---> beni nasıl bilirsiniz yeşil83
Internetten cok arastirdim. Bilemiyorum bugun dizim agriyor dedi. Kemikleri agrimaya basladi artik

bilemiyorum. Burdaki doktorlara givenmiyorum. Adam dun daha baslangic dedi. Eger gercektende baslangic olmus olsaydi kemiklerine zarar cermeye baslamis olmazdi agrilari baslamis olmazdi

2 yildir belirtilerini dr ye soyluyoruz sadece tansiyon seker kontrol ediyorlar baska bir halt yapmiyorlar 3 aydan 3 ayada ic hastaliklara kontrole geliyor goya. Bu hollandada hastalik ilerlemeden killarni kipirdatmiyorlar.enistemin asiri yuksek tabsiyonu var. Bukadar yuksek tansiyon ancak kalp hastalarinda olur demis ama kalp doktoruna gondermemis bakilmasi icin.
Burda ev doktoru hastaneye sevk etmeden kendin gidemiyorsun.
Mr beklicez. Insm dr nin dedigi gibi baslangicidir ama....
*MULTİPL MİYELOM NEDİR?
* * * *Çoğu kez sinsi bir şekilde başlayan, yavaş ilerleyen ve büyük ölçüde tedaviden yararlanan bir tür kan kanseridir. Aslında kanserleşen hücreler, normalde kan hücrelerimizin üretildiği yer olan kemik iliğinde çoğalır.Bu açıdan hastalığı “kemik iliği kanseri “olarak tanımlamak daha doğrudur. Kemik iliği kemiklerin ortasında bulunduğundan zamanla hastalık ilerleyerek kemiklere de zarar verir.
•.
* * * *
* * * *NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?
* * * *Beyaz ırkta her yıl 100.000’de 4-5 kişi bu hastalığa yakalanır. Henüz ülkemiz için sağlıklı bir istatistik bilgisi yoktur ..
* * * *EN ÇOK HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?
* * * *Genellikle yaşlıların hastalığıdır. En sık 60-70 yaşlarında görülür. Kırk yaşın altında seyrektir. Son yıllarda hastalık, ülkemizde giderek daha sık ve daha genç kişilerde görülmeye başlamıştır.
* * * *NEDENİ BİLİNİYOR MU?
* * * *Bu konu henüz tam olarak aydınlanmamıştır. Toksik maddeler ile uzun süreli temas, radyoaktif ışınlara maruz kalma, bazı virüsler ve uzun süreli iltihabi durumlar üzerinde durulmaktadır. Kalıtsal bir hastalık olmadığı kesindir. Bulaşıcı değildir.
* * * *HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?
* * * *Özellikle bel ve sırtta, kaburgalarda hareketle artan şiddetli kemik ağrıları. Kemiklerde kırıklar ve bazen şişlik. Kansızlığa bağlı olarak halsizlik, çabuk yorulma, iş yaparken çarpıntı ve nefes darlığı. Kanda kalsiyumun artması sonucu iştahsızlık, sık idrara çıkma, susuzluk hissi ve kabızlık. Mikroplara karşı direnç azalmasının yol açtığı ateşli hastalıklar (grip, bronşit, zatürree, idrar yolu iltihapları). Erken teşhis edilemeyen hastalık böbreklerin çalışmasını da bozabilir (üremi).
* * * *TEŞHİS NASIL KONUR? HASTALIĞI ERKEN YAKALAMAK MÜMKÜN MÜDÜR?
* * * *Kemik filmlerinin çekilmesi, kemik iliğinin incelenmesi, bazı kan ve idrar tahlilleri ile teşhis kolaylıkla konur. Sağlık kontrollerinde sedimantasyon hızının çok yüksek bulunması ya da idrarda protein çıkması karşısında hekimin düşünmesi gereken hastalıklardan biri de multipl miyelom olmalıdır.
* * * *HASTALIĞIN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?
* * * *Bazı hastalarda hastalık çok sinsi bir gidiş gösterebilir. Bu olgularda hasta bir süre tedavisiz izlenebilir.Tedavide kemoterapi (ilaçlarla tedavi), kemiklere yönelik lokal (yerel) radyoterapi (ışın tedavisi), biyolojik tedavi (interferon) ve uygun hastalarda kök hücre (kemik iliği) nakli seçeneklerinden yararlanılır. Hastaların özelliklerine göre seçenekler ve sağlanacak başarı oranı değişir. Öte yandan destekleyici tedavi olanakları (kemikleri güçlendirici ilaçlar, kansızlığın giderilmesi, vb) hastaların yalnız yaşam sürelerini değil, yaşam kalitelerini de artırır.
* * * *Bir kemik iliği hastalığı olan multipl miyelom kan hastalıkları uzmanları (hematologlar) tarafından izlenmeli ve tedavi edilmelidir.
* * * *TEDAVİDE YENİLİKLER VAR MIDIR?
* * * *Tabii! Günümüzde tıp baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. 26 Haziran 2001 toplantısında konuk yabancı uzmanlar umut verici yeni ilaçlardan söz edeceklerdir.
* * * *Multipl miyelom çoğu kez teşhisin konmasında gecikilen, oysa tedavi edilebilen bir hastalıktır.
*
* * * *
BELİRTİLER
* * * *Hastalık çoğu kez başlangıçta oldukça sinsi bir gidiş göstererek hiçbir belirti vermeyebilir. Aşağıda sıralanacak hastalık belirtilerinin ortaya çıkabilmesi için kanserli hücre kütlesinin belirli bir hacime ulaşması gerekir. Bu belirtisiz dönemde hekimlerin sıkça başvurdukları basit bir laboratuvar testinin (sedimantasyon hızı) anormal sonuç vermesi (sedimantasyonun hızlanması) tesadüfen teşhis yolunu açabilir. Bazen hastalık uzun yıllar sessiz kalabildiği gibi, bazen de aksine, kısa sürede dört nala bir gidiş gösterebilir.
* * * *Hastalar hekime başlıca hangi şikayetlerle başvururlar?
* * * *1.Kemik belirtileri (ağrı, kemik kırıkları, kemikte şişlik). Kemiklerin ortasındaki ilikten başlayan hastalık zamanla çevresindeki sert kemik dokusunu eriterek ağrılara ve kemiklerin zayıflayıp kolaylıkla, hatta bir darbeye maruz kalmadan kırılmalarına neden olur. Bazen kemiklerde ur şeklinde şişlikler oluşur. Ağrı en çok sırt ve bel ağrıları şeklinde omurgayı ve göğüs kafesinde kaburgaları ilgilendirir. Hastalar bu tür kemik ağrıları nedeniyle öncelikle fizik tedavi, ortopedi, romatizma uzmanlarına başvurabilir ve seyrek olmayarak “kireçlenme”, “bel fıtığı” gibi yanlış teşhislerle bir süre tedavi görebilirler. Böyle bir yaklaşım, ne yazık ki, hastalığın ilerlemesine fırsat verir.
* * * *2. Kansızlık belirtileri. Kan hücrelerinin yapım yeri olan kemik iliğinde çoğalan kanser hücreleri normal kan hücrelerinin yapımını engelleyerek kansızlık yaratırlar. Bu durumda hastalar halsizlik ve çabuk yorulmadan, bir iş yaptıklarında ya da yokuş, merdiven çıktıklarında çarpıntı, nefes darlığından yakınırlar.
* * * *3. Böbrek bozukluğuna ilişkin belirti ve bulgular. Miyelomun en çok zarar verdiği organların başında böbrekler gelir. İdrar tahlilinde protein (albumin) çıkar. Kan tahlilinde üre ve kreatinin artmış bulunur (böbrek yetmezliği = üremi).
* * * *4. İnfeksiyonlara (mikropların yarattığı hastalıklara) eğilim. Miyelomda vücudün mikroplara karşı savunması zayıflar. Sonuçta hastalar eskisinden daha sık ateşlenmeye başlarlar. Grip ve idrar yolu iltihaplanmaları gibi basit infeksiyonların yanında bronşit ve zatürree (pnömoni, bronkopnömoni) gibi daha ağır tablolar da gelişebilir.
* * * *5. Kanda kalsiyumun artmasına bağlı şikayetler. Kemiklerin erimesi sonucu açığa çıkan ve kana geçen kalsiyum miktarı arttığında hastalar, iştahsızlık, bulantı, kabızlık, sık idrara çıkma, susuzluk hissi ve halsizlikten yakınırlar. Kanda kalsiyumun artması böbreklerin çalışmasını da bozar. Çok ilerlemis durumlarda bilinç bozuklukları ve ruhsal bozukluklar gelişebilir.
* * * *
TEŞHİS
* * * *Kan ve idrar testleri, kemik filmlerinin çekilmesi ve kemik iliğinin incelenmesi ile miyelom teşhisine kolaylıkla ulaşılır. Yukarda sıralanan belirti ve bulgular karşısında pratisyen hekim ya da iç hastalıkları uzmanı miyelomu düşünmeli ve hastasını kesin tanı ve tedavi için bir hematologa (kan hastalıkları uzmanına) yönlendirmelidir.
* * * *1.Kan ve idrar testleri. Kanserleşerek çoğalan plazma hücreleri normal koşullarda yapmasını öğrendikleri proteini bol miktarda üretirler (M proteini). Bu protein serum ve/veya idrar elektroforezi testi ile ortaya konur. Ardından daha duyarlı yöntemlerle (immünelektroforez, immünfiksasyon) bu proteinin tipi ve miktarı saptanır. M proteini hastalığın bir belirteci, bir göstergesidir. Çok az kanserde böyle bir tümör belirteci bulunur.. Tedaviye alınacak yanıtın incelenmesinde de gene aynı testlerden yararlanılır. Kemoterapi (ilaçla tedavi) ile kanserli hücreler öldürüldüğünde bu proteinin kan ve/veya idrardaki miktarı azalacaktır.
* * * *2. Kemik filmleri. Özellikle ağrıyan kemiklerin röntgen filmleri ile kemiklerdeki erime, kırık ve urlar kolaylıkla saptanır. Manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemi kemik bulgularını erkenden yakalamada çok daha duyarlı, ancak pahalı bir yöntemdir.
* * * *3. Kemik iliğinin incelenmesi. Kalça kemiğinin arka bölgesindeki küçük kemik çıkıntısına , o bölge ilaçla uyuşturulduktan sonra özel bir iğne ile girilerek kemik iliği örneği alınır. Bu örnekler mikroskopta incelenerek çoğalmış kanser hücrelerinin dağılımı ve normal hücrelere göre oranı saptanır. Kemik iliği biyopsisi, yapılışı sırasında hastaya rahatsızlık vermeyen, hastaneye yatırılmadan, ayaktan 5-10 dakikada tamamlanan, sonradan hastada ağrı yaratmayan bir işlemdir. Bu açıdan hastaların önceden endişelenmelerine hiç gerek yoktur. Çoğu hasta “kemik iliği”ni “omurilik” olarak algılayarak boş yere korkmaktadır.
* * * *
HASTALIĞIN EVRELERİ
* * * *Hastalığın ilerleme derecesine göre 3 evresi vardır. Durumları birinci ve üçüncü evreye uymayan hastalar ikinci evre olarak kabul edilir.
* * * *Evre I. Tümör hücresi sayısı azdır. Kansızlık yoktur. Kanda kalsiyum normal düzeylerdedir. Kan ve/veya idrardaki M protein miktarı düşüktür. Kemik tutulumu yoktur. Hastalarda hastalık belirtisi görülmeyebilir.
* * * *Evre II. Tümör hücresi sayısı orta derecede artmıştır.
* * * *Evre III. Hastalık iyice ilerlemiştir.Kansızlık görülebilir. Kanda kalsiyum düzeyi yükselmiş bulunabilir. Kan ve/veya idrardaki M-protein miktarı çok yüksektir. Çok sayıda kemik hastalığa yakalanmıştır.
* * * *Yukardaki evrelerden herhangi birinde, birlikte böbrek yetmezliğinin (üremi) de bulunması hastalığın tedavisinin daha güç olacağına işaret eder.
* * * *