---> Şu An Hangi Kitabı Okuyorsun
AYBARS
Hiçbir söz vaki olmayınca artık Aybarsın önünde hiçbir engel kalmamıştı. Sade gidilecek yollar
Aybars Şam, Halep ve dolaylarında iktidarını kurup, otoritesini arttırınca Suriyede sırtını sağlama aldı. Ve hükümranlığı için Kahire yollarını tuttu. Günler geçmek bilmiyordu, yol tükenmek. Ve öyle ki her azmin bir muradı vardı. Nihayet Nilin kucakladığı Kahirenin devasa silueti belirdi. Bir Cuma sabahı şehre girdiği vakit, daha evvelden süpürülmüş sokaklar ve temizlenmiş yol boyunca halkın coşkun tezahüratları arasında şehre girdi. Kenarları işlemeli zırhları ve görkemli elbiseleriyle Eyyubi ardılları olan emirleri Aybarsın önünden gidiyorlardı. Bahir Emirleri ise beyaz ve sırmalar içinde dimdik duran Sultanı takip ediyorlardı. Sokaktaki halk önlerinden geçen Sultan Aybarsı bir lahza görebilmek için çağırıyorlardı. Yanına nadide çiçekler atılıyor, beyaz küheylanı Akçanın nallarını bastığı yerlerden toprak alabilmek için yerlere diz çöküyorlardı. Ama o sadece bunca şaşaaya ve coşkunluğa karşın bir çift göz aramaktaydı.
Yeşile çalan hafif çekik, bir çift göz
Aybars dudaklarında bir tebessümle bir hayale bakıyordu. Eskisinden daha güzeldi. Nazenin yapraklarından hafif damlalar sarkıyordu. Birbirlerine kenetlenmişti gözleri. Elindeki gül goncasını ona uzattı. Narin elleri, ellerine değdi.
Aybars
diyebildi. O hazin yılları anarcasına.
Aybarsa hem çöl vaat edilmişti hem de çöl gülü.
Pekâlâ, her azmin bir muradı vardı....
Aybars iskenderiye kitaptan çıktı...
Tavsiye ediyorum... Bir kıpçak türkünün mısırda dirilişini anlatıyor... Ayn calut ... Aybars tarihi romanından