Dev Fıkra Arşivi, Fıkralar Komık Fıkralar Geyık Fıkralar Arşiv

Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir hastanın oturmuş, birşeyler yazdığını gördü :
-Kolay gelsin, ne yazıyorsun?
-Mektup yazıyorum efendim.
-Yaaa...Kime yazıyorsun?
-Kendime..
. -Peki, ne yazılı mektupta?
-İlahi doktor bey, deli misiniz siz? Mektubu daha almadım ki...İçinde ne yazdığını bileyim.
 
Uçak, Yeşilköy'den kalkmıştı. Bakırköy Akıl Hastanesinin üzerinden geçerken, pilot birden gülmeye başladı. Hostes bu gülüşün sebebini sorunca şu cevabı verdi :
-Başhekim kaçtığımı öğrenince kimbilir nasıl şaşıracak!!!
 
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında :
-Şunlara son bir test yapalım da gorelim akılları başlarına gelmiş mi, demişler.Bunun uzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve :
-Buyrun beyler, yiyiniz, demişler. Delirlerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi
- Dur ne yapyosun, önce kaçanları yiyelim, öburleri nasıl olsa duruyor!
 
Deli, saatini hastane bahçesindeki havuza atmıştı. Bunu gören arkadaşı :
-Niye attın saati havuza, dedi.
-Nasıl yüzdüğünü görmek için.
-Peki, kurdun mu?
-Hayır.
-Enayi, kurmadan yüzer mi?
 
İki arkadaşın, bir kedisi varmış. Birisi :
-Zavallı kedi çok kirlenmiş ben onu yıkayayım, demiş. Diğer arkadaşı :
-Hayır yıkama yoksa ölür, demiş. Bizimki dinlememiş ve kedi'yi yıkamış ve kedi ölmüş. Arkadaşı :
-Ben sana demedimmi kedi ölür diye, demiş. Cevap şu :
-Ama ben kediyi yıkarken ölmedi, sıkarken öldü.
 
Osmanli Zamaninda Bİr PadİŞahin Çok Çİrkİn Bİr Vezİrİ VarmiŞ.vezİr O Kadar Çİrkİn O Kadar ÇİrkİnmİŞkİ Onun YÜzÜne Bakan Hemen YÜzÜnÜ Gerİ ÇevİrİyormuŞ.bİr GÜn PadİŞah Vezİrİnİ Huzuruna ÇaĞirmiŞ.padİŞah: Ya Vezİr!sen Ne Kadar Çİrkİn Bİr Adamsin BÖyle.doĞrusu Karina Çok Aciyorum Senİn. DemİŞ.. Vezİr Derİn Bİr İÇ Çekerek: Ahhh PadİŞahim Ah.sİz Karimi Bİr GÖrseydİnİz,asil Bana Acirdiniz..demİŞ.
 
Pahalı Papağan
Bir gün bir adam bir papağan almak ister ve bir phet shop'a girer.Gözüne bir papağan kestirir ve bu papağanın fiyatını sorar.
- Afedersiniz, bu papağan kaç para?
Diye sorar. Satıcı..
- 500 Milyon, der. Adam
- Alla alla niye bu kadar pahalı?
- Bu papağan inglizce biliyor efendim.
Diye yanıtlar satıcı.Adamo papağanın yanındaki bir başka papağanın fiyatını sorar.Satıcı..
- 1 Milyar, der
Adam..
- Peki bu niye diğerinden daha pahalı?
Satıcı...
- Bu papağan iki dil biliyor efendim, o yüzden
Adam başka bir papağanın fiyatını sorar. Satıcı..
- Bu papağanda iki milyar, der.
Adam..
- Peki bu niye diğerlerinden daha pahalı?
Satıcı...
- Bu papağan beş dil biliyor ve dört işlem biliyor efendim, der
Adam en köşede duran cılız ve bakımsız papağanın fiyatını sorar. Satıcı..
- Bu papağan beş milyar değerinde.
Der ve adam şaşkınlıkla sorar...
- Peki bu papağanın ne özelliği var?
- Bilmiyorum efendim, ötekileri buna müdürüm diye hitap ediyorlar..
 
Evli bir çift cadılar partisine davetliydi.Dışarıya çıkmak için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu, evde kalmak zorundaydı.Kocasına, partiye yalnız gitmesini, onun eğlencesini bozmak istemediğini söyledi.Biraz tartıştıktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti kadın da birkaç aspirin alıp yattı. Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi. Tam hazırlanırken "acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor" diye düşündü ve kocasının kendisini tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti. Oraya vardığında bir kenarda onu izlemeye başladı. Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla çok yakınlaşarak dansediyordu, nereye kadar gidebileceğini görmeye karar verdi.Kocasına yaklaştı ,Onunla çok samimi bir şekilde dansetmeye başladı,kulağına dışarıya çıkabileceklerini fısıldadı. Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan kadın eve gitti, kocasının dönüşünü beklemeye başladı. Adam sabaha karşı 01.00 sularında döndü ve doğru yatağa gitti. Kadin : "Parti nasıldı kocacığım" diye sordu, Adam da: "Sensiz hiç eğlenemedim tatlım" diye yanıtladı. Kadın, "inanmıyorum" diye cevapladı, "Bahse girerim çok eğlenmişsindir" Adam "Gerçekten hayatım. Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat kostümümü ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, anlata anlata bitiremedi....
 
Köyün birine genç bir imamın tayini çıkar.Ve bu köyde bir kızla tanışır aşık olur.Durumu cemaateki bir kaç kişiye açar ve ne yapması gerektiğini sorar.Onlarda kızın babası aşırı solcudur.imama asla kız vermez derler.Ama imam dinlemez.alır eline çikolatasını kızın kapısına gider.ve haliyle babası imamı evden kovar.İmamdaçaresiz evine gelir sabah ezan okumak için camiye gider ve derki;
Şimdi bu ezanı sevipte kavuşamayanlar için okuyorum.
 
Temel Ehlİyet Kursuna YazilmiŞ Kurs GÖrevlİsİ Temele Sadece Bİr Soruya DoĞru Cevap Verebİlİrse Ehlİyet AlabİleceĞİnİ SÖylemİŞ. Kurs GÖrevlİsİ:gece Yolda Arabanla Gİdİyorsun. Yol Karanlik KarŞidan Bİr IŞik Gelİyor Bu Nedİr?
Temel:bİr Motorsİklettİr. DemİŞ Ve Ehlİyetİ Almaya Hak KazanmiŞ. Bİr İkİ Ay Sonra Temel Kaza YapmiŞ Ve Hastaneye KaldirilmiŞ. Temelİn Ehlİyetİ BaŞariyla AldiĞina İnanan Kurs GÖrevlİsİ Temele SormuŞ "senden BÖyle Bİrkaza Beklemİyordum Olay Nasil Oldu Anlatirmisin" Temel:gece Yolda Gİdİyordum Yol Karanlikti KarŞidan İkİ Tane Motorsİklet Gelİyordu Bende İkİsİnİn Arasindan GeÇmek İstedİm MeĞer O Gelen İkİ Motorsİklet DeĞİl Bİr ArabaymiŞ
 
Ameliyat
İki sevgili bir ağacın gölgesinde oturuyorlarmış. Kız birden sevgilisine, sana ameliyat olduğum yeri gösteriyim mi der. Adamın ağzından salyalar akarak göster der. Kız :
- Şu karşıki bina...
 
Köyün birinde Ahmet isimli herkes tarafından sevilen biri varmış. Birgün kahvede otururken televizyonda Süleyman Demirel'i görmüş sesli bir şekilde bu eskiden bana abi derdi demiş. Köylüler yapma Ahmet abi onu nerden tanıyorsun demişler. Ahmet abi ispatlamak için hadi o zaman Ankaraya gidelim demiş. Dedikleri gibi Süleyman Demirel Ahmet abiyi görmüş ve eline sarılıp abi hoşgeldin demiş. Köylüler şaşkın bir şekilde köyüne dönmüş aradan bir kaç gün sonra Ecevit'i televizyonda görmüş köylülere her gördügü yerde elimi öper demiş ve köylüler hadi anladık Süleyman'ı da bunu tanıyor olamazsın demişler, girmişler iddaya ve başbakanlığa gitmişler. Herşey Ahmet abinin dedigi gibi olmuş. Köylüler çok şaşırmışlar ve köylerine dönmüşler. Birgün televizyonda Bush'u görmüşler ve Ahmet abi benden çok çekinirdi Bush demiş. Köylüler hadi Ahmet abi onları anladıkta bu Amerikada demişler, olmaz öyle şey... Amerikaya gitmişler Ahmet abi Beyaz Saraya girmiş diğer köylüler dışarda bekliyormuş uzun bi süre Ahmet abi çıkmayınca meraklanmışlar ve yanlarından Micheal Jordan geçiyormuş. Kardeş senin boyun uzun şurdan bi zıplada içerde kimler var diye sormuşlar. Adam sıçramış ve demişki valla biri Ahmet abi, diğerlerini tanımıyorum...
 
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan doğudaki bütün okullara bir bildiri yayımlanmış: "Bu kış soğuk geçecektir. Lütfen kullandığınız yakıtın cinsini, kod numarasını ve stok durumunuzu bildirin."
Bunun üzerine Erzurumdan bir okul müdürü cevap yazmış:
"Yakıtımız pohtur, kod numarası yohtur, stokumuz ise çohtur."
 
Yaşlı adam torununu karşısına alarak:
- Bak torunum biraz sonra gideceğimiz yer sosyetik yer, eğer orda çişin gelise dede kulağına üfliyim mi? de ben anlarım. demiş. Neyse akşam olmuş, misafirliğe gitmişler ordakiler:
- Nolur burda kalın,nolur diye ısrar etmişler. Adam onları kırmamak için evet demiş. Gece yatarlarken çocuğun çişi gelmiş. Hemen dedesinin sözü aklına gelmiş.
- Dede kulağına üfliyim mi? demiş. Dede de:
- Üfle torunum, demiş.
Çocukta hemen dedenin kulağına işemiş...
 
Üç ülke başkanları, Amerikan, İngiltere ve Türkiye başkanları bir basın açıklamsı yaparlar konu ekonomik açlık sınırıdır.
İlk önce Amerikan konuşur; bizde 4 kişilik bir aileye aylık 5000 USD gelir düşer, biz onlara 6500 USD veriyoruz, 1500 USD' yi ne yapıyorlar bilmiyoruz.
Sıra İngilize gelir bizde 4 kişilik bir aileye aylık gelir 5000 Sterlin düşüyor. Biz onlara 7500 Sterlin veriyoruz 2500 Sterlini ne yapıyorlar bizde bilmiyoruz.
Sıra Türk'e gelir valla bizde dört kişinin açlık sınırı 800 000 000 TL gelir düşüyor. Biz onlara 300 000 000 TL veriyoruz, onlar 500 000 000 TL'yi nerden buluyorlar bizde anlamış değiliz
 
Bir gün çocuk eve gelir ve babasına
- Bize politika nedir diye ödev veriler, der. Baba yanıt verir:
- Bak oğlum ben kapitalizm, hizmetçimiz işçi sınıfı, annen devlet, sen halk, kardeşin ise gelecek.
Gece oluyor ve kardeşi ağlıyor. Bakıyor ki kardeşi altına doldurmuş. Babasının odasına gidiyor babası hizmetçiyle yatıyor, annesinin odasına gidiyor ve annesi uyuyor. Çocuk gidip yatıyor sabah kalkıyor ve babasına diyor ki; baba ben politikanın ne olduğunu öğrendim. Kapitalizm işçi sınıfını kullanıyor, devlet uyuyor, halk kimsenin umrunda değil ve gelecek bok içinde
 
Bir adam varmış. Adı Tali. Çalıştığı iş yerinde şefmiş. Herkes Şef Tali olarak sesleniyormuş mecburen. Karısı da varmış bu Şef Tali'nin. Karısı biraz “r”' özürlüymüş. Bir gün evini aramışlar. Karısı cevap vermiş:
- Buyurun kimi aradınız?
- Şef Tali yok muydu hanımefendi?
 
Adamın biri trende giderken çok sıkışmış. Trenin tuvaletine gitmiş çok kalabalık olduğunu görüp tekrar kompartımanına dönmüş. Ne yapsam ne yapsam diye düşünmüş ve aklına bir fikir gelmiş. Poposunu trenin camında çıkarmış ve büyük abdestini yapmaya başlamış. Bu sırada orda bir polis bekliyormuş ve telsize eğilerek:
- Komiserim trende şüpheli bir şahıs var, demiş
Komiser : Tarif et.
- Polis : Ablak suratlı bir adam trenden kafasını uzatmış komiserim. Gözleri şişman olduğundan gözükmüyor,burnu içine gömülmüş,ağzında da purosu var
 
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum. Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İçeride sesler yükselmiştir. Adam :
- 1 milyar dolar.
Papa :
- Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik?
 
Bir mahkeme salonu düşünün... Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır...
- Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz? Yaşlı teyze cevap verir :
- Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız...
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar :
- Peki Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz? Kadın yine cevaplar :
- Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir.. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor..
Yine herkes şokta.. Bütün salonu bir uğultu kaplar.. Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar...
- Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst