şiirler

Çıkmaz Sokak
saatler
tıkır tıkır
kalbim
pıkır pıkır
şiirim
satır satır
ağlamam
ıkın ıkın
aşkım
bilinmez
çıkmaz sokaklarda
 
Ebrad Reddiyesi
-28'lere-

I.
Bir ormanımız bile yok
ağaçtan yonttuğumuz sopamız
bş koyacak zalim kralımız
yine de kim demiş
robin hood olamayız

II:
hem kalesi yok düşmanımızın
çelikten de olsa silahı
öldükçe bin dirilecek başı yok

III.
Aşklarımı alıp düştüm mü yola
ne başlar dizelerim kalemimin ucuna
 
Eğer..
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağınızı...
Biliyorum ama
Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı,
Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını,
Ve inandırmaya çalışacağınızı,
Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı;
Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı.
Fakat söyleyin bana,
Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde,
Onu kapıda mı karşılayacaksınız?
Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle,
Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp
Yerine Kur'anı mı koyacaksınız?
Peki hala Amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda?
Yoksa kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle,
O size kızmadan önce?
Kim bilir?
Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mi dilerdiniz,
Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi...
Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
Ve bunun yerine ortalığa,
Kitaplığınızın raflarında tozlanmış,
Hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?
Yoksa telaşla ne yapayım diyerek,
Sağa sola mı koşturacaksınız?
Merak ediyorum:
Eğer Peygamber Efendimiz,
Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa,
Yapmaya devam edecek misiniz,
Her zaman yaptığınız şeyleri?
Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı?
Her yemekten sonra sofra duası etmeyi,
Yine zor mu bulacaksınız?
Hiç yüzünüzü asmadan,
Oflayıp puflamadan,
Her vakit namazınızı kılacak mısınız?
Ya sabah namazı için,
Sıcacık yatağınızdan,
Erkenden fırlayacak mısınız?
Peki ya yine mırıldanacak mısınız,
Her zaman söylediğiniz şarkıları?
Ve okuyacak mısınız,
Her zaman okuduğunuz kitapları?
Peki bilmesine izin verecek misiniz,
Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri?
Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz?
şöyle diyelim ya da:
Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de?
Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız?
Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla?
Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız,
Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
şimdi söyleyin açık yüreklilikle,
Onun kalmasını ister misiniz sizinle?
Sonsuza dek, hep birlikte...
Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız,
Ziyareti bitip gittiğinde?
Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi?
Bilmek ve düşünmek,
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse
Yapacağımız şeyleri...
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı,
Merak ediyorum neler yapacağınızı ...
 
Ellerinden Tutup Yemin Ederken
İnandım ayrılık yok bize derken
Çaresiz bırakıp çeki giderken
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin

Kapında çok gecem sabah olurdu
Dostlarum hep beni sarhoş bulurdu
O bitmez nazların beni de yordu
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin

Mutluluk yerine acı bulasın
Bir lokma ekmeğe muhtaç olasın
Selamsız sabahsız yalnız kalasın
Cezanı ben değil Allah'ım versin
Dilerim Allah'tan ecelin gelsin
 
Ey Güneş! Ey Yüzü Tanrısallığın!


Ey güneş! ey yüzü tanrısallığın!
Vahşi çiçekleri sel yatağının!
Mağaralar! Seslerin duyulduğu
Yaban böğürtlenleri ormanların!
Otların altından duyulan koku!

Örnek yükseklikte kutsal tepeler,
Bir tapınağın ak süsü gibiler.
Yaşlı kaya, yılları yenen meşe,
Sizi izlerken duyumsuyorum da
Dağınık bir ruh giriyor kalbime!

Ey kızoğlankız orman, duru kaynak!
Karanlığın çivitlediği gül berrak!
Göğün ışığı pırıl pırıl su
Ne diyorsunuz bu haydut hakkında?
Ey doğanın bilinci, sağduyusu! .
 
Ey Türk Gençliği
Ey Türk gençliği
Sizelere bir vatan emanet edildi
On binlerce yavrunun geleceği,
Ellerinize teslim edildi
Atatürk gençliğe hitabesinde
Namertliği değil mertliği emretti

Ey Türk gençliği,
Aydınların şehit düştüğü,
Anaların kan ağladığı,
Ay yıldızın rengini şehit kanından aldığı
Çanakkale zaferini hatırla !
Hatırla ki ! dünya duysun sesini
Bütün cihan ezberlesin Mehmetçiğin ismini.
 
Eylül’den Kalanlar



Ve yandı zaman
Eylülden geçerken...

Eğilip su içerken aynadan
Ağzımın içine düştü deniz
Bu yüzden mavi ağlarım haberin ola...
Ey hayalime uykusuz giren
Turuncu renkli bir elbiseden soydum seni
Sıcaktır diye eylüldür diye
Buzluğa kışlık anılar koydum

Saman sarısı zamanlar düştü kestanelerden
Mevsim normalleri diye seslenmedik
Derken kestanelerde düştü
Pay düştük zamandan ayrılığa
Adını eylül koyduk
Nur topu gibi bir eylül kaldı bize bu aşktan
Eylüle doyduk...
 
Eyvahlar Olsun
Görmedin sevgilim deli sevdamı
Gönül gözün yokmuş, eyvahlar olsun
Dinlemedin gülüm deli adamı
Yüreğin de boşmuş, eyvahlar olsun

Sevdiğini sandım yazık, aylarca
Yolunu gözledim yazık, yıllarca
Dolaştım peşinden yazık, yollarca
Yüreğin de taşmış, eyvahlar olsun

Gittiysen gittin, aramayacağım
Ömrümü türküye adayacağım
Artık türkülerle avunacağım
Yüreğin de boşmuş, eyvahlar olsun
 
Ezeli Böyle
İsyan etme ey sevgili,
Dünyanın düzeni böyle.
Sus, ağlama ey sevgili,
Sevdanın ezeli böyle.

İntizar var dolu, dolu,
Kapalıdır hep yar yolu,
Kırıktır kanadı kolu,
Aşığın kaderi böyle.

Yine de sen aşkı yaşa,
Bırak, boş ver, etme tasa,
Engin ol, diken de batsa,
Bu bağların gülü böyle.
 
Ezgisi Mavi
Usul usul açıyorsun içimde
düş ırmağı bir göğü güzelliyorsun
bir ezgi düşürüyorsun mavi
kanatlanıp güzü elliyorsun

Usul usul açıyorsun içimde
uzun bir zamanı demliyorsun
yokluktan geliyorsun hünerli
bir ömrü yeniden deniyorsun

Usul usul açıyorsun içimde
sözcük sözcük çoğalıyorsun
bir imge oluyorsun bu şiirde
dokunduğum an kanıyorsun
 
Ezer de Gider


Küheylan yorgun dehliz yokuşlarda
Rüzgarın kiri var ak soluklarda
Tüm sırlar çözülür yokoluşlarda
Ruhum tenimden sıyrılır da gider...

Lale ülkesidir yağmurlar yağar
Her taraf yeşil bilinmez bahar
Çiçekler kokmuyor vatanım kadar
Ufkunda güneşler kaybolur gider...

Kuruldu pusu sarardı yapraklar
Çekildi perde bozuldu aralar
Kurudu sular isyanda topraklar
Dostlarım düşmanla anlaşır gider...

Baktığın an bozkırlar yangın yeri
Bakmazsan eğer içim sürgün yeri
Senindir gönlümün en güzel yeri
Gözlerin tank gibi ezer de gider...

Dağların yosun tutan tarafında
Söz vermiştik doğrular etrafında
Yalnızlığımın son kader turunda
Sözlerim yabana atılır gider...
 
Narin Yüreğim



Aşkınla çarpar narin yüreğim
Bir kere olsun seni göreyim

Dinmiyor sana olan hasretim
Tarifsiz duygular içindeyim

Gün geçmiyor seni anmadığım
Boşuna mıydı yalvarmalarım

Hiç mi yok kıymeti aşkımızın
Kayboldum içinde yalnızlığın

Beraber o gezdiğimiz yerler
Birlikte kurduğumuz hayaller
Karşılıklı verdiğimiz sözler
Artık hepsi şimdi mazideler

Bir bahar günü beni terk ettin
Ayrılmamıza sen tek sebeptin

Hani ömür boyu sevecektin
Gönlünü aşkını verecektin

Gün geçmiyor seni anmadığım
Boşuna mıydı yalvarmalarım

Hiç mi yok kıymeti aşkımızın
Kayboldum içinde yalnızlığın.
 
Nasıl Seviyorum
Kokun hasretimin özlemin ızdırabı gibi sardı.
Tahammülüm de yok seni görmemeye
Ne güzel sevmişim.
Seni gülüşünü
Bakışını
Nefes alışın kadar yakın olmayı özlüyorum.
Ya da gözlerine bakmayı özlüyorum.....
Ne güzel seviyorum.
Avuçlarındaki falını
Sırma saçlarını
Sesini duymayı
Adımı söylemeni sevdiğim kadar seviyorum seni
Sana olan amansız sevdayı seviyorum.
Seni özlemeyi seviyorum.
Adını dağa haykıracak kadar,
Sana özenle seçilmiş kelimelerden şiir yazacak kadar seviyorum.
Seni sevmeyi seviyorum.
Elinle yanağımı okşaman kadar
Gözlerine bakarken sevdiğimi görmeni
Ya da söylememi bıkmadan sevdiğimi söyleyecek kadar seviyorum seni.
Martının suya dokunması ,
Turnanın hasretlere uçması,
Minik serçe yüreğinin heyecanı
Çocuk kalbinde oyunlar
Sevmekle başlayan umutlar kadar seviyorum seni
Seni seviyorum sevebildiğim kadar.
Özleyebildiğim kadar
Rüyalarımda kalbine dokunmak
Ateşe vermek aşksız günleri
Suya vermek sevgisiz dünü
Aşık olmak gelecek gün gibi
Doğacak güneşi beklemek gibi seviyorum seni.
Mehtap seyretmeyi beraberce
Sonbaharda yürümek
Ve bir bardak demli çay gibi
Bir sigarayı efkarında kürek çekmek misali
Bin nefesin alınışı kadar yürekli ve devamlı seviyorum seni.
Seni seviyorum yaşamak adına
Gece uyumak ve güne uyanmak gibi seviyorum.
Seni özlemek ve hasret duymak gibi seviyorum.
Yanında olduğumda duyduğum özlem kadar seviyorum.
Gözlerine vurulduğum ölmeyi istediğim kadar çok seviyorum
 
Naylon Devri
Devir, naylon devri oldu gidiyor,
İçimiz, dışımız naylona döndü.
Naylon olmak şimdi para ediyor,
Dolumuz, boşumuz naylona döndü.

Bizim sosyetenin nice moruğu,
Kel başına takar oldu peruğu,
Kapatınca boya, yüzde yarığı,
Saçımız, başımız naylona döndü.

Kontaktlensi alıp göze takacak,
Sabah ela, akşam yeşil bakacak,
Kaş, göz oynatma kız, kirpik çıkacak,
Gözümüz, kaşımız naylona döndü

Yama vurduk burun ile yanağa,
Benziyordu ağzı toprak çanağa,
Diş doldurduk yetmiş yıllık damağa,
Ağzımız, dişimiz naylona döndü.

Hiç gerek kalmadı çokça emeğe,
Hep alıştık fabrikasyon yemeğe,
Boş verdi Rasim kapkacak yumağa,
Çorbamız, aşımız naylona döndü.
 
Nazlı Gülüm I



Rüzgârlar semada bulutu sarıp
Yağmurlar toprakta aşkı bulurmuş
Derya-lar kurursa güneşe kanıp
Balıklar çırpınıp öyle ölürmüş.
 
Nazlı Gülüm II



Bir acıdır ki yanmaz kavurur
Bir rüzgârdır ki esmez savurur
Bir ateştir ki göğsüme vurur
Yüreğim dağlanır “Nazlı Gül” diye.

Yolcu yolunda gerek Nazlı Gülüm
Tufanlara kapılmadan
Girdaplarda boğulmadan
İlkbahar kokulu yarınlara
Yelken açman dileğiyle.

Ellerimden uçup gidiyorsun işte
Belki özgürlüğüne kavuşacaksın
Güzel mevsimler göreceksin
Sevda mevsimi
Bir defa yaşanır Nazlı Gülüm.

Yine baharlar gelecek
Güller açacak
Sen yoksan eğer gönül bahçemde
Baharlar neye yarar ki.

Bir gün özlersen eğer
Sevenlerin dergâhına git
Hasretini vur dağlara
Dağ dayanır
Ben dayanamam.

Bense Nazlı Gülüm;
S-evgimi yüreğimde
Ç-ınar gibi büyütüp
S-onsuzluğu beklerim.
 
Nazlı Gülüm III



Ne sensiz gecelere sözüm geçiyor artık
Ne kalbim saat gibi zamanı korkutuyor
Gerçeğimde bir kefen gelinlik kadar güzel
Ölüm bile süslenmiş gelin gibi duruyor.

Şimdi sönük bir hayat karanlıklar ülkesi
Işıklar Nazlı Gülüm arkamızdan vuruyor
Sevip büyüttüğümüz çiçekler öksüz kaldı
Güneşin yokluğunda kökleri de kuruyor.

Biliyorum yakında yok oldu diyecekler
Ağıtlar yükselecek gülşenimde bir sabah
Yeşillik olsun diye tohumlar ekecekler
Çiçekler yas tutacak Nazlı Güle her sabah.

Bakma suskunluğuma yüreğim volkan gibi
Ayrılığın ateşi kalbimde Nazlı Gülüm
Kıyametin koptuğu o dehşetli an gibi
Bir dünya yıkılıyor içimde Nazlı Gülüm.
 
Nazlı Gülüm IV


Ziraatte bir anı değişmezdim dünyaya
Göğsümde sıcacıktın yüreğimde bir Derya
Heyecanlıydım biraz sana bir gül vermiştim
Gül solsa da aşkımızı hiç soldurma demiştim
Dilimde “Mona Roza” kollarımda sen vardın
En mutlu insan bendim sense en güzel yârdın
Küçük bir şiir yazıp teklifimi sunmuştum
Gözlerim parlıyordu sanki tekrar doğmuştum

Senin o tebessümle bana bakışın var ya
Semada gökkuşağı yüreğimde bir Derya

Çilekeş hayatımın en sevimli anıydın
Gülşenimde “Nazlı Gül” gönlümün sultanıydın
Seni düşünmek bile can verirdi ruhuma
Sesini duyduğumda gün doğardı ufkuma
Mutluluktan aşkımın divanesi olmuştum
Aradığım sevdayı yüreğinde bulmuştum
Gerçeğimde düşümde hep çiçekler açardı
Senin olduğun yerden iztirâblar kaçardı
Aşk vardı huzur vardı umut vardı dünyamda
Kelebekler uçardı her bir gece rüyamda

O tozpembe hülyalar gerçekleri arar ya
Mecnuna varmaz Leyla, benim hasretim Derya

Menzilimi ararken Tophane’ye varmıştım
Aşkımı boydan boya bedenime sarmıştım
Sabah ezgileriyle Rize sokaklarında
Ben seni arıyordum seher şarkılarında
Nâdanlara yâr oldu kuşların güzel sesi
Beyaza bürünmüştü Nevbahar elbisesi
Bir damla ab-ı hayat içsem avuçlarından
Ruhuma can gelirdi yine senin canından
 
Nazlı Gülüm IX

“Sensiz yüreğim bir Kerbela olur
İçimde binlerce Hüseyin ölür”

Gönlüm karardı yine sarardı hayal dünyam
Akşam vakti denizde batan bir güneş gibi
İçimde bir kıvılcım alev aldı derinden
Yaktı umutlarımı kavurdu ateş gibi.

Sevgimi buket yapıp gönderiyorken sana
Kutsal bir sevda günü.. yeni bir heyecandı
Sözlerin hançer gibi.. mesajın buz gibiydi
Anladım bu zamanda aşklar dahi yalandı.

Ne bir dost ne bir kardeş.. ne sevda kaldı şimdi
Özlemini duyduğum o uzak diyarlarda
Bir nazlı gülüm vardı.. O da yok olup gitti
Gülşenim öksüz kaldı şimdi hatıralarda.

Şiirlerin rengini bir gün çözersin elbet
Her mısrada yeşeren bir çiçek olduğunu
“Gül Endam”ı bulutun gölgesinde bırakıp
Bir akşam güneşiyle nasıl kaybolduğunu.

Ben bir şairim gülüm.. şairler şiir yazar
Duygular olmasaydı şiirlerde olmazdı
Şairlere senin gibi güzeller mezar kazar
Şiirler olmasaydı şairlerde olmazdı.

Geceleri gündüzden ayıran kara değil
Aydınlıklardı gülüm.. ışığı aldın benden
İçimdeki acıyı verseler insanlara
Dayanmaz hiçbir damar.. kan akar her bedenden.

Benden bir haber bile alamazsan gün gelir
Unutma sevgi düşüm bıraktığın yerdeyim
Eşkıyalar ölürse dağlar öksüz kalırmış
O dağda nazlı bir gül açan bir kabirdeyim.

Şimdi senden geriye sararmış bir gül kaldı
Onu da ölene dek sevip sevip koklarım
Bir sevda masalıydı.. bu şiirle son buldu
Sevgimi yüreğimde ömür boyu saklarım.

Senden başka bir aşkı artık tatmamak için
Aşkıma zehir döküp öylece içeceğim
“Elveda Nazlı Gülüm.. Elveda kır çiçeğim
Bil ki seninle doğdum, seninle öleceğim”.
 
Nazlı Gülüm V

Kapadokya!.. Bende kalan tek sensin
Her baktığımda sana dünyalara bedelsin
Sana dokunan eller başka ellerde şimdi
O tozpembe hayaller meçhul yellerde şimdi
Üşüdüm hasretiyle gel ki ateş ol bana
Kapadokya!.. Bari sen eş ol bana
Peri bacalarınla ısıt hayallerimi
Son nefesime kadar bırakma ellerimi
Yalnızım çaresizim dertliyim virâneyim
Münzevi âşık gibi onu beklemekteyim

Oysa gülizarımız böyle olmamalıydı
Sevgiyle açan güller böyle solmamalıydı
Sensiz kuru dallara tutunduğum an oldu
Onu unutamayan yüreğim vîran oldu
Bir ayrılık muştusu kaldı dudaklarımda
Her gece ıslak ıslak doldu yanaklarımda
Ben sana koşuyorum kollarımı açarak
Kırık kanatlarımla mahzenine uçarak
Kapadokya!.. Neden emekliyorsun
Söyle bana!.. Sen neyi bekliyorsun?
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst