Brise

---> Brise

Biraz sohbet, biraz merak,
belkide bir tek sana, kendimi bu kadar uzun anlattım.
Umutsuzken geçiştirdiğim gülüşleri, mutluluktan ağlatırken,
bulutsuz bir güneşe inanarak ilk defa,
yağmurları toprağın kokusuna aldattım.
Halini hatırdan kesecek dili,
adını anmayacak kadar sabıra sustururken,
hayırlısını zamana bırakmış,
gördüklerim doldu gözlerimin içi.
Yarası kabuğunda sızlayan acının damarına basılır mı.
Sinede birikmiş inandı sayılan yalanlar,
koynunda beslenen yılanı doyurur mu. .
Tabiyatında yokmuş gönülden sevenin,
başka birinde doğası.
Ömrün yettiği yerde, yaşamın izahıyken hayat,
kaderde bizi tanımış sayılır mı.
Biraz ben, biraz başkası,
yalnızlığın komşusu gibi söylenirken,
kendi başına her bir sitem,
gidip de dönmemenin dedikodusunda,
özlemekten kaçılır mı. . .
 
---> Brise

Kalbimde seni unuttuğunu zanneden her manşet değişiyor, bir tarihin rakamları gibi zamanı kandıran...
 
---> Brise

Bu alışılmış sıkıcı tebessümlerin sahteliklerini anlayabilmek için,orijinal sebeplerle göz göze olman gerekebilir. Yani bir sürü denkleme,teoriye,tahmine ya da tanıma gerek yok...
Rahatlıkla genelleyebilirim bu durumu çünkü insanların birçoğu birbirlerine sen çocuk ruhlusun,yaşının adamı değilsin vs vs bir sürü saçma sapan tabirler kullanıyorlar. Hiç mi düşünmüyorlar bu tabirlere maruz kalanların bu konularda rol yapabilme ihtimallerinin olduğunu.
Sırf bu yüzden teşekkür ediyorum hepinize içten gülücüklerin değer sahipleri. Siz olmasaydınız nasıl yaralarını kurumuş gibi gösterecekti bu insanlar..
Tüm sokaklara,şehirlere ve hatta ülkelere dağıtılmış, başını yastığa vicdanı kayıplara karışmış vaziyette yaslayan vudumduymaz bayraklı ordular. Rütbece kendini zeki zanneden cahillik paşaları. Tez zamanda nerede ne yaparak kime nasıl davranacağınızı öğrenmeden geberip gitmezsiniz inşallah !
 
---> Brise

Aşk geçirmeyen kalpler takmış göğsüne insanlar.Nereye baktığını bilmeyen gözleri anlayabilmekmiş sanki işin şakası. Cabası bol çabası boşa harcanmakla dolup taşarken sağ sağlim sabahların kendiyle olan kavgası şehrin en güzel manzaralı yerinde oturan yoksulluğun içinde büyüyen çiçeklere değmemiş gönüller. İstediğimiz gibi esmek için sevmek kadarken ne yağmur olabilmişiz ne de güneş.Lafa gelince çorbayı tuzlamadan da doyuyor karnımız ve ekmeği bölerek de yiyebiliyoruz. Sorsalar bir çocuk elindeki taşı ne kadar uzağa atabiliyorsa o kadar yakınız pişmanlıklarımızı anlatmaya. Farkındaysak kendi aydınlığında eriyen mumlar kadar sahipsiz olmaya başlamış karanlığımızın isimsiz yarınları. Görmezden gelmeyi dört dörtlük başarsak da hatıralarla uslanan gönlümüzden sustuklarıyla muhabbet eden dudaklarımıza kadar terketmişiz hayatı. . .​
 
---> Brise

Gecenin bir yarısı söylenen tüm sözlerimiz,
güneşin sabahla getirdiği hatırla sessizken,
yine mi düşmüşüz yollarına bu hayali duyulmaz serüvenin.
Birbirine yaralarını gösteren çocukların masumluğuna mı bürünmüşüz..
Eceli acele tanımış şarkıları dinleyen kulaklar yorulmuşken,
hayatımızın belli bölümlerine takılmış nazarlıkları hiçe sayıp,
bir şiir daha mı yazsak herkese,
içimizdeki dertler düğününe kimseyi çağırmadan.
Herhangisiyken kalabalıklar içinden seçilmiş bir rengin,
kadife karanlığa beyaz sürsek olur mu?​
 
---> Brise

Gecenin kimsesiz kalabalıkları sessizliğinde,
kafamın içinde yalın ayak yürüyen umutlarımın,
senin düşündüğümü dinleten şarkılarda,
hayalinle dans etmesi bir yana,
uykuları da unutturan bir rüyaymış gözlerime gözlerin.
Gülleri gülümseten ellerin
ve ufuklarımın çizgisini çizen bakışında,
verdiğin sözlerin kıyılarına sığınacak haldeyken bedenim,
ummadığım yerden düşen bir taşa ne gerek vardı,
dalgasını değiştirmesi için içimdeki denizin. .
Artık hayatın verdiği her nefes,
ayrılığının koyusuyla demleniyor dudaklarıma.
İnsanları sana benzetmeye alışkın olmadığım günleri avutuyorum.
Kalbimin büyüdüğü sokağa saklanan,
oyunlarda arıyorken ikimizi,
mevsimler hep geç kalıyor hatırana.
Her sabah cevabını duymaya korktuğum,
bu soruyla doğuyor bana güneş;
seni ne kadar sevdiğimi,
dinlemesi gereken zamanları bitti mi kaderin. . .​
 
---> Brise

Her rengin tarafsızca kavga ettiği bir beyazda,kimin daha koyu göründüğünü anlayabilmek nasıl bir çelişki? Şimdi yazdıklarını önceden okumuş gibi yaşamak, kendinden bir kopya mı çektirir hayata.Diyorum ki, doğum günü mumları gibi söndürmeyelim geçmişimizi.Ummadık taşın başımızı yaracağı an, o taşın suyunu çıkaracak gücümüz varken, sarılmasın dilimiz yalvarır gibi damağımıza. Kızgınlığımız, derince çektiğimiz bir hayatın nefesini bırakmak olunca ,yorgunluğumuz boşvermekte haklı olmak kadar gülümsemesin.Arkasını çevirdiğimiz bir sayfanın hışırtısına aldırış etmeyen kulaklarımız, kendinden örnekler bulma çabasında kelin merhemiyle sürülmesin.Çaresiz umutlar sabahın körü, zamansız bulutlar baharın sonu olup, gecenin yarısı keşkeler dolunca, susmak istediğimiz cümlelerin sonuna tek bir hizada bizi selamlayan noktalar dizilmesin.O beynimizdeki bencil avukat,o çözümlerimize yardımcı gibi görünen batıl doktor ve ana vicdanından kopma kalbimiz insaniyetle bir olmadıkça, hayatımızın lakabını doğar doğmaz takan kaderin sonundaki küfürler silinmesin.Yerin kulağını susturmaya çalışırken üzerinde yürüyen insanlar, gürültü çıkardığını sanarak boşuna tepinmesin. . Gürültüsüzdür kalbimdeki şehir. . .
 
---> Brise

Sen masallarından uyandım artık sevgili,
senin masalların epeyce kuralsızlar.
Bir varsın, bir daha yoksun bildiğin gibi. .
Yeni bir hayatın ilk adımları tedirginliğinde,
bilmiyorum sana ne söyleyeceğimi.
Beni ilk bulduğunda tanıdığın kadarım belkide hala.
Hakkımda ne düşündüğünü bilmeden sevdiğim,
sevdiklerim dolu geceleri rüyalar.
Fakat ,yüreğimde başkaca bir ıssızlık var,
sessizliğimden derin, çekip gitmelerinden daha uzak.
Söylediklerimi hissedip, anlamaya çalışır mısın bilmesem de,
boş defterleri karalamadan duramayan,
bir yalnızlığın susmuş diliyim gocunmayarak.
Gün gelir, geride kalan zaman düşer gözlerimden sızlayarak.
Biliyorum ki ben ağlayınca,
gözyaşımı taşıyacak insandır dualarımdaki nazır.
Edebildiği kadar mutluluğun,
daha fazlası olacaktır içimdeki teselli.
Kim bilir,
son olduğunu bilmeden tükenen şanslarımın,
bir faydası olur belkide gün gelir. . .​
 
---> Brise

Birden bire bazen dışarıdan izliyorum kendimi her olan bitenin farkına varmak isteyince mesela...
Kendimi ne kadar da sen gitmişliğe alıştırmış görünüyor gibi davranmaya çalışıyorum etrafımda seni tanıyan ya da tanımayanlara. Her mutlu zamanımın gökyüzü olmaya alışmış gözlerin artık olmasa da ben varmış zannediyorum. Kafam mı rahatlıyor sanıyorsun elimdeki seninle ilgili konuşunca? En fazla rüzgarın hatırası oluyor saçların. Gözbebeklerini yaşlarla yıkayarak yasları susturacak kadar geçiştiremedim geçmişi. Ama sonunda sensizlikten de vazgeçtim. İnsan hep neden akşama doğru kendisi gibi oluyor cümlesinde geçen biri gibi konuştum seninle o kadar. Yazarken de olsa şimdiki zamana dönmek zorunda insan. . .​
 
---> Brise

Her gece hayaller çocukları doğurarak başımızı yasladığımız yastık parkında büyütmüyor muyuz? Kim ne kadarını biliyor sanki kimler nelere ne derece direniyor. İhtimaller kölesi olmuş artık umutlarımız. İstisnalar hazinesine rastlamıyoruz ki kadermizin kaldırımlarında şans zengini olarak geçsin günlerimiz demeden yapamıyoruz. Hele o tahminler taklidi yaparak düşünmelerimiz yok mu o, an kendin ayada görsen tanımazsın...
Artık gönül zenginliğine de değer biçilmiyor ki kendini kandırmalar tarlasında.
Ne demiştir ki hayatı umursuzlara elvedalar. ''Boşver ömrünün sayfaları yırtılmaya devam ediyor günler geçtikçe ama sen hala eksik kalan yanlarınla dalga geçiyorsun'' olabilir mi mesela..
Off her neyse ne. Yoruldu umutlarımın boğulmaz kulaçları. İsabetleri münasebetsiz kifayeler savurdum.Duruluğun karanlığı olmayan durgunluğu gibi uzaksın yolculukları yorgun uykusuzluklara. Sensizlik sankilerimde uçuşan bir kelebek sessizliği kanatlanıyorken kalbimin sayfalarını mı buruşturuyorum sanıyorsun. Gamzelerinin çukurlarında neşelenmiştim yıllarca güzelim. Karanlığın ortası mıyım artık kalbine? Gece ile arası bozuk olan sokak lambaları kadar kendi halinde mi hissediyorsun kendini? Böyle durumlarda çocukluk günlerine geri dönmek istediği zamanları yaşayamayacak mı sanki insan.. Elektrikler kesilecek bazen gözlerinde görmek istediklerinde. Bazen de yağmurlar hızlanacak her sen yokluğu koşullarına elverişsiz kalbimde, o kadar...​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst