile duyardım..Lakin sen devam ettikce gaflete, anlamsız sana atılan her adımım, çareziliğime işaret dokunamadığım varlığın..

Artık yorgunum Baba!
Yaş değil kan dökülüyor gözümden her anıma..Eksiğim Baba derken, çokca kırgınlık bir yana dursun..Güvenim bile boşa çıkıyor, sana dairliğimi tüketen her çırpınışımda..

Artık yorgunum Baba!
Gidiyorum.. "Babam" dedikce acısını bu evin her duvarından yüreğime döndürüp, çarpmasına izin vermektense, gidiyorum işte bilinmezlere..
Yorgunum Baba, Çok yorgunum! Babamsın atamam satamam ya..Ama artık ötesinide bekleme benden ne olur! Gidiyorum artık bu acı nefesimi kesmeden gitmem en doğrusu olur...

Artık yorgunum Baba!
"Sabaha karşı geldim,uyankmıydın? Bir terbiyesizlik yaptım mı?" diye sorduğunda utanmadan.."İçki şişelerinden medet umarak zavallıyı oynaman evladına karşı en büyük terbiyesizliğin zaten! Ötesini yapsan ne olur?" dediğimde attığın tokadı bana değil çocukluğuma, gençliğime, yetişkinliğime attın Baba! Artık ne senli geçmişi yad ederim nede senli gelecek düşlerim! Bitmez içimde elbet sevgin lakin hep bir yara durur sol yanımda biri "Baba" dedikce kanar yaram, tükenir her bir zerrem, ezilir içim!

Artık yorgunum Baba!
O kadar yorgunum ki, Annemi bile düşünmeden gidiyorum başka imtihanlara..Bu bir isyan değil asla! Ama...
Artık yorgunum, Çok yorgunum Baba!
 
---> Dün gece

Masallardan geldim az önce,
Ninnilerle bi güzel uyudum
Dudaklarımdan kelimeler,
Yanaklarımdan gözyaşları damladı...
Kafamdaki yankıların sesini
Duyabiliyor musun?
Yeni yetme düşlerden
Uyanmış gibiyim.
Biraz bitkin biraz bıkkınım
Kendimden..
.
Yüreğimdeki çiçekler nefessiz kaldı.
İçimde yaşattığım çocuğun
Dizlerini kanattı hayat...
Ne anlatacak bir hikayem
Ne de masalım kaldı geriye
Aşk bana bir beden büyük geldi...
 
---> Dün gece

SEN BEN VE O


Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu düşüneceksin
Onu arayacak titrek ellerin
Onu düşleyecek gözlerin
Deli yağmurlar gibi düşecek özlemin avuçlarına
Gelmeyeceğini bile bile

Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu bekleyeceksin
Dudaklarında unutamadığın o isim
Yanıbaşında yırtamadığın o resim
Ve en paslı bıçaklar gibi umutlar yüreğinde
Dönmeyeceğini bile bile

Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu arayacaksın
Hasreti mum gibi eritecek seni
Çarpacak yüreğinde dev boyu bir yalnızlık
Ve bir batmış geminin kaptanı gibi bakışların ufukta
Görmeyeceğini bile bile

Biliyorum
Sen yine bu akşam o bomboş odanda
Onu anacaksın
Dilinde hüzünlü bir şarkının son satırı
Bir gün gibi yaşayıp bütün yılları
Özlem nöbetine tutulup ağlayacaksın
Çaresizliğini bile bile

Oysa ben
Yine bu akşam bekar odamda
Seni düşüneceğim
Seninle dolduracağım yalnızlığımı
Sigara dumanlarında gözlerin yakacak gözlerimi
Kırık kadehler gibi dökülüp kalacağım pencerelerden
O zehir şarkılara inat
Yine seni bekleyeceğim
Onu sevdiğini bile bile..
 
---> Dün gece

Yüreğime dokunanların köşesidir.

"Seni seviyorum" derken dudaklarım titriyordu,
"Sahiden bitti mi?" derken sesim,
Bilmeni istediklerimi yazarken parmaklarım titriyor şimdi.
Bir yalvarış değil bu, yalnızca oku ve geç.
Sadece bil istedim...

Ezgin Kılıç
 
---> Dün gece

İnsanın çocuklardan öğreneceği çok şey var
Düşmeyi göze almadan binilmiyor salıncağa.
 
---> Dün gece

Yolu açık olsun yolda bırakanın.
Ben, bana sunduklarınla değil, benim için vazgeçtiklerinle ilgileniyorum.
Ve görüyorum ki benim için değil, kendin için katlanmamışsın aşkın yüküne.
İşte bu yüzden yolun açık olsun.
Sen kolayı seçtin ve gittin.
Çünkü gitmek yormuyor kalmak kadar.

Kahraman Tazeoğlu
 
---> Dün gece

Arada gülüyor gibi yapıyorum..
inananlar bile oluyor !
Sövülecek yanını,
Ben hala seviyorum be kadın . .
Sonra susuyorum
Susturuluyorum !

Hakan Köylü
 
---> Dün gece

Bilirsin,
Medeni halim evli
Ama kalbim duldur
Ve bilirsin,
Böylesi durumlarda
'Saadet'
Oynanılması zor bir oyundur !

Ahmet Yıldız
 
---> Dün gece

- Yer'yüzündeki yaz sıcağı üşütürken seni..
Yar'yüzündeki ufacık bir tebessüm ısıtır içini !

|Gülsüm Abalı
 
---> Dün gece

Özledikçe kokunu çıkarıp kilitli çekmeceden,
Sıkıyorum bileklerime !

Özlemek ne zor şeymiş böyle . . .

Tuğçe Ada Göktaş
 
---> Dün gece

Eğer birgün gidersen,
Beni kaldığına inandırarak git !
Çünkü ben ancak,
Gitmediğine inanarak yaşayabilirim !

Kahraman Tazeoğlu
 
---> Dün gece

Sahici bir ayrılıksa gözlerinden !
Keşke sen,
Benden başka her yüzü görebilen bir kör olsaydın sevgilim !​

Hani,
Mavi bir eksenin karanlık kuyularından atmazdım belki kendimi..
Ama körü körüne de yanmazdım dipsizliğimde !​

Ve sen,
Kıyamete şeref edecek gözlerle bakmasaydın keşke . .

Elif Kübra Kıymaz​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst