Yaşam Sonrası Provalarım..

---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Arkadaşlar rakı içerdi Beyoğlunda
-ki o meret dokunurdu içemezdim-
Çıkarır cüzdanımdan resmini
Dudaklarıma sıvayıp ismini
Seni içerdim.
Ama sorsak hani
Yoldan geçen herhangi birine
‘‘hangimiz daha sarhoş’’ diye
Bana bakardı eminim.


 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Biliyordum sonuna sağ salim varamayacağım bir yolculuk olduğunu. Bile bile atlanır mı uçurumlara deme. Bazen yaşamak, uçurumların dibinde, düşmenin bittiği yerde başlar. Rüzgarlı uçurumların, uçurtmalara can verdiği yerde…

Biliyordum sonuna sağ salim varamayacağım bir yolculuk olduğunu. Ve yine biliyordum ki, senli anlar olacaktı birkaç tane. Bir baktım ki, geleceğim küçücük kaldı yanlarında. Birkaç an… Ve sen… Sensizlikte hatırlayacağım bir cennet.

Biliyordum sonuna sağ salim varamayacağım bir yolculuk olduğunu. Pişmanlık çok uzaklarda şimdi. ‘‘Keşke’’leri oldum olası sevemedim. Kabustur her biri, bilirim. Oysa ‘‘iyiki’’ler vardı sarılıp uyuduğum. Sende başlayıp sende biten…

Biliyordum sonuna sağ salim varamayacağım bir yolculuk olduğunu. İnsandık işte. İdama doğan bir insan… Zaman ise doğduğumuzda tekmelemişti sehpamızı. Bize de beklemek, beklerken oyalanmak düştü. Ve sen, son bulmanın en güzel yolu. Ve sen, binlerce idama, binlerce intihara bedelsin.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Sevgili günlük,
Cesaretimi topladım ve güzel bir bayana gülümsedim bugün. Tabi o da bana gülümsedi. O anı görmeliydin. Tebessümü usulca belirdi karşımda. Nedensizce sırıttık caddenin tam ortasında. Ama kendi istediği için yapmadı bunu. Bir yerlerde okumuştum. Adına ayna psikolojisi diyorlar sanırım. Bazen, keşke sevdiğimiz zamanda da aynı durum yaşansa diyorum.
Bugün hiç üşenmedim, yağmuru ve güneşi üst üste koydum. Ama gök kuşağı yoktu. Her yere iyice baktım. Yoktu işte. Sonra mutfağa gidip kağıt havludan bir parça kopardım. Göz yaşları yanaklarımı hep kaşındırmıştır. Bir türlü alışamadım.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Yeni evliydik
Kıyafetlerini sevmiyordum
Bir manzara bulsak
Ben yine seni izliyordum

‘‘Aşk biter mi’’ diyordun
Yeni evliydik ya, korkuyordun
-oysa- ‘‘Bir ömre sığar mısın ?’’
Hiç sanmıyorum.

Yeni evliydik.
İş güç yoruluyorduk.
Koşuyorduk birbirimize de
Birbirimizde dinleniyorduk.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Adını öğrenmiştim o gün. Bir deprem, bir fırtına, bir sel, bir yangın..
Anlayacağın, bin afat sardı aklımın ücralarını. Yirmi dokuz harflik, mütevazi alfabemizin, yan yana gelmiş, birbirinden farklı beş harfi..

Beş harf ve bir kelime..
Bir kelime ve bir hayal..
Bir hayal ve bir umut..
Ve o gün, ilk kez çarpmıştım sana. Gözlerimin hakimiyetini kaybetmiş, gözlerine saplanmıştın. Elinde gofret, işten dönen baba görmüş bir velet gibi kala kaldım. Güldüm. Şaşırdım. Koşup da sarılamadım.
Bilmezdim; aşık olunana yabancı olmak ne zor şeymiş.
Bilmezdim; bir kelimenin, hayatı ve ölümü aynı anda taşıdığını.
Bilmezdim; kendimi bir başka insanda unutabileceğimi.
Adını öğrenmiştim o gün. Sonra da diğer her şeyi.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

düşmemek için yaşar mı bir insan ?
ya yüksekler ? onu neden arzular ?

düşünmemenin mutluluğu ile insan
büyük sanrıların içinde,
sahi, küçük ölmez mi ?
ne olduğunu dahi bilmeden mesela
ne gariptir ki,
ne olacağını düşlemez mi ?
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Bir evi, bir yastığı, bir ekmeği,
Bir ömrü bölüşsek ya ?
Sarmaş dolaş kollar uyutsa,
Yanakta bir dudak ıslaklığı uyandırsa hani.

Ve ben yazsam sana.
-Çiçekler yitirmesin renklerini-
Şiirler dursa baş ucunda.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

-Korkaklığınız doğaya zarar veriyor-
Papatyaları yolmayın diyorum.
Gidin adam gibi sorun.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Ağlamak ne kolaymış, gözyaşları görülmeyince birilerince.
Acı ne güzel şeymiş, çekildiği vakit insan büyüyünce.
‘‘Yazayım, anlatayım’’ diyorum.
Sonra duruyor, gülüyorum kendime.
Anlaşılamamaktan korktuğumu hatırlıyor,
Yakıyorum aklıma kazıdıklarımı,
Henüz sayfalara dahi düşmeden önce.
 
---> Yaşam Sonrası Provalarım..

Gün boyu küfrediyorum sana.
Sonra çıkıyorsun karşıma,
Yaralı bir ‘merhaba'ya
Teslim ediyorum ruhumu.​
 
Kelimelere inanmayın. Sevdiğini söyleyemeyen insanlar daima en çok sevenlerdir.

Öyle ki, insanlık, rahatlıkla ‘‘seni seviyorum’’ diyebilen insanlar yüzünden
aşka olan inancını yitirmiştir.

İstiyorum ki, o iki kelimenin tam olarak ne anlama geldiğini bilin.
Bilmiyorsanız şayet, israf etmeyin!
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst