Sünneti yaşayalım

'hayaL

Bayan Üye
Bu bölümümüzde Peygamberimiz aleyhisselâm'ın günlük hayatında yaptıklarını, okuduğu duaları ve zikirleri öğreneceğiz.

Müslümanın gece-gündüz, evde-işde, yalnızken-toplum içindeyken yaşamının her anında, 7/24 saatinde neler yapması ve nasıl dua etmesi gerektiğini bizlere; kâinatın seyyidi Hz. Muhammed aleyhisselâm, Sünneti ile göstermiş ve öğretmiştir.

Biz, nefes alırken attığımız her adımdan sorguya çekileceğimizin şuurunda olarak, gereksiz bir vaktimiz olmadığını, her an Allah'a teslimiyetle mükellef olduğumuzu düşünerek, Peygamberimizin Sünnetine tâbi olursak; daha önceden düşünmeden, sorgulamadan, önemsemeden, âdet olarak yaptığımız pek çok davranışlarımız âdet olmaktan çıkıp ibâdet haline gelecektir.
Önceki yanlış konuşmalarımız ve yanlış fiillerimiz de, Sünnetin ihyâsı ile yok olacak, tüm bid'atleri hayatımızdan çıkarıp atacağız ve tertemiz bir hayat yaşayacağız.

Unutmayalım ki, hayatımızda yaşatılmayan, uygulanmayan her Sünnetin yerini bir bid'at işgal eder.
Küçük-büyük her konuda, Peygamberimizin nasıl davrandığını ve nasıl konuştuğunu araştırmak ve onları uygulamak "Muhammed'in ümmetiyim", "Ehli Sünnetim" diyen her müslümanın görevidir.
Aksi takdirde, Peygamberimizin yaptığını yapmayanlar, başka insanların yaptıklarını yaparlar, dediklerini derler, izlerinden giderler, onların dünya görüşlerini kendilerine model alırlar yani böylece onların sünnetlerini yaşarlar.
Bu durumda da hayatları bid'at, hurafe ve batıllarla dolar, Allah korusun!

Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"İçinizden kim yaşarsa bir çok ihtilaflar görecektir. Bu zamanda aman ha Sünnetime ve doğru yola iletilmiş râşid halifelerim (hulefâ-i râşidîn)in sünnetine (yoluna) sarılın. Ona sıkı sıkıya (azı dişlerinizle bir şeyi ısırır gibi) yapışın. İşlerin sonradan uydurulanlarından sakının! Zira sonradan uydurulan her şey bid'attir. Her bid'at de sapıklıktır. Her sapıklık (sahibi) de cehennemdedir."
(Tirmizî, İlim; Ebû Dâvud, Sünnet)
 
---> Sünneti yaşayalım

SABAH VE AKŞAM NAMAZLARINDAN SONRA OKUNACAK DUALAR:


Müslim bin Haris et-Temîmî'den rivâyete göre, Rasûlullah ona fısıldayarak şöyle dedi:

"Akşam namazını bitirdiğin zaman yedi kez:

ا

"Allah'ım! Beni ateşten koru" diye söyle. Zira sen bunu söyleyip de o gecende ölürsen, ateşten kurtulmak sana vâcib olur. Sabah namazını kıldığın zaman yine aynı şeyi söyle. Zira sen o gündüzünde ölürsen ateşten kurtuluş sana vâcib olur."
(Nesâî, Ebû Dâvud, İbn-i Hibbân)

İmanın bir parçası da Allah'ın azabından ve cehennem ateşinden korkmak değil mi? Herkes o ateşten kurtulmak ister.. İşte bir fırsat!

Sabah ve Akşam Namazlarından sonra bu duaya devam edersek inşâallah ateşten kurtuluş beratını alanlardan oluruz.

Namazlardan sonra okunacak dualar çoktur. Fazlasını ezberlemek isteyenler Hadis kitaplarına başvurabilir. Biz burada işin bir ucundan tutuyoruz.

Şimdi de, Sabah Namazından sonra okunacak bir dua daha öğrenelim.

Ümmü Seleme annemizden rivâyete göre; o şöyle demiştir: "Rasûlullah Sabah Namazını kılınca şöyle derdi:



"Ey Allah'ım! Senden faydalı ilim, makbul (kabul olunan) amel ve helâl rızık isterim."
(İbn Mâce, Nesâî, Müsned-i Ahmed, İbn Sünnî)

Allah'tan başka ne istenebilir ki? Değil mi? Bizi bize bıraksaydı Allah, dua etmesini de, istemesini de bilmezdik: Yat, kat, güzel kadın, araba, diploma...

Rahmeti sebebiyle Allah, bize; neler istememiz gerektiğini bile öğretiyor. Hâlâ bunları istemeyip de ateşe yuvarlanırsak; özrümüz kalır mı!!

Hani masallarda anlatılır ya; bir yerlerden bir dev yada cin gelir ve Âdemoğluna üç dilek dilemesini söyler. Dilekler hep boştur değil mi!

Size öyle bir cin gelmedi mi? Ne fark eder ki; bizim de üç yüzlerce dileklerimiz yok mu? Peşlerinden koştuğumuz...

Cin çıksa karşımıza herhalde o üç yüzlerin içinden hangi üçünü seçsem diye sıkıntıya girerdik, değil mi? Dilek ve dualarımız âhirete yönelik değilse, dünyada kalacaksa; kârımız bize ne kazandırır?

Bu, işin hikâyemsi tasviri.. Ama öyle değil mi? İleriye dönük hedeflerimizi bir kağıda yazalım bakalım; hangilerini Allah istiyor?

Kendimizi yormaya gerek yok. Peygamberimiz bize, Allah'tan ne istememiz gerektiğini bildiriyor: Faydalı ilim, makbul amel, helâl rızık.

Dikkat ettiniz mi; üç dileğimizden ikisi âhiret için biri önce dünya sonra âhirete yönelik. İlim ve sâlih amel Allah içindir. Rızık (ama helâlinden). Bu da önce dünya sonra yine âhiret için.. İşte dünya ve âhiret dengesi denen şey budur! Allah'tan üç şey istedik; üçü de ahiret için!

Sözün burasında hemen Kasas: 77 aklımıza geliyor:

"Allah'ın sana verdiği ile âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi sen de ihsan et. Yeryüzünde de fesat isteme. Çünkü Allah fesatçıları sevmez." (Kasas: 77)

Ayet çok açık.. Allah'ın verdiği dünyalıklarla ihsan ve infak edeceğiz ve böylece âhiret yurdunu isteyeceğiz. Dünyanın geçici nimetlerini ahiret için kalıcı sevaplara çevirmeye çalışacağız. Ve bu şekilde hareket ederek, dünyada yaşarken dünyalık nimetlerden yararlanmayı unutmayacağız. Ama helâlinden kazanıp helâl ve meşru yerlere harcayacağız.

Helâl ve harama bakmadan, "ekmeğinin peşinde koşacaksın" diyerek ne tarafa olursa ayırt etmeden sürüklenmeyeceğiz.

"Dünyayı da unutmayacaksın", "Sen ekmeğinin peşindesin; boş ver..", "Çalışmak da ibâdettir", "Hep ibâdet de olmaz" vb sözler şeytandandır!! Bu sözleri bize söyleyen ailemiz bile olsa, yılandan, akrepten kaçar gibi bu düşüncelerden kaçacağız!

Belki pek çok kimse, bu Hadis'de ki üç şeyden birini istemektedir. Ama belki de istediği tek şey o. Rızık, dünyalık, mal, servet, para, altın, makam, mevki, diploma, unvan, kariyer..

Unutmayalım ki; Hadis'te bu dünyalıkların "helâl" şekilde istenmesi öğretiliyor. Helâl olmayan lokma, cehennem ateşinden bir parçadır.

Bu Hadis'imizi inşâallah her Sabah Namazının ardından okuyalım:

"Allah'ım! Senden faydalı ilim, makbul amel ve helâl rızık isterim.
 
Son düzenleme:
---> Sünneti yaşayalım

MESCİDE GİRERKEN VE MESCİDDEN ÇIKARKEN OKUNACAK DUALAR


Rasûlullah şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz mescide girerken Salâtü Selâm getirsin, sonra şöyle desin:

أ

"Ey Allahım! Bana rahmetinin kapılarını aç."

Mescidden çıkarken de;

أ

"Allah’ım! Şüphesiz ben, Senden Senin fazlını/ihsanını isterim"
(Müslim, Ebû Dâvud, Nesâî)

Hz. Rasûl, yaşayan Kur'an'dır ve bizim önder ve örneğimizdir. Bu nedenle müslümanın 7/24 saati Sünnete uygun olmalıdır. Zira bilelim ki; hayatımızın bir noktasında yaşatılmayan sünnetin yerini bid'at doldurur!

Gece-gündüz, evde-işte, ikamette-seferde, yalnızken-toplum içinde her an daima Efendimizin yaptıklarını uygulamalıyız. İslam'ı ondan almalıyız.

Müslüman mescide girerken ve çıkarken, peygamberimizin okuduğu duaları okuyarak; peygamberimizin sünnetine ittibâ etmeli ve Allah ile bağını daima sağlam tutup, koparmamalıdır.


 
Son düzenleme:
---> Sünneti yaşayalım

YATARKEN VE UYANINCA OKUNACAK DUALAR:


Her gün yaptığımız uyuma ve uyanma davranışlarımız, Sünnete uygun mu acaba?

Her gün en az iki kez yaptığımız uyuma ve uyanma esnasında Peygamberimizin neler okuduğunu/Sünnetinin ne olduğunu öğrenelim.

Huzeyfe'den rivâyet edildiğine göre, Peygamberimiz uyumak istediği zaman:


"Allah’ım! Ancak Senin isminle yatar, Senin isminle ölür ve dirilirim" der idi.

Uykusundan uyandığı zaman da:



"Bizi öldürmesinin ardırdan dirilten ve son dirilme de ancak kendisine olan Allah'a hamd olsun!" der idi. (Buhâri, Kitâbu't Deavât)

Buhâri'de Ebû Zerr'den rivâyet edilmiş, Rasûlullah'ın geceleyin yatağına uzandığında okuduğu Hadis'de ise takdim-te'hîr vardır. Şöyle ki:



Takdîm-Te'hîr; arasındadır.

"Allahım, Ancak Sen'in isminle ölür ve dirilirim."

Ebû Zerr rivâyeti de aynı Huzeyfe'nin rivâyeti gibi; Buhâri'nin Deavât bölümünde yer almaktadır.

İnşâallah bu iki duayı, bu günden itibaren her gün okumaya başlayalım.

Her gece yaptığımız uyuma ve her sabah gerçekleşen uyanma fiillerimiz; bi-iznillah Sünnete ittibâ ile âdet olmaktan çıkıp ibâdet olsun...

 
---> Sünneti yaşayalım

HER NAMAZIN ARKASINDAN OKUNACAK DUA:


Muaz b. Cebel rivâyet etmiştir: "Rasûlullah, Muaz'ın elini tuttu ve şöyle dedi:

-Ey Muaz! Vallahi, ben seni gerçekten seviyorum. Sana tavsiye ediyorum ey Muaz! Her namazın arkasından şöyle söylemeyi asla terketme;



"Allah'ım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve Sana güzel ibadet etmek için bana yardım et."
(Tirmizî, Ebû Dâvud)
 
---> Sünneti yaşayalım

İÇİNDE İNSAN BULUNMAYAN EVE GİRİLDİĞİ ZAMAN NASIL SELÂM VERİLİR?


İmam Mâlik'in Muvatta'ında rivâyet edildiğine göre, içinde insan bulunmayan bir eve girildiği zaman; şöyle demek müstehabtır.



"Selâm bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun."



 
---> Sünneti yaşayalım

EVDEN ÇIKARKEN VE EVE GİRERKEN OKUNACAK DUALAR:



Hz. Enes'den rivâyetle, kâinâtın serveri şöyle buyurdu:


"Allah'a tevekkül edip Allah'ın adıyla çıkarım. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah'ın kuvvet ve kudreti iledir." derse; (melek tarafından) ona şöyle söylenir:

-Her kederden emin kılındın, muhafaza altına alındın ve doğru yola iletildin. Ayrıca şeytanlar onlardan uzaklaşır."
(Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî)

Ebû Mâlik el-Eş'ari'den rivâyetle, kâinâtın seyyidi yine şöyle buyurmuştur:

İnsan evine girdiği zaman şöyle söylesin:



"Allah’ım! Ben girilen yerin hayırlısını ve çıkılan yerin de hayırlısını Senden isterim. Allah'ın adıyla girdik ve Allah'ın adıyla çıktık. Rabbimiz olan Allah'a tevekkül ettik.
Sonra, ailesine selâm versin 'Esselâmü Aleyküm' desin." (Ebû Dâvud)


 
---> Sünneti yaşayalım

ELBİSE GİYERKEN VE ÇIKARIRKEN OKUNACAK DUALAR:

Ebû Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre; Rasûlullah Efendimiz şöyle buıyurdu:

"Elbise giydiğiniz zaman ve abdest aldığınız zaman sağlarınızla başlayınız."
(Ebû Dâvud, Tirmizî)

Ebû Saîd el-Hudrî'den rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir: "Peygamber aleyhisselâm bir gömlek, bir hırka (cübbe) yada bir sarık gibi bir elbise giydiği zaman şöyle dua ederdi:



"Allah’ım, bu elbisenin hayrını ve içinde yapılan şeyin hayırlı olmasını Senden isterim; bunun (verebileceği gurur/kibir gibi) kötülüğünden ve içinde yapılan günahın şerrinden sana sığınırım." (Ebû Dâvud, Tirmizî)

Enes b. Mâlik'den rivâyet edildiğine göre o demiştir ki; Rasûlullah şöyle buyurdu: "Müslüman kişinin elbisesini çıkarmak istediği zaman, cinlerin gözleri arasında ve insanoğullarının avretleri (mahrem yerleri) arasında engel olan perde, şöyle demesidir:



“Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah’ın adıyla (elbisemi çıkarmaya) başlarım.” (İbn-i Sünnî)

Şu Noktalara da Dikkat Etmeliyiz:

Elbiseleri çıkarınca aceleyle, dağınık şekilde bir köşeye atmamaya da dikkat edilmelidir. Besmelesiz çıkarılan elbiseyi şeytan giyer!
Elbise yada ayakkabı giyerken sağdan başlamalı; çıkarırken ise soldan başlamalıdır.

Allah'ın kullarından en sevmediği kişi; giyim ve kuşamı amelinden güzel olan kimsedir. Bunlar, güzel elbiseli zalimlerdir.

İnsan kendi giyimine önem verip, güzel elbiseler giydiği gibi; fakirleri giydirmeye de önem vermelidir. Çıplağı giydireni Allah da giydirir.

Peygamberimiz, efendinin kendi kölesine yediğinden yedirmesini, giydiğinden de giydirmesini tavsiye etmiştir. O halde, emrimiz altındakilere karşı çok cömert olmalıyız ve onların temel haklarını gözetmeliyiz.

Giyim kuşamda aşırıya kaçıp israf etmemek ve giyim kuşamla büyüklenip gururlanmamak gerekir. Böyle yapanlar Hadislerde tehdit edilmiştir.

Erkek ve kadın giyinirken İslam'daki tesettüre uymalıdır. Erkek ipek elbise giyinmekten ve altın ziynetten (yüzük, saat vb) kaçınmalıdır.

 
---> Sünneti yaşayalım

YENİ ELBİSE GİYMİŞ BİRİNİ GÖRÜNCE OKUNACAK DUA:


"Yeni olarak giy, hamd ederek yaşa ve mutlu şehid olarak öl" (İbn Mâce, Nesâî)


 
---> Sünneti yaşayalım

YENİ ELBİSE GİYEN KİMSENİN OKUYACAĞI DUA:


"Bana, kendisi ile avretimi örtebileceğim ve hayatımda onunla güzelleşeceğim elbise giydiren Allah’a hamd olsun"
(Tirmizî)

Rabbimiz şöyle buyurmuştur:

"Ey Âdemoğulları, size avret yerlerinizi örtecek bir libas ile giyinip süsleneceğiniz bir elbise indirdik. Takvâ elbisesine gelince o, daha hayırlıdır. Bu Allah'ın ayetlerindendir. Belki öğüt alırlar." (A'râf: 26)

[/url]
 
---> Sünneti yaşayalım

BİR HASTALIĞA YADA BİR MUSİBETE TUTULMUŞ BİRİNİ GÖRÜNCE OKUNACAK DUA




Bu durum, sosyal hayatta sıkça karşılaştığımız bir durumdur.

Bedenen bir özrü bulunan yada bir musibete mübtelâ olan bir kişiyi görünce ne okumalıyız?
Bu konudaki Sünnet nedir? İnşaallah bunu öğreneceğiz..

Ömer b. Hattab'dan rivâyet edilmiştir. Rasûlullah şöyle buyurdu: Kim belâ sahibini görür de:


"Seni mübtelâ kıldığı şeyden bana afiyet veren ve yarattığı çok kimseler üzerine beni üstün kılan Allah'a hamd olsun"
derse; muhakkak o beladan nerede olursa olsun yaşadığı müddetçe kurtulmuş olur."
(Tirmizî)

HATIRLATMA:

Bu duayı kişi, kendi duyacağı kadar bir sesle, gizli okumalıdır. Belaya uğrayan kişiye işittirmemelidir. Zira bu, onu incitir, üzer.

Allah, herkesi farklı şekillerde imtihan etmektedir. Biz de böyle kimseleri gördüğümüz zaman bu duayı okuyup, hamd etmeliyiz..

Hasta, özürlü, mağdur ve musibete uğramış kardeşlerimize imkân ölçüsünde yardımcı olmalı ve onlar için dua etmeliyiz.



 
---> Sünneti yaşayalım

CİNSEL MÜNASEBET ESNASINDA OKUNACAK DUA:

İbn Abbâs'tan rivâyet edildiğine göre; Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz ailesine gideceği (hanımıyla ilişkiye gireceği) zaman :



"Bismillah, Allah'ım, bizden şeytanı uzaklaştır ve bize vereceğin rızık (çocuk)tan da şeytanı uzaklaştır, der de; aralarında bir çocuk olursa şeytan ona zarar veremez."

Buhâri'nin rivâyetinde:

"Şeytan ona ebediyyen zarar veremez" şeklindedir.
(Buhâri, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvud)



 
---> Sünneti yaşayalım

İÇİNDE İNSAN BULUNMAYAN EVE GİRİLDİĞİ ZAMAN NASIL SELÂM VERİLİR?


İmam Mâlik'in Muvatta'ında rivâyet edildiğine göre, içinde insan bulunmayan bir eve girildiği zaman; şöyle demek müstehabtır.


"Selâm bizim ve Allah'ın sâlih kullarının üzerine olsun."




Boş eve girerken böyle demek gerektiğini ilk defa öğrendim.
Bak ne hikmettir ki yine senden öğrenmiş oluyorum, ne büyük sevap kazanıyorsun xD

* *

Bu sayfa da her paylaştığın ' Sünnet ' mi ?
 
---> Sünneti yaşayalım

Boş eve girerken böyle demek gerektiğini ilk defa öğrendim.
Bak ne hikmettir ki yine senden öğrenmiş oluyorum, ne büyük sevap kazanıyorsun xD

* *

Bu sayfa da her paylaştığın ' Sünnet ' mi ?

ben biliyordum boş eve girerken de selam vermek gerektigini)

sen daha büyük sevap kazanıyorsun ) okuyarak

şimdiye kadar paylaştıklarım benimde aşagı yukarı sünnet diye ögrendiklerimdi...Yani peygamberimizin uyguladıgı ve yaptıgı şeyler...yanlış bilgi paylaştım mı bilmiyorum) dogru yerden dogru insanlardan dogru bilgiler alıyorsak evet hepsi sünnetmiş diyebilirim
 
---> Sünneti yaşayalım

YEDİ YAŞINA GELDİKLERİNDE ÇOCUKLARA NAMAZI ÖĞRETİN..

Hz. Peygamber:
(s.a.s.)



"7 yaşında çocuğa namazı öğretin. 10 yaşına geldiğinde (kılmazsa, hafifçe) dövün" buyurdu.
(Ebû Dâvud, Salât; Tirmizî, Salât; Müsned-i Ahmed, Dârekutnî, Dârimî)

Ebû Dâvud'un rivâyetinde Hadis şöyledir:
"Yedi yaşına ulaştığı zaman çocuğa namazı emredin."

Çocuklar yedi yaşına ulaşınca şahsi işlerini yapabilecek hale gelirler. Onları bu dönemde namaza alıştırmalıdır. Bu devrede onlara öğretilecek en faydalı şey namazdır. Namazın yanında akide ve ahlak esaslarını da vermelidir. On yaşında namaz kılmaya başlamalıdırlar; çünkü bir zaman sonra büluğ çağına ulaşacaklar ve namazla mükellef olacaklardır.

Çocuklarına iman, ahlak ve ibadet esaslarını öğretmek ebeveynin görevidir. Ebeveyn Allah'a itaat ve güzel ahlakta çocuğuna örnek olmalıdır. Baba ve anne çocuğuna eğitim-öğretimde yetersiz kalırsa; alimlere gönderip çocuğunun ilim öğrenmesini yada mümkünse ilim ehli olmasını sağlamalıdır.

Unutulmamalı ki, çocuklar için canlı örneklik kuru sözlerden daha etkilidir. Kendisi ibadette gevşek olanın sözü tesirli olmaz.

Kendi sigara içip çocuğuna sigaranın zararlarını anlatan babanın etkisizliği gibi! Çocuk sadece şunu düşünür: "Babam neden içiyor o zaman!"

Ebeveyn, kötü alışkanlıkları hiç olmazsa çocukları için bırakmalıdır. Onlara zarar vermemeli ve kötü örnek olmamalıdır.

Çocuğuna namaza alıştırmak, İslam akidesini ve ahlakını öğretmek, kötü örnek olmamak; ebeveynin evladına görevlerindendir..

Hadiste geçen dövme, şiddet anlamında değildir. Gerekirse, hafifçe dövmedir. Bu kayd, emrin önemine işarettir. "Mutlaka öğretin, emredin" demektir. Çocuğuna güzel örnek olan ailelerde zaten kızmaya hele de dövmeye hiç gerek olmaz. Sağlıklı temellere oturtulmuş ailelerde zaten asla şiddet ve kavga ortamı yoktur; kişiler arasında saygı ve sevgi vardır.

Amacı üzüm yemek olanlar sözü en iyi şekilde anlar; derdi bağcıyla olan ise lafı didikler, bir türlü anlamaz. Dayak, şiddet vs der, durur..!

Bunlar Peygamberimizin emri ve Sünnetidir.
"..Muhakkak namaz, mü'minler üzerine vakitleri belli bir farzdır.." (Nisâ: 103) Bu da bize namazı emreden Allah'ın sözüdür.. Bizi yaratan, bizi namaz kılmak ile sorumlu tutuyor. Ancak namazın öncesinde iman istiyor bizden..

Şimdi namaz kılmamak ve kıldırmamak için hak-özgürlük masallarıyla namaza engel olana mı yoksa Allah'a mı kulak vereceğiz?

Abdestli, namazlı bir nesil güzel ahlak ve temiz bir toplumun nümunesidir. Kılmak istemeyen kılmasın; ama imanı sebebiyle kılanlara saygı!

Bunları Allah emrediyor! Birazcık Kur'an'ı bilen herkes bunlardan haberdardır. Namazın aile halkına emredilmesi gerektiğini Allah söylüyor:

"Sen aile halkına (ve ümmetine) namazı emret. Kendin de sabırla ona devam et. Senden rızık istemeyiz. Sana rızkı Biz veririz. Güzel âkıbet ise takvâ sahiplerinindir." (Tâ-Hâ: 132)

Peygamberimiz: "Cennette sekiz kapı vardır" (Buhâri) buyurmuştur.

Bunlar; oruç tutanların gireceği "reyyân" kapısı, namaz kılanların gireceği namaz kapısı, cihâd kapısı, sadaka (zekat) kapısı. (Buhâri, Savm)

Peygamberimizin bu Hadisini dinleyen Hz. Ebû Bekir: "Babam, anam sana fedâ olsun yâ Rasûlullah!
Bu kapılardan çağrılan kimse üzerine bir zarar var mıdır? Bir kişi bu kapıların hepsinden davet olunur mu?" diye sordu.

Rasûlullah: "Evet hepsinden davet olunur. Ve ben, senin onlardan olmanı ümid ediyorum" buyurdu. (Buhâri, Savm)

Hz. Ebû Bekr'in İslam'ı yaşama konusunda ne kadar gayretli ve Allah'ın rahmetini ümid etme hususunda ne kadar istekli olduğuna dikkat edelim.

Buhâri'nin zikrettiği cennetin dört kapısını tekrar hatırlayalım: Namaz kapısı, Cihâd kapısı, Reyyân kapısı, Sadaka (zekat) kapısıdır.

Diğer dördü şunlardır: İnsanları affedenlerin gireceği "Affedenler kapısı", Hesap ve azabı olmayan, tevekkül ehlinin gireceği "Eymen kapısı".

İlim ehlinin gireceği "Zikir veya ilim kapısı", İbn Hacer'in açıklamasına göre "Hacc kapısı" da vardır..

Şu anda siz, cennetin hangi kapısından girmeye kendinizi aday görüyorsunuz? Rabbim bizlere hepsine layık olacak bir hayat bahşetsin! (Amin!)

Son olarak şu iki Hadis-i Şerif'i de hatırlatalım:

"İnsanın ehli, malı, komşusu yüzünden uğrayacağı fitneye namaz kılması, oruç tutması, sadaka vermesi keffâret olur" (Buhâri, Savm)

"Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır." (Taberânî) Eğer namazı tam olursa; diğer işler kendisine kolaylaştırılacaktır.

Namazlarında huşû içinde olan ve namazlarını muhafaza eden mü'minler kurtuluşa ermişlerdir; Firdevs cennetine de mirasçı olanlar işte bu kimselerdir. (Bkz. Mü'minûn: 2, 9, 10 ,11)

Peygamberimiz, yedi yaşına gelmiş çocuklarımıza namazı emretmemizi buyururken, on yaşından itibaren beş vakit namaz kılmalarını emrederken; ana ve babaları kırkında, ellisinde -müslümanım, dedikleri halde- hâlâ abdestle, namazla, niyazla münasebetleri yoksa, bu halde peygamberin huzuruna nasıl varacaklar?

"Müslüman olan namaz kılar" diyerek kendini temize çıkaranlara da namazın Sünnete uygun şekilde, zâyi edilmeden ve Kur'an ifadesiyle ikâme edilmesi gerektiğini hatırlatalım. Rasûlün ve ashabının kıldığı gibi namaz kılmak zorundayız. Namazla dirilmeliyiz, namaz bizi, kötülüklerden alıkoymalıdır. Namazda rûhen ve mânen mi'rac'a çıkmalıyız. Huzursuzluklarımızı, sıkıntı ve streslerimizi namaz kılarak atmalıyız. Namazda huzur bulmalıyız. Namaz, hayatımızın maketi olmalıdır; namaz esnasında Allah'tan aldığımız ilâhi mesajları hayatımıza yansıtmalıyız. Namaz, kardeşlik, sevgi, saygı, merhamet, birlik ve beraberlik duygularını öğretmelidir. Namaz kılarak, emin, güvenilir ve dürüst insanlar olmalıyız. İnsanlar hakkımızda: "Bu adam namaz kılıyor; bundan kimseye zarar gelmez" diye düşünmelidirler.

Gaflet içinde namaz kılıp, namazda ne dediğini bilmeyen, namazı kendisine yük gibi gören, namazda gerilen, strese giren, namaz kıldığı halde kötülükleri terk edemeyen, namazlı olduğu halde namazcı olamayan, ahlakı düzelmeyen, merhamet, sevgi ve saygıdan mahrum olan; namazının ya bir kısmından yada tam******* gaflet içinde olanlardan Rabbimiz, hepimizi muhafaza etsin..

Bizleri musallîn'den ve namazı ikâme edenlerden, cennete namaz kapısından girenlerden kılsın, inşâallah.



 
---> Sünneti yaşayalım

HAŞERAT VE BÖCEK SOKMASINA KARŞI OKUNACAK DUA:


Ebû Hüreyre radiyallâhu anh'dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

Bir adam, Hz. Peygambere gelip dedi ki: Dün beni ısıran akrepten ne çektim..

Peygamber ona şöyle buyurdu:
"Gecelediğin zaman şunları (üç defa) söyleseydin, o sana zarar vermezdi:



"Yarattığı şeylerin şerrinden Allah'ın tam kelimelerine (Kur'an'ına) sığınırım." (Müslim)


 
---> Sünneti yaşayalım

ZARARLI ŞEYLERDEN KORUNMAK İÇİN OKUNACAK DUA:

Hz. Osman'dan rivâyet edildiğine göre; o demiştir ki, Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

"Her günün sabahında ve her gecenin akşamında, üç kez şunları söyleyen bir kula hiçbir şey zarar vermez:



"İsmini anmakla, ne yerde ve ne de gökte hiçbir şey zarar vermeyen Allah'ın adıyla korunurum. O, her şeyi işitendir, her şeyi bilendir."
(Tirmizî'nin rivâyetinde bu lafızlar geçmektedir.

Ebû Dâvud'un rivâyetinde ise:
"Ona büyük belâ isâbet etmez" ifadesi yer almaktadır.

Ayrıca Hadisi, İbn Mâce ve Nesâî de nakletmişlerdir.)



 
---> Sünneti yaşayalım

AYNAYA BAKINCA OKUNACAK DUA:


Hz. Ali'den rivâyet edilmiştir: Hz. Peygamber aynaya baktığı zaman şöyle derdi:



"Hamd Allah'a mahsustur. Allah'ım, yaratılışımı güzel yarattığın gibi, ahlakımı da güzelleştir." (İbn Sünnî)

Enes b. Mâlik'den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah aynada yüzüne baktığı zaman:





"O Allah'a hamd olsun ki, benim yaratılışımı düzgün yapmış ve onu dengeli bir hale koymuştur, yüzümün şeklini iyi yapmış, onu güzelleştirmiş ve beni de müslümanlardan kılmıştır." (İbn Sünnî)


 
---> Sünneti yaşayalım

İNSANIN, SEVDİĞİ VE SEVMEDİĞİ ŞEYLERİ GÖRÜNCE OKUYACAĞI DUALAR:




Hz. Aişe radiyallâhu anhâ'dan yapılan rivâyete, o şöyle demiştir:

Rasûlullah sevdiği bir şeyi görünce şöyle buyururdu:



"O Allah'a hamd olsun ki, O'nun nimeti ile iyi işler tamam olur."

Hoşlanmadığı bir şeyi görünce de şöyle buyururdu:



"Her halde Allah'a hamd olsun."
(İbn Mâce, Hâkim, İbn Sünnî)

 
---> Sünneti yaşayalım

BORÇTAN KURTULMAK İÇİN OKUNACAK DUA:
]




"Allah'ım! Senin helâl rızıklarınla beni haramdan koru ve beni, lütfunla Senden başkasına muhtaç kılma."
(Tirmizî)


 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst