---> Yazarlarımız.
RAMAZAN ATEŞ:
1990 yılında İzmirin Bergama ilçesinin Göçbeyli kazasında dünyaya gelen Ramazan Ateş, 2011 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Anadolunun birçok ilinde Türkçe Öğretmeni olarak görev yaptı. Üniversite yıllarında başlayan yazma merakı, beraberinde pek çok çalışmayı getirdi. Kendi imkânlarıyla çıkardığı birkaç kitaptan sonra profesyonel anlamda yazarlığa başladı. Bu arada çeşitli dergilerde şiir ve köşe yazıları yazdı. Sen yokken şiiriyle tanınmış olup, şiirlerini Müptela adlı eserde topladı. Derdim Olur Musun? kitabı ile şiir ve deneme üzerine yoğunlaştı. Özellikle Aybars adlı eseriyle edebiyat ve tarihi harmanlayarak abide şahsiyetleri, okuyucularına özümsetme ilkesi benimsedi. Şiir ve roman üzere çalışmalarına devam etmekle birlikte yazar, Antalyada öğretmenlik görevini sürdürmektedir.
facebook.com/Ramazanates.fecr
twitter.com/ramazanatesfecr
ramazanates.blogspot.com
AYBARS TARİHİ ROMANI
AYBARS KİMDİR? AYBARS TARİHİ ROMANI- SULTAN AYBARS ( DİĞER ADIYLA SULTAN BAYBARS)
AYBARS : ADIN KÖKENİ
AY: AY GİBİ GÜZEL ANLAMINDA
BARS: PARS GİBİ GÜÇLÜ, KUVVETLİ
ANCAK AYBARS SULTAN OLDUKTAN SONRA ZENGİN ANLAMINA GELEN "BAY" İSMİ İLE ANILMIŞ OLABİLECEĞİ VE TARİHE BAYBARS OLARAK GEÇTİĞİ DÜŞÜNÜLEBİLİR.
AYBARS KİTABI TARİHTEKİ SULTAN BAYBARS'I KONU ALMAKTADIR.
KISACA AYBARS:
Aybars (Melikü'z Zahir Sultan Seyfüddin 1223 - 1277) Mısır Suriye Türk Memlük imparatorlarının dördüncüsü ve en büyüğüdür. Türklerin Kıpçak boyundandır. Kıpçak'tan (Bugün ki Ukrayna) Mısır'a gelip (Bazı kaynaklar bu gelişi köle olarak gelmiştir şeklinde vermektedir) Eyyubi sultanın hassa ordusuna katıldı. 1249 Mansure meydan muharebesinde Haçlı ordusunun yenilmesinde ve Fransa kralı IX. Saint Lous'in esir edilmesinde büyük hizmetleri görüldü. Eyyubi hanedanı yerine Memlukler'in iktidara gelmesinde de birinci derecede pay sahibidir. Ayn Calüt zaferinde Türk ordusunun öncü tümeninin kumandanlığını yaptı ve Mısır'ın Moğol istilasından korunmasında hizmetlerde bulundu. Bu zaferlerden yaklaşık 2 ay sonra tahta çıktı.
Moğollar Bağdad'ı alıp Abbasi halifelerine son vermişlerdi. Dünyanın birinci İslam devletinin başına geçen Baybars, 1261'de Kahire'de bir Abbasi prensini halife ilan edip 1516ya kadar sürecek olan Kahire Abbasi Halifeliğini kurdu. 1261de Kilikya'ya ordu göndererek Ermeni kralını esir etti. 1268'de yeniden sefere çıktı. Antakya Haçlı prensliğine son verdi. Haçlıları geniş ölçüde Doğu Akdeniz'den temizlediği gibi Mogollar'la da başarılı savaşlar yaptı (İlhanlılarla).
1277'de Türkiye Selçuklularını İlhanlılardan kurtarmak için Kayseri'ye geldi. 54 yaşında yaşamını yitirdi ve Şam'a gömüldü. Ortaçağ Türk ve İslam Hükümdarlarının en büyüklerinden kabul edilir. Askeri dehası bir yana devlet yönetim ve teşkilatında da büyük işler yapmış bir liderdir.
AYBARS ROMANI KISACA:
Hiçbir söz vaki olmayınca artık Aybars'ın önünde hiçbir engel kalmamıştı. Sade gidilecek yollar
Aybars Şam, Halep ve dolaylarında iktidarını kurup, otoritesini arttırınca Suriye'de sırtını sağlama aldı. Ve hükümranlığı için Kahire yollarını tuttu.
Günler geçmek bilmiyordu, yol tükenmek. Ve öyle ki her azmin bir muradı vardı. Nihayet Nil'in kucakladığı Kahire'nin devasa silueti belirdi.
Bir Cuma sabahı şehre girdiği vakit, daha evvelden süpürülmüş sokaklar ve temizlenmiş yol boyunca halkın coşkun tezahüratları arasında şehre girdi. Kenarları işlemeli zırhları ve görkemli elbiseleriyle Eyyubi ardılları olan emirleri Aybars'ın önünden gidiyorlardı. Bahir Emirleri ise beyaz ve sırmalar içinde dimdik duran Sultan'ı takip ediyorlardı. Sokaktaki halk önlerinden geçen Sultan Aybars'ı bir lahza görebilmek için çağırıyorlardı. Yanına nadide çiçekler atılıyor, beyaz küheylanı Akça'nın nallarını bastığı yerlerden toprak alabilmek için yerlere diz çöküyorlardı.
Ama o sadece bunca şaşaaya ve coşkunluğa karşın bir çift göz aramaktaydı. Yeşile çalan hafif çekik, bir çift göz...
Aybars dudaklarında bir tebessümle bir hayale bakıyordu. Eskisinden daha güzeldi. Nazenin yapraklarından hafif damlalar sarkıyordu. Birbirlerine kenetlenmişti gözleri. Elindeki gül goncasını ona uzattı. Narin elleri, ellerine değdi.
"Aybars
" diyebildi. O hazin yılları anarcasına.
Aybars'a hem çöl vaat edilmişti hem de çöl gülü.
Pekala, her azmin bir muradı vardı.
(Tanıtım Bülteninden)