ŞiiRLerim .. [ ArşivLik ]

yagmuryagdrmakhq9hj2.gif




Yağmur yağıyor! Hem de sağanak halinde! ..

"-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor, ömrüm firari-" Ama sen yoksun! ..

Belki de insanların en duygusal olduğu, yalan söylemediği, sevdâlı gözlerin sislenip birer cigara yaktığı, sevginin; kitaplar arasındaki kurutulmuş güllerden kurtulup sessiz bir ceylan gibi yüreklere girdiği ve yalnızlıkların ilk karanfil yaprağında büyüdüğü, çoğu kez de hüzünle birlikte sessizlik içinde yaşanan bir andır bu...

Fakat kimsecikler farkına varmaz bile... Olsa olsa ancak şairler hatırlar yağmur kokan bir sabaha karşı camlarını açtıklarını.

Havada asılı kalmış bir bulutu, bir kuşun titreyerek uçtuğunu, gül yaprakları üzerinde tomur tomur gülümseyen şebnemleri, yalan yeminlerin şâhidi papatyaların göz yaşlarıyla ıslandığını ancak şâirler hisseder...

"Ve bütün bunlar; aşkın güzelliğiyledir! " derler! ..

Yağmur yağıyor! Hem de sağanak hâlinde! ..

"-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor,ömrüm firâri-" Yağıyor işte;

korkarak, yavaş sesle... Hatta bazen cesaretleniyor benim gibi, ve hışımla vuruyor camlara...

Sonra yine ürkek! İhanet edercesine... Offf serçeeee! ...

Yağmur yağıyor! Fısıltıyla, nazla... Bir eski hikayenin sonunu getirircesine... İnsanlar bilmiyor bu hikâyeyi, gökyüzü dilsiz! ..

Hava da anlaşılamamanın verdiği kahrolası hüzün... Ah şu esrik bulutlarda geçmese gözlerimden, derken...

Yağmur yağıyor işte "ömrüm firârî" makamında... "Yüreğim üşüyor..! " Ve ben bu gecenin 25.saatlerinde "utangaç sırların sırdaşı" oluyorum cân! ..

Yağmur yağıyor diyorum, duymuyor musun? ! .. Ve sen yoksun
 
Yalnızca ben olmalıyım
İçinde, bedeninde, ruhunda
Düşlerinde,
Her uzaklara dalışında
Gözünde ısrarla akan
Aktıkça içini sızlatan
İnatlaşan hırçınlaşan bencilleşen
Bir ben olayım sende
Bir de ben
Tahammülüm yok
İnan
Avuntulara,
Yerine koyuşlara
Bir çığ olmalıyım
Dağların doruğundan kopan
Kurtuluşa aman vermeyen
Kışın zemheri zamanında
Bir sende bir ben olmalıyım
Yerime anılmasın
Adını bile bilmediklerim
Öğrenmekte istemediğim
Yüzümü yansımasın
Aşinası olmadığım
Olmakta istemediğim yüzler
Tutmasın ellerimi
Yaban elleri tutar gibi ellerin
Bir ben olmalıyım sende
Tahammülüm yok
Ne çare
Sarhoşluğunun masasında
Bir mezen değil
Kokladığın anason değil
Bir ben olmalıyım
Sarhoşluğunun sızılmışında
Uyanmaya meydan bırakmadan
Tekrar sızıp kalışlarında
Dalıp gittiğin ince sazın
Yanık nağmelerinde
Bam teli teğil
Sazın olmalıyım
Her çalışında
Türkü türkü diye
İnim inim inleten
Halayın olmalıyım
Atabarından,başbardan,horondan,
Çökertmeden,çepikliden
Al mendilin olup salınan
Resmin olmalıyım
Her bir fırçanın bir darbesi değil
O darbedeki renkler değil
Tuvalin değil
Resmin kendisi olan
Desen desen
Renk renk beni çizen
Beni anlatan
Yalnızca sen diyen
Yazdığın her şiirin
Bir satırı değil
Şiirin kendisi ben olmalıyım
Anlatmalısın beni
Ilgıt ılgıt esen iğde kokusu gibi
Dalgalarla oynaşan yakamoz gibi
Sıla gibi gurbet gibi
Aşk gibi sevgi gibi
Ben gibi
Bir ben olmalıyım
Senin içinde
 
Biliyorum sevdiğim
Uzaklardasın
Uzaklarda senin yüreğin
Tel tel saklı kokuların dudaklarımda
Avuçlarımda hayallerin
Biliyorum

Ah ne olurdu
Sözlerini saklasaydım kulaklarımda
Geceleri baykuşlar ötmeseydi
Yengeç kıskacına düşmeseydi duygularım
Ah ne olaydı
Sen yanımda olsaydın
Biliyorum sevdiğim uzaklardasın
Uzaklarda senin yüreğin

Kuşların çırpınışlarını
Gökyüzünde haykırışlarını duyuyorum
Biliyorum sen de duyuyorsun
Kalp atışlarımı
Uzat elini tutuver yüreğimi
Umutların umutlarımda olsun
Ki kar yağmasın ilkbaharıma
Solmasın yeni açan çiçeklerim

Biliyorum sen de istiyorsun
Ama dağlarda karlar eriyor
Yüreğim yüreğinde eriyor sevgilim
Biliyorum uzaklardasın
Uzak düşlerde senin yüreğin
Biliyorum
 
yusuf'u andıran
leyla'yı kıskandıran
mecnun gözlerinle gel..
gel ve sevgiyi anlat bana
vuslatı anlat,
kor akşamlarda kavrulduğun
beyaz bir martıyı andıran özgürlüğünden uzak,
sevgilinin kalbinde hapsolmuş hüznünle gel..
gel ve okşa saçlarımı
bir bebek gibi bak bana
sonra dünyayı anlat
karmaşasıyla, aldatmacasıyla
gözlerimdeki isyandan kurtar bedenimi,
ayaklanmadan isyanım...
hakim kırmadan elindeki kalemi
vermeden şu emaneti ben,
gel ve bana aşkı anlat
olağanca doğrusuyla, yanlışıyla..
bir bebek gibi sev beni, bir bebek gibi kucakla...
mecnun'daki leyla'yı
yusuf'taki züleyha'yı
kerem'deki aslı'yı anlat bana..
sonra her delikanlının bir mecnun
ve her genç kızın aslında bir leyla olduğunu;
yarin içimde bir yerlerde durduğunu
ve uyanmak için geceyi bulduğunu anlat.
bir bebek gibi sev beni, bir bebek gibi kucakla...
...
sonra bırak kırılırsa kırılsın kalem
martı kessin ümidini yeniden uçabilmekten
ve isyanım ayaklansın..
aşkın tarifini bile yapamadığım hayata
elveda dedikten sonra ben,
bırak.. bırak ki..
herşey yeniden durağanlaşsın...
 
İlk bakış,ilk dokunuş …
Ellerini ilk tutuş bu ...
İlk sevdaya aldanış ..
Ve yüreğimin ilk kalp atışı ..
Olsun …
Duymasan da yüreğimin sesini
Ben yine sana vurgunum ..
 
Gözlerimi gittiğin yollara dikip,
Arkanda yıkılmış koca bir dağ bırakıp
Ve yüreğimi de yanına alıp gitmiştin.
Olsun …
Zamansız olsa da bu gidişin ..
Ben yine sana vurgunum
 
Takvimler yanlış baharı ..
Saatler yanlış zamanı ..
Ve yollar ayrılığı gösterse de
Hani bir gün olur da dönersin diye!
Olsun …
Dönmesen de geriye..
Ben yine sana vurgunum ..
 
Mavi bir deniz gibiydi gözlerin
Her bakışımda boğuluyor,
Çırpındıkça daha da batıyordum
Senden bir damla su istemiştim
Oysa sen bin damla gözyaşı verdin bana
Olsun …
Ağlatsan da beni hala ..
Ben yine sana vurgunum …
 
Hançeri yüreğime vurup,
Prangaları kollarıma takıp
Hapsettin gözlerine gözlerimi ..
Olsun …
Zamansız olsa da bu sevişim ..
Ben yine sana vurgunum ..
 
Acılarında yüreğinde bulamazsan beni
Arama beni ; zifiri karanlıklardayım
Gelmeyeceğimi düşünme asla
Bir gün güneşe çıktığımda
Kahverengi gözlerini bırakacağım yüreğime
Gülüşünle baharları sunacağım gözlerime
Ellerin yangın, gözlerin fırtına yeri olsa da
Yeminliyim bir gün
Bir avuç güneşimle sana gelmeye


Yağmur sonrası gözlerinde bulamazsan beni
Arama gözlerimi ; kelebeğin gözyaşlarındayım
Gelmeyeceğime düşünme asla
Bir gün baharlara kanatlandığımda
Gülüşlerini dizeceğim solgun gözlerime
Ellerimle yüreğini çizeceğim gökyüzüme
Yolların ayaz, dağların karlı olsa da
Yeminliyim bir gün
Bir tutam uçurum çiçeğiyle sana dönmeye


Seher vakti gülüşlerinde bulamazsan beni
Arama gözlerimi;
Yıldızların düştüğü kör kuyulardayım
Gelmeyeceğimi düşünme asla
Bir gün sevda ovasına ulaştığımda
Baharları arayacağım saçlarında
Soluklanacağım sevdanda
Mevsimler Aralık, gecelerin karanlık olsa da
Yeminliyim bir gün
Bir yudumda mutluluklarımızı seninle içmeye
 
Bu senin için ağlayan gözlerim
bir gün gelir ağlamaz olur
bu senin için yanıp tutuşan kalbim
bir gün yok olur gider
ama bu sevgim bitmez be güzelim
bu senin aşkını gömdüğüm yüreğim
gün gelir kapılarını sonsuza dek kapatır
hani seni gördükçe ürperen bedenim
bir gün toprak olur gider
ama bu sevgim bitmez be güzelim
o sendeki güzelliğinde
gün gelir biter
o güzelliğinde seni terk eder
ama bu sevgim bitmez be güzelim
her seni sevdilkçe
ellerimi sıktığım parmaklarım
onlarda elbet yok olurlar
ama bu sevgim bitmez be güzelim
sadece seni seven
senden başkasını sevemeyen
şu zavallı kalbimde toprağa karışır
ama bu sevgim bitmez be güzelim
gün gelir bu dünya yok olur
bu kahpe felekte kaderimizde
geldikleri yere giderler
birgün sende bende toprak oluruz
ama bu sevgime hiç bir şey olmaz
o sevgi öyle sevgi değildir
benim sevgim ebedidir güzelim
 
Yine gözüm doldu hasretim sebep,
Memleketi yurdu özledim yine
Anam babam yarim uzaktalar hep,
Dün gece düşündüm sızladım yine...

Düşünmem desem de aklımdan çıkmaz,
Bu ateş banadır elleri yakmaz,
Karışmasam belki kanı da akmaz,
Kanayan yarayı tuzladım yine...

Hayat mahkum etti karışamadım,
O benden güçlüydü yarışamadım,
Ne kadar uğraştım erişemedim,
Bir şey diyemedim izledim yine...

Aşık Kemal derdin anlatır size,
Zalim hasret beni getirdi dize,
Genciz ya ağlamak yakışmaz bize,
Gözyaşım döküldü gizledim yine...
 
Trenler dolusu ayrılık
Uzuyor gecede karanlık
Bir düş boyu,bir kirpik boyu
Senin yokluğun kadar uzuyor karanlık...
Ardından yepyeni bir ayrılığa başlıyorum
Düşünüp hüzünlü gözlerini senin
Kulaklarımı ansızın kapatıyorum
Uzuyor boşluğa ellerim...
Raylar üzerinde uzayan bir trenin
Herhangi bir vagonunda
Kirpiklerime çöküyor sigara dumanından bulutlar
Parçalanıyorum...
Her yanım ayrı bir rüzgar
Yolcuyum artık
Bilinmez karanlıkların treninde
Yalnızlığa uzanan....
 
aynagf2qa8kf0.jpg






Bu gece yine yavaşça süzüldün gözlerimden..

Ağır ağır..
Kırmadan..

İncitmeden düşüyordun kirpiklerimden..
Yavaşça inerken yanağımdan aşağı..

Tüm hıncını alır gibi yanaklarımdan öpüyordun..

Kim için…?

Ne için aktığını biliyor musun? diye soruyordum sana..Hayır diyordun..

Ve sana çok kızıyordum ey göz yaşım..Elimin soğuk kısmıyla siliyordum değdiğin heryeri…

Ummadığım anlarda doluyordun gözlerime,sonra kirpiklerime tutunuyordun..Göz kapaklarımı kapattığımda üzerine,yüreğim yanıyor..

içli içli büzülüyordu dudaklarım…
Sana karşı koyamıyordum uzun süre..işte!Yine dövüyordu ıslaklığın göz kapaklarımı..

Dayanamayıp aralıyordum..Ve yine damla damla süzülüyordun yanaklarımdan..Tüm yaşanılamayan “keşke” leri hiçe sa¤¤¤¤¤..


Sancıyan yüreğime aldırmadan süzülüyordun..
Değdiğin her yeri kavuruyordu sıcaklığın...

Yavaşca dudaklarımın arasından sızdığında içime..
Bedenimi kor bir ateş gibi yakıyordun.…



Hesap soruyordum sana..
Hiç aldırış bile etmiyordun bana..

Yavaşça..
Aldırmadan..

Umursamadan akıyordun anılarımın üstüne..


Görenlere aldırış etmeden,beni rezil etmek istercesine..

Damla damla..
Acımasızca..


Birbirinize değmeden düşüyordunuz..
Birde utanmadan yanaklarımı okşuyordun..


Mutluluktan akmadınız hiç gözlerimden..
Mutlu olmam bu kadar mı dokundu kanına ?

"O" giderken elvedayı ben mi düşürdüm dudaklarına?
"O" giderken bir kez olsun DUR demedim..

Gittiği yerde mutlu olur belki diye..
Dudaklarımı kapadım sızlayan yüreğimin üzerine..

Sustum..
Sadece "O" mutlu olsun diye..



Göz yaşım…
Acımasızca süzülen tuz tadında damlalarım..
Yeter..
Dolma artık gözlerime...
Dolup da taşma ..
Taşıp da akma artık..
Sızlatma yüreğimi yeniden...…
YETER…
 
Bitmişlik..
Tükenmişlikle..
Gözlerin arasında bir yerdeyim. ..
Ne yerdeyim. ..Ne gökte...

Yalan söylemedim hiçbir zaman...
Korkum vardı..
Titremekl iydi hallerim. .
Kalbim derin bir yaranın üzerine veriyordu acı acı nefesleri ni..
Amaçsız yürüyordu ayaklarım yıllardır..
Derin bir yağmura çektin beni...
Kelimeler ini içtim..Sarhoş oldum..
Bir gece yarısı susuşlarına düşürmüştüm,bir damla gözlerimden..
Birde...
ihanet mi? sorusuna veremediğim susuşlara..

Susarak..
susa susa..
Susadım günlerce....

...

Kapımın kilidi korkudan kapandı...
Korkuları..
Acı , sızı ve özlemleri kilit yapmışım farkına varmadan kapılarıma...
Şimdi ben bile açYasak Kelime Kullandınızıyorum yüreğimin kapısını....
Ve farketmed en...
Sende bir kilit vurdun... .
Adı neydi bunun?..
Yağmurda gözyaşımı..ihanetmi..Yokluk mu..?
Bilemem..
Bilmekte istemem..
Tek hissettiğim..
Daha yolun başındayken hayatın..
Sonumu beklemem. ..

Şemsiyemi açtım..
Bil istedim..
Yazdım...
Yağmur yağarken..

...

Yağmur yağıyordu..Üşümüştün..
Nasıl oldu bilmiyoru m...
İçeri aldım seni..
Sessiz kaldık bir süre öylece..
Tozlu raflara,Unutulmuş kitaplara dokundu ellerin..
Durmadan bakınıyordun etrafa...
Unutulmuş duygulara sebep aradın kalbimin her köşesinde..
Ve şimdi kilitli kapıları zorlar oldun..
İçimi acıtıyorsun..
Bu gece son...


Dokunma yüreğime.....
 
Biliyorum
aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun !
Gitme diyorum sana,gitme !
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında.
Gece korkunç, gece sessiz, gece yalnız...
Sesim kısılıyor
Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın,
Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin.
Beni,yüreğimdeki sevgiyi,
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidişin dinderemez bu fırtınayı.
Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;
GITME..
 
git... nehirlerinde biriktirdiğin
tüm alevleri döktün boğazımdan aşağı
pul pul kavlanır artık
çocukluğumun ateşlediği hasret
sevdanın kimsesizidir ruhum gayri
boynu bükük
tek başına adımlar
sokaklarını yokluğunun
 
dert olur dudaklarının kuraklığı
içini yaralayan dillerime
yağmur dualarına açılır ellerim
en azından damlalar parçalasın diye
koyduğun yasakları
öpmeden ölmenin sancısı çöker
kederlenmiş yanlızlığıma
dağlanır akrebi
zembereği zıvandan çıkmış
saatlerimin
 
ben, teninden kopan bir güz yaprağıyım artık
savrulurum ayaklar altında
usulca söner gözlerimin feri
kaderime saplanıp kalır
şehla gözlerinden dökülen acılar
yüzünü görebilmek
uzak bir ihtimale dönüşür
benden öteye attığın her adımla
deli divane hayıflanır geride kalan sözlerim
bir yeni 35 yıla başlar takvimler
gün gün
ilmik ilmik
özlem dizilir tesbihine ömrümün
 
git... nehirlerinde biriktirdiğin
tüm alevleri döktün boğazımdan aşağı
pul pul kavlanır artık
çocukluğumun ateşlediği hasret
sevdanın kimsesizidir ruhum gayri
boynu bükük
tek başına adımlar
sokaklarını yokluğununır
ardından zifiri bir karanlık işgal eder
gönlümün ufuklarını
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst