Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sana koşulsuz sunduğum aşk, ona ihanet etmen anlamına gelmiyor.
Ki ihanet bir insanlık suçudur bana göre.
Ve ihanet, intikamın yan komşusudur; bir gün mutlaka kapını çalar…
..../harflerin acizliğiydi işte
yirmi altısını reddettim, üçü yetti
ben ‘aşk’ dedim, sen ‘git’..
Neyse
ikimizde bildiğimiz en iyi şeyi yaptık neticede
ben sev’dim, sen de git’tin…
Saçlarını omzundan geriye at, boynunu bana teslim et.
Kulağına söylemek istediğim şeyleri düşün sonra.
Farz et ki bunlar son sözler olacak,
Farz et ki birazdan öleceğiz..
Üstelik üstsüz, sarmaşdolaş ve çırılçıplak..
... Ah bu olmadık anda düşen yıldırımlar aydınlatmasa odayı ne de güzel olurdu.
Karanlıkta sevişmeliyiz seninle, eğer yanacaksak.
Kulağına söylemek istediğim şeyleri düşün...
Öldürecek bir şeyler var beni, çok uzak ve derin... Bir Attila İlhan'ın Pia'sı bir de senin hayalin...
Biliyorsun ki yanyana olmamız bile bize verilmiş bir nimet.
Saçların, gülümseyişin, kokun, sesin…
Gözgöze geliyoruz, gözlerimiz sevişiyor; elele tuttuştuğumuzda avuçlarımız… Aşkta zevk kalplerin sevişmesiyle alınır, ten kimin umurunda? Hadi sarıl bana…
belirli etmiyordum ama
Ben de mutsuzdum en az senin kadar...
Kırılgan, vazgeçmiş...
Kazandığından fazlasını kaybetmiş bir yolcuydum bu yolda.
Evet mutsuzdum ama asla umutsuz değil !
Gideceksin! Yaz kendini sonbahardan kışa doğru atarken.
İşte,işte böyle Allahsız;
Elemsiz,kedersiz,dinsiz,dilsiz,renksiz bütün duygularımı almış !
Köpek gibi !
Dünyaya siyah beyaz bakarak seveceğim seni!