Brise

---> Brise

Benim dilim parantez içinde konuşmuyor insanlara. Harflerin kapıları söylenecek her gerçeğe kurulacak cümleye açık. İşte bu sessiz saatlerin haberini gönderiyorum sana... Sen ise hiç bir yere gidemeyen yazılmamış boş sayfalar gibi susuyorsun. Üzerinde kimse yürümeyen bir çöl yalnızlığı akıtıyor gözlerim. Hilafsız halifelik devri kapanalı çok oldu kalbimde. Düşünsene, yazmayı bilmeden kalemle oynayan çocukluğun ellerine bırakıyorsun söylediklerini. Karanlığa kırmızı kalemle yazı yazmak gibi, altı çizilmiş hayaller gösterisi. Herkes kendi hayatını yaşar isimli hayatlar yağmuru altındayız hepimiz. Dünya artık yoruldu güzel kız. Gel o bitmeden başlamaya geç kalmayalım istediğimiz gibi yaşamaya. Bazen yazılmak yerine söylenmek cesaretiyle dilinde ayaklanır,kalbinden firar eden duygular. Gecemin göz kapaklarının son hayali manzarasına kadar yüzünü gösteren açık sözlü kalbimin tabiri olmaya aday aynalarda,göreceklerini kandırmadan gelirsen,kollarımı iki yana açmadan göstereceğim sevgimin ne kadar olan kısmını. Çünkü sen,hiç yaşamadığım bir doğanın mevsimleri gibi konuşuyorsun hoş rüzgarınla.​

 
---> Brise

Beden denilen süresi belli olmayan hapishanenin içinde tek özgürlük düşüncelerinken, niteliksiz tetiklerden sıkılmış gayretlerin boş kovanları, sağlık olsun tesellileriyle toplanmıyor artık.
Özgürlüğü kısıtlı doğmuş kafes kuşları gibi çırpınıyorken, bir yorum, bir cümle,bir sürü yorgun yaşanmışlık başlığı iken, yeni doğacak cevaplar poposuna vurulmadan ağlamasın demek çok mu acımasız olur sitemlere..
Bu kimsesiz bakışların uzun yolculuklarına göğüs germiş zamana teşekkürler öncelikle. Konuşmamaya zaruri bir huriliğin dilinde uyuya kalan söylenecekler değiliz elbette. Zaten geçmiş zamanın gurur verici savaşları artık daha başka. Gözlerimin sayfalarını açıp insanları okuduğumda, nokta koydukları cümlelerin alev alev yalanları, yüzlerini kızartıcı bir utangaçlıkda yanmıyor artık. Nedir nasıldır kimdir acabalarında yorulmayın. Sınanmakla sulanmış sinirlerin büyüttüğü çiçeklere, kızıyor kızmıyor falı bakmayı deneyerek, insanlık halleri batıllıklarına hiç gerek yok. . .​
 
---> Brise

Bir yaşına daha girip yeni takma ismiyle tanışıyorken zaman,
ben hala umutlarımı unutarak karanlığa sarılıp uyuduğum sağır uykularda körbeyaz rüyalar görüyorum,
tabirleri umurumda olmayan..​
 
---> Brise

Acıttıklarınla süslediğin birine, çok acımasızsın diyebilecek kaddar makyajsız göstermedin kendini yalan küpeleri takınarak, bir düzine insana, aynı tezgahta farklı uykulara farksız masallar satan pinokyosma silüetli insan.
Çabaları darağacına asılan boşverilmiş nefesler gibi, aldanışlarda toprak olup su dilencisi yalvarışçısı vakitlerde sadakasız kalmayı eskittim, gözlerimden değerlerin düşüşünden tekrarlar geçti geçeli..
Dinlenebilmiş bir ruha yağdırın tüm vageçmişliklerinizi.
Ve daha sonra;
Yılların ardı sessizliğinden arttırılan huzur melodisini duyabiliyorken hüzünlerimi afillendirememiş bir gecede, yani sakinliğimi dolduran sakilikten memnunken tüm sayeler, ''şimdiden'' başlığı adı altında yaşanmış zaman diliminde keşkeler yutkunmamış halde, hayalleri peşine takmadan gerçeklerin farkındalığı vaziyetinde kaysın yüreğimden yıldızlar...​

 
---> Brise

vnnJ24.jpg

Kendimi bile göremediğim karanlıkta,
Beyazı kirlenmiş sayfalarımla konuşurken,
Buluşuyoruz çoğu zaman yanlnızlıkla.
Evimin kapı gıcırtısından
Duvardaki zamana doymayan saatimin tıkırtısına kadar,
Dinler oldum sessizliği.
Ben hep başkalarına anlattım sensizliği.
Hiç sana haber vermeden. . .
Yabancı tanıdıkların merhaba deyişi gibi şaşkın,
Yatsıda sönen yalancı mumları kadar kısa sürsün istemedim,
Kalbimdeki boşvermişliği.
Hiç bir yeni sen ve sen adayları
Anlamıyor hala seni sevdiğimi.
Tuza batırılmışçasına solgun,
Bıçak açmaz deyimlerle tanımlanırken,
Utanıyor dudaklarım.
Öpücük sabahlar geldiğinde aklıma,
Simit yanında çay karıştırıyorum.
Çaresizlikler yok satıyor sanki bedenimde.
Ama her şeye rağmen sen yalnız kalma diye,
Ben üzülmeye devam ediyorum.
Parmaklarıma bağlı sigaralar doldururken nefesimi,
Ben yine başkalarına anlatıyorum sensizliği,
Hiç sana haber vermeden. . .​
 
---> Brise

@GİveMeaSİgN Şarkı için teşekkür ederim. E madem buralara kadar geldin ikramsız göndermek olmaz :)
jVVONG.jpg

Afiyet olsun :)
 
---> Brise

Büyümekle ömrünü yarılamış ya da tamamlamış nefes tekrarlarında nefis bir anne sabrı, beraberinde ise baba şevkati gerekirken, yoksunluklara alışarak dünyada varolanlara saygıda kusura hiç gerek yok. İnsanlığı tanımaya çalışmak, ömür mücadelesinin vasıflı müdürlüğünden biri olsa gerek sevgili.
Biliyorsun ki, duygu sömürüsü kolaylığı sömürgecisi olmadım, gördüklerimle gözlerimin kuruluğunu işgal eden savaşta. Delikanlılığın ünitesini bağışlayacak doktoru, çok bilmiş olduğunu zanneden haneler de değil de kalphanelerde ararken, bu ünitenin cinsiyet ayrımı yapmadığını öğrenecek tecrübeleri ömür müsaitse yaşayacaksın.
Biliyoruz ki tarihi eser demek kolay geliyor hepimize, yaşanmış olan kalıntıların telaffuzunda. Ardından fısıldanmış haykırışların yankılarını duymamana hayret ya da gayret edilecek zaman, saniyelerine kadar kalmasa da, geçelim sen eseri kalıntılarına...
Bir insanın güzelliğini hangi güzel düşünceler boğulmuş sarhoşluk anlatabilir ki ? Geçmişte ya da şimdiki günlerimizde sarhoşluk tabirini duyduğumuzda akla gelen, herhangi bir maddenin mayhoşluğuyla birlikte, düşüncelerde kelepçelenmiş sinirlerin coşkunluğu konuşulurken, kalbimdeki yokluğunun yokuşunda yorulmuş keşkelere, sabırdan başka umut var mı el uzatacak ?
Hayat, elindeki kader tarağıyla dünya büyüklüğündeki aynada yaşanacaklar tarıyorken, sineye çekilmiş bir maalesef mesafesi uzağında, bozdurup bozdurup harcamalı bütün moral bozukluklarını. Fakat, bazen öksürmüş kadar isyankar, hıçkırmışçasına masumiyet bürünmüş ve harfleri burkulmuş cümleler, doğrularak geçiyor boğazımdan. Bazen de, mutlak zamanlı vakitlere kesin sonuçlar, bana göre bir beden olmaya bol geldi ki, hayaller giyinmeye soyunamadım, gibi isyankar cümleler geçmiyor değil aklımın ucundan.
Hayatın kime ne yaşatacağı belli olmadığı için '' artık'' diyerek nitelendirdiğin eskilerden arıttıklarının ''şimdi'' denilerek yaşandığı yenilikçi ruh hali tekrarlarını farkında olmadan ezberleyecek ve geleceğe yolculaşmış bir ''artık'' olmaktan kurtulamayacaksın. Ansız sızılarına kızgın pişmanlıklar sızdırdığında gönlünü sıkı giyinmeyerek üşüttüğün kalbinden, ucu yolculuk rüzgarları dolu kanatlı hasretler uçuracaksın. O yüzden, acıyan acılarının nefes almaya virgül koyduğu vakitten koparılırken, tecrübe sanılan nasihatlere hayat uydurmak zor olsa da, dudaklara değmemiş çiğ suskunluklara boğma kendini. Mutlu olduğunu sanmışlığın içinde yanmış itiraf küllerini, sustuklarından kaçarken savurmuş pişkin pişmanlıklarına sakinlikler dilerim...
Şimdilikçi düşüncelerime bakılırsa, çok denilen zaman, yaşlandı seninle dertleşmeyeli. Ama bazen de galibalarının galip gelmesinden nefret etmiyor değil insan. Ben de şimdiki ''artık''da, sürdüm zaman isimli merhemin yan etkilerini senden sonranın üzerine, taktım sensiz gördüklerimi yalnızların dışarıya çıkmaması gereken saatlere, sensizleniyorum...​
 
---> Brise

@GİveMeaSİgN Şarkı için teşekkür ederim. E madem buralara kadar geldin ikramsız göndermek olmaz :)
jVVONG.jpg

Afiyet olsun :)

[MENTION=170540]Brise[/MENTION]Eeee misafir boş gönderilmez xD Tşkkürlerr,
Çaya hiç yok diyemem,Bir çay tiryakisi olarak mersi :Ü


 
---> Brise



Mezesi düşünceleri olan bir sarhoşun mesken tuttuğu kadehler, kalbine yığılıp kalanlarla tokuşuyorsa, afiyet olsun aklına gelince anlattığı masallara..
 
---> Brise

Seyrede kaldım etrafı ve dinleye durdum.
Sonra anladım ki, boş sokaklara benzeyemem ben.
Kimin yürüdüğü belli olmalı kalp atışlarımda.
Ve sonra baktım ki, nereye koşuşturuyor bu kadar insan.
Hangi düşüncelerin intiharında yoruluyor ilk adımlar.
Umutların pişmanlıkların ardından yola çıktığını,
göremiyor, anlayamıyor mu hiç kimse. .
Duygularımızı yazdığımız kalemin gölgesi var da,
yazdıklarımızı okuyan gözlerin gölgesi nerede?
Benimkiler tam karşında melek, benimkiler tamamen üzerinde.
Seni buldum ya, yanıma oturdun ya,
içten dışa vurdun ya kaderi geleceğe,
geceyi bile unutturdun ya gündüze;
artık gece de pişman üzerimdeki karanlık duruşuna,
gündüz de kıskanç,
senin yanında herkese ondan daha aydın görünüşüme.
Hayaller, sen geldin diye gerçek,
rüyalar, sen varsın diye aralıksızlar.
Mutluluk, dosttan daha bağlı gülüşüme,
ayrılık, geçmişimden daha uzak. .
Sığmıyorum camların buğulu harflerine.
O kadar dolusun ki içime,
annemin gözyaşının, elleri çizgisinde süzülüp
yüreğimde var oluşu kadar sıkı tutuyorum seni.
Yaprağın yeşilindeki güzellikleri, gözlerinin mavisine açıp,
toprağın kokusu gibi, yağmuru sevdirebilirim artık herkese. . .​
 
---> Brise

Söylesene, nice yıllar boyu uzunluğuna yetişecek merdivenlerde yoruldu mu hiç kalbin?Ne yazık, neye yazık,artık başlangıçlı bir cümlede,nelerin nafile,nelerin habire yaşandığının ezberinde alıp verdin mi sayısı belli olmayan nefeslerini?Seni içimden atma gayretinde olan tükürüşlerim bile tükürdüğüm sensin diyemeden düğümleniyorken dudaklarıma, heyecanları yaşanıp yaşanmayacağının garantisi olmayan günlere bölünmüş hayallerimin sağlamasını yapacak olan sensin senliğim...​
( Lütfen yerlere tükürmeyelim :) )​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst