Brise

---> Brise

Bir cümledeki anlam bozukluğunun söylerken ya da yazarken değil de, yaşarken oluşması kadar yıpratıcı bir nokta koymayı da öğretiyor hayat..
Maksadına aldırılmamış ukdelerde, iklimi farklı sinelere sarılmış sitemler, müjdeler işleyecekken isyanların alnına, kalbimde aklanıp yanaklarda allanan utanmaya uyanmış gözler ağlattım. Ve belkide, daha çocukken öğrendiğim derlerin en uzun tenenffüslerinden daha uzun sürdü hıçkırıklarım. Kimsesiz gibi görünen sessiz kalabalığımda, diline kadar küsmüş yalnızlıklar anlatırken, yolun nereye gittiğini bilmeyen yolculuklar abartıp, umursuzluğu usalanmak bilmeyen huzursuzluklar kanattım.
Ayrıntılarda gizlenmiş doğrular fısıldanmış kulaklarımda, gerçeğin yüzüne bakmayı unutmuş sahtekarlar atlatırken, geçip giden günlerin yorgunluğu şimdi anlaşılsa da, tavsiyeler şemsiyesi açtırmadım, şımarıp zayıf kalmasın diye anılarım..


Evet sayın Türkiye cumhuriyetinde değişik heyecanlar özgürlüğünü kullanmakta olan saygısı kimine değer, kimine değmez arkadaşlar ;
ben buraya farklı bir amaç uğruna üye olmuş bir insanım. Hiç birinizle dalga geçmedim ya da sabrım çerçevesinde siyahlara boyamak istemedim kimseyi. Her gün burada daha önce farklı yerlerde bulunduğum gibi ama çevrim içi ama çevrim dışı bulundum. Hiç bir bayana farklı amaçlarlar doğrultusunda yaklaşmadığım gibi, hiç bir erkeğede terbiyemi bozucu yorum veya yorumlarda bulunmadım. Kendi adıma ve o yeni doğmuş çocuklar adına bir kitap aşamasındayım ve çok şükür bitmek üzere içinde bulunduğum gözlemler doğrultusunda. Yani kısaca açıklamak gerekirse, kimseye avuçlarımı açarak para dilenmeyerek, tamamen belli bir yardımsever arkadaş kalabalığında emeklerimiz karşığını almaya az kaldı Allah izin verirse. Demem o ki, her biriniz bizler için bir deneydiniz ve kendi gibi davranan ya da davranamayan herkese teşekkür ederiz. Görüşmek üzere inşallah, siz ve sizin gibi herkesle... EYVALLAH...

Bu arada söylemeyi unuttum. Burda veya herhangi bir yerde paylaşmış olduğum hiçbir yazı ya da şiir ktap dahilinde değildir çünkü bu tarz reklamlara ihtiyacımız yok !
 
---> Brise

Aynı şarkının anlattıklarında kim bilir kaç kişinin kaç farklı divanelik yaşadığını düşünürken, cam kenarı dalgınlıklarım oluyor benim, buğularına anlatacaklarımı sığdıramadığım.
Başka şehirlerdeki arkadaşlarımla sohbet eder gibi oluyorum, sokaklarını bilmediğim kaldırımlarda yürürken. Sen yanımda yokken alıp verdiğim nefeslerin soğuk rüzgarında uçurtmalar uçuramıyorum anlayacağın...
Gülüşün penceresinden etrafa bakarken, mutluluk farkındalığını seninle özetleyecek olursak, ikimizin dışında herkeze bağımsız birşeyler söylemek isterken;
Mertebesi tescilli hükümlerin sunduğu mutluluklar, müebbet aşkların başlığıyken, yağmurun kokusu parfümlü çiçekler sana söylenecekler kokunca, senden başkasına doğmuyordu kalbimdeki güneş...

 
Son düzenleme:
---> Brise

Biz insanlar çok garip varlıklar olmaya başlıyoruz. Çok yakışıklı süslenerek tüm ayrılamayan vedalara, saçlarımızı tarayarak ağlıyoruz. Ama olsun bazı acılar alışıldık, bazılarıyla yeni tanışılıyor diyebiliyorken kendimize, sınavlar limanında bütün doğruları öğrendiğimizi gerçekleri yolcu etmeden farkediyoruz. Olayın '' anlat bakalım '' katında kalınca beynimizdeki asansör, bütün hoşçakallara el sallıyoruz. Hiç başkacalıklara gerek duymadan zamansız büyüyor sevgili şiirlerimiz. Kalbimizin güneş açmış taraflarında yalın ayak oluyor duygularımızın koştuğu her sokak ve bizi ıslatan tüm yağmurları kurutarak durulanıyoruz. Haydi yutkunalım meşakkatli bir geçmiş ötesini de, içimizde boğulsun tüm kırgınlıklar diyerek tutuşuyor ellerimiz. Yani birileri bize sarıldığında başkalarının sıcaklığını ağıtlaştırmıyoruz gönlümüzde. Sevmek hatırasında son defa birşeyler yazarken ağlayınca kalemimiz, peşin ödüyor bütün boş kağıtlara olan borcunu. Bir şehir çarşısı kalabalığının yalnız adımları gibi yürürken, hayatımızın son gününün adının ne olacağını bilmemek gibi birşey oluyoruz. Anlayacağınız, kader denilen hazırlıksızlığın acıttıklarına sürülecek merhem kalmıyor birileri bizden gidince. . .​
 
Son düzenleme:
---> Brise

Hiçbirinin altında kalmamışken üzerime düşen hasretler hasadının, sabırsızlık sancılarına herşeye hazır çabalar küsünce ya da yalnızlıkla kamaşmaya alışınca durgunluk,hoşçakallarını bağırıyor sana gözlerim..
İyi bilirsin, hayatın tahterevallisi yeryüzüyle gökyüzünü anlatırken, hıçkırıklarıyla dokunmuştu sana yüreğim..
Ve artık daha iyi biliyorsun ki;
Farklı düşüncelerin misafirliğinin ev sahipleri vasfında el sallarken hayallere,rüya kapanları kurulu uykulara hapsolmadan önce, geceyle gündüz kadar uzak olmaya çalışıyorum senlik heceleri barındıran bütün sessizliklere..​

 
---> Brise

Gülüşü gölgeli mutlulukların içindeki roller gibiyiz.
Hayatın nefes sağanaklığına ağlayarak katılıp, ağlatarak ayrıldığımız dünyada, değer biçili virgüllerden oluşan bazen iyi bazen kötü noktalarken, yaşamın silsileli çıkarmalarının sonuçlarını hesaba katmakla geriye kalan sevinçleri toplamayı bir türlü öğrenemedik. '' Çünkü '' avukatı vardır ya her sebebin, bu da öyle bir savunma sebebi olsa gerek ki, her ne kadar gülümsemek için inatlaştıysak, o kadar arsız yalnızlıklar taşımaya terkedildik. Çünkü gece, içimizdeki bütün kendini kandıran belkilere rüyasız uykular diliyorken, içimizin yastık kadehlerinin dolduğu gözlerde söylenemeyen bütün cümleler ölü doğuyordu.Birileri ise bu durumdan istifade etmek için kimi acınmak, kimiyse acıtmak için geziyordu sayfaların göz kuşağında. Ve belkide sırf bu yüzden, dönüp arkasına bile bakmıyordu kalem...​
 
---> Brise

Cesaret meşalelerinin coşkusunu söndürerek karanlığa gülümsemek, aydınlık sabahların soğuk ayazını hiçe saymaktan vazgeçmeyeceğini söylese de, sahtelik magandaları çıkar rollerinde gerçekleştirdiği iyimserlik cinayetlerine imza atmaktan yorulmadığı sürece, yastıklarımıza sarılacak hıçkırıklarımızdaki duyulmayan cefakar yankılar.
Gülmek ve gülümsetmenin tarifini veren bütün sebebiyetler umursuzlaşmaya devam edecek. Kutlanırken nice mutlu seneler dilekli doğum günleri, mekanı cennet olsun dualı ağıtlar gönüllerde yanacak. İstemesek de yine bir keşke çekiyoruz ama keşke küflenmiş olsa içimizde közlenen suskunluğun söz yaşları ve sızlamasa damarlarımızın acılara şahlanmışları.
Sonrasından haberdarız haberdar olmasına da, ne zaman insanlardan başı dönünce durmaya karar verecek ki dünya. . .​
 
---> Brise

Kimi zaman menfaatler, kimi zaman da toplumsal bireyliğimizin güçlü olmak zorunda olduğu hayat çerçevesinde yaşamak uğruna birçok acıya alışıyor ve alıştırılıyoruz. Ama çıplak dediğimiz adımlarımızda uykuları kaçırılmış tabirlerle çalkaladığımız rüyalarımız, umutlarımızın dövüldüğü kalabalığa alışamıyor.
Bütün sessizliğimizin dili öğrenirken sevdiğiyle başlayıp maaleseflere dokunduğu noktayı, yaz gününe şimşek çakmış bir gökyüzü isyanında umutları kaybolan bulutlara arkadaş olmuş gözlerimizin ıslaklığı, içimizdeki sesin çıkıp kurtulacağı kapıyı bulamaması oluyor.
Hayalleri zifiri olan gecelerin '' dört '' denilen duvarına '' tek '' denilen bir yalnızlık bırakırken, '' sustum '' yazmamız yeterli oluyor ruhunda vicdan büyütmüş gölgenin sıcağına. Unut gitsin diyerek geçiştirdiğimiz herşey, unutacağız diye değil keyfimizin tariflerinin bozulmamasınayken, unutalım gitsin...​
 
---> Brise

Masalları unutup hayallere aldanmadan, insanların birbirini eşitsiz severek sarıldığı yağmurlarda sahneye çıkan bir gökkuşağı göstersene bana. Takma sessizlik kelepçeni dudaklarına, böyle bir şey göremeyeceğimi zaten biliyorum.
Çünkü hepimizin birbirinden farklı hayat felsefelerinde, birbirinden farklı uğraşlar yorgunluğunda denk geldiği narinlik görünümlü taştan vicdanlıları olmuştur hayatında. Saatlerin bizleri eskitmeye yürüdüğü yorulmamışlıkta, acıları belli olmayan gülüşlerin tekrarları göz kırpıyorken bildiği gibi gelen hayata, göç ettiğim yağmurların ıslanan gözleri göz göre göre kurudu, sonrasına söylenecek sözleri umursamadan. Anlayacağın, o kadar papatya kurudu ki gönülde, kalp yüzümün göğüne güneş çizmeyi unuttum..
Başka bir deyişle, etrafa sensizliği öğretecek tecrübelerden yorulan hevesli sonralar sonlarını çağırırken, kimi yazılmadan okundu kimi ezberini unuttu. Yani ne kadar da rüzgar koksa özlenmişliklerin uzağı, karanlığı aralanmış ayrılıkların suskunluğuna oturan seyircilerinden biriyim şimdi. Daha ne demeli ki sana, ömrünü uzatsın kelebeklerin çırptığı her kanatta uğur böceklerinin uçuşundaki karşılıksız sevgiler...​
 
---> Brise

Gönüle gelenlerle gidenlerin matematiğindeki zifiri kalabalıkta, hüzünlerinizi toplayanın sağlaması sağolsun ki, yaralarınızda yıllanarak saklanmaktan kurtuluyor acılar...
Yalanların hipnozundaki bağnazlık, hayatın gerçekleri tokatlarıyla tanıştıkça akıllanıyor. Kurtulun galibalarınızın göremediği yanlış tahminli kördüğümlerden. Aynalarla arası bozuk gölgeler gibi, neyle nasıl baktığınızı değil, nereye nereden bktığınızı nedenleriyle ovuşturun biraz. Gördünüz mü ? Duasızlığa terkedilen bir mezarın unutulmuşluğu gibi gömülüyor safiliğinize saygısızca davranan önyargılar. Çabaları çarpık çaresizliği, olmayacakların bundan sonrasına çarpıp, hayret kokan sabırlar doğurursunuz inşallah göğsündeki küçücük kalbe kocaman sevdalar sığdıran insanlar...​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst