Şiir Arşivi..

Belki yaptığım kağıt gemiler okyanuslara açılamaz
Belki ağaçlar kışın çiçek açmaz
Belki sen beni sevmezsin benim seni sevdiğim kadar
Ama unutma asla aşkım ayaklarına kapanmaz

Seviyorum ama yalvarmamölüyorum ama ağlamam
Bekliyorum gelmenibeni bir gün fark etmeni
Bekliyorum senigözlerindeki denizleri

Bakıyorum uzaklara buğulu gözlerin geliyor aklıma
Unutmak ne mümkün o güzelliğini
Ama neye yarar o gözlerin sahibi yarim olmadıkça

Seviyorumyalvarmamyalvarmam
Bekliyorum aşkımdöneceğin günleri
Gözlerime dalacağın günleri
Bekliyorum aşkım

Sen şehrin karanlık ışıklarında kayboldun
Bense gözlerindeki denizde boğuldum
Sen bana baktığında bu kim dedin
Ama ben her göz göze gelişimizde
Hayatımdan vazgeçtim

Seni sevdim çok sevdim.
Seviyorum hâlâ ama sana diyemedim
Duy bitanem duy duy
Seni seviyorum
Uğruna ölüyorum
Ama sen farkımda bile değilsin
 
Aşk için bahar.Tehlike her yerdedir...
Vuruluverirsin hiç ummadığın birine.
Ama öyle çarpar ki kalbin duracak gibi aldatır seni.
Bahardan sonra yaz gelir...
Hepimiz biliriz sabun köpüğü gibidir yaz aşkları.
Bence öyle basit değil.
Henüz silinmedi hiçbirinin yarası benden.
Aşk gitti ama acısını bıraktı iz kaldı.
Güz aşkları mevsimine dönünce dönence pencereye sinmiş insanlar gelir gözümün önüne.
Ve yavaş yavaş görünürler etrafta.
Kimi yaza girerken terk ettiği aşkını kimi yaz aşkını düşünür.
Kimi ayrılık planlar ama hala yüreği yanar.Kimi terk edilmişliği sindirmeye çalışır.
Çok azdır taze aşk yakalayan.
Sanki bir doğum öncesi ölüm gibidir.
Sonra kış gelir.
Kimi yüzsüzler yazın hiç aldatmamış gibi eski sevgilisine döner;kimi sadıklar kavuşur...
Kimi yalnızdır kimi yorgun...
O yorgunlar için kış uykusu başlar...
Belki de taze baharlara taze aşklara enerji depolarlar...
Aşk dört mevsimdir herkesin sözlüğünde.
Ama nedense bana bu anlattıklarımı çağrıştırmaz.
Saçmaladım belki de bir paragraf boyu.
Yalan attım.Aslında doğru olsalar bile yalanlardı çünkü hissetmediklerimi yazdım.
Ezbere konuştum.
Aşk kelimesi içimde gebe olduğum bir kelimedir.
Her duyuşumda doğum sancısı çeker doğuramam.Ama gözlerimin önüne o gelir.
Sadece bir bakışına karın ağrıları suyla yatışmalar.
Bir tebessüme ömür bulmak.İtiraf.Saatler süren telefon konuşmaları.
İlk duygular çocuksu güzellikler.
Ve sonra.....Nefessiz kalmacasına ağlamalar.
Izdırap çığlıkları...Kış..Kış..Kış..... Azap....Ve sonunda doğan gün....
Hemen her mevsim aşık olmuşumdur birilerine....Hatta sonbaharda bile...
Ama onca ufaklı büyüklü sevda içinde böylesine derinde var olan
böyle yaktı mı iz bırakan bu kadar çaresiz bırakan
bu kadar arzu illetine hasta eden bu kadar dizginsiz sorgusuz
başına buyruk acımasız bu kadar bugünsüz sevda görmedim.
Ve işte hiç biri böyle koyup böyle yıkıp gitmedi.
Ondan önce hiç biri içimden bir şey götürmemişti.
Ondan sonrası zaten götüremez çünkü götürülecek bir şey kalmadı..
İşte o insan beni aşka karşı böyle kelimesiz böyle hayretli böyle çaresiz isteksiz bırakıp gitti..
Şimdi ben nefretten bile aciz isem bana bir şeyler borçlu.
İçimden söküp aldığı bir şeyleri.
Bana beni borçlu.Herkesi seven o sersem yüreğimi..
Benden alıp kaçtığı o masum kızı borçlu.Bana bir dün birde yarın borçlu.
Benim ne günahım vardı da aşk için üç kelime etmekten aciz kalacaktım.
Benim ne günahım vardı da her mevsim başka meyve yemek varken iştahsız kalacaktım.
Yoktu elbet günahım..Onunda yoktu ya..Öfkem susmama engel...
Ama ikimizin de suçu yoktu...Suçlu yoktu..
Benim mevsimim sonbaharsa yaza kışa bahara dönmez...
Benim gibilerin nasibi pencere önüne sinip mazide yaşamak
kendinle kanlı bıçaklı düellolar yapmak...Kendinle savaşmak hırpalamak...
Yaptığının farkına varıp bir de üstüne onun için cezalandırmaktır
 
Tabip sen elleme benim yarama
Beni bu dertlere salanı getir

Niye çattın kaşlarını
Bilmiyom yar suçlarımı

Felekle kaderim bir oldu vurdu
Sende yerden yere vur gitsin beni

Hani ya nerede beyaz evimiz
Hani ya bahçemiz çiçeklerimiz

Yaz baharım döndü kışa
Neler geldi cahil başa

Sevmek dedin sevmedik mi
Aşka boyun eğmedik mi

Davalı ben davacı ben
Yorgunum bu celselerden

Dualarımda yalvarmıştım
Onla olmaktı isyanım

Güneş doğmuyor sabah olmuyor
Ay geceme senin gibi ışık saçmıyor

Ah evvelden bilseydim bu canımı verir miydim
Haram olsun lanet olsun seni böyle sever miydim

Bak yağmurlar yağdı yine taştı gözüm hep
Nerden bileceksin beni ne hallerdeyim

Sen gidince öksüz kaldım
Başımı belaya saldım

Bu gönül az mı kahrını çekti
Bensiz aşkın neye yarar ki

Elveda gençliğim elveda derde
Perdeler kapandı ömür sahnemde

Hiç gitmemiş gibisin kokun hala tenimde
Sen beni unutsanda yüreğim seninle

Işıklar altında sönmüş gibiyim
Dostlarım içinde yalnız biriyim

Derdimi kimlere desem başım alıp nere gitsem
Bu dert beni öldürecek candan mı yoksa yardan mı vazgeçsem

Terketmek ne kadar kolay sen kolay olanı seçtin
Önce benden sonra senden sonrada aşkımızdan vazgeçtin

Unutamam seni yar bugünün yarını var
Beraber mutlu geçen günlerimiz var

Ben her gece sarhoşum derdimden böyle
Aşk yolunda berduşum kadrim böyle

Canım dediklerim canımı aldı gönül sarayımı yıkıp gittiler
Beni bugünümden dünden sevdiğime pişman ettiler
 
Fikrimin çarpık gülü
Yoldumçiğnedim attım seni...
Şehrimin karanlık arka sokakları gibi.
Hayalimehülyalarıma kattım seni...
Fikrimin boynu bükük gülü.
Çile çekmek için mi yaratıldın.
Güzelliğin dillere destan idi.
Örselendin içki masalarındameze oldun.
Bir sarhoşun yanında.
Arka sokaklarda
İnsanın içinin elvermediği o kuytu köşeler
Uykusuz kaldığın nice geceler...
Sonra
Sonrası dünden belli.
Koklandın bir mendil gibi...
Üç paraya satıldın arka sokaklarda
Çiğnendin atıldın.
Fikrimin çarpık gülü.
Yaşamadan ölen sevgili...
 
Bir deli özlem bu..

Özlüyorum seni
Yalansız bir özlem bu
Dolansız saf bir özlem.
Yeni doğan bir çoçuğun
Minicik elleri gibi
Yumuşak ve mazlum
bir özlem bu...

Gökyüzü kadar büyük
Senin kadar yüce
bir özlem bu...

Hasretten ağlayanan sevdalıların
Yıllarca kavuşamayanların
İki gün bile dayanılamayan
bir özlem bu...

Ne yapacağini bilmeyen
Telefonlar bekleyen
Ağlayan isyan eden
Kendisini harap eden
bir özlem bu...

Yolda yürürken
Otobüslere dört gözle bakan
Belki onu görürüm diye
Kıpır kıpır yerinde duramayan
***** ***** bos bos gezinen
Seni arayan bir özlem bu.

Bulutlara baktığında bile
Sanki seni göreceğini sanan
Orda olmadiğını bilen
Ama yinede şansını deneyen
bir deli özlem bu...

Yani güzelim
Bir kalpsizi bile
Ağlatabilecek
bir deli özlem bu...
 
Keşke hiç tanışmasaydık seninle
Gözlerine bakmasaydım
Sesini duymasaydım
Hiç girmeseydin hayatıma
Beni mutlu etmeseydin
Sende mutlu olmasaydın
O zaman daha kolay
Olurdu elbet hayat
Ve daha hızlı akardı zaman
Daha çabuk geçerdi hayat
Keşke hiç tanışmasaydık seninle
Bana canım demeseydin
Bende aşkımaşkım
Kızmasaydın hiç bana
Kıskanmasaydın....
Başkalarıyla konuştuğumda
Efendim demeseydin bana
Keşke hiç tanışmasaydık seninle
Benimle olmayı kabul etmeseydin
Hayır yapamam deseydin
Ama diyemedin
İkimizde diyemedik
Çünkü ikimizde sevgi arıyorduk
Ama ikimizde yanılmışız
Sen sevgiyi buldun sonunda
Ben aramıyorum artık
Keşke hiç tanışmasaydık seninle...........
 
Bu sana yazdığım son şiir
Seni ne kadar sevdiğimi anla diye.
Senden tek ricam bunu iyi oku!

Hiçbir sebep engel olamaz seni sevmeme!
Hiçbir neden tutamaz beni
Önüme dağları koysalar bile!
Şu iki elim kanda olsadagelirim sen yeterki gel de.
Kurban olurum senin her bi saçının teline
Yıkarım lan bu dünyayı görürsem bir damla yaş gözünde!
Ben çoktan ölmüşüm zatensenin o güzel gülüşüne.
Benim sana olan şu sevgimi hiçbir zaman hor görme.
Adı üstünde bir sevgi gelir geçer sakın deme
 
yüreginden öpebilir miyim?
Hüzünleri yapıştırıp gözbebeklerine yüreginden Öpebilirmi yim?
Okudugun her satırımdaattıgın her umutvari sestegörmedigini bildigim
her güzelliginiacısınıdayanılmaz agırlıgını cıkardıgında hayat
karsınagülümsedigini düşleyebilir miyim?
guldugunde
gozbebeklerınde kı sevıncın ola bılırmıyım
sen zaten hep bendesın umutlarımda sevınclerımde hayallerımde
bendesın
ya sen sadece bende kalsan olmaz mı
son nefesım olsan

Denize dokunurkensercelere göz kırparkendogan güneolmuşaolacaga
gülümserken düşünebilir miyim seni? Görmeden hiç tanımadan
saclarındaki aklarayarım kalan tebessümler asıverdigin
yüzüneyitirmekten korktugun hüzünlerinemutluluklarına dair şiirler
yazabilir okudugun her mısrada seni yüreginden öpebilir miyim?
Gamzelerinden taşıveren mutluluklarınBir şarkıda vurulan umutlarımı
karıştırabilirtek başınalıgın farkındalıklarından karanlıgı
yırtarcasına Yalnızlıgından seni kaçırabilir miyim?

SEVDA ya sevdalanışımıkaçışlarımıMerhaba
larımıumutlarımıarayışlarımı anlatabilir miyim?yabancım degilsin
sevgilim diyerek GÖNLÜMÜN GURBETİ SEVGİLERİMİ dinletebilir miyim?
ve bunların hepsine HAYIR dersen eger…gözlerimdeki hüzün
bulutlarını gizleyerek gözlerindengüle güle umut meleğim Canımın
yarısı sevdigimYARİM diyebilir ve seni son kez….

YÜREĞİNDEN ÖPEBİLİR MİYİM?
 
BIRAK...
Gülsün dedim bir kere yüzüm
Senin varlığın da gülsün
Sen yokken hayatım
Zaten gözyaşı ve hüzün

Unuturum belki gün gelir bu ayrılığı
Gün gelir kuruturum gözyaşlarımı
Şimdi gözyaşlarım kalbimde bir güle aksın
Bırak ta o gül kalbim de seni yaşatsın
 
Yağmurunda nefes olayım..

can bedenden gitmeden
mevsimlerin terk etmeden
kar yağan
dolu yağan
ömrünün bahçesinde
açan
çiçeğin olayım

ah be yar!
Uygur’un tuğu
gök kubbemin nuru
haykırsan da
uçurumlara gömülen
sesini d u y a m ı y o r u m

canımsın canıma
yanan nefesinde soluk olayım..
yeşilin esrik dumanında
gözlerin kaybolmadan
tutsam ellerini
sarsam zülüfün tellerini

mavinde yeşeren ağacın
kirpiklerinin ucunda
gönlünün mürüvveti olayım
istesende yanına
g e l e m i y o r u m
kolun kanadın olayım

ah! canımın nar çiçeği
alıp götür beni
vur küllerimi..savur..
bensiz bakışların neye yarar ki..
acıtsa da incilerim yırtarım geceleri
yüreğimle siper olurum hüzünlerine..

yağmurların düşünce ümitlerine
vurgun karanlığa dalıp gitme
mağrur gülüşünde baharın
konuşan sözünde hecen
hasretine uzanan çığlığın
rüzgarında gülün olayım..
 
Sema Benim (Yarin Gözü Umut)







!!!


Tut ki
Ucuna çıkalım göğün
Yer sarmaş dolaş olmuş zamana
Tut ki
Maviyi çalayım gözünden
Karanlık kuyuda ışık yakmış alacasına

/

Semayı sevdiğinden beri
Derin izi benim
Elim bulut
Gözüm yağmur
Saçım biraz rüzgâr dedim
Uçurtmaya kuyruk
Külaha yalan oldum
Sonunda göğe ulaşamadan vuruldum

/
Yoruldum
/

Umudumun dilini kesitiler
Göğün ucu yok yârin gözünde mavi
Silinir bu aşk rüzgârla gider dediler
Bağırdım
Duyan olmadı ya birer birer
Öldüler

/

Saçım biraz rüzgâr
Elim bulut
Gözümde yağmur
Sema benim
Yârin gözü mavi umut
Göğün yüzü sen onları unut

/

Ya da bırak
Ben tutayım ki
Ucu yakalansın göğün
Mavisi Kehkeşanlara kaçsın
Tutayım ki
Martısına takılalım
Onlara masalın sesini anlatsın



e..!
 
Aşk özgürlüğümüzü çaldırmaktır.

Tutsak bizhırsız sevdalandığımızdır.
artık özgür olmak bir ütopyadır.Akıl umdun kalmadığını bilir de
gönül boş hülyalarının semasında kanat düşünde yaralı
ağır gövdedir.Bilincimiz rededeceğinden onu kuş yapsak bile
yaralıdır uçamaz vururlar der.

Bu karanlık alemden sevdalının gözünden bir mavi tutabilmiş
sek ondan bir sema çıkarır semayı kendimiz sanıp uçarız uçarız.

Bize cevr eden bizi tutsak eden bizim özğürlüğümüzü çalan...

bizi bizden alan bize iyi midir? Tutarız işkenceye maruz kalmanın kendisine
acınınaşkın sevdalanmanın büyüsüyle akılmızın yararlı hükümlerine de
kafa tutarız.Kaçmak isteriz bir yerlerekuş olmakmavi olmaksema olmak
isteriz...Olamayız Eros'un okları zehirlidiir aklımız hükümsüzgönlümüz esir...

Nereye gitseknereye kaçsak boş nereye uçsak boş sevdanın hüznün kendisiyiz

artık. Bize mutluluk ve kurtuluş yeri kalmamıştır.

Çünki : " NEREYE GİTSEK KENDİMİZİ DE GÖTÜRÜRÜZ"
 
Hesabım Rüzgâra

Önce vurulayım ben bahara
Sonra durmayayım buralarda
Sancım sırtımda vurayım kendimi yola
Vuslatın en acı verdiği saat geldiğinde
Sığınayım bir kampa
Mülteci delisi gibi dolanayım ortalıkta
Önce vurulayım dalına konmuş bahara
Ölmem çok zaman var nasıl olsa

Güne sarhoş dolanan rüzgâr
Şah damarıma hayatı küstüren küfür
Bağrıma saplanan hançer
Gelir geçer de bilmem içim
Niye çıplak kalmış dala küser
Üstünde patlamaya hazır tomurcuğu ne diye üzer
Ardından çekilir içine içini çekip de
Vakit gelmiştir tamamlanmıştır gece
Sabah ağarmadan yani ayaz vurmadan
Gitmeli saklanmalı kendine

Önce küskün seyredeyim ben sessizce
Nasıl içimden çıkıp
Baharla oynadığımı anlamaya çalışayım bir süre
Ve sonra
Nasıl geri gelir içim içime
Ah anladım ki içim geçmiş
İçim benden gitmiş sümbül yeşerince
Bekleyeyim bir süre
Yaz gelir deniz dizilirse gözüme
Siyahtan maviye çalınırsa ömrüm
Bende çalacağım dalında duran yeşilden

Ve gideceğim içim benimleyken
Biraz deniz olacak ayağımda
Elimde fesleğene öykünen sevda
O kadar yeşil ki kemirgen kuş konmaz kanadına
Acımayacağım biraz daha
Boynuma büken sensizlik değil ama
Sümbülü büken rüzgârdan hesap soracağım ara sıra
 
Parçalanmadıktan Sonra

Biraz ara vereceğim dedim
Durur mu yaşamak sevinci öykünür içime
Onlara söylediğim her şey dengem
Ondan dışarı durur böyle bir günde
Gözümden içeri sızar umut
Ana rahmine yeni düşmüş bebeği anımsatır hayat
Ve içerde hissettiği sıcaklığı bırakır üşüyen düşüme

Düşüm düşer böylece geceye
Son şiirimde yolcuyken yol olurum kendime
Ve gitmek
Giderken de silmek verilir bana ödül diye
Her şey parmağımın ucundaki boğumda
Beni boğan her ne varsa
Çuvalın içine koyup atacağım bermudaya

Tekrarında bembeyaz sayfa açılır
İçime sızan kara ışığa inat
Ahım durduğu yerde paslanır
Okisadasyon parlar birden
Aydınlığım artık yeni doğacak günden
Ve yeni bir ad bulmalıyım yeninden
Önce sema demeliyim gökyüzü uzun gelir
Göğün kızı da olabilirim mavi kadar gerçeğim
Ölmek istemeyecek kadar küçük
Yaşımı olduğundan geriye itenim

Küçüğüm küçüksün
Bu yüzden hayat anlaşılmayacak kadar karmaşık
Bazen de alaya sarmış büyük bir saçmalık
Bana verilmiş sana verilmiş yaşam
Ben seninkini yaşayamam
Az önce doğduğumdan heybeme kimsesizlik koyamam

Bana bir parça sana bir parça / Nefes lazım aslında
 
Zehir...







Ayağı kırık at halinde sevda
Yani yorgun
Yani öldürülmek üzere
Geniş saha üstünde
Koşmak yerine
Tutuklu kalmış
Adı sevda adı sonraları ayrılık

Biz hiç birleşmedik
Sesimdi sesin
Gülen yüzündü yüzüm
Sesim benim
Sesin kimin
Pusuda ellerim
Uçuruma tutuldu gözlerim

Karadeniz ak sayfa derken
Marmara boğdu düşüncelerimi
Dalga desen şimdilerde bile hırçın yosma
Dövmekten vazgeçmedi
Yüreğim hala kayalıklarda
Yeşil yosunları sevmedi
İstiridye topladı üstüne
Kapağının içine gizlendikçe gizlendi
Zehirliymiş
Denizin tüm pisliğini içine alırmış
Bilmedi

Kaypak su birikintisi
Yuttu bizi
Biz ki denizin sesine âşık değildik belki
Belki de beklediğin yağmurdu
Gelip gitti

Anason ve orkideyi
Anasından beri zehirli olan bu çiçekleri
Bahçeme ektin de
Gittin
Ne oldu sanki
 
Sadece Bir Düş



Ah siz
Bölünmüş parçalanmış ne varsa
Oraya yerleşmişsiniz
Yüreğimden tutup
İç çekmeleri
Tek çelmede yerle yeksan etmişsiniz
Yetmemiş düş sarmalarımı da
Siyaha boyamış
Onlarla bir eylemişsiniz

Onlar demişim
Çoğullukla birleştirmişim
Gelip de geçecek ne varsa
Eteğinden sürüyüp
Dehlize itmişim
Yuvarlandıkça yer çekimi demeyip
Havada asılı kalan
Gülüşleri ağlatıp gitmişim

Ben siz olmaktan vazgeçememişim

Tren seferlerini sıfırdan eksiye
Kutup sıcaklığını
Bilmem kaç santigrat dereceye
Ekvatorda duran orta çizgiyi
Dönencenin en dik yerine
Yeniden yazmış
Yeniden çizmiş de
Kendime ressam demişim

Kör etmiş
Yaşamak fırtınası bakıp görmeyen gözümü
Öyleyse sorun yok demiş
Yola yeniden yazılıp
Aşk bilmişim
Aşkı sevememişim
Tek hobim kendim derken
Bende saklanan sizi görmemişim
Yani ezelden evvele kadar
Körlüğümü bilmemişim

Ahire ısmarlanıp
Vurulacağım şimdi
Güpegündüz
Ağu sızacak geceye yakın
Göğü öksüz
Tabanı delik deşik olmuş söz
Yaralanacağım sonra
Siz olurken yazımdan süzülecek güz
 
Yüz Yüzüm...

Yüzsüzlüğüm
Kendime süzgünlüğüm
Su gibi akıp giderken zaman
Önüne bırakılmış gömüyüm
İçinde ölmeden duran
Ölüme yakın rengi kararan

Yüzüm
Çizgilerin istilasına uğramış defter
Ne yazı yazar
Ne kader çizer
Öylesine yaşlanıp gider

Gençliğim biter
Adına aşk dediğim şiir
Finalsiz dizilir
Düz yazı gibi
Serim düğüm çözüm halinde
Karmaşada asılı kalıp gizlenir

Böylece her şey değerini yitirir

Yüzüm
Belki de yüzsüzüm
Dizelerimde hep sevdim dedim
Reddedildikçe bir daha denedim
Rüzgâra yazıldım
Hayata asıldım
Bilmediğim düş üşüttü beni

Ve şimdilerde gerçekten delireceğim
Üstüme binen yükten
Ağır olmuş bendenim
Kaybolmuş
Sonrasında yıkılmış bir evim
Enkazım yok kendimin göçüğündeyim

Bulursanız bir siz bulursunuz
Orda bir yerde ya kalp olmalı
Ya da gözü açık kalmış sevda
Yahut et yığınından kalma bir hatıra
Bulursanız bir siz bulursunuz
Onu da köşe başında susturursunuz

Hele bir de hesap verin bana
Kim çağırdı kötü adamları
Sokak başlarına
Ateş çalıp suya gömen
Bir bizdik nasıl olsa
Yine yeniden arbede mi çıkacak aramızda

Bunu da siz bilirsiniz
İşte sokak işte duvar orda
Arka tarafa geçirin de düş yığınlarını
Kokmasın gerçeklik sabaha
 
--------------------------------------------------------------------------------

Kırk Altılık İnfaz


Yolunu kaybetmiş
Bir kişiyim kendime mihmandar
Gireceği sonsuz kapı dar
Yönümde sola sapan toplama kampı
Ağır günahı
Biraz aşk biraz öfke
Ve birazda kavga sensizliğe

Rüyamda kararınca gece
Sabaha uyanırım yalnızlıktan
Gelen mesaj tek hece
Nedir gazabın kelimelere
Cevabımda gizlidir
Garez
Düştüğü yer çoğulluktan
Tekil kişiliktir düşünceme

Acil çar çabuk toplanmalı
Bu hikâye
Yoksa sürgünden de sürülecek
İnfazı yanmış bu düş yorgunu
Kırk altılık raporu elinde
Saklı düşüncesinden gelme
Düşünce yasağının serdiğidir ölüm önüne
Ve hayatının en gizli yerine

Ve bir de tutuşmuştur yangın içinde
Tutulmuştur kimsesizliğe
Bağırdıkça sağır
Küflü bir yalnızlık yapışır
Eline eteğine
Silkeledikçe dökülür yağmur
Göğün deliğinden
Deliliğe yaslanır bir mağrur
Hırçın ve aksakça savrulur

Sonra düşü ölür
Doğrulan olur gerçek
Pusuda yalan uyur
Uyanan olur gitmek
Böylece hesap katlanır
Kirpiğimin ucuna saklanır
Gittikçe yaşamak aklanır




! Gidilecek yol varsa ölümden uzak
Varsın olsun hayale tuzak
Düş sarmalarsan kanayan yerine
Kan akacağı yerde yalan dökülür yere !
 
ÖZLETİYOR SENİ BU YAĞMURLAR

Burada yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle.

Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün.

Güller de bozamıyor bu uzun
Karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar
Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları.

Tarih de kekemeleşiyor bazan
Ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey
Duyabilmek kuşların gelişini.

Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir.

Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan.

Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun ?
 
YÜREĞİMDE ÇARPIYORSUN

Bir zamanlar senin için
Yanan bendim yanan bendim unuttun mu
Ettiğin o yeminleri
Yoksa canım unuttun mu

Yüreğimde çarpıyorsun
Hala bende yaşıyorsun
Üzme artık gel sevgilim
Üzme yeter ne olursun

Saçlarına kır çiçeği
Takan bendim takan bendim unuttun mu
Geceleri ellerini
Tutan bendim unuttun mu
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst