şiirler

Geceye Adım Adım
Gölgem bile benden uzakta şimdi,
Geceye kac adım kaldı bilinmez?
Sevda ikliminde dolasan kimdi?
Vakit akşam neden perdeler inmez!
geceye kaç adım kaldı bilinmez?

Ne yollar tükenir ne ben giderim,
İki dudağımın arasında yine kan,
Ne alev alırım nede tüterim,
Nasıl bir ateştir!
Bedenimi yakan
İki dudağımın arasında yine kan....!
 
Geceye İnat
geceye inat
uykuya inat
sana inat bekliyorum seni

ne ellerinde çiçek
ne de dilinde hoş bir kelam
sabır taşına inat
seni bekliyorum
sakın geç kalma
 
Geceye Şiir II
İnsanlar içinde en yalnız insan;
Düşün, taş duvara başın gömülü!
Ve kapan sükûta, granitten, taştan,
Mazgallı bir kale gibi örülü.

Gözünü tavandan ayırma ki, sen,
Üşürsün, gölgeni yerde görürsen.
Dikilir karşına, mumu söndürsen,
Ölüler içinde en yalnız ölü...
 
Geceyi Dinlerken






Radyolar sustu, televizyonlar sustu
İnsanlar sustu, köpekler sustu
Komşuda bebek sustu gece sustu.
Korktu alem karanlıktan. Sustu.

Bazen tren düdükleri kesti geceyi
Bazen her saniye kafama çakılan yelkovan
Ezanlar çaldı kulaklarımın kapısını
Tık tık... Tespihten dökülen zikir sesleri
Anam sabah namazında belli ki...

Gece yalnız kaldı sus pus...
Tık tıklar, ezanlar, tren düdükleri
Şimdi her şey sustu
Bir sen uyanıksın bir de ben..
 
Geceyle Kavga
Geceyle kavgadayım, uykumu bölüyor yine
Gelir girer odama, rüyamın en tatlı yerinde
Bekler durur başucumda,
Bir de sorar niye yalnızsın diye...
Gel de kapışma şu densizle,
Geldiysen otursana be sessizce
Hem yalnız değilim
Sevgilim burada işte
Kalbimin içinde,en güzel yerinde...
 
Geçmiş Zaman Olur ki
Eski zamanları özlerdi anam ,
Babam methederdi .
"Eskiler şimdiden iyiydi " derdi .

Evlerimiz :

Küçük de olsa,harap da olsa
Herkesin bir evi vardı.
Bir camı mutlaka
Bahçeye bakardı .
Tel dolapları , tavanda mısır koçanları ,
Avluda ambarlar vardı..
Kadınlar süt sağar ,
Erkekler satardı.
Parasıyla ; hanıma şalvarlık ,
Kıza entari , oğlana pabuç alınırdı
Naylon, yandan şıkşıklı .

Bakkal Süleyman ; birinci , Gelincik , Bafra ,
Kulüp cıgarası.
Teneke peynir ,kırık leblebi , kuru üzüm
Satardı.
Her ayın başında hesap açar ,
Sonunda kapardı.
Yani , kimsenin
Kimsede alacağı kalmazdı..

Balıklı köprüsünde dilenci Kör Memet ,
Kapılarda dilenci Kör Zülâ ,
Sokaklarda Cevdet..
Cumaları fakirler doyurulur ,
Kimsesizlerin hali vakti sorulurdu.
Gönüllere nur , evlere bereket yağardı.
O zamanlar insanlık vardı.

Komşuluk :

Yağmur yağdığında dam`lar akardı
Her odaya tencere,sahan koyardık.
Bazen de borulardan kurum damlardı ,
Teneke kutu bağlardık.
Her şeyin kolayı vardı.
Kimse kimseyi kıskanmazdı ,
Komşuda ne varsa , komşuda vardı.
Hesna Hanım börek yollar ,
Karşılığında yaprak sarması giderdi.
Tencere dolusu, "Tadımlık canım (!)"
Kim hastalansa , Hayriyanım koşardı
Adı gibi hayırlı.
Şifalı otlardan merhem ,
Nane-limon,ayvadenesi ,
Her derde deva çörekotu .
Hayriyanım` ın marifeti çoktu.
Kim ölse "Efkarlı " koşardı
Yürekten , sevecen , telaşlı .

Ramazanlar ve kış geceleri :

.

Susamlı ramazan pideleri ,
Hem de "Dört Direkli" den .
İftarlıklar ,baklavalar , su börekleri..
Sokak aralarında, sahura kadar
Hasır sobetleri ,nargile sefaları.
Çocuklarda iftar topu neşesi :
"Topçu topunu atameyo,
Helvacı kızını satameyo."

Kış geceleri sıcacık, sevimli.
Konu komşu birlikte yılbaşılar.
Patlamış mısır, portakal,üzüm .
Pişmaniye çekmeler ,tombala oynamalar ;
l.Çinko , 2.çinko , tombalaaaa.
Sobanın dibinde sarman ,ana dizinde
Osman uyumuş.
Aaaa! Saat de geç olmuş.
Aman canım, daha erken;Oturuyorduk.
Derken ;
Borçsuz yaşardık derdi babam.
Her şey yoktu, kuyruk çoktu.
Ama insanlar umutlu ve daha
Mutluydu.
İskarpin giyemezsek, "Cızlavet " giyerdik.
Ama , biz o günleri çook,çok severdik.
 
Geçmişe Mektup




Her gün ayrı bir azap ve ayrı bir sızı
Günler duvak öre dursun
Ben hayaline dalmış
Sohbetler ediyorum
Geçmişimle ve seninle…
Önce tatlı yüzün geldi düşlerime
Ayrılık nameleri yoktu sohbette
Bakışlar ve güven yanında hafif aşk nameleri…
Sensiz yaşayamam değişin geldi kulağıma
Hani mersin’in kız kalesi manzaralı bakışında
Sonra İstanbul sokakları ve göz göze gelişimiz…
Birden ağlamaklı sesin çınlattı ortalığı …
Baraj kıyısında sarmaş dolaş halimiz
Bisikletle baraj turumuz ve kıyıdaki çingene kızın
Gül satma girişimleri bir bir seriliyor önüme…
Okul bitti seninle ilk ayrılışımız ve ilk korkumuz…
Ben dağları bol soğuğu ayaz memlekete yollanırken
Ağlayışın ve sarılışım dün gibi saniye saniye önümde…
Nerdesin kiminlesin bilmiyorum ama o değilsin
Bir özgürlük türküsü tutturmuş
Hiçe sayıyorsun tüm yaşanmışlıkları.
Hayallerimi,güvenimi ve sevdaya dair her şeyi
Sırtıma yüklenmiş boşaltacak yer arıyorum çaresiz….
Bir bir karıştırıyorum geçmiş sayfalarını
Sana dair nice şiirler nice destanlar yazmışım
Her bir satırı kan damlası, can yarısı
Ve önümde geniş bir muamma deryası…
Elveda senli geçmişim

Elveda mavi düşlü geleceğim
Elveda sana dair her şey…
Unutma sevenler civa misali akar gider
Ama bulur sonunda birbirini
Ayrılık olsa da sonu….
 
Geçti Geçti
Geçti, geçti mevsimler...
Süpürüldü takvimler.
Gidenlerden kalan şey;
Duvarlarda resimler,
Mezarlarda isimler...
Geçti, geçti mevsimler...

Hani eski iklimler?
Has ekmekten dilimler.
Hey gidi zamane hey!
Tesellisiz ilimler,
Adaletsiz taksimler...
Hani eski iklimler?
 
Gel Vur Artık
ne zaman kapım çalınsa geldin sanıyorum
sigaram da duman dumansın yanıyorum
beklemenin günlerindeyken yaşamıyorum
nerden düştüm bu aşka önünde sürükleniyorum
gel vur artık kapıma
*
dermanımı sordum meleklere
ellerimi açmışken göklere
ne güzeldi sensiz yaşam yeryüzünde
bin kez pişman olsam da sende
gel vur artık kapıma
*
üzdümse affet bu derbeder mahsun kalbi bir yerde
seni sevmek infazsız suçum ağlarken tüm şiirlerde
kadersiz yollarda gidiyorum ömrüm şimdi nerde
kafamı vururken duvarlara kopardın sen beni bende
kurbanın olayım gel gülüm vur artık kapıma
 
Geldi




Seher vakti kapım çaldı,
Ben zannettim yâr geldi.
Göz yaşım yanıma kaldı,
Sanmayın ki kâr geldi.

Kötü şansa bakın hele,
Oldum bir zalime köle,
Sırlarımı vermiş ele,
O da bana ar geldi.

Garip şaşırınca yolu,
Acımıyor Allah kulu,
Razı idim yağsa dolu,
Ağustosta kar geldi.

Başım kurtulmadı dertten,
Gidem dedim memleketten,
Ayrılırmı tırnak etten?
Elbette ki zor geldi...
 
Geldiğin O Gün
Seneler ne çabuk gelip geçiyor.
Eskiyi yaşamak mümkün mü bir gün.?
Güzelim,saçlara aklar düşüyor.
Eski ben değilim,yorgun bedenim.

Yarınlar hiç bitmez,hiç bitmez derdin.
Bunu ne kedar doğru demişsin.
Ha bugün,ha yarın,belki de bir gün.
Ben olmayacağım,geldiğin o gün.
 
Geldin Sonunda
Sımsıkı sarıldım sana
Karşımda gördüğüm anda
Gözlerimin içi güldü
Aylar sonra ilk defa...
Elini sımsıkı tuttum,
Başımı dizlerine koydum,
Ve ilk defa satırlara değil,
Gözlerine bakarak konuştum...
Ağlamıştım, beklemiştim,
Çünkü ölümüne sevdim
Sana bekleyeceğim diye söz verdim
Ve sözümü tuttum, bekledim..
Sonra ansızın yıkıldım,
Gördüğüm bir rüyaydı,
Çünkü ansızın terkedildim,
Yüreğimdeki çok büyük bir yaraydı,
Yar gitti de sancısı kaldı(!)
 
Gel-Git(me)
biraraya gelince,
güneş, ay ve dünya
yani üçümüz
yani sen, ben ve biz
o zaman başlar
yüreğimin okyanusunda gel-gitler
gel-git(me)
 
Gelip Bir Baksan




Hasreti boğan hıçkırıklı sese
Bir meltem olup gelsen ese ese
Özlem duyduğum şu bitmez hevese
Gelip bir baksan,ne haldeyim diye.

Senden uzakta dertlerle yaşarken;
Çırpınır dilim sana haykırırken.
Ak mendilime yaşlar dökülürken
Gelip bir baksan,ne haldeyim diye.

Acıya yürek dayanmıyor böyle
Dinmez ağrısı nasıl geçer söyle
Olmuyor gülüm sabret sen demeyle
Gelip bir baksan,ne haldeyim diye.

Bir gün bu hasret bitecek nasılsa
Hak'ka inancım ne kadar asıl'sa.
Geçmek bilmeyen her günüm bir yılsa
Gelip bir baksan,ne haldeyim diye
 
Gelme
Gelme gecelerime,
sazıma,
tellerime, türkülerime,
gelme artık, yeter.
Ne istiyorsun,
nereden biliyorsun?,
biliyorsun da,
ondan mı üzüyorsun?
Sana hiç söylemedim ki,
söyleyemedim ki.
Sevdiğimi…
 
Gelmesize
zifafına girecek cesaretim yok sürgünlerinin
celalimi elimden aldı cılız çehreli basiretin
mat bir ritimde oynasın artık alaylarının çengileri
medetsizinim,haydutluğunu unuttu gözlerimin defleri

hezarfen aklına uy da heyulası ol aklımın
hafızlığına yeni başladım teninin daha ellerinde bile değilim
a gönlümün pejmürdesi,canımın hırdavatçısı
paytak zevklerimin dildadesi, haberin var mı
ben bu aşkı inatlarından peydahladım...
 
Gelmez Oldun




Çok arzulamıştım
Aşkıma ve şiirime
Güzel kelimeler
Tılsımlı sözcükler
Bulabilmeyi
Bulup yazabilmeyi
Asla yılmadım
Yetinmedim
Aradım durdum
Kaf dağının zirvesinde
Öteleri zorladım
Zorladıkça fark ettim
Benden uzaklaşıyordu
İlham perilerim
Hüdhüd kuşlarım
Gelmez oluyordu
Zümrüdü Anka’dan
Sevdama
Mısralarıma
O erişilmez kelimeler
Mükemmel kafiyeler
O tılsımlı mevzular
Gelmez oluyordu
Artık işitemez oluyordum
O güzel fısıltılarını
Sihirli esinlerini
Zira ürkütmüştüm
Onları bir kere.
 
Gençleşiyorum
Sen yüreğime derlediğim gülümsün,
Herşeyimle seni yaşatıyorum.
Bırak da gönüllerimiz gülsün,
Sen gülünce ben gençleşiyorum.

Güzelliğin içimi yakmış bir kere,
Kimseye bakamam gözüm sende,
Seni görüyorum baktığım her yerde,
Seni gördükçe gençleşiyorum.

Yorgun bir hayatım vardı senden önce,
Dünyam değişti sen dünyama girince,
Hele bu yorgun yüreğim sevilince,
İşte o zaman ben gençleşiyorum.

Bugün de aç kaldık ama ne çıkar,
Feleğe fırsat verirsek yuvamızı yıkar,
Herşey onurlu yaşamaya bakar,
Seni umutlu gördükçe gençleşiyorum.

Umudumu kesme, umutsuzluğunu istemem,
Sen ağlarsan ben gülemem,
Bu hayat kavgasında mücadele edemem,
Kavgalar yıpratsa da seninle dinçleşiyorum.
Aynaya değil sana bakınca gençleşiyorum.

2002
 
Gençligim


Gittiyin günden beri gülmedi yüzüm
Hasretin içimde bitmez bir hüzün
Nasil olsa sende öleceksin bir gün
Bu inadi birakip sevsen gülüm...

Arzular ümitler benden gittiler
Kurdugum hayaller benden gittiler
Geceleri gözlerim hep seni bekler
Gençligim dert ile geçti gidiyor...

Kalmadi kadere artik sözüm
Yanliz olmaya ali$mi$ gönlüm
Aglamaktan kör olmu$ ïki gözüm
Bundan sonra sevsen ne deyişir gülüm...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst