Yeni Çıkanlar

---> Yeni ÇıkanLar...

İTTİHAT VE TERAKKİ'NİN SON GÜNLERİ
Mustafa Ragıp Esatlı, Bengi Yayınları, tarih, 733 sayfa

'İttihat ve Terakki'nin Son Günleri', bitmek bilmez konularımızdan biri olan İttihat ve Terakki'nin son günlerinde, yönetici kadro arasında yaşanan çatışmaları, çekişmeleri anlatıyor. Gazeteci Mustafa Ragıp Esatlı'nın bu kitabı, 1937 yılında, 181 bölüm halinde Akşam gazetesinde yayınlanmıştı. Talat Paşa ile Said Halim Paşa, Kara Kemal ile İsmail Canpulat arasında zaman zaman açığa çıkan çekişmeler; Talat, Enver, Cemal üçlüsünün aralarındaki güvensizliğin büyümesi; Enver Paşa'ya suikast girişimleri; İttihatçı liderlerin kaçma planları yaptıkları sıralarda, birbirlerine karşı çevirdikleri entrikalar, kitapta yer alan ve oldukça ilgi çeken ayrıntılardan birkaçı.
 
---> Yeni ÇıkanLar...

AKP GERÇEĞİ VE LAİK DARBE FİYASKOSU
Osman Ulagay, siyaset, 140 sayfa

Milliyet gazetesi yazarı Osman Ulagay, 'AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu' isimli bu kitabında, 22 Temmuz seçimleriyle birlikte büyük bir zafer kazanan AKP'ye isyan ediyor. AKP'nin Türkiye'nin kaderine yön verecek tek güç haline gelmiş olması; dünyanın, Türkiye'yi modernleştirecek bir güç olarak karşısında sadece AKP'yi bulması; AKP'nin, Türkiye ve dünyada, rakipsiz siyasi bir güç olarak kabul görmesine ortam hazırlayan siyasetçi ve aydınlar; ufuksuz siyasetçi ve aydınların peşine takılanlar; buna tepki duydukları halde, entelektüel birikimlerini kullanmayanlar ve nihayet, tartışmalardan çok, ezberleri tekrarlayanlar, Ulagay'ın isyanının başlıca nedenlerini oluşturuyor.
 
---> Yeni ÇıkanLar...

ŞEHNAME'NİN TÜRK KÜLTÜR VE EDEBİYATINA ETKİLERİ
 
---> Yeni ÇıkanLar...

DOSTUN ÖLÜMÜ
Ahmet Çakır, Yalın Ses Yayınları, öykü, 160 sayfa
 
---> Yeni ÇıkanLar...

[FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif][FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif]FEKLAVYE
Semih Poroy, Sel Yayıncılık, karikatür, 95 sayfa

Semih Poroy, Cumhuriyet gazetesinde 1992 yılından bu yana, 'Harbi' başlıklı köşesinde, düzenli olarak karikatür çiziyor. Poroy'un 'Feklavye' isimli bu kitabı da, aynı gazetesinin kitap ilavesinde yayınlanan 'Feklavye' adını taşıyan karikatürlerinden yapılan bir seçmeden oluşuyor. Poroy'un bu karikatürleri, yayınlandıkları kitap ekinden de bilineceği gibi, ağırlıklı olarak edebiyatı ve edebiyatçıları konu ediniyor. Enis Batur'un "Burada, her seferinde, karşımıza bir durum çıkıyor. Bir bakıma çizgi-felsefesinin dolaylarındayız," diye tanımladığı bu karikatürlerde, edebiyat alanında şiir, roman ve öykü gibi türlerde eserler veren isimlerin haleti ruhiyeleri ile bu dünyanın kendine has atmosferi işleniyor.
[/FONT]
[/FONT]
 
---> Yeni ÇıkanLar...

[FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif][FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif]MELEK YAPICI
Stefan Brijs, çeviren: Kevser Canbolat, Destek Yayınları, roman, 390 sayfa

'Melek Yapıcı', yirmi yıl uzak kaldığı köyüne geri dönen Doktor Victor Hoppe'un ilginç hikâyesini anlatıyor. Hoppe'un, beraberinde getirdiği ve altı aylık oldukları halde üç dil konuşabilen üçüzler de, kurguyu esrarengiz kılan başlıca unsurlardan. Daha çocuk yaştayken, ailesi tarafından terk edilen Hoppe, Tanrı'ya karşı büyük bir öfke beslemiştir. Doktorluk eğitimi esnasında, embriyoloji alanını seçen Hoppe'un beraberinde getirdiği üçüzler de, kendisinin klonlama yoluyla "yarattığı" ve üç büyük meleğin ismini koyduğu çocuklardır. Kurgu, yaşadığı köyde hiçbir şekilde özümsenmeyen Hoppe'un, Tanrı'yla ve nihayetinde de kendisiyle hesaplaşmasını hikâye ediyor.
[/FONT]
[/FONT]
 
---> Yeni ÇıkanLar...

KIZIMI KURTARIN
Dennis Lehane, çeviren: Demet Altınyeleklioğlu, Artemis Yayınları, roman, 501 sayfa

Orijinal adı 'Gone Baby Gone' olan 'Kızımı Kurtarın', Ben Affleck'in yönetmenliğini üstlendiği ve Şubat ayı itibarıyla Türkiye'de de gösterime giren aynı isimli filmin de konusu oldu. Roman, dört yaşında kaybolan Amanda Kerlin'in izini süren Bostonlu özel dedektifler Patrick Kenzie ile Angie Gennaro'nun gerilimli maceralarını anlatıyor. Dedektiflerin, küçük kızın izini sürdükleri esnada, yine aynı şekilde, başka bir çocuk da kaybolur. Olayın esrarını çözmeye çalışan Kenzie ile Gennaro kendilerini, sübyancılardan, torbacılardan ve gizli gündeme sahip örtülü bir polis biriminden mürekkep, oldukça gaddar ve zalim bir dünyanın içinde bulacaklardır
 
---> Yeni ÇıkanLar...

[FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif]Mustafa Kemal ve 'Şark Meselesi'

KURTULUŞ SAVAŞIMIZ VE ASYA-AFRİKA'NIN UYANI™I
Hadiye Yılmaz, Kaynak Yayınları, 2008, 199 sayfa.


Halil İnalcık, kendisiyle yapılan 'nehir söyleşi' kitabında "1919'dan sonra İstanbul ve Ankara'da çıkan Yenigün ve Hâkimiyet-i Milliye gazetelerindeki makaleleri okumadan cumhuriyet tarihi yazılamaz" diyordu. İnalcık'ın bu haklı tespitinin ardındaki gerçek, özellikle Hâkimiyet-i Milliye'nin Kurtuluş Savaşı'nın ideolojik hattını çizen bir gazete olması ve başında bizzat Mustafa Kemal'in bulunmasıdır. Çoğu makale Mustafa Kemal'in imzasını taşır ya da onun çizdiği çerçevede kaleme alınmıştır. Bütün bunlar düşünülünce Türkiye'de Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin çoğu tarihçi tarafından görmezden gelinmesini, neredeyse her konuda başvurulacak bir kaynak olmasına karşın adının bile anılmamasının gerekçesini anlamak gerçekten güç.
2003 yılında Kurtuluş Savaşı'nın İdeolojisi başlığıyla bir kitap yayımlanmıştı. Bu kitap 10 Ocak 1920'de Mustafa Kemal önderliğinde kurulan Hâkimiyeti Milliye gazetesinin çizgisini açıklayan başyazıları ve bazı önemli makaleleri içeriyordu. Kitapta yer alan başyazıları Hadiye Yılmaz derlemiş ve Osmanlıcadan Türkçeye çevirmişti. O kitapta yer alan yazıları okuduğunuzda Hâkimiyeti Milliye'nin neden görmezden gelindiğini de anlıyorsunuz.
Hadiye Yılmaz, yine Hâkimiyeti Milliye yazılarını esas alarak bu kez Kurtuluş Savaşı ile Doğu halklarının bağımsızlık mücadeleleri arasındaki bağı ve ilişkiyi ortaya çıkaran çok önemli bir çalışmayla okurun karşısına çıkıyor. Kurtuluş Savaşımız ve Asya-Afrika'nın Uyanışı isimli kitap, 1920-1922 tarihlerinde, gazetede çıkan haberleri ve yazıları temel alarak, Kuzey Afrika, Suriye, Irak, İran, Afganistan ve Hindistan'da yükselen bağımsızlık mücadelelerinin, Anadolu'da nasıl değerlendirildiğini araştırıyor. Kitap yalnızca Kurtuluş Savaşı önderliğinin Doğu halklarının mücadelelerine yaklaşımını değil, bu halkların Kurtuluş Savaşı'ndan nasıl etkilendiğini ve Türklerin bağımsızlık savaşına maddi ve manevi nasıl destek olduklarını da belgeleriyle ortaya koyuyor.
Yazar, Mondros Mütarekesi öncesinde Asya-Afrika'daki genel durumu özetledikten sonra, Batı'nın Asya-Afrika siyasetini yine önemli belge ve kaynaklara dayanarak açıklıyor. Hemen ardından Batı'nın bu bölgede uyguladığı sömürgecilik politikalarının doğurduğu bağımsızlık mücadelelerinin nasıl bir gelişim çizgisi izlediği, Hâkimiyeti Milliye gazetesine yansıyan haberler ışığında okura sunuluyor. Son bölüm ise Mustafa Kemal'in Doğu halklarıyla olan bu bağını 'Panislamizm' ya da 'Panturanizm' olarak lekelemeye çalışan Batı propagandasının hiçbir gerçekliğe dayanmadığını ortaya koyuyor.
Irmak Zileli
[/FONT]
 
---> Yeni ÇıkanLar...

[FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif]Mistik bir sosyalizm yorumu

ANADOLU SOSYALİZMİNE BİR KATKI
Nurettin Topçu Üzerine Yazılar
Fırat Mollaer, Dergâh Yayınları, 2007, 196 sayfa.


Hiç şüphesiz ki, kitabın başlığı bile son derece kışkırtıcı duruyor: Anadolu Sosyalizmi. Bu sosyalizmin türünün kuramcısı olarak da karşımıza Nurettin Topçu çıkıyor. Nurettin Topçu açıkça söylemek gerekirse ülkemizde tam anlamıyla nereye konumlandırılacağına karar verilememiş bir düşünce adamı. Görüşlerinin daha çok muhafazakâr çevrelerde yankı bulması ve muhtemelen felsefeciliğinin yanısıra dindar bir kişiliğe de sahip olması onun sağ görüşlü biri olarak algılanmasına yol açmış bulunuyor.
Nurettin Topçu, imparatorluğun dağıldığı yerine cumhuriyetin inşa edildiği süreci bizzat yaşamış birisi. Değişenin sadece bir siyasal düzen olmadığı o günlerde o da pek çok entelektüel gibi yaşanan kimlik sorunuyla birlikte ülkenin toplumsal ve sosyal sorunlarına çare bulmak üzere kafa yormuş bir düşünce adamı. Paris'te felsefe okumuş. Türkiye'ye döndükten sonra öğretmenlik yapmış. Tasavvufa meyletmiş. Düşüncelerini dergilerin ve kitapların sayfalarına dökerek toplumla paylaşma yoluna gitmiş.
Ancak bu paylaşma aynı zamanda toplumu belirli bir görüş doğrultusunda sorunlarıyla ilgilenmeye hatta ondan da öteye çözümler üreterek sahiplenmeye çağıran bir boyutta kazanmış. Bu boyut Nurettin Topçu tarafından 'isyan ahlakı' olarak adlandırılmış. İsyan ahlakı hayatımızı daha yaşanabilir kılmak için çevremize ve yüzyıllardır benimsemiş olduğumuz töre ve inançlara eleştirel gözle bakmamızın gerekliliği üzerine kurgulanmış. İsyan ahlakı aynı zamanda insan yaşamının anlamlı olabilmesi için bazı şeylerin yararından bağımsız bir değerinin olduğunun kabul edilmesini de gerektiren bir olgu.
Başta keskin bir kapitalizm eleştirisi olmak üzere insanlığı tehdit ettiği düşünülen her şeye karşı mücadeleyi ön gören isyan ahlakı felsefe ile entelektüel bir tasavvufçuluk zemininde kurgulanmış. Ve bu topraklara özgü bir yapılanma olması sebebiyle de Anadolu Sosyalizmi olarak adlandırılmış.
Bu yönüyle Nurettin Topçu'nun görüşlerini sosyalizm olarak adlandırmak mümkün müdür? ona bir karar vermek zor görünüyor. Ancak Nurettin Topçu'nun neden dolayı bir yere tam olarak konumlandırılamadığı kitabı okunduktan sonra daha iyi anlaşılıyor. Muhafazakâr mı? Solcu mu? Felsefeci mi? yoksa tasavvufa gönül vermiş bir derviş mi? Ancak Sosyalizm üzerine hayli kafa yorduğu ise kesin. Toplumun yaşadığı kimlik krizi başta olmak üzere sosyal sorunlarına çözümler aradığı da çok açık. Fırat Mollaer'in kitabı bu konularla ilgilenenlerin göz ardı etmemesi gereken ilginç bir çalışma.
Mehmet Ali Gökaçtı
[/FONT]
 
---> Yeni ÇıkanLar...

İyi yaşamak en iyi intikamdırORTA YAŞLI KADININ İNTİKAMI
Elizabeth Buchan, Çeviren: Yeliz Üslü, Artemis Yayınları, 2008, 352 sayfa.


Siz de hayatınızdaki her şeyi garanti altında sananlardan mısınız? Belki öyle, belki değilsiniz bilinmez... Rose Lloyd, kocası tarafından terk edilinceye kadar hayatındaki her şey iyi gidiyordu ve bunları kaybedebileceğini aklına bile getirmemişti...
Londra'da bir gazetenin kitap sayfasında editör olarak çalışan Rose, kırklı yaşlarının sonlarında, biri kız biri erkek iki çocuk sahibi, güzel bir evi ve kariyeri olan bir kadındır. Mutlu gibi görünen bir evliliği vardır. Kocası da onunla aynı gazetede çalışmaktadır ve hayatlarındaki her şey normal seyrinde görünmektedir. Kısacası Rose, hem çocuk hem de kariyer yapmış şu başarılı kadınlardandır. Ya da en azından o öyle sanmaktadır. Çünkü bir gün başına hiç beklemediği bir şey gelir ve adeta dünyası başına yıkılır. Kocası Nathan, başka bir kadın için ondan ayrılmak istediğini söyler. Nathan artık heyecan arayışındadır, kendisi için bir şeyler yapmak istediğini, kısacası kendisi için yaşamak istediğini karısına itiraf eder. Aslında bugünlerde sık duyduğumuz bir olay öyle değil mi? İşte yazar Elizabeth Buchan, Orta Yaşlı Kadının İntikamı'nda erkeklerin bu yeni 'eğilimi'ne değiniyor ve kadınların yeni bir hayat isteyen kocaları tarafından terkedildikten sonra yaşamaları muhtemel olayları Rose karakteri üzerinden bizlere aktarıyor.
Elbette Rose'un sıkıntıları bununla da bitmiyor. İş yerinde onu bekleyen kötü bir sürpriz, artık kendi özel hayatları ve kendi sorunları olan çocuklarının sıkıntıları ve bir de bu ayrılığın acısı onu sanki bir çeşit sınavdan geçiriyor. Ama kitabın adından da anlayacağınız üzere karakterimiz bunlara kolay kolay boyun eğecek türden birisi değil. O, her şeye rağmen kendi ayakları üstünde sapa sağlam durmaya kararlı. Üstelik onu hoş gelişmeler de beklemiyor değil hani, eski bir sevgili gibi mesela... Kocası Nathan ona geri döner mi diyorsanız, işte o sorunun cevabı kitapta saklı.
İngiliz yazar Elizabeth Buchan, ülkesinde çok satan yazarlar listelerinde yer alan başarılı bir isim. Bu kitabında ise bir İspanyol deyişinden yola çıkmış yazar: "İyi yaşamak en iyi intikamdır." Gerçekten de zor zamanlarında insana yeniden güven ve moral verecek, çarpıcı bir cümle. Kitabı okuduğunuzda Rose'un hayatında da bu inancın etkili olduğunu göreceksiniz.
Artemis Yayınları'ndan çıkan Orta Yaşlı Kadının İntikamı, okurken kimi zaman duygulanacağınız, kimi zaman da eğleneceğiniz samimi ve etkileyici bir kitap. Siz de Rose gibi aldatılmış ve hayatı tepe taklak olmuş olun veya olmayın, bu kitapta kendinizden çok şey bulacağınıza şüphe yok.
Seçil Ersek
 
---> Yeni ÇıkanLar...

ÇINAR DEDE'NİN DOĞUM GÜNÜ
Aysel Korkut, Resimleyen: Zafer Temoçin, Altın Kitaplar, 104 sayfa

Ankara Kalesi'nin yakınındaki parkta koca bir çınar ağacı vardı. Bu çınar, kendisini görenler, gölgesinde oturanlar ve çevresinde oynayanlar arasında en çok Arda'yı seviyordu. Herkes ona Çınar Dede diyordu. Ama o sadece Arda'yla konuşuyor, onun yoksunluklarını ve sevinçlerini paylaşıyordu.
O gün Çınar Dede'nin bininci doğum günüydü. Kale, Çınar Dede'yle Arda'ya bir sürpriz hazırlamıştı. Bu, insanlık tarihini, atalarımızı anlatan bir gösteriydi. Ama bu gösteriyi ancak insanlığa, doğaya ve dostluğa inananlar seyredebiliyordu. 4. ve 5. Sınıf öğrencileri için!
 
---> Yeni ÇıkanLar...

TARİH BİR ŞEY ÖĞRETMEZ BİZE
Gökhan Tok, Tudem Yayınları, 230 sayfa

Tarihin en acı derslerinden biridir: Yeterince uzun süre aldatılmışsak aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz. Gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz artık. Aldatmaca bizi kafeslemiştir, tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek son derece acı vericidir çünkü. Tarih dediğimiz arabanın izleri bile kaybolurken arabayı kimin, niçin yaptığını sormak aklımıza nasıl gelsin ki? Soruların kaybolduğu yerde yanıtlar ne işe yarar? Hayır, tarih her şeyi öğretmez bize... Yazarın 2006 Tudem Edebiyat Ödülleri'nde Jüri Özel Ödülü'nü alan romanı ilkgençlik çağındaki okuyucular için.
 
---> Yeni ÇıkanLar...

ÇİFTLİKTE
Anna Milbourne, Çeviren: Umut Hasdemir, TÜBİTAK, 24 sayfa

Bir çiftlikte yaşamanın nasıl bir şey olduğunu merak etmiş miydiniz hiç? Bu resimli kitapta bir çiftlikte geçen dopdolu bir gün, pastel renklerle çıkılan bir yolculuğa dönüşüyor. Sabah güneşin doğuşunu karşılayan horozun ötüşüyle başlayan yolculuğumuz birçok duraktan sonra akşam güneş ufukta kaybolurken çiftçilerin evlerine dönmeleriyle sona eriyor. Aynı yazarın Tübitak'ın Popüler Bilim Kitaplığı'nca yayınlanan Dinozor başlıklı kitabını okuyanlar da çok uzun zaman önce, kocaman bir ormanın bir köşesinde yumurtasından çıkan bir stegosaurus yavrusunun maceralarına tanık olacaklar!
 
---> Yeni ÇıkanLar...

PERİ OLDUĞUNUZU DÜŞLEYİN
Meg Clibbon Lucy Clibbon, Çeviren: Ekin Duru, Optimist Yayınları, 32 sayfa

Periler kısa boylu, ufak, şişman, uzun boylu ya da zayıf olabilirler. Neye benzerlerse benzesinler, periler çok zeki ve çok büyüleyicidir. Bir peri olmak istiyorsanız şunları edinmeniz şart: sihirli bir asa, uçuş ayakkabıları, sizi görünmez yapan bir pelerin, yaldızlar, görkemli bir yüz ifadesi. Bir de bu kitaba ve dört yaşın üstünde bir kız olmaya ihtiyacınız var. Ya da bir 'Denizkızı Olduğunuzu Düşleyin'. Denizkızları çok güzeldir ama güzel olmak zor bir iştir. Tabii size gerekli bilgi ve ipuçlarını verecek bir kitabınız olduktan sonra imkansız değildir
 
---> Yeni ÇıkanLar...

KUZEY IŞIKLARI ALTIN PUSULA
Clive Gifford, Çeviren: Mustafa Karakuş, İş Kültür Yayınları, 45 sayfa

Lyra ile cini Pan'ın Jordan Koleji'nde başlayan maceralarına katılın ve Kuzey'in buzlarla kaplı ülkelerinde başka dünyalara doğru yol alın. Bu olağanüstü yolculukta Kuzey'in cadılarıyla tanışıp, zırhlı ayıların ülkesini görecek, paralel dünyalara adım atacaksınız. Filmin hikâyesinin tamamının yer aldığı bu macera kitabı, başrol oyuncuları Nicole Kidman, Daniel Craig ve Dakota Blue Richard'ın büyüleyici dekorlar önünde, özel efektlerle çekilen fotoğraflarıyla süsleniyor. Karanlık Cevherler Dizisi'nin tüm karakter ve yaratıklarının çıkartmaları da var!
 
---> Yeni ÇıkanLar...

[FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif][FONT=Arial,Verdana,MS Sans Serif]ZAMANA YAZILAN SÖZLER
Feridun Andaç, Doruk Yayımcılık, deneme, 348 sayfa

'Zamana Yazılan Sözler', Feridun Andaç'ın seçilmiş denemelerinden oluşuyor. Edebiyat ve sanat alanındaki birçok üretimiyle bilinen Andaç'ın denemeleri, özellikle ayrıntılı gözlemleriyle ilgi çekiyor. Bu kitapta yer alan denemeler de, güçlerini asıl olarak kapsamlı gözlemlerden alarak, Andaç'ın okuma ve yazma edimleriyle kurduğu bağa odaklanıyor. Andaç için bu iki edim, birbirini tamamlayan bir bütündür ve bunlar, kendine has izler ile renkler taşıyan geziler, yolculuklar ve başka dünyalar gibidir. Dolayısıyla Andaç'ın "sözcüklere tutunarak yaşamak," diye tanımladığı bu durum, yazar için de okuyucu için de geçip giden zamana not düşmek, onu belleğe dönüştürmektir.
[/FONT]
[/FONT]
 
---> Yeni ÇıkanLar...

TARİHTEN BUGÜNE BAŞKURTLAR
Yayına hazırlayan: A. Melek Özyetgin, A. Merthan Dündar ve İlyas Kamalov, Ötüken Yayınları, tarih, 318 sayfa

'Tarihten Bugüne Başkurtlar', Başkurtlar'ı tarih, dil ve kültür ekseninde inceliyor. Kitapta, İdil-Ural Türklerinden Başkurtların genel siyasi, sosyal ve kültürel tarihi, başka topluluklarla olan ilişkileri, Başkurtçanın kısa dilbilgisi, sözvarlığı özellikleri ve Başkurt folkloru ile ilgili konular yer alıyor. Çalışma, Türkiye'den, Avrupa'dan ve Başkurdistan'dan birçok makalelerini barındımasıyla, konu hakkında oldukça kapsamlı ayrıntılar barındırıyor. Türkiye'de Başkurtlar hakkındaki yayınların azlığı düşünüldüğünde, derlemenin bu konudaki eksikliklerin giderilmesinde önemli bir rol üstlendiği söylenebilir.
 
---> Yeni ÇıkanLar...

NE ÂDEM NE HAVVA
Amélie Nothomb, çeviren: Yaşar İlksavaş, Doğan Kitapçılık, roman, 138 sayfa

Belçikalı yazar Amélie Nothomb, 'Açlığın Biyografisi', 'Kameraya Gülümse', 'Özel İsimler Sözlüğü' ve 'Dişi Şeytan' isimli kitaplarından da bilineceği gibi, Türkiye'de de iyi takip edilen bir yazar. Nothomb'un 'Ne Âdem ne Havva'sı ise aşkın ne olduğundan çok onun ne olmadığıyla ilgilenen ve bunu kurgunun merkezine koyan bir roman. Kurgu, Avrupalı genç bir kadın ile kendi kültüründen nefret eden genç bir Japon arasındaki aşkı hikâye eder. Nothomb ilk etapta, oldukça sıradan olan bu kahramanlar arasında yaşanan bir aşkı hikâye eder gibi görünür. Fakat okuyucu kurgunun ilerleyen sayfalarında, iki kahramanın aşktan çok aşkın sanrısını yaşadıklarına tanık olur.
 
---> Yeni ÇıkanLar...

ANSİKLOPEDİK MİMARLIK SÖZLÜĞÜ
Doğan Hasol, YEM Yayın, sözlük, 517 sayfa

Doğan Hasol'un mimarlık alanına büyük katkı sunan, 'Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü'nün ilk baskısı 1976 yılında yapılmıştı. Sözlük, aradan geçen süre içinde 10. baskısına da ulaştı. Her baskısında içeriği zenginleştirilen ve güncellenen sözlükte, mimarlık dilinin kavram ve terimleri, çizim ve fotoğraflar eşliğinde tanımlanıyor. Sözlüğün bu yeni baskısında, çok sayıda yeni ve güncel kavram, terim ve sözcük bulunuyor. Sözcüklerin açıklanmasını kolaylaştırmak için kullanılan 500'ün üzerindeki açıklayıcı çizim ve fotoğraflara yenileri de eklendi. Hasol'un geçen zamanla birlikte zenginleşen çalışması, Türkiye'de bu alanda gerçekleştirilen ilk çalışma olmasıyla da ayrı bir önem taşıyor.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst