Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

sonu belli :) on günlük aşk

bu roman aslında ya çok çok uzun sürecek bi roman adminler tamam yazma artık diyene kadar yazacağım galiba aslında bacım bi gün hatıra kalsın diye bastırırım belki
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

Yani basliktan belli evet 10 gunluk ask oldugu ama sonucta bi heyecan varki yazilmis.
Yoksa basligi okuyunca 10 gun sonra biten bir askla karsilasacagimiz belli :)
Bastirabilirsin rabi ama okadar uzun olmasin ya... ben okumasini pek seven biri degilim :) merak ederim :) simdilik takipteyim.
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

Hepimizin izi bir dizi kardeşim! Senin yazdığın senaryo tamamı doğaçlama ile oynanmış hiç bir figurasyon yada cast barındırmayan en önemlisi ise zerre gişe yada gala takıntısı çekmeyen otuz tekmilli dram gibi araya bizden bir şeylerde kat baride hikayeye aksiyon gelsin biraz :p
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

[MENTION=163830]ByKervaN[/MENTION] hikaye sana mı ait? :scratch:
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

Güneşli bir gündü. Dükkanda Nusretten kontör atmasını bekleyen bir müşteri, Rızaya mp3 cd doldurtan bir genç vardı.
Rıza bi yandan çocuğun verdiği listedkei şarkıları bigisayardan arıyor bir yandanda masanın üstündeki telefona bakışlar atıyordu. Pamuk otobüse bindim diye mesaj atmıştı. Bir arkadaşıyla gelecekti. 1 saate burda olur diye düşündü. Bu çocukda nerden çıkmıştı şimdi. Neyse ki daha şarkı ismini yazarken şarkıyı ekrana getiren bir program vardı ki hızlı hızlı yapıyordu. Öbür türlü 600 binden fazla şarkının içinde tek tek aramak zorunda kalacakdı. Her ne kadar Yabancı Türkçe Pop Arabesk gibi kategorilere ayırmışsada baş edilmez diye düşünüyordu. Buna birde mp3 cd yaptıranların şarkı adları yerine içinde geçen sözleri yazması bunu dahada zorlaştırıyordu. Sonunda telefon titredi ve meşhur nokia mesaj sesi dükkanın sessizliğini bozdu
Elini uzatacaktı ki cd yaptıran çocuk listeye söz ile bi şarkı daha ekledi

- Abi hani Mazlum Çimen varya Az Bana gönder onuda atsana

Rıza nerdeyse ezbere biliyodu hangi sanatçılar olduğunu ama emin olmak için yinede programın search kısmına Mazlum Çimen yazdı..Sonuç olumsuzdu.

- Yok o ya
- Var abi nasıl olmaz

Buna bi anlam veremedi

- Yok kardeşim ya benden iyi bilcen
- Abi var ya olmaz olurmu yanlış yere yazıyon sen
Çocuk eğilmiş ekrana bakıyordu. Haklımı diye düşündü ama zaten Avafind adlı bu programda yazı yazabileceği tek yer programın arama satırıydı
- Ya niye yanlış yere yaziyim yok işte
- Abi ben hep dinliyom valla bak.
- Nası hep dinliyon ya. Nerde dinliyon sen
- İnternet cafede abi. Sen yanlış yere bakıyon gugıla bakacan ben oraya yazıyom çıkıyo bak bulim sana
- Ya arkadaşım sen internetten dinliyon onu. Cd ye atmam için benim bilgisayarda olması lazım
- İndir abi
-Ya o zaman akşam gel anca iner bi saat onu arıcam
- Abi ne bisaati yeminle hemen çıkıyor
- Ya arkadaş sen yazıon youtube dan dinliyon videosunu izliyon Allahım ya şakamı yapıyonuz lan
Nusret konuşulanlara gülmeye başlamıştı. Kontör yüklediği adamı yolladı.
Çocuk ısrarcıydı
- Ya abi hadi ya vallah hemen indirirsin
- Ya kardeşim bak 150 tane şarkı yazmışsın hemde tek tek uğraşıyorum bu ne ya bide şarkımı indircez. Yapmıyom ya al listeni
Çocuk vazgeçmişdi sonunda
- Tamam abi tamam tamam valla tamam listeyi yap yeter
- Ya sen valla git iki üç saat sonra gel anca hazır olur
- Abi ev uzaktır yap beklerim ben ya
Telefona bi mesaj daha gelmişdi. Pamukla buluşacaklardı ve bu nerden çıkmıştı. Hikmet den izin almıştı Nusretinde yukarda işi vardı Cevahir tarafında beraber gideceklerdi. Hikmet kapıda arkadaşlarıyla konuşuyordu şimdi müşteriyi ekmekde olmazdı. Pamukla ilk buluşmalarıydı. Bu çocuğu dövmek istiyodu. Telefonu eline aldı mesajları okumaya başladı
"Aşkım biz indik cevahirin önündeyiz nerdesin "
Cevap yazmadan önce diğerinide okudu
" Aşkım arasana nerdesin "

Cevap yazmaktan çok aramanın daha makul olacağını düşündü
- Alo
Çocuk dükkanın içinde gidip geliyor Nusret sigara yakıyordu.
- Aşkım bi müşteri geldi birazcık geçikcem
- hee tamam aşkım biz girelimi o zaman alışveriş yapcaz zaten bi akrabamızın bebeğine bişeyler alcaz
- Tamam aşkım olur siz bakın ben gelirim.
Tekrar listeye döndü. Daha bulması gereken 30 kadar şarkı vardı. Bulduklarını Nero programına atıyordu. Neronun cd boyutunu gösteren göstergesi yeşil çizgiyi geçmek üzereydi zaten bu iyi haberdi 30 tane daha bulmak zorunda değildi. 10 tane daha anca alırdı. Klavye hakimiyetini sonuna kadar kullanıyordu. Bulduğunu atıyordu.
- Hepsini almadı ha yazıyorum doldu
- Abi nasıl almadı
- İki cd yapimi sığmayanları
- Yok abi bakim hangilerini almadı
- Son 20 yi
Çocuk listeyi eline aldı
- Abi değiştirelim bir iki tanesini bunlar kesin olsun ya
Yeter ama diye düşündü içinden
- Valla ben sandım önemine göre sıralamışsındır başladım yazmaya geçti artık
- Yapma yaa..
- Olum on numara liste yapmışsın işte hiç değiştirme bence..
- Tamam abi.
Çocuk arkasını döndü Nusrete para uzattı. Bozukluklar vardı 3 lira civarındaydılar
Nusret parayı almadan önce Rızaya sordu
- Aga ne alıyoz
- 10
Çocuk şaşırdı
- Abi çoktur ya ne 10 'u hep 3 e yapıyoz
- Oğlum 3 liraya aldığın track senin ya 15 tane şarkı var bak bi saattir 10 tane şarkı attık sana aynı fiyat olurmu ya
Nusret araya girdi
- Tamam ya hadi 5 ver sen yabancı değilsin

Çocuk cebinden tüm para çıkartıp borcunu ödedi. Cd 10 dakika sonra hazırdı. Cd yi verip kaçarcasına çıktılar. Hikmete dükkanı bırakıp hızla M.Köy meydana doğru yürümeye başladılar.

- Aga yavaş ya beklesinler
- Abi yarm saat oldu kız geleli ya

M.Köy yine telaşlı yine kalabalık yine yorgundu. Güzel bir gündü, bu gün Rıza hayatında ilk defa internette tanışıp aşık olduğu biriyle buluşacaktı. Webcam aşkıydı bu. Sanal.. Aşkın bedensellikten çıkıp zihinselliğe dönüşmesiydi gerçi daha önce Antalyada yaşamıştı bi benzerini.. Ama o arkadaş aracılığıyla telefonla mesajlaşmayla başlamış ve canlı bi buluşmadan sonra alevlenmişti. Yolda uzundu. Cevahire kadar yürümek nerden baksa 10 dakikasını alacaktı. Yine istemeden yıllar öncesine daldı. Buda öyle olacaktı. Gidecekti.. İçinden bi ses dur diyordu. Sen böyle mutlusun çocuk. Nusret gibi ol, diğerleri gibi ol. Geceni yaşa hafta sonları cluplerde sitres at ayarla sadece tek gecelik aşka susamış kızlardan bir gün bile sürmesin sevgin zaten sevginide verme.. Haykırıyordu çığlık çığlık aynı ses defalarca.. Yapma çocuk. Mutlusun sen aslında. Karşılıksız aşkınla, seni terkeden o vefasızla ona yazdığın şiirlerinle çokta mutlusun aslında. Sanal bu, vakit geçirmek için girdiğin bir sitede vakit ayırdığın bir insan şimdi. Şimdi bunu tutup vakti buna gerekli kılmakta neyin nesi
- Aga ben senle gelmiyim ayıp olur şimdi ya. Siz takılın benim az işim var
- Yok be abi gel bi şey olmaz ne olacak
Aslında başbaşa olmak istiyodu Rıza ama oda arkadaşıyla gelmişti şimdi iki kızın içinde tek de kalmak olmazdı. Kısasa kısastı bi nevi. Az kalmıştı. Telefonu titredi pantolonunda
" Aşkım geldinmi biz çıktık burda aradığımız yok "
Hemen aradı. Nefes nefeseydi.
- Aşkım az kaldı Teknosa yı geçdim ik idakikaya ordayım
- Tamam askım

Cevahirin önü.. o gün orası ona bayram yeri gibi geldi. Banklarda çocuğuyla oturan babalar, otobüs durağındaki insanlar, önüne fırlayan yayalara korna çalan arabalar.. Ve o. zaman durdu. Nusret iki adım arkaya vermşti kendini. Sarı saçları. Bir film sahnesinin içindeydi. Başka bi şeydi bu. Nazilli ye gittiğinde Emineyi ilk gördüğün deki gibi değildi. O zaman ona aşık değildi çünkü o. O Emineyi görüp tanımaya başladığında sevmişti. Belki eksik kalan sevgisini tamamlamıştı Emine.. Kimsesizliğinde denk geldiği içindi. Belki Emine sırf Ömerin Sevgilisi var benimde olsun diye içindi. Emine mesajlaşmak içindi ve güzeldi. Emine en yalnız en yoksun anında en babasız anında en kardeşsiz anında en durgun zamanında en boşluğunda en hiç bir şeysizliğinde en bilmediği yerde bir başına o lokantada ona vakit ayıran biri olduğunu gösterdiği için sevilmişti. Gidişinin üstünden 1 yıl geçmişti ve hala ona acısı sürüyordu zaten pamuk ona Rızanın Emineye olan aşkının öfkesinin dizelere geçirilişine kapılmıştı. Bu demişti. Beni de biri böyle sevmeli. Unutamamalı.. terkedilmiş olmalı terketmemeli..
Cevahirin önüydü.. çok büyülüydü.. Bu an başkaydı.. Bu vuslattı sanki.. sanki bir kavuşmaydı sanki onu yıllardır seviyordu da sanki o gün kavuşuyorlardı. O sanki... Özgeydi. Karşılık bulduğu aşkı.. Hayatından çıkaramayacağı üçüncü kişisiydi onun.. Ve bir filmdeydi.. Rolunun hakkını vermeliydi. Mutlu coskulu kabadayı adımlar atıyordu.. Benim diyordu sevdiğine.senin koruyucu meleğinim işte.. zaman durmuştu. yavaş yavaş at gözlüğü iniyordu gözlerine çevresi kararmıştı bir tek o vardı.. artık ne bankta çocuklarıyla oturan babalar ne duraktaki yolcular ne arkasında yavaş yavaş gelen Nusret nede pamuğun yanında ki arkadaşı.. tek yönü vardı tek baktığı.. yeşil gözler sarı saçlar ve işte cıvıl cıvıl bir aşk.. aşık olmuştu ve aşık olduktan sonra buluşmuştu.. bütün fark bundan ibaretti
******************
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

- Aga ben ayrılacağım..
Nusret şaşkın ifadelerle baktı Rızaya
- Ne
- Aga çok seviyorum ya
- Abi ne ayaksın sen ya niye ayrılacaksın seviyosan
Söyleyemedi sebebini.. Çok seviyordu.. Çok güzeldi ilk buluşmaları. Profiloya gitmişlerdi. Ama ayrılmalıydı. Geleli daha bi saat olmuştu.. Pamuktan ayrılmalıydı.
- Aga seviyo kız seni bak ne güzel kız namuslu belli sana bakışından belli sevdiği
- Biliyorum Nusret seviyo ama ayrılmam lazım
- Niye
- Aga devamı yok bunun.. Pamuk ciddi düşünülcek biri
- E aga kendin diyodun ciddi ilişki diye ne ayaksın aga ya
- Abi kızı görmedinmi kılık kıyafet on numara girdiği mağazaları sende gördün abi ben ona ne verebilirim ya.
- Aga paraya pula bakan biri gibi değil ya ne biliyim
- Aga zaten o kadar zenginde değiller ama ben ona fakirlik bile veremem.. Fakir dediğin az yer ucuz evde yaşar abi ben ev bile kuramam ben fakir bile değilim
- Nİye aga ya maaşını alıyon
- Ya aga neye yetecek o
- Ya abi yenge okuyomuş işde bi iş bulur oda çalışır
- Anlamıyosun Nusret..Çok seviyorum lan.. Ben onu öyle seviyorum ki onu kendimle cezalandıramam iyi şeylere layık

Yeniden masasına döndü. Bir saat kadar olmuştu Pamuk'u uğurlayalı. Ve çok güzel geçmişti. Pamuka daha fazla bağlanmaması gerekirdi. Ölürdü. Pamuk daha iyi bir hayat hakediyordu bunu ona
yapamazdı onu fakirliğe davet edemezdi. o gelecekti. gelecekse Rıza için yokluktu. Babası 2004 de evden çıkıp gittiğinden beri aramamıştı bile. Bir kere bile yaşayıp yaşamadığını sormamıştı
Duyduğuna göre evlenmiştide. Düğünü nasıl yapacaktı.. Kim vardı neyi vardı. Peki nasıl vazgeçebilecekti. Telefonu eline aldı. Pamuk bir iki sene sevgili olup sonra ayrılabileceği biri değildi
Daha yakından tanışmadan sevmiş ve bir kere gördüğünde dünyalar onun olmuştu ikinci bir buluşma ona onu zincirleyecekti. Ve diğer bir korkunç ihtimal daha vardı ve en kötüsüde oydu.
Pamukla mesajlaşmaya başladığı ilk günden beri bazı mesajları silmemişdi. Telefonun mesaj hafızası doldukça önemsizleri siliyor ama onu etkileyen onu pamuğa aşık eden mesajları saklıyordu.
Mesajlar kısmına girip ilk günden beri yolladığı ve silmediği mesajları sırayla okumaya başladı
" İyi ki varsın Rıza, çok rahatladım sana açılmakla. Yüzümü güldürdün."
" Korkma, bir kerede benim için dene ne olur. Gel omzumda ağla. İzin ver bak seni artık bir anlayan var "
" Ben gitmem, sen benim hayatımdan çıkaramayacağım üçüncü kişisin "
" Ben sana aşık oldum ya "
" Deli yarim benim "

Bunlara inanıyordu. Pamuk diğer korkunç ihtimali yapmazdı. Gitmezdi.. Yok hayır ona güveniyordu. O tertemizdi.Emine gibi değildi.. Durdu. Eminenin yolladığı mesajı hatırladı..
" Aşkım sende beni bırakıp gitmeyeceksin demi. Babam gibi bırakmayacaksın beni "
"Yemin ediyorum bitanem öyle bir şey olmayacak. Asla gitmeyeceğim. Söz veriyorum canımın içi sevgilim benim.. "

Geçmişe döndü.. 2005 e girdikleri o geceye.. O son mutlu anına.. Arkasına yaslanıp sigarasını yaktı.. Hala dün gibiydi.. Hatırlıyordu. Gözünde canlanıyordu


************************

- Rızaaa bak kalmayacak sana bir şey!!!

Restaurantın kapalı bölümüne 5 masayyı birleştirmişlerdi. Masada yok diye bir şey yoktu. Patronları ;

- Cemal, ne isterlerse ne kadar isterlerse al. Adamlar evlerinden ayrı biliyorsun. Canları ne çekerse bu gece eğlensinler. Yarın dinlensinler
Böyle demişdi şeflerine. Şefte bu sözün hakkını vermişdi.
Hergün müşterilerine hazırladıkları zengn sofrayı kendilerine kat kat daha fazla kurmuşlardı. Çoban salata, mevsim salata, yeşil salata, haydari, hibeş, şakşuka, rus salatası, yoğurt, beyaz peynir,
tulum peyniri, patates kızartması, mandalina, elma , portakal, fıstık, ceviz, fındık, çerezler.. kiremitte alabalıklar, beyaz şarap, kırmızı şarap, rakı, votka, bira kim ne içecekse onu alıp koymuştu masaya
Abidinin sesiyle mesajı daha hızlı yazıp cebine koydu ekmek sepetlerini alıp bardan çıkdı ve hemen yandaki kapalı bölüme geçti saat 6'ıydı.. Masaya kuruldular.. Yemeklerini muhabbetlerle restauranta gelen
ilginç müşterilerle yada eski çalışan tipk elemanları birbirlerine anlatarak yediler.. gece yarısına doğru ara sıra kalkıp oynadılar batak attılar efkar yaptılar.. kimi acılarını döktü kimi uzaktaki sevdiğine
olan hasretini.. hepsini öyle hikayesi vardı ki.. saatlerce içtiler..
Rıza da çok içti o gece.. Oysa ki Kuran Kursunda büyümüştü ama Allah' a küsmüştü. Çünkü Allah annesini almıştı ondan. Günahsız suçsuz melek annesini almıştı. Çok dualar edilmişti. Kuran hatmi yapılmıştı.. Ama annesi yavaş yavaş erimişdi. üç ameliyat olmuştu ve her ameliyat
dahada kötüye götürmüştü. 6 ay ışın tedavisi görmüştü ama ilerleme olmamıştı. Hiç sigara içmeyen o masum kanser olmuştu. Beyninde ur vardı. 35 ine gelmeden göçtü gitti.. Rıza o günden sonra dua etmedi
çünkü öyle dualar etmişti öyle yalvarmıştı ki Allah'a.. Çare ondaydı tıp bu hastalığa acizdi ama Allah benden isteyin dyordu. Benden dileyin size vereyim. Kainatı yaratmıştı. Herkesi yoktan var etmişti
bi hastalığamı şifa veremeyecekti. Hemde öyle çok dua edenler varken. Ama Allah şifa vermedi. Yavaş yavaş aldı onu elinden.. Dünyada milyonlarca günahkar varken o namazında orucunda misafir perver iyilik sever
annesini almıştı işte. ilkokuldan sonra oğlu elinden alınıp yatılı yurda verilmişdi. tam da lise 2 de kurstan çıkıp çocukluğunu yaşayamadığı anne sevgisini gençlik deliliklerinde yaşayacağında çıktı Annesinin
hastalığı. Allah ona kısmet etmemişti anne oğul ilişkisini.. ve beş vakit namazını kaçırmayan kuran kurslarına hayır yapan babası bir hiç yüzünden evden kovmuş git kendi hayatını yaşa demişti kendi
düzenini kur artık 18 yaşındasın... ve işte patladığı noktaydı bu. Artık ne isteyebilirdiki Allahdan. O kadar yalvarışa o kadar duaya cevap vermeyen Rabbi annesini almış oğlunu 18 inde evden kovan bir baba
vermişti.. Günah sevap bitmişti onun için.. Artık haram helal yoktu.. Tek gerçek vardı iyi kötü. Rıza çok içti.. o kadar çok içti ki sonunda daha gece 3 bile olmadan gidip yattı..

2005 in ilk günü uyandırıldığında saat öğleden sonra 2 ye geliyordu.. Mehmet kaldırmıştı
- Rızaaa galk kanka saat 2 oldu yemek ye herkes kalktı
- Tamam kanka geliyorum
Rıza uyanır uyanmaz telefonuna baktı.. Bu saate kadar Eminenin onu defalarca aramış olması gerekiyordu. Duymamış olabilirim diye düşündü.. Meraktan delirmişdir şimdi iki saat trip atar diye düşünüyordu
Ama telefonda cevapsız çağrı yoktu. Bir adet mesaj vardı.
Merakla açtı

" Bitti.. Buraya kadar.. Herşey bitti "

Beyni algılamadı. Ne bitti diye düşünürken farkında bile olmadı belkide 20 kez üst üste okumuştu

" Bitti.. Buraya kadar.. "

gözlerini oğuşturuyodu.. bi başkası değildi yollayan yanlış numaraya gönderilmiş yanlış biri değildi gönderen kısmında Aşkım yazıyordu..
" Herşey bitti"......

yatağa uzandı.. yeni yıl şakası falanmıydı bu.. telefonu yüzüne tuttu tekrar okudu..

" Bitti. Buraya kadar.. Herşey bitti "
bi önceki mesajı açtı en son ne yazdı diye

" Aşkım çok içmee ben yatıyorum "
sonra bi öncekine

" bende bitanem ya keşke yanımda olsan beraber girsek yeni yıla bir gün oda olacak bitanem üzülme sen "

ve son yolladığı mesajı açtı

" Bitti.................."

Yataktan doğruldu.. Personel lavobası koğuşun içindeydi.. gitti yüzünü yıkadı. saçlarını taradı.. sonra tekrar yüzünü yıkadı. sonra aynaya baktı.. ve geri döndü yürüdü tam çıkıyordu ki tekrar lavaboya döndü ve
aynaya bütün gücüyle yumruk attı..
Ne elinden akan kan ne kırılan ayna parçalarının sağa sola dağılması..
lavabonun oraya tam önüne çöktü.. sırtını fayansa verdi.. hep tuvaletin kokmasından şikayet ederlerdi.. umrunda bile değildi.. gözlerinden yaşlar akıyordu.. elinden kanlar.. keşke.. keşke yüreğindende aksaya
bişeyler..mesela emine.. akıp gitse ya.. gitmedi..
ayağa kalkdı.. kırık cam parçalarını topladı koğuşa giren kapının yanındaki çöp kutusuna attı.. lavaboda elini yıkadı..derisinin arasına girmiş camları ayıkladı.. yataga döndü telefonu aldı dışarı çıkdı..

dere kenarına kadar gelmişti.. antalya çok uzaktaydı ama deniz netti.. restauranta 50 metre anca uzaktaydı.. telefonu cebinden çıkarttı bi sigara yaktı ve hala rehberde kayıtlı duran numarayı Aşkım'ı aradı

Telefona cevap verildi ama ses yoktu.. İlk kendisi konuştu

- ALo
Daha dün kendisine enerji veren o tatlı ses yoktu artık..
- Evet
- Evet derken
- Mesajımı okudunmu
- Aşkım sen ne yazmışsın öyle ya..
Evet bu iyi fikirdi şaka yaptığını düşünüyrdu
- Bitti Rıza
- Nasıl.. ne bitti
- Biz.. Bitti.. Gidiyorum
- Aşkım niye bitiyor naptım ben sebeb ne
- Sebebi yok bitti
- Bebeğim ne oldu anlamadım şaka mı bu sen ne diyosun niye bitiyor
- Bitti sebebi yok. Bitirmek istedim.
- Ya sen manyakmısın kızım ne diyosun
- Acele et Rıza ne diyeceksen de istediğin küfürü et.. son sölerini söyle ve beni bir daha arama
- Bana sebep söyle ya naptım

Dikildiği kayalığa çöktü ağlıyordu

- Emine naptım
- Bi şey yapmadın ya. Sebebi yok.
Uzun bi süre hıckıra hıckıra ağlıyordu. Bütün tesellisi daha 3 ay önce gitmeyeceğine yemin eden aşkı uğruna uzun yollar kat ettği biriciği ne diyordu. ne olmuştu. Çok içerlemişdi..Annesi yoktu Babası yoktu
ve oda gidiyordu.. Allah onuda mı elinden alıyordu niye böyle yapıyordu
- Kapatıyorum Rıza..
- Allah belanı versin Emine
Ve telefon kapandı.. Rıza Telefonu cebine koydu.. Ömer ve Mehmet onu aramaya gelmişlerdi ve akşamları üçü burda oturur Antalyanın ışıklarına bakarak sohbet ederlerdi. Rıza oradaydı kendilerinden 4 metre ileride
Kayalığın üstünde ağlıyordu.. Ömer gidecek gibi oldu Mehmet durdurdu.. Rıza doğruldu ellerini havaya kaldırdı..

Personel yemekhanesinin dışarısına kurmuşlardı masayı öğle yemeğini dışarda yemişlerdi çay içip muhabbet ediyorlardı.. Birden bir ses hepsini susturdu.. Rızanın sesi

AALLLAAAH KAHRETSİİİİİN ULAAAAAAN ALLAAAAH KAHRETSİİİİİİİN

ses belkide 5 defa yankılanmıştı.. herkes birbirine baktı.. civardaki ağaçlara tüneyen kuşlar uçuştu.. ses dalga dalga çoğaldı. yılanı deliğinden çıkardı belki. belki o an bisikletle tırmanma kampına çıkanları
durdurdu.. bi şey oldu.. belkide ses büyüdü büyüdü hızla gitti gitti Nazillide az önce telefonu kapatıp babasına " Bitti baba bidaha söz konuşmam kimseyle " dedikten sonra odasına çekilen Eminenin c******* Emineye
kadar geldi ve onuda ağlattı..

Sarıldığı yastığına belkide akşama kadar ağladı yemeğe çıkmadı kimseyle konuşmadı.. terketti ve ağlattı.. ve ağlıyordu..

Rıza bütün gücüyle attığı çığlıktan sonra kalmayan takatiyle tekrar yere çömeldi.. Ömer ve Mehmet yanındaydı sigara uzattılar.. Rıza fısıldadı

- Sevmiştim onu

******************************
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

- Hoooooop aga daldın yaa
Rıza kendine gelir gibi oldu.. Ne zaman hatırlarsa hatırlasın o anı o günü o ayrılığı düşündükçe çıldırıyordu.. Neler yaptırmamıştı ki o ayrılık ona

Küçücüğüm dedikçe, efendim aşkım derdin
Canımın içi sevgilim, diye hitap ederdin
Örnekti aşkımız, dostlar imrenirdi
Sen bu darlığımda bana hediyeydin

Telefonum susmaz elimden düşmezdi
Ben çocuk oluyordum sen arayınca beni
Ulaşamadığında bana küplere binerdin
Söyle tüm bunlar gösterişmiydi

Ben hiç düşünmeden sana ölebilirken
Sen beni terkettin sebep göstermeden
Az mı yemin ettin bu kahplk neden
Sanmaki yaşıyorum öldüm tükendim ben

Meğerse bir yalanmış uğruma ağladığın
Ben yine yanılmışım yokmuş seninde bir farkın
Sen aşkı bir heves oyun sanmıssın
Son çaresiydin oysa bu bahtsız yaşantımın

Şimdi sen mutlusun dertler beni buluyor
Gönül özlüyor seni aşka söz geçmiyor
En çok seven benim diyen senken
Zalimce gidişine akıl ermiyor

Ben hiç düşünmeden sana ölebilrken
Sen beni terkettin sebep göstermeden
Az mı yemin ettin bu kahplik neden
Sanmaki yaşıyorum öldüm tükendim ben

**********

Ve işte yazdığı şiirlerle kalmıştı. Emine ona dönmemişti.. Ama artık aradan 1 yıl geçmişti pamukla tanışana kadar daha ne şiirler yazmıştı ama pamuk onu unutturmuştu.. ya oda giderseydi.. ya pamukta gitmem dediği halde giderse diye düşündü..
Telefonun mesaj alındı uyarısıyla elini tekrar telefona götürdü
mesaj yazan pamuktu

" Aşkım.. biz eve geldik hiç yazmadın yaa bi şey mi oldu "

Demin ayrılığı hatırlayıp gözleri yaşaran çocuk yüzüne bi tebessüm kondurup cevap yazdı

" Canım sevgilm.. çok seviyorum seni.. Çok güzel gündü "

Yok.. o bırakamazdı pamuğu.. Varsın fakir olsundu.. Bellimi olurdu. Belki bi şeyler yoluna girer zamana bırakmak gerekir diye düşündü.. O kıyamazdı pamuğuna. Mesaj yazmadın diye kızmıyor merak ediyordu.. Bu kız farklıydı.. Bu kız seviyordu


*******************
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

[MENTION=151958]yesil83[/MENTION] şu sıra çok yoğun işler ya. inş devam edecem ilk fırsatta
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

" Eğer aşk varsa, her şeyin vardır.. "

Rıza büyülü bir dünyadaydı.. İş konusunda rekor kırıyordu. Gece 12 ye kadar en satmayan filmleri bile satıyordu..Gelen bilgisayarları yapıyor hafta sonu gece kulüplerine gitmiyordu. Çatıya gitmeyi istiyordu aslında, Faruk abisini seviyordu ama anlamsız tamamen gereksiz bir kuralı vardı oranın. Aşık adam girer aşkı olan giremez diyordu kapıdaki yazı. Burada kimse mutlu olamaz yazıyordu. Orası Rıza'nın sırrıydı, kimseler bilmiyordu. Kendisi olduğu yerdi sanki.. Sohbetler hep kısa kısa idi.. Hayat yoktu orada, ben yoktu, sahte gülmeler yoktu hiç bir şey yoktu. Izdırap vardı acı vardı yürekleri kahreden şarkılar vardı. Dış dünyanın dışladığı horladığı ve kötü diye bilinen gerçekler vardı. Ama artık orada onun bi yeri yoktu. Çünkü Rıza, sahte bir mutluluğun nasılsa bir gün bitecek kahkalarına kendini kaptırmıştı
" Aşkım biz teyzemlere gideceğiz, arama olur mu şimdi annemler yanımda falan olur "

Rıza mesajı okuyup cevap yazdı önündeki yemekten diğer eliyle bir kaşık daha alırken

" Tamam aşkım seni seviyom müsait olunca haber ver "

Rıza aynı monoton heycana kendini kaptırdı ve akşama kadar olağan işlerle uğraştı. Bazen pamuğa mesaj atmayı istiyor ama aklına son mesajı geliyor belki annesi görür diyip vazgeçiyordu..

Mecidiyeköy meydana sadece 50 metre uzaklıktaki bu dükkan yine her gün kü gibi girenler çıkanlar kontör alanlar aldığı telefon bozuk çıkınca değiştirmeye gelenler derken bütün günü harcamıştı..
Akşam 6 dan sonra cd tezgahları açıldı film müşterileri geldi onlarla uğraşıldı..
7 gibi pamukk rizaya mesaj atmıştı

" Hiç aramadın beni ya "

Rıza mesajı okurken afalladı.. Kendisi istemişti aramamasını annesi ve teyzesi olduğunu şimdi ne olmuştu. Hemen cevap yazdı

" Bebeğim valla aklımdasın ama sen istemedin diye aramadım "

Cevap çabuk gelmişti

" En azından mesaj atardın ya. Çok şaşırttın beni "

Pamukla çıkmaya başlayalı bir hafta olmuştu. Pamukk ilkkez soğuktu.

Zavallı Rıza.. Bilmiyordu.. üç günü vardı. üç gün boyunca bu soğukluk artacak ve sonunda Rızayı yıllarca kasıp kavuracak bir acı başlayacaktı..

Hayat böyleydi. Söylenmiş herşey sadece sözlerden ibaretti. Kimse bir senet imzalamıyordu..
Herkes bi anda değişebiliyordu Daha çıkmadan önce " Sen benim hayatımdan çıkaramayacağım üçüncü kişisin " diyen kız gün gelecek " Çok moralimi bozarsan seni hayatımdan çıkarıp atarım " diyecekti.. Ve bunu dedikten sadece bir gün sonra Rıza artık ona gitme şansı verecek ve aşkının gerçek olup olmadığını test edecekti.

İlk soğuk mesajı, müşteri yoğunluğu kafa karışıklığı ve suçsuzluk duygusu ile yumuşatamayan Rıza, gece yinede sevgisine güvenip mesaj attı

" Sen benim herşeyimsin aşkım ne kadar bana kırılsanda inan sen öyle diyince annen yakalamasın korkusuyla sana mesaj atmadım. Yoksa sensiz ölürüm be gülüm "

Pamukk tan Rıza'yı kahreden kısacık bi cevap gelmişti

" Hıı, gördük. İyi geceler "

*********************
 
Son düzenleme:
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

Hepsini baştan sona bildiğim için hiç heyecanlı gelmiyor bana kardeşim :) lakin sana rıza ismi yakışmış bak ona bir şey dediğimiz yok! beni kendi ismimle yaz ama bak gerçi benim bir iki repliğim ya da üç beş satırım ya vardır ya yoktur ya :) kısa,öz ve en önemlisi net olmalı hayat başka türlü çekilmez kardeşim benim :)
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

Kanka cafe nın ıslerı bı bıtse devam edecem ama basını kaldıramıom yaa
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

sen istanbul dururken akşehire kafe açtın ya bende seni fıkra karakteri nasrettin hocaya benzeterek anlatmazsam torunlarıma bana da deli demesinler kardeşim :)
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

sen istanbul dururken akşehire kafe açtın ya bende seni fıkra karakteri nasrettin hocaya benzeterek anlatmazsam torunlarıma bana da deli demesinler kardeşim :)

heheh canın saolsun kardeşim yaa gönüller bir buyur gel dicem ama iki saatlik yolu gelipde bi bursaya gelmedin yanıma akşehire hiç gelmezsin ama benim bi ayağım istanbul biliosun görüşürüz eski günlerdeki gibi
 
---> Vazgeçebilmek ( Bu Bir Romandır )

Kapının açılırken verdiği gıcırtı sesi içerideki sessizliği bozmustu.. omuzları düşmüş bi şekilde içeri giren Rıza, zaten ne olduğunu anlayan gözlerin bakışlarına aldırmadan Faruk'un yanına doğru yürüyüp hemen Faruğun önünde ki poşette duran biralardan birini aldı.. Tahammülsüz haldeki bir grup gencin dumanlı bakışlarına aldırmadan çatıya çıkmak için tekrar giriş kapısından çıktı..

Buradan aşağısı çekilmez görünüyordu bu gün onaç.. Sağa sola koşuşturan insanlar, bir türlü susmayan korna sesleri.. Trafik, simitçiler, çorap satanlar ve gürültü.. Bu gün hiç çekilmezdi..
Gözleri bir süre sonra baktığı yeri ona göstermez olmuştu.. Şuan beyni ona Pamuğu gösteriyordu.. İstem dışı bi hareketle Cevahir'in olduğu yöne döndü.. İlk buluştuğu günü hatırlıyordu.. İlk ve son
Aklı karma karışıktı.. 10 gün olmuştu.. Sadece 10 gün.. Delirmek üzereydi..

" Üzülme seni artık bir anlayan var "

demişti halbuki Pamuk ona..
" Bir kerede benim için dene ne olur.. "

ve son mesajları geldi gözlerinin önüne aniden.

" Artık ikimiz diye bir şey yok.. "

Sebep tamamen sudan mıydı diye düşündü bi süre.. Msn de ki avatarı hatırladı.. Bir erkeğin koluna girmiş halde resim çekinmiş ve ona nisbet yapar gibi avatar yapmıştı.. Bir an gökyüzüne kaldırdı başını.. Elinde ki şişeyi ağzına götürdü.. içti , içti.. içti.. kıskanmıştı. resmi sorduğunda arkadaşı olduğunu söylemişti.. oysa bi gün öncesine kadar pamuk avatarına onun sevdiği resmin koyuyordu.. hatta Rıza ona, kendi resmini koy seni göriyim dediğinde pamuk "ama ben heryerde seni görmek istiorum" diye cevap veriyordu.. bu erkek arkadaş nerden çıkmıştı.. Rıza o resmi kaldırmasını söylediğinde ise duyduğu cevap resmen ona defol git der gibiydi..

" bana sahiplenme rıza.. ben özgür bi insanım.. bana güvenmeyi öğren.. canımı çok fazla sıkarsn seni hayatımdan çıkarır atarım"
Rıza şok olmuştu çünkü daha bi hafta öncesine kadar aynı kız ona
" Sen hayatımdan çıkaramayacağm üçüncü kişisin " demişti..
bu neyin çelişkisiydi.. neyin kandırmacasıydı bu hayat bu nasıl bi dengesiz düzendi böyle. ne çabuk değişiyordu insanlar..

Rıza şişenin dibini gördüğünde sıcak ve ani alkol alımı başını döndürdü normalde bi bira ile sarhoş olacak adam değildi elbette.. fakat o daha kafa dağıtmak için buraya gelirken ayrılığın verdiği acıyla sarhoş olmuştu bile..
Günlerden Pazar dı..
"Pazar..." diye fısıldadı bi süre.. " Bu gün iş yok.. çünkü pazar.. "

geçmişe döndü.. çocukluk aşkına.. onu ondan ayıran gün Pazar günüydü çünkü bir pazar günü sevdiği kızın ailesiyle kavga yapmıştı..
Emine geldi sonra aklına.. oda onu Pazar günü terketmişti..
ve şimdi Pazar dı.. Bu pazar da onu pamuktan ayırmıştı..

" Pazar benim düşmanım.." diye fısıldadı..

- Selamsız..
Faruk'un sesiyle irkildi.. Elinde iki bira ile Rıza'nın yanına geldi..
- Hoşgeldin

Faruğun yüzüne bakmaya utanıyordu..
Uzattığı birayı aldı boş şişeyi aşağı fırlatmak istedi.. ama tam o yolda aşağıda iki sevgili el ele yürüyordu..
Sırıttı

- Biliyormusun abi..
Faruk Rızaya döndü..
- Aşağıda sevgililer yürüyor ya
Faruk aşağı baktı..
- Onlara şuan g..tümle gülüyorum.. Niye biliyormusun..
Faruk böyle zamanlarda yorum yapmazdı uzunca bi müddet karşısındakini dinler son sözü söylerdi Rıza bu huyunu bildiği için sorduğu sorunun cevabını beklemeden devam etti
- Birbirlerine yalan söylüyorlar.. Çünkü herkes yalancı be abi..
Artık dayanılcak bi hal kalmamıştı.. Faruğun getirdiği şişeden iki yudum alıp sakladığı ağlayışını feryada döndürdü..

- Herkes böyle olmak zorunda mı abi.. Emine de dediğini yapmadı Pamukta.. ne oluyor abi..
Sözler hıçkırıklarının arasında zar zor anlaşılıyordu
- Sorun bizde Rıza
Faruk cebinden çıkardığı otu sarmaya başladı sigarayla harmanlayarak..
Rıza onu bu hale getiren an'a geri döndü
Dün geceydi.. tanımadığı bi çocukla pamuğun resmini Pamuğun avatarında görünce ona resmi kaldırmasını istemişti.. Ama pamuk aşırı bi tepki vermiş resmen git demek istemişti.. oda onurunu seçmiş erkeklik gururuna sığınıp terk etmek zorunda kalmıştı.. kıskançtı çünkü seven kıskanırdı. Doğrusu buydu.. o sahiplenme diyordu ama bi erkek sevdiği kızı nasıl sahiplenmez di ki pamuğa mail atmış ve bu on günlük ilişkiyi bitirmişti.. Pamuğun vaadleri boş çıkmıştı. Bin pişmandı ona inandığına.. Ondan önce Emineye yazdığı nefret şiirleriyle bi şekilde geçiniyordu. Hiç ummadığı bi aşk hiç tahmin edemeyeceği kadar kısa bi sürede hiç beklemediği bir *****likle bitivermişdi..

Kafasını kaldırdığında Faruk çoktan sarmayı yapmış hatta yakmış ve dönmesi için Rızaya uzatmıştı.. Rıza aslında hiçde sevmediği ama sadece kafasını uyuşturup bi çok şeyi umursamaz yaptığı için arada aldığı bu gereksiz illeti eline aldı ve bütün gücüyle dumanı cigerine çekip beyninin bu uyuşukluğu hissetmesi için kendini boş düşüncelere bıraktı. Neden sonra birden aklına Faruğun az önce söylediği sözü geldi aklına.. "Sorun bizde " demişti.. İlk defa ona döndü.
- Sorun niye bizde abi
- Bazılarının kaderinde var oğlum.. daha dün gibi sana burda söylemiştim. Kapın açık demiştim belliydi biteceği
- Abi daha yeni başlamıştı nasıl bilebilirsin ki Neden bitiyor
- Bazılarının kaderi yalnızlıktır. Sen ben aşk adamı değiliz oğlum..
- Neden
- Biz yüksekten uçarız Rıza.. Kartallar yalnız uçar
Bi ömür yalnızlık.. bu fikir Rızaya korku vermişti.. Bıkmıştı..
- Biri var abi.. biri var.. Bi yerde onu bulmamı bekliyor. Sevgimi hakeden birisi var. Kader benim elimde değil mi abi.. Boşver Kartalı boşver uçmayı.. İnsan aşıksa uçuyor zaten..
- Denemesi bedava kardeş.. Git bul aradığını. Döneceğin yeri biliyorsun.
Rıza son bi kez daha çekti sarmadan şişeyi bitirdi ve usulca sallanarak çıkış kapısına yöneldi..
sonkez döndü aynı şeyleri söyledi. Kafası gerçekden güzel olmuştu
- Onu bulacağım abi. Kaderimi bulacağım

*********************
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst