---> AKP'ciler Bakın.
Küçük mü küçük mü ?
E tamam ozaman hakkatten durmak yok yola deva. gidişatınız süper. türkiye şeriat ülkesi olma yolunda gidiyo. "Bir başkadır benim memleketim... "
hubenya..kimi savunuyorsun sen. Ergonekom davasindan hukum giyenleri partisine alan CHP MHPyimi?
Seriatmi getiriyor AKPE.. Yigit; sen bir gercegi daha algilamiyorsun galiba; Turkiyede BAsi kapali Kizlarimiz Serbestce Egitimini Meslegini surduruyormu? Seriatmis... rica ediyorum rica.
Yiğit Bulut / Habertürk
Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha tek başına iktidar olmalı çünkü...
1- Gösterge faizi 6'lı rakamları test ediyor. Bu sadece ekonomik bir başarı değil, “finansal Ergenekon'un yok edilme yolunda” olduğunun göstergesi. Altını bir kez daha çiziyorum: 1946 sonrası kurulan “kanımızı emen” küresel-yerel yerleşik sistemin kanüllerinin sökülüp damarımızdan atılması. Her Türk vatandaşı bunun nasıl bir gelişme, nasıl bir hayati adım olduğunu anlamalı ve sorgulamalı. Yardımcı olmak amacıyla bir not düşeyim; 1980-2007 arasında yerli-yabancı yerleşiklere 1.5 trilyon dolar faiz ödedik!
2-Türkiye'de “devlet var” algılaması yeniden tesis edildi ve Türk vatandaşları devletin istediği anda “herkesten, her kurumdan, her şirketten, her zümreden” güçlü olabildiğini örnekleriyle yaşayarak gördü...
3-Türkiye'de belli bir dönem “hâkim olan medya grubu”, devlet bizim kontrolümüzde algılaması yaratmış ve manipüle ettiği koalisyon hükümetleri ile sapla-samanı birbirine karıştırmıştı. Özellikle 2007 sonrası Türkiye, IMF boyunduruğundan kurtulunca her şey yerine oturdu! Medya işini yapmaya, hükümetler kendi alanlarında yoluna devam etmeye başladı.
4-Yerli savunma endüstrisi ayağa kaldırıldı ve “yangın söndürme planı” dahi dışa bağımlı olan silahlı güçlerimizin ihtiyaçları, yerli üretimle karşılanmaya başladı. 2007'ye kadar “bizim görünen F-16'larımızın uçuş kartları” dahi İsrail kontrolündeydi.
5-İsrail ve yurtiçi uzantılarına “one minute” dendi! Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya'da liderliğini ilan ederken, yeni dünya düzeni eşliğinde “emperyal-genleşen Türkiye” modeli hayata geçirildi.
6-Türk sermaye ve finans piyasalarında oynanan oyunlara dur denirken, yerleşik düzenin çarkları kırıldı. 2007 öncesi özellikle 2001-2003 arasında Türkiye'de hükümetler finansal manipülasyonlar ile düşürülebilir durumdayken, bu yapı tamamen ortadan kaldırıldı.
7-İçeride “yerleşik düzen”in kullandığı mafya, terör örgütü, hücre yapılanması gibi unsurlara emniyet ve asker tarafından büyük darbe vuruldu. Bu darbenin vurulmasının arkasında yatan tek gerçek Başbakan Erdoğan'ın dimdik sonuna kadar arkalarında durmasıydı. Bu davranış, daha önceki başbakanlarda görmediğimiz çok önemli bir özellikti ve devlet çarklarına hayat verdi.
8-1990-2001 arasında yapılan inanılmaz doğalgaz anlaşmalarıyla Türkiye'yi gaz bağımlısı kılan hükümetlerin attığı imzaları dengeleyecek şekilde, “yerli enerji kaynakları ile üretim” öne çıkarıldı.
9-Türkiye'nin petrol şirketlerinin tekelinde olan karayolları politikası tamamen değiştirildi ve duble yollarla adeta bir mucize yaratılırken, demiryollarında Cumhuriyet'imizin ilk yıllarındaki ivme yakalandı. Yabancı petrol şirketleri 50 sene Türkiye'ye demiryolu yaptırmadılar.
10-Sağlıkta aile hekimliği başta olmak üzere çok önemli adımlar atıldı. üreticilerin, ecza depolarının ve eczanelerin, stok imkânlarıyla fiyatları yukarı çekmesi engellendi. İlaç sektöründe % 50 üzerinde fiyat düşüşleri oldu.
11-2007 sonrasında “Rumların önünde eğilmezsen, bu iş olmaz” diyen Avrupa Birliği'ne yol verildi ve istedikleri hiçbir taviz verilmezken, adeta “varmış gibi yapılarak” ipe un serildi. Çok doğru bir adımdı.
Sevgili dostlar, bu adımların hepsinin arkasında, inanmış, inatçı kişiliğiyle duran tek bir isim vardı: Recep Tayyip Erdoğan... O dimdik durmasa, Edirne'den Hakkâri kırsalına kadar görev yapan memura “Yap arkanda devleti yöneten siyasi otorite olarak biz varız” demese, inanın bu adımların hiçbiri atılamazdı...
Sonuç: Dikkat ederseniz, şu parti-bu parti iktidar olsun, falanca bakanlar kalsın demiyorum. Bir kişiye, onun güçlü kişiliğiinancı ve kararlılığıyla ortaya koyduklarına ve koydurttuklarına dikkat çekiyorum. Erdoğan “yerleşik düzeni” yendi, Rubicon'u geçti...
Son söz: Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin “içerideki-dışarıdaki yerleşiklerinden tam arınması” adına en az bir dönem daha tek başına “muktedir” olmalı... Bütün duygu ve düşüncelerinizden arınarak yapılanları bir daha düşünün, bana hak vereceksiniz...