Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kaçıncı yanılışım bu ! Bir tekneye atlayıp da denizin
o en erişilmezin ortasında kaçıncı yalnız bırakılışım ! Gücüm yok Taakatim yok alıp da elime kürekleri çekecek Çekip de kürekleri geri dönecek !
Böyle biçare
böyle yalnız
böyle ıssız ..... Kaldım daha önce de evet ve ama bu hani tamda tamam derken bir kere daha işte ! Heveslerim
umutlarım
tüm mutluluklarım alındı yine ellerimden Çalan kim ! Kapıp kaçan kim Koşsanıza peşinden
yakalasanıza !
Kaybettim ruhumu
hükümsüzdür yazdım yüreğime kalın puntolarla
görüdünüz mü..
Düşününce şimdi nasıl da zor geliyor
hayat boyu süreceğini bildiğim o mahkeme kapısından girmek içeri Hakkımı aramaya kalkmak hiç bitmeyecek bir kitabın ön sözü olarak kalmak olacak
biliyorum ! Önsöz okunacak
sırası geçecek ama kitap hiç bitmeyecek !
Biliyorum Yaşadım çünkü ! O giriş paragrafındaki en afilli cümle oldum daha öncede Anlayarak okumak
okuduğunu anlamak öğretildi bana
girdiğim bütün türkçe derslerinde
Ahhh çocukluğum Ahhh kanayan dizlerim Fasülyedenmiş verdiğin acı
yüreğim kanıyor artık
Bilir misiniz acısını
Hepiniz mi kaçırdınız dersleri söyleyin ! Hep birlikte mi kaçtınız okuldan anlatın ! Nerdeydi aklım
Kocaman bir sınıfın içinde
kahverengi bir sıranın üstünde
dev gibi bir yalnızlıkla oturuyorken kimdi gözlerimi kapatan
görmeyeyim diye daha en başından en sonunu ! Toplayıp da gücümü atabilseydim üstümdeki o karabasanı
görebilirdim şimdiki bu eşsiz yalnızlık senfonisinin ilk parçalarının yapa boza nasıl bitirmeye başlandığını taa o zamanlar Uzun cümlelerden sıkıldım ! İçerimdeki sızıyı kalabalık kelimeler eylemleriyle çoğaltmaktan yoruldum !
İçinden çıkamadığım bu kuyudan
çıkmak için güç aldığım her elin terkinden usandım !
Demiş ya kim dediyse işte ; -Herkes Hakettiğini Yaşar- Ağzımın payını aldım Hakkımı da Mavi ütopyalarım iç ceplerimde ....
Artık kabullenmişliğin yorgun havasını çalıyorum şimdi..
Vurgun yemiş satırlarım son yıkıntıların altında çırpınırken..
Ben derinden bir türkü tutturmuşum akıp giden zamana..
Hislerim yanıyor!..
Dumanını çekiyorum içime efkar sigarasıdır diye..
Ve ben artık
kaybetmişliğin ardından ağlayan çocukları oynuyorum..
Neydi bizi bu karanlığın girdabında rotasız bırakan.. Neydi hislerimizin dumanını savuran?.. Yok olmuşluğun aaaifsizliğini mi sürmeliyim şimdilerde.. Yoksa senin yok oluşunun acısını mı sindirmeliyim içime?..
Yoksun!..
Bir hayal kadar duman
bir duman kadar bulanık hayalin..
Tutunacak gibi oluyor ümitlerim..
Bir adım veriyorum sana karşı..
Bulanıklığı da kalmıyor dumanının..
Yoksun!.. Az önce verdiğim nefes kadar anlıktı varlığın.. Az önce hayat verdin bana
ama şimdi; yoksun!..
Karşımda bulanık dumanın
içimde hislerin alevi..
Ve elimde kalemim..
Son demlerini döküyorum satırlara teslim olmuşluğun..
Son nağmelerini mırıldıyorum titrek dudaklarımdan..
Ve üşüyen ellerimle enkazını oluşturuyorum ..
Ardında yıkıntısını bıraktığın satırların..
Sen
tutulan el kadar sıcak bir gerçek..
Verilecek bir nefes kadar da gidicisin..
Tutsam içimde öldürecek
bıraksam uçup gideceksin.. Sen
efkar sigaramdaki duman kadar hayal.. Enkazından kurtulamayacağım kadar da.. Yıkıntı bıraktın ardında..
Ve ben kabul ettim..
Yenildim
yok edildim..
Bir ruh kadar sessizim şimdi odalarda gezinen..
Gözdeki fer kadar gidiciyim ben de..
Elveda hayallerin kahramanı
elveda aşkın dumanı..
Ve elveda yıkıntılarımın mimarı..
Yak!..
Yık!..
Estir dumanını!..
Gözlerimden feri de çek!..
Öyle git!.. Nasıl olsa gidişine bağlamıştım ipimi.. Mezar taşıma da adını çiz
Bir zamanlar içim çok rahattı ayrılsak bile birbirimizi sevdiğimizi
varlıklarımızın başka başka insanlarla asla ikâme edilemeyeceğini
ne derdim olursa olsun aradığım an yanımda olacağını düşünüyordum.
Şimdi benim telefonumda senin numaran yok
hatırımdaysa daha ne kadar kalır bilmiyorum. İşte
ayrılıkların en yaman çelişkisi de bu bence. Umarım çok mutlu olursun umarım sonsuza dek ayrılmaz elleriniz ve umarım benle yaşayamadığın her şeyi onunla yaşarsın ve böylece yeni arayışlar içine girmene de hiç gerek kalmaz.
Derinliği olan bir veda olsun istedim…İstesem arardım seni ve yine aynı sözcüklerle veda ederdim sana ama o zaman vedam ölümsüz olmazdı. Ne ben
bu satırları yazarkenki kadar içtenlikle söyleyebilirdim aynı sözcükleri sana; ne de sen
şu satırları okurken gibi dinleyebilirdin beni.
Şimdi son söz:
Varsa hakkım helal olsun sana ve canın sağolsun. Hoşça kal.
´Özledim´ diyordun ya iki dudağının arasında öğüterek kelimeleri..
Oysa nefesinle beraber yüzüme vuran her harf
her hece
her kelime hazanı yaşatıyor tüm duygularıma..Yaprak misali tel tel dökülüyor yere
üstüne basılıp çiğnenmek için.."
"Dudak kıvrımından süzülen tebessümünle "seviyorum seni" diyordun ya bana..Oysa yüreğimi okşayan o gülüşün kanatıyordu tüm kalbimdeki "SEN" i..Kör bir hançerin soğuk yüzünden dökülüyor yere damla damla
silinip atılmak için.."
"Ve diyordun ya bana "Gözlerine baktığımda Aşk'ı görüyorum"..Oysa yaydan çıkan bakışın ok gibi saplanıyordu Düşlerime..Düş'ümden uyanmamak için çırpınan gecelerime yağmurlar yağıyor çisil çisil..Biliyorum
Şemsiyemi açtığımda dinecek üstüme yağan kokun.Perperişan olmuş Hayallerim;Asılı kaldığı yerden devam edecek yeni bir sabahla."
SesLeniyorum sana
ßeLki de acıtıyorum.. Duyuyor musun?
ßoğazımda düğümLenen onca sözü azad ettim..
Aç avuçLarını..
İster yakaLa yüzüne çarp ßin pişmanlıkla..
İster bırak döküLsün yere
bas gitsin.. Ya da Ez
bitsin..
"Ben ki; tüm yoLLarımı sana meyLetmiştim
adına çıkmaz sokak demiştim..Girdiğimde Yüreğine
bir daha dönüşü oLmasın istemiştim..ßen ki senin için aklımdan geçenleri;Yüreğime ilmik ilmik işlemiştim.." "Sana geLiRken adımLarım ..NasıL da yanıyordu yanakLarım ve nasıL da sızLıyordu eLLerim..ßir de ßakamadığın qözlerim..NasıL da paRLıyordu ayı kıskandırarak.."
Ve $imdi;
ELini son defa koy şakağına..
Daya ßaşını dizLerine