*..AŞKI anlatan şiirler ..*

PooяLy Bαbè

Bayan Üye
Koştum...
Delicesine,yetişircesine,
Dişimi tırnağıma takıp,tüm engelleri aşıp,sana gelircesine
Sana koştum...
Oysa taşlar bile durup durup önüme çıkıyordu.Her köşede biri ket vurmak için beni bekliyordu.
İnanırmısın...rüzgar bile esmiyordu!

Koştum...
Sonuç?...yok
Sebep?...hiç bilinmedi
Zaten aşk delilik değil miydi?

Bunca sene yanlış mı öğretildim?
Gözünü karartıp saçma bi cesaret katmaktı hayata,durup dururken gülmekti,ağlamaktı,sabahlara kadar uyur-uyanır dolanmak evin içinde,her şarkıdan satırlar ezberlemek,uygun sözleri benimsemek...ve bitmez sanmak herşeyi,gitmez sanmak sevdiğini...

Yine de koştum...
Dur desem ne farkederdi?
Gitmezmiydi?
Gözleri birdaha bedenimin herhangi ücra bir köşesine değmezmiydi?
Peki bu gidiş,onca gözyaşıma değer miydi?

Ardınsıra takılıkaldı gözlerim
Çekemedim önce..
Alışık değildim vedasız gidişlere
Dağıldım,parçalandım hücrelerime
Yaş döktüm,kan döktüm gözlerimden...içimden!
Neye,kime hiç düşünmeden
Belki ben sana hiç koşmadım
Belki ben sana hiç ağlamadım
Ne bileyim...
Belki sen bana hiç aşık olmadın
Sen giderken bir elvedaya razıyken
Artık tüm gelişlerine yabancıyım...
 
Ne şiirlerim oldu...
Ne duygular aktı satırlara...
Hep sen dolu, çoğunlukla sana sevdalar biriktiren
Bazen de hüzün dolu,karamsarlıklara teslim olmuş
Ne şiirlerim oldu...
Hepsine güzellik kattın
Güzelliğini anlatmamda kelimeler yetersiz kalmıştı her zaman
Gülüşünü,masum yüzünü,sevimliliğini nasıl anlatabilirim ki zaten
Bu belki de hayranlıktı...
Bir de keşke tanıyabilsem seni
Güzel,masum yüreğini anlatabilsem şiirlerimde..

Bilmiyorum, okuyor musun şiirlerimi?
Okuduğuna dair umudum var
Belki ben uyduruyorum;
Belki de okumanı istediğimden bu umudum.

Ne hüzünlü gecelerim oldu ama hepsi senle doluydu
Bilmem senin de aklına geldiğim oldu mu?
Bir şeyi bilmemek ne kadar kötü
Aslında bilmemekten daha zor olan öğrenememek.

Ama unutma ki;
Sen duymuyorsun diye sesim yok olmaz
Sen görmüyorsun diye gözlerim rengini yitirmez
Sen bilmiyorsun diye duygularım kaybolmaz
Ama hoşlanmıyorsan hiçbir şey yapılamaz
Çünkü göz,burun,yüz,tip değişmez
Zevkler de herkes özgürdür, zorlanamaz.
Ve inanmıyorsan sevgime de ve bana da, hiçbir şey yapılamaz
En çok acı çektiren bu olur bana,
Ne sevmemen, ne hoşlanmaman bu kadar acıtmaz yüreğimi!

Sessizliğimin son sesiydi bu
İkinci bir emre kadar sessizliğim susmuştur
Ama bu susuş sana hayran bir susuştur

Bir gün, gözlerim gözlerindeyken gerçekleri öğreneceğiz ikimiz de.
İnanıyorum,istiyorum,umuyorum,hayal ediyorum...
Bu hayalle yaşayacağım belki karanlıkta,belki hüzünlü ama olabildiğine sevdalı...
 
Kararlıydım...
Sırt çantam bir hayli ağırlaşmıştı..
Geçmişin yükü olsa gerek...

Kararlıydım...
Kaç kırık kalp sığdırmıştım acaba çantama..
Kaç göz koymuştum üzeri yaşlı..
Hangi isimler üst üste gelmişti bilmiyorum...

Kararlıydım...
El yordamı ile doldurdum hepsini,bir kez daha görmek istemiyordum..
Karşı karşıya gelmek, geçmişe dair ne varsa hayatımda...

Kararlıydım...
Arkama bakıp,gözlerim nemli acı çekmekten bıkmıştım artık..
Hele birde ayaklarımın önüne bembeyaz bir sayfa serilmişken...

Kararlıydım...
Koşar adım uzun bir mesafe katettim..
Kaç bina,kaç cadde, kaç yürek geçtim..
Kaç dem bıraktım kim bilir...

Kararlıydım...
Geçmişimi dalga dalga başka bir kıyıya vuracak olan denizin kokusu çoktan nefesime karışmıştı...

Kararlıydım...
Eskiye dönüp ona zincirlenmektense sil baştan yazacaktım geçmişimi,yeni bir sayfaya...

Kararlıydım...
Liman,iskele siz ne derseniz deyin,hayat çizgimin üstünde yürüyordum..
Sona doğru olan her adım,kalbimde ayak izleri bırakıyordu...

Kararlıydım...
Onları da bir kerede söktüm aldım yüreğimden..
Artık onlar da elimde son yolculuklarına uğurlanacaklardı...

Kararlıydım...
Ufuk çizgisi ilk kez bu kadar anlam yüklü geldi bana...

Kararlıydım...
Artık geçmişimin ufuk çizgisi ben,benim ufuk çizgim de o olacaktı..
Hep uzaklardan "merhaba" diyecektik..
O da anlaşılırsa...

Kararlıydım...
Düşünmeme dahi fırsat vermeden,adımlarımın son bulduğu yerde savurdum sırt çantamı ,ayak izlerimi dalgaların içine...

Kararlıydım...
Dalgalardan biri usulca fısıldadı kulağıma..
"Nereye kadar sürükleyelim" diye...

Kararlıydım...
Dalga dedim ;"Ufuk çizgim olana kadar sürükle gitsin"...

Ve beyaz sayfam..
Geçmişimi tek yönlü bir yola ittim..
Sadece gidiş olan...
Dönüşü olmayan...!
 
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.

Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!


Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…

Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup
kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...

Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan…

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.

İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korktuğumu bilmiyor ki hiçbiri…
 
Hatırlamıyorum, ne kadar zaman oldu
Gözlerimi sensizliğe yatırmam
Gündüzü terk eyleyip
Yıldızlarla hüzün gecelerine katılmam
Gözlerim ne zaman alıştı sensizliğe ?
Hatırladığım
Yüreğim aynı acılar içinde
Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece

Hatırlamıyorum, kaç zamandır kulağım tetikte
Umudun prangalandığı zamanlarda
Yokluğuna forsa diyen acıları çektikçe
Acaba kaçıncı sen sanış kapının çalan zilini
Ve kaçıncı hüsran, kaçıncı ağlayış aynı eşikte
Ellerim ne zaman alıştı, sensizliğin kapılarını örtmeye ?
Hatırladığım
Yüreğim örtemedi sana açık kapılarını
Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece

Hatırlamıyorum, senden sonra olanları
Sigaraya ne zaman başladım
Nasıl içtim bunca şarabı
Olmazlara eklediğim aşk bakışlarını
Baharın yaşandığı mevsimlerde
Ruhuma vuran sensizlik ayazlarını
Hatırladığım
Titrediğim geceler boyu, karanlığı yorgan yaptım yokluğuna
Ruhum alıştı ayazlara da, yüreğim alışamadı nafile
Bekliyor hala seni, bıraktığın gibi öylece

Hatırlamıyorum, güneşin öğlen ki halini
Yıldızlar ve ay ne zaman arkadaşım oldu?
Ve nasıl başladı
Karanlığın hüznümü saklayan gece vakitlerinde
Acıların yüreğime kurduğu çilingir sofrası şenlikleri
Sarhoş olup, ruhuma çatmaları ve her gece nara atmaları
Hatırladığım
Geceler boyu, kayan yıldızlardan, seni dilemem
Çoktan öleceğim aslında çoktan
lakin yüreğimde hala sen varsın !
Hatırlarım seni ölemem
 
Doğuya baktığında gözlerin
İlk sabah güneşi eşliğinde
Ve safran renginde,
Duygularımı düşle, düşle ki !
Aksın yüreğin, senin gidişin
Benim gözyaşım gibi

Güneşin yansıması
Kaplasın altın sarısı saçlarını.
Hayalinde canlansın, ıslanmış yastığım.
Ve satırların arasında, bulduğunda aşkımı
Anla yastığımın neden ıslandığını
‘’Erkekler ağlamaz ’’ derdim ya !
Yalanmış !

Neden mi ?
Gidişini gördüm gene düşümde.
Ayrılığın hançeri vardı döşümde.
Ben uğurlamaya gelirken seni,
Seni ısıtan güneş, kavuruyordu beni.
Boğazımda gitme diyemeyişimin düğümü
O an başladı, senli hayallerimin ölümü.

Bensiz bir kalabalığın içine yürüyordun.
Heyhat ! Tarihi kilitliyor
Gittiğin o güne, ruhumu gömüyordun.
Ogün Temmuz’un altısı,
Bana kalansa sevdamın son tortusu.
Bu gün hala Temmuz’un altısı,
Dedim ya kilitledin zamanı.

Her sevda kilitlenecek mi bir güne!
Aşk ne kadarda küçükmüş meğer.
Küçücük bir günü sığdırıyorsa bir ömre.
Ve sonbahar, yüreğim kadar temiz olsaydı
Ve bir o kadarda çalarken sevdamın yeşilini.
Razıydım birde kışlara kalmasaydı.
Ayazında kurumasaydı, sevdamın son tomurcukları.

Yürümüştün,
Küçük bir kız çocuğu masumluğunda.
Titreyen yüreğimi, hüzün ağaçlarının altında
Bıraktın mezarlığın kapısına.
Hala bir yer bulamadı kendine.
Oysa küçük olan bendim, o koskoca cüssemle.
Küçüktüm, bak sen gitmeyi becerdin,
Ben bir ölmeyi bile beceremedim.

Gökyüzü, yeryüzü ne varsa arasında kalan
Sustu o gün, yada ben sustum hepsine
Ne far eder ki, uzaksa yakın olması gereken
Ve uzaklık çağırıyorsa hep yakın olması gerekenleri
Heyhat ! Çoktan gömdüm ben çoktan
Yüreğimdeki fesleğenleri, gömemezken kendimi
Susmak değil midir bazen, gereğinden fazla konuşmak
Yanılsamalara yatırırız gözlerimizi
Ay mıdır güzelliği sunan, yoksa ışığı veren güneş mi ?
Ağaçların arasında kalmışsa, yaşar mı papatya ?
Güneşi görmüyorsa, kaplıyorsa düşen yapraklar üstünü

Ne kadar yaşamaktır sizce
Yaşamın mezbahasında beklerken
Sıradaki hep sizden önceki ise
Ve bakıp solgun donuk yüzünüze kasap
Heyhat ! Dönüp gidiyorsa her seferinde
Sizde özlemez misiniz ölümü ?

Belki işitirsiniz artık, uzağa yakın olanlar
Zamanıdır işitmenizin bitkin sesimi
Benim yiten sesimdir o, ruhumun son sessiz çığlığı
Yaşam mezbahasında kasabın henüz el değmediği.
Son giden benden bir öncekiydi
Giderken “ bu gün yedi temmuz dedi “
Gelmedi kilitleyen, kırdım kilitleri
Ve duyuldu beklediğim ses
Sıradaki bendim artık, hoşça kalın uzak olanlar
 
ÖYLESİNE AĞLAMAKTAYIM....

Ben öylesine daldım gittim gözlerine,
Öylesine yok oldu kederim senin ilik nefesinde...
Öylesine mutlu oluyordum yanında...
Düşünmeden, nedeni, niçini?
Birleşen eller öylesine birleşmişti,
Bir gün ayrılacaklarını biliyorlar gibi...
Öylesine huzurluydum, öylesine bahardım yanında,
Öylesine yaz gecelerinde esen ılık rüzgarlar gibi, içime doldun...
Öylesine sevdim...ben öylesine sana aşık oldum...
Öylesine içim çığlıklarla doldu...
İçimde ki boşluğu sen öylesine doldurdun...
Ben seni beklentisiz sevdim...
Ben seni öylesine sevmek için sevdim...
Sen benim, öylesine kahramanım olmuştun....
Ben öylesine sana aşık olmuştum...
Ben zaten öylesine bekledim seni, gelip gelmemem önemli değildi...
Biliyorsun öylesine başlamıştı her şey...
Sadece yaşanmasını istediğimiz için yaşandı her şey...
Öylesine...Beklentisiz...
Bilirsin, ben zaten beklentisiz severim...
Geç olsa da öğrendim...
Bir şeyi daha öğrendim,
Geç diye bir zaman dilimi yokmuş...’
İNSAN HER YAŞTA AŞIK OLURMUŞ...
Zaten geç yada erken, öylesine başlamıştı her şey...
Hani beklentiler yoktu?, hani beklentiler sevgiyi boğmuştu?...
Şimdi , ben boğuluyorum...
Seni çok sevdim...
Gittiğinde, öylesine ağladım ki...Öylesine mutsuz oldum ki...
SENİ ÖYLESİNE SEVMEMEMİŞİM, SANIRIM...
Yoksa...
Şimdi, öylesine mi ağlamaktayım..........?
 
Hiç kalbin ağrıdı mı sebepsizce,
Hiç için titredi mi sıcak yaz geceleri,
Dolunaya baktığında hissettin mi hiç
Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu,
Ve acı bir şekilde farkına vardın mı,
Kalabalık içinde sessizce dolaştığını…

Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin;
Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki,
Tuttuğun el sana huzur verir de;
Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın…

Boğazında kelimeler düğümlenir, yutkunursun;
Bakışların buğulanır, gözlerini kısarsın,
Tek damla düşmesin diye çabalarsın;
Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların,
Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların,
Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda…

Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları,
Yaşadıkça yaşar sevdalar kalbinde,
Büyüdükçe büyür kalbin, her sevdayı saklar içinde,
Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne,
Taşıyamaz olur bedenini, artık yorulur…
Duyguların ağır gelir; ezilirsin
Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende,
Teslim olursun ölüme,
Sessizce…
 
Yar?
Duyuyormusun?
Bütün mumları yak..Ağacın altı aydınlık olsun..
Bir melodi..Damlalar ve sen...
Sus konuşma..
Sadece gözlerime bak..

Konuşursam...isyan ederim..
Konuşursam...Sevdiğimi söylerim...
Konuşursam...İnanki Gidemezsin..

Bavulunda boş bir köşe ayır bana..
Ne kadar güçlüyüm desem de sana,
Bavuluna sığmak için küçülebilirim...
Küçülecek kadar büyük sevdam..
Bir bavulda yaşayacak kadar isyanım var..
Korkuyorum...

Korktuğum sadece rüzgar..Öyle sinsi ki bu gece..Hani dalsam bir ara gözlerine.. Kaybolsam..Alıp gotürecek seni..

Lanet olsun sana kalemim..

Susmuyorsun yine bu gece..
..
Ağlamak yok..
 
Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin,ayrılık yazmazdı bizim kitabımızda
Hasretin zamansız pusuda beklemezdi,
Öldürmek için beni. nefesimi kesen vuruşlara,
Sebep olmazdı soğuk,alaylı sözlerin...
Sen beni hiç sevmedin ki..sevseydin,
Gölgem ağlıyor omzunda,onu görürdün,
Odandaki her köşede,
Nefes alışlarım var,onu duyardın...
Gözyaşlarıma kıyamazdın,
Can çekişmelerime dayanamazdın...
Cellat olup sevgimin,
Boynunu vurmazdın acımadan,
Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin
Herşeyi ama herşeyi benimle birlikte,
Omuzlardın....

Tutardık mutluluğun saçlarından,
Sürüklerdik olduğumuz yere...
Sevda şerbetini içerdik,
Umuda yolculuk yapardık,
Sevgi dolu bulutlara binip...

Sen beni hiç sevmedin ki...
Sevseydin,
Şimdi şu an,silerdin gözyaşlarımı...
Yanımda olurdun hiç düşünmeden...
ikiz cocuklarimiza davetiye gönderirdik,
nikah şahidimiz olurdu bütün şiirler...
sen beni hiç sevmedin ki..
sevseydin,
beni ayazda bırakmaz,
gözlerine misafir eder,
gamzelerinde uyuturdun....
 
Hayat....

Hayat;

Seni kaç kişinin aradığı kimi öptüğün,hangi sporu
yaptığın da degildir.

Hayat, ayakkabıların,saçın,derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar,para,giysiler,
girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.

Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven ,mutluluk,şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine
sevgiyi koymaktır.

Hayat;
Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve
güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.

İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu
gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını
olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir.

İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
Ondan daha acizi ise dost kaybedendir
 
adam olmaz dedin senden,
adam nedir dedim içimden..
ferketmezdi değişseydim,
güvenseydim yada salıverseydimmmm...
git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende..
gideceksen bekleme...
git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme..
gideceksen bekleme..

artık olmaz dedin senle,
çok eskitti beni bu hikaye..
tamam dedim, tamam kabul
laf anlatılmaz ki gerçeğeee...
git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende..
gideceksen bekleme...
git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme..
gideceksen bekleme..

ben üşümem, sen geç benii
sıkı giyin kandırma kendini..
bir şairin şiirinden ibaret
tüm bildigim büyük ihtimalleee..
git..gideceksen bekleme...farklı degilsin sende..
gideceksen bekleme...
git.. gideceksen bekleme.. başka birşey söyleme..
gideceksen bekleme..
 
Sorma Nedenini


Hepinize küstügümdür aslolan
ne sa'sali bir gülüs var artik dudaklarimda
ne mühr-ü mürüvvet ömrümün
en demli, en anlamli akisinda...

sadece yokluk mudur bu
hüsrana sebep olan
yoksa aslinda biz variz da
dünya midir yok olan gözlerinde

ne hayatin ta kendisidir sensiz
yok oluslarimin nedeni?
ya da bos ver unut gitsin
sorma bana nedendi?

ab-i hayatima girmisken bir zaman
bir hayata vurmusken kendimi
tam da her sey düzeldi derken
bu düzensizligin nedenini
ne simdi sen bana sor
ne de ben sana sonra anlatayim

ahinin tutusudur bu belli
ne yapsam da okusam da dualarimi
kesmez ki içimdeki ümitsizligin,
ya da aklimdaki deliligi
sen öyle salinsan da igreti
bil ki hala inadina burada garip
ve masum duruyor bir sevgili! ...
 
O baslamisti seni seviyorum diye
Bende sevmistim ölesiye
Gezip, dolasir, konusur kene
Bende kanmisim onun her sözüne.

Nerden bilirdim sonunun böyle gelecegini
Bir anda beni terkede bilecegini
O mavi gözlerin yalan söyleyebilecegini
Bir anda dünyami yakabilecegini

Bilmen simdi basksini severmi
Onuda sonunda benim gibi edermi
Yalniz sunu biliyorum
Tek onu sevdim baskasini sevemiyorum
 
Gözlerinden dökülen her damla
Katar önüne benide
Sürükler yüreğimi acılara
Sen ağlama bebeğim
Ben zaten ağlıyorum
Sensiz akşamlara
Soğuk yatağıma
Boş yastığıma.
Düşündükçe ağlıyorum
Sensiz geçen anlarıma
Başı boş hatalarıma
Cama vuran damlalara.

Yağmur ne zaman yağsa
Ve yanımda yıldız gözlüm olmasa
Ağlıyoruz yağmurla
Yokluğuna, hatalara
Ve de acılara.

Gözlerinden dökülen her damla
Boğulur hıçkırıklarımda
Karışır hıçkırıklarım
Yağmurun hıçkırıklarına
Ve yağmur ağlar gözlerime
Gözlerim ağlar yağmura
Yağmur gözlüm sen ağlama
Ben ağlarım ikimizin adına
 
aşk ölümcül bir hülyadır
anlayamadığım
ey sarı gök bulutu, ey ıstırab gülşeni
son bir karanfil gibi
taşıyacağım seni
kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
derindesin, rüya kadar derinde

aşk ipek bir karanlıktır
kollayamadığım
gecenin bir vaktinde gelen çiçekler için
tenhâsında kuşlar uçan
sulara karışıp akmak isterim
kan çölünün ıssız vâhalarından
saâdet burcuna çıkmak isterim
gitmeliyim buralardan seninle
kalırsam, surları yıkmak isterim

aşk gizemli bir şarkıdır
dinleyemediğim
ayrılığın arkasından duyulan
gün doğuyor, neden gülemiyorum
siyah bir tanyerinde
beklemek yakışmaz bana geceyi
eylül mü vurdu güllerimi, bilemiyorum

aşk isyankâr bir korkudur
sonlayamadığım
gece yolculuğuna takılır ayakları
özlem beyaz bir gül, açar bağrında
yâr kokusu yayılsın diye kaldırımlara
ölü ve gözüyaşlı bırakır çocukları
arıbeyi konunca ruhun zümrüt taşına
mor gülüşlü haramî çıkar dağlar başına
diriltir sarı saçlı, kırılgan aynaları

aşk veremli bir türküdür
söyleyemediğim
nağmeleri doruklardan yayılan
anılar sehpasında
takıyor boynumuza kırmızı urganları
kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları
her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır
alır avuçlarına, öper ısırganları
aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır
 
Yalnızlık Ağıtı

Eğlen sen benim için farketmez,
Kafanı takma, düşünme beni, gez dolaş,
Gül, hem de kahkahalarla gül ben ağlarken,
Ben burada kendi kendimle, yeniden...

Arayıp sorma, tabii ne gerek var,
Ne de olsa merak etmedim seni,
Sen orada nereleri gezeceğini düşünürken,
Ben 'bugün neden aramadı' demem kendi kendime...

Arkadaşların da vardır tabii senin şimdi orada,
Bırakıp onları muhabbetin en koyu yerinde,
On metre ilerideki telefon kulübesine gitmek olmaz,
Hem ne olacak ki, özlesin biraz değil mi?

Hayır tek sorduğum kendi kendime,
Hatayı nerede yaptım, neden böyle oldu.
Neden değersizim bu kadar gözünde,
Hem bilmez misin, sesini duymadan zindan olur bana bu dünya.

Yani, hiç mi özlemedin beni bebeğim,
Hiç mi ihtiyacın yok gözlerime,
Hiç mi duymak istemiyorsun sesimi,
Haftalar oldu bekledim... Bekliyorum..

Neden gitmedi elin telefona,
Yanmadın mı benim gibi yanlızlıktan,
Yoksa artık orada sana,
Benim yerime şarkı söyleyen mi var?.
 
Biri ben zenginim dedi
Biri ben mühendisim dedi

Biri ben gemiciyim dedi
Öbürü yanaş da bir görelim dedi

Biri züppeyim dedi
Şapkayı öne eğdi

Biri denizciyim dedi
Denize gitti

Biri havacıyım dedi
Havaya gitti

Biri karacıyım dedi
Karaya gitti

Biri güclüyüm dedi
Herkesin gücüne gitti

Biri ben hastayım dedi
Doktorun hoşuna gitti

Biri mal sahibiyim dedi
Mal silkindi, yemin et dedi

Biri gelirim var dedi
Öbürü gelir misin dedi

Biri ben barışıkım dedi
Biri ben karışıkım dedi

Biri ben yumuşakım dedi
Biri ondan ilâcını istedi

Biri ben işçiyim dedi
İçeri girdi

Biri ben de işçiyim dedi
Dışarı gitti

Biri ben güzelim dedi
Güme gitti

Biri canım sıkılıyor dedi
Biri hay senin canına dedi

Biri dedi ben pazarcıyım
Pazara gitti

Biri dedi ben mezarcıyım
Mezara gitti

Ben solcuyum dedi
Sağcının biri

Biri dedi ben dağcıyım
Ben de avcıyım dedi biri

Biri dedi ben yağcıyım
Yağcılık meslek mi dedi biri

Tüccarım ben dedi
Tüccarın biri

Şairim dedi yazarın biri
Ben de yazarım dedi şairin biri

Ben deliyim dedi
Aklıllının biri

Biri ben çok akıllıyım dedi
Ve diye-diye delirdi

söylenmiş ve söylenecek tüm merhabalara merhaba
 
baştan sona bir yalanmışsın
hiç olmamış hiç yaşanmamalıymışsın
ne acı bunu farkedemeyecek kadar körmüş gözlerim
bu kadar yalanken benim gözüm aşktan başka bişey görmüyomuş ne acı
kanmak mı belki
aldandım
yanıldım
yaralandım
çok kırıldım ama öğrendim.........
Seni kazandığımı düşündüğüm her noktada aslında kaybetmişim. Rol yapmışsın sen, sevmemişsin beni hiç..
bu yaralamıyo inan beni sevip sevmen değil bu kadar yalan oluşun bi yalana sevdalanışım yaktı kavurdu
yüreğimde bi yangın yanıyo
şuan kor köze döner külede savrulur
ama şunu bil bu ah peşini bırakmıcak bi ömür
Rabbim çok büyük kimler düşmüyo hayat yolunda
hep sana mı gülecek hep sen mi kazanacaksın sanıyosun
gün olur bu devran döner,
beni yaşadıklarımın aynısı başına geldiğinde anlıcaksın ben nerde yanlış yaptım
geç çok geç
ne bu dünyada ne ömür dünyada iki cihanda Allahım affetsede ben affetmem seni
uzak dur bundan sonra benden bi hiç bile senden daha değerli
bu güne kadar yüreğimde zerre insanlık vardı sana karşı bundan sonra bi damla
sevgi bile kalmadı
ne yaşarsan yaşa nerde ne yaparsan yap nefes alıp vermen kimin umrunda gez toz gününü gün et yaptıklarının yanına kar kalmayacak
artık benim için öldün
bu gün seni yüreğimde öldürdüm
 
Ben seni severken
Sen yanımda yoktun ki!
Ben seni özlerken
Sen bilmiyordun ki!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen yokken bakışların vardı
Beynime kazınmış
Nereye baksam oradaydılar,
Ben seni sensiz sevdim..
Göremesem de, rüyamdaydın,
Sevmesen de, kalbimin derinliklerindeydin
Ve kimse seni oradan çıkaramayacak.
Sen bile!
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da, hayalin vardı,
Sen olmasan da, şarkılar vardı;
Seni hatırlatan...
Sen olmasan da, her dakika aklımdaydın.
Ben seni sensiz sevdim...
Sen olmasan da,yıldızlar vardı,
Sen olmasan da,bulutlar vardı,
Sen olmasan da,günbatımları vardı,
Sen olmasan da,denizler vardı...
Ben seni sensiz sevdim...
Aslında sen hep vardın,
Aynı şehirde,aynı sokakta,
“Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum”ama;
Ben seni sensiz sevdim...
Ne olurdu sende beni sevseydin?

Ne olurdu bu kadar gözyaşı dökmeseydim?
Ama inanıyorum ki sen uyandıracaksın beni,
Hani kıyamet koptuğunda...
Ben seni sensiz sevdim...
Neden sevdim bilmiyorum ama çok sevdim!!!
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst