Sevgi Şiirleri




Kadının kalbindeydi adam. Kadın aşkla dolunca daha hızlı çarpıyordu kalbi ve daha şiddetli çarpıyordu çeperine zavallı adamın bedeni. Bazen odacıklarda saklanmak istiyor öncül durgunlaştırmalara meylediyordu adam, bencildi; “sakince yaşamalı aşkı” diyordu, kadınsa hiddetliydi. Başka şeylerle paylaşmak da zor geliyordu bu evi. Her sarsıntıda hepsi üzerine hücum ediyordu, bir de yaralayıcı oluyordu kalpdaşlarla yaşamalar.

Sonra bir gün dayanamadı adam, kılcal damarlara düğümledi diğerlerini, kendine emniyetli yerler buldu ve yavaş yavaş izini kaybettirdi. Kadın onun yok olduğunu sandı, kalbini yokladı. İçli şarkılar girince östakisinden dengesi bozuluyordu, hayal meyal ortaya çıkmaya başlıyordu adam ve kayboluyordu; kadın kaybolmayan adam istiyordu. Sonra kadın bu işe kökten çözüm bulması gerektiğini fark etti. Acı obezi olmuştu, rejim vaktiydi. Aortunu kilitledi ve adamın yokluğunu kalbine hapsetti…

ALINTIDIR..YAZANA SAYGILAR..
 

YİNE DE
Ayrılık düşer bazen merhabalarımıza…
Oluşturduğumuz “biz” kalıpları çöker…
Var olan iki ayrı kutuptur artık…
Ya “vazgeçen” oluruz bu ayrılıkta..
Ya da “ vazgeçilen”…

Bir tercihtir vazgeçmek..
Eksilmiştir yüklediğiniz değerler, gidip de dönmemeyi, dönüp de bakmamayı göze almışsınızdır…
Oluşturduğunuz o “biz” kalıbından kendinizi alır ve gidersiniz bu merhabadan …
Hayata başka bir yerden, başka bir noktadan başlamaktır vazgeçmek…
Yeniden başlamaktır..
Yarın vardır önünüzde..
Ve yarına ait umutlar…

Seçeneksizliktir vazgeçilen olmak…
Giden gitmiştir ardında boşluğunu bırakarak…
Ve siz kalansınızdır…
Orda…
Öylece…
Eksilmektir vazgeçilen olmak…
Bir yokluğun sızısını yüreğinizde anbean taşımaktır…
Vazgeçenden geriye kalan tenhalığı,ıssızlığı kalabalıklarla….
Sessizliği hiçbir sesle dolduramamaktır…
Nedenler ve niçinlerle daha da kararıp uzayan gecelerdir…
Bir sızıyla bölünen uykulardır…
Dağılmak, parçalanmaktır çokça…
Unutmak için zamana umut bağlamaktır…

Zaman akıp giderken hayatımızdan…
Kimi zaman ” vazgeçen” oluruz bir merhabada…
Bir başkasında “vazgeçilen” belki…

Vazgeçmenin umursamazlığında da olsak…
Vazgeçilmenin umarsızlığında da…
Anlar ve anılardır yanımızda kalan…

Sonra…
Bir maske takıp yüzümüze…
Sevginin çıplaklığını örtsün diye…
Katılırız akan zamana yine de…

Esin Ardıç
 
Hayat ne tuhaf değil mi? aradaki mesafelerin çok kısa olmasına, aynı yollardan geçilmesi, aynı manzaranın seyredilmesine, zaman zaman aynı mekanlara gidilmesine rağmen, hatta kapının önünden geçilmesi ve arada sadece bir bahçe duvarı mesafe, bir bakış mesafesine olunmasına rağmen görüşememek, karşı karşıya gelememek nasıl açıklanır ki başka. Akıp giden hayatta kimlerle karşı karşıya geldiğimizi düşününce göz göze gelmek istenen kişinin yanından bile geçmemesi ne tuhaf.


Senelerce görmediğiniz ve görmenizin pek mümkün olmadığı, uzakta birisinin yürürken karşınıza aniden çıkabilmesi olasılığından bile düşük O’nu görebilmek. Sanki herşey O’nunla göz göze gelebilmeyi engellemek için yarışıyor. Bazen yan yana sokaklarda yürürken sokak kapıtıyor gözlerimizi, bazen kesişen yollarda yol alırken birden uzuyor bir yol ve aynı ışıkta beklemek mümkün olmuyor, görevini yapıyor yol.. Beklerken ışıkta, birden geldiğini görüyor ışık, birimizi geçirirken tekrar yanıyor ve durduruyor diğerimizi, sönüyor ışık. Beklerken durakta ve yaklaşırken O, geliyor duruyor önünde koca bir otobüs, geçiyor ve kaybolurken sokakta O, görevini yapıyor ve kalkıyor otobüs…



Nedendir bilinmez önceleri bizi her an biraraya getirmeye çalışan kader, artık böyle yapmıyor. Belkide bunun nedeni bizi aynı yöne çeken , bizi bir nokta buluşturan ve her zaman karşılaştıran, varedip büyüttüğümüz sevgimizin eski gücünde olmamasındandır. Zira her an ne düşündüğü, ne yaptığını merak ettiğin, hangi yollardan geçip, nerelerde bulunacağını bildiğin, O’nu azda olsa görebilme umudunu her zaman taşıdığın birini görebilmek çok daha kolay olsa gerek. Fakat bunun yanında o kadar çok özlemene ve o kadar çok görmek istemene rağmen, hiçbir engelin bulunmayıp, sadece onun yanına kadar gitmekle mükellef olduğun zamanlarda bile, O’nunla görüşmemenin uyulması gereken bir kuralmış gibi kabul edip, uymaya çalışılan zamanlarda olabiliyor tabi. Bazen duruma göre nedenler icat etsekte kendimize, yüreğimize ağır yük getiren ve içimize oturan böyle bir durumun açıklamasını yapabilmekte bir o kadar zor. İşte böyle yalın ama o kadar karışık görünen bu yaşananlarla birlikte, her nefes alışımızda artık daha derin olamıyor. Çünkü bundan böyle kollarını kocaman açarak sarıldığın ve kokusunu derin derin içine çektiğin O yoktur yanında.. Ve O’nun olmadığı çoğu zamanda, içine bir derin nefes çekmek mümkün değildir artık. Hayatın boyunca alışmak zorunda kaldığın şiddetli bir astım gibi senledir ve her nefes alışında biraz daha fazla hasret biner yüreğine.. Bir O’na hasret kalırsın, birde O’nunla solduğun havaya, derin derin içine çektiğin kokusuna..



Zirvesi görünmeyen, tırmandığım ve gittikçe yükselen bu hasret dağında belkide artık son noktaya yaklaşıyorum. Çünkü nefes almak gittikçe zorlaşıyor artık. Bu hasretin zirvesi olmaz belki, belkide yorgunluktan biraz daha zorluyor göğüs kafesimi bu his.. Ama biliyorum ki nefesimin kesilmesi, bir daha soluyamamak ürkütmüyor beni. Umarsız bir tırmanış mı bu, yoksa hayata bir başkaldırış mı bilemiyorum...Belki de bu hasret dağında tırmanışta karşılarız ne dersin??



Hadi gel artık! belkide bu kavuşmaya armağan olarak duracak zaman, hasret dağının karları çığ olup düşmeyecek üzerimize, eriyecek hasret karı, su olup akacak bütün berraklığıyla dağ eteğine ve bizde içeceğiz yudum yudum bu hasret suyundan.. Çiçek açacak baktığımız her yerde ve bir nefes çekeceğiz daha derinden.. Nefesimiz kesilecek belki bir an, ama hüzünden, hasretten değil Gülüm, sadece mutluluktan.. ve Ben bir Seni koklayacağım, bir de yine Seni… Hasretle..

ALINTIDIR.
 
"Kendine iyi bak" bir "veda" degil "elveda" cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...


"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olurda bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.



"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum "



"Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, Yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum."



Kendine iyi bak, derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine


"Kendine Iyi Bak" gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar.. Ta ki son elveda mezar sessizligine bürünüceye kadar* Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez "Kendine Iyi Bak" derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler. Kendine iyi bak, derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek.



Kendine iyi bak, derler ve giderler.
Seni suskunluga mahkum edip giderler.
Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler. Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için.



Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin. Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak, derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, Bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler. Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, Çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler.



"Bitti" diyemedikleri için , kendine iyi bak derler. "Kirildim ve affedemiyorum" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim" Diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.



Kendine iyi bak bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin....

Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin.
Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin.
Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin.
Kendine iyi bak deme bana.
Nokta koyma.



Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem.. Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile...Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?
Sen eksikken, ben nasil tam olurum?
Senden kalan boslugu kimlerle doldururum?
Savassak aramiza giren seytanla olmaz mi?


Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, Hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi?

Bunlarin hepsi yalan mi?... Sahiden...,
Gitmesen olmaz mi?
Bitmesek olmaz mi?
Peki o zaman...
Senin istedigin gibi olsun...
Öyleyse...
Sen de "Kendine Iyi Bak.



Kendine Iyi Bak derler, kursunu kafana sıkıp giderler.



Ayse Ozan
 
Özlem sevdaya yürek açmaktır
Özlem açılan yürekte hayat bulmaktır
Özlem aynı heyecanla canana ulaşmaktır
Özlem yoklukta var olmaktır
Özlem uzandığında tutmaktır
Özlem geceyi gündüz gündüzü gece yapmaktır
Özlem sevgiye koşulsuz bağlanmaktır
Özlem kavrulup yanmaktır
Özlem ne uzak ne yakındır
Özlem her anında sevdiğini anmaktır
Özlem kalbini sorgusuz açmaktır
Ve ben
Karşılık beklemeden
Kalbime ruhuma hayat veren
Gecemi gündüz eden
Her anımda
Yanımda hissettiğim
Düşündüğüm
Düşündüğünü bildiğim
Gülümsemeyi
Gülümsetmeyi
Sevmeyi
Sevgiye değer vermeyi
Öğreten
Beni benden alıp götüren
Pırlanta yürekli meleği
Özlüyorum
Çok özlüyorum
 
Denize özlem onun derinliğine
Yaylaya özlem onun güzelliğine
Dağlara özlem erişilmez oluşuna
Geceye özlem yalnızlığına
/.
Poyraza özlem deliliğine
Sılaya özlem yarin güzelliğine
Saza özlem nağmelere
Söze özlem bal dillere
/.
Uykuya özlem ölüm oluşuna
Rüyaya özlem yarin gelişine
Dosta özlem yüreğine
Sırra özlem serden geçişe
/.
Öze özlem özden oluşuna
Kula özlem topraktan gelişine
Yaza özlem kışı silişine
Güle özlem bülbülün hatırına
...............................................
Özlem toprakta bitecek
Bu can özlemle gidecek
 
Özlem? ?

Özlem…
İlk özlem ana rahmine düştüğümüz anda başlar.. dışarıdaki hayata çıkma çabasıyla… farkında olmadan neyi özlediğimizi bilmeden ilk kalp atışlarımızla bedenimizin ruhumuzun içine yerleşendir özlem.. Bir ana anne sıcaklığına duyulandır özlem ….masum, çaresiz, sadece beklenmez mi? Sıcak kollarında, sıcak bir nefesle uykuya dalmayı küçük beden.. İlk adım atışlar, ilk kelimeler, etrafı dünyayı tanıma telaşıdır özlem..Bizi nelerin beklediğini bilmeden büyüme telaşıdır… Evcilik oynamaya.. koşmaya arkadaşadır özlem..

Özlem..
İlk gençlik hayallerimizedir.. Bir masum mektuba.. bir bakışadır.. kaçamak el tutuşlara aşk oyunlarınadır.. oyunu ne olduğunu… dokunmanın acısını zevkini bilmeden.. Bir cafe de oturmayadır özlem.. kalp atışlarına mahçup bakışlara… okul kırmaya aşk uğruna…Sevgiyedir.. kalbimizi henüz keşfetmeden.. sevdayı henüz bilmeden..

Özlem…
Çocukluk, gençlik özlemini özlemeye özlem.. O masum sonu mutlu biten özlemler.. Çocukken bir çikolataya özlem..bayramlarda bir kırmızı pabuça duyulan özlem… alınca mutlu olunan.. hoyrat gençlikte aşka özlem… bir bakışta bir gülüşte kalbi durduran…. Sonsuzluk.. işte bu dedirten..

Özlem..
En mutlu özlem… sonu olan.. sonu özlediğinle biten.. varışı sevdan olan özlemler..

Özlem
Ya gelmeyeceğini, gelemeyeceğini bildiğine özlem… ya orada olduğunu bildiğin ses vermeyene özlem…. Ya özlemekten korkana özlem… ya yaşamaktan korkana özlem.. ya düşlere özlem.. ya yarını olmayacak aşklara özlem.. gideceğini bilerek sevilene özlem.. Yaşanamayacaklara özlem… İşte sonu olmayan özlem.. İşte vazgeçilemeyen özlem.. işte çaresiz bekleyişe özlem.. İnsanın içini acıtan… boşlukta yaşanan özlemler… Peki var mı bu özlemin sonu…? biter mi….? bu özlem.. Söz verirsin kendine özlemeyeceğim diye… tutulur mu bu söz…..? Kalbindeki özleme söz geçer mi……?

Özlem sevgidir…
Özlem güçtür..
Özlem varoluştur.
Özlem sevdandır..
Özlem bekleyiştir…
Özlem içindeki acıdır..
Özlem özlememeyi hasrettir..
Özlem özlemeyeni özlemektir..
Özlem özleyeni özlemektir…
Özlem gelemem diyeni bekleme güçüdür..
Özlem gidene ağıttır..
Özlem sevdana söz vermektir..
Özlem kalbine söz geçirememektir.
Özlem kaçış değil var oluştur…
Özlem çaresizlik değil çaredir..
Özlem vazgeçmemektir.
Özlem kelimelerin yetersiz kaldığı andır.
Özlem sessizliğin çığlığıdır..
Özlem yaşamındır..
Özlem gelmeyeceğini bilerek bekleyebilmektir.
Özlem siyah gecelerde siyahın izi kalabilmektir..
Ve artık..
Özlem....................................
 
Sevgiye guzele ozlem
Analara babalara kardeslere
Sevdiklerine saydiklarina
Guzel olan herseye ozlem

Seni sevenlere ozlem
Sarilmaya koklamaya
Seni sizi ozledim
Diyebilmeye ozlem

Vatana millete
Amcalara dayilara ozlem
Halalara teyzelere
Komsulara cocuklara ozlem

Ozlemden kacabilmeye
Yakalanmadan gidebilmeye
Ozlemi silebilmeye
Onu yok sayabilmeye ozlem
 
Özlem Var

Gözlerim hep yol çeker
İçimde bak özlem var
Boncuk boncuk yaş döker
Gözyaşımda özlem var

Arı çiçeğe konar
Bak balında özlem var
Bülbül gülüne konar
Bak dalında özlem var

Toprak göklere bakar
Yağmurlara özlem var
Bulutlar şimşek şakar
Damlalara özlem var

YETİMİ'yim çekerim
Sabır ile özlem var
Mevla'ya dileklerim
Yüreğimde özlem var
 
Özlem Bitti

Sona erdi fırtınalı günlerim
Özlem rüzgarları çiçek açtı, gel
Doğdu özgürlüğün ısındı içim
Özlem taburları çiçek açtı, gel

Özgür ocağında gururum kaynar
Serildi yerlere demir kapılar
Ayrılık sancısı bitti güzel yar
Özlem sabırları çiçek açtı, gel

Kendi öz yurdunda esir olmuştun
Esaret altında kalpten solmuştun
Yine de doğruyu Hakta bulmuştun
Özlem zikirleri çiçek açtı, gel

Soydaşın Türkiye’m sevdalı sana
Öz kardeşim gel de kavuş Atana
Türk’ün havasını doldur kanına
Özlem nefesleri çiçek açtı, gel

Çok şükür güneşi gördü gözlerim
Birlik şarkısını söyler sözlerim
Ak toprağa secde eder yüzlerim
Özlem zincirleri çiçek açtı, gel

Yaşamak bir duygu, birlik meşale
Özütürk gönlünde söz geldi dile;
Türkçe konuşan her yer Türk’e kale
Ebediyen vatan olmalı, gel, gel..
 
Bir deli özlem bu..

Özlüyorum seni,
Yalansız bir özlem bu
Dolansız, saf bir özlem.
Yeni doğan bir çoçuğun
Minicik elleri gibi
Yumuşak ve mazlum
bir özlem bu...

Gökyüzü kadar büyük
Senin kadar yüce
bir özlem bu...

Hasretten ağlayanan sevdalıların
Yıllarca kavuşamayanların
İki gün bile dayanılamayan
bir özlem bu...

Ne yapacağini bilmeyen
Telefonlar bekleyen
Ağlayan, isyan eden
Kendisini harap eden
bir özlem bu...

Yolda yürürken
Otobüslere dört gözle bakan
Belki, onu görürüm diye
Kıpır kıpır yerinde duramayan
***** *****, bos bos gezinen
Seni arayan bir özlem bu.

Bulutlara baktığında bile
Sanki seni göreceğini sanan
Orda olmadiğını bilen
Ama yinede şansını deneyen
bir deli özlem bu...

Yani güzelim,
Bir kalpsizi bile,
Ağlatabilecek,
bir deli özlem bu...
 
--------------------------------------------------------------------------------

Özlem..

Özlem kokar bu şehir,bu topraklar,özlem kokar sensiz,renksiz ve yorgun şafaklar.
Seni arar biçare mahsun gözler hasret dolar,kahır süzülür tenime,özlem kokar ıslak ıslak.
Üşür sensiz yüreğim,titrer garip,bensiz bedenim,ince bir sızı çalar kapımı,açsam özlem girer,kapatsam umutlar söner.
Kendimden uzağım şimdi,sana yakın olduğum kadar,hayalin bıçak kadar keskin,paramparça bu şehir,oluk oluk akar geçer önümden,hatıralar kan özlem kokar bu nehir.
Baharın renginde yüzün,yaprak yaprak özlem açar,yeşilin her tonunda ömrüm kısalır,son nefesimde buram buram özlem kokar ecelim..
 
Özlem

Özlem
Gökteki yıldızlaradır
Bulutların ardından gözkırpanlaradır
Geceleyin esen meltemedir özlem
Dursam beklesem
İçten bir şarkı tutturupda özleme söylesem

Kıvransam uyuyamasam
Bir hayal görsem
Pembeler içinde özlem
Ayaza kadar seni görsem
Elimden bırakmasan özlem

Bir çiçek versem bir düş kursam
Özlem desem özlemim desem
Özlediğim en içten düş olsan
Seni beklediğim her zamana bir tomurcuk eksem
Açan çiçekleri başından döksem
Özlem desem sanadır desem
Minikte olsa bana bir hoş gülücük versen
Ve giderken ben karanlığa sayende gülümseyebilsem özlem
 
Denize özlem onun derinliğine
Yaylaya özlem onun gözeliğine
Dağlara özlem erişilmez yüksekliğine
Geceye özlem onun yalnızlığına
Bahara özlem onun yeşilliğine
Rüzgâra özlem onun deliliğine
Sılaya özlem onun güzelliğine
Rüya ya özlem yarın gelişine
Uykuya özlem ölüm döşeğine
Dosta özlem onun yüreğine

Hasret doymuşuz bir büyük aşka
Gönülden sevenin yeri bambaşka
Özlem sevgi, aşk bu duygularda
Özlem demek sevgi demek, aşk demek
A.Hakim der ki giden geri gelmeyecek

Müküs dağlarına bakıp özlem duymazmısın,
Kâlbinde ayrılığın acısı varsa ağlamazmısın,
Sündüs yaylasını kanla biçtiler yanmazmısın,
Sıra dağlara bakıp bakıp özlem duymazmısın,

Hep özlemle geçen bir hayat
Geçmişe geleceğe bitmez tükenmez özlem
Belki özlem ilkbahardır. yeşile bürünmüş çeşit çeşit çiçekler kuşlar esen rüzgarın savuracağı kadar özlemleri biriktirerek özlediğine kavuştuğunda yakacaksa yüreğini eğer bırak ki özlemlerinde kalsın…. Ve diyorum ki sevgi yaşamak özlemsiz, özlem de sevgisiz olmaz.
 
Yol verin gideyim savulun dağlar
Yeter bunca özlem canıma yetti
Acıya dayanmaz yüreğim ağlar
Yeter bunca özlem canıma yetti

Yolumu gözleyen annem var benim
Fatiha özleyen ninem var benim
Hasretten sızlayan sinem var benim
Yeter bunca özlem canıma yetti

Ah dedikçe içim hüzünle dolar
Gönlüme acılar elemler salar
Aklım uçup gider gözlerim dalar
Yeter bunca özlem canıma yetti

Ne kopar iplerim, ne de çözülür
Yolumu gözleyen herkes üzülür
Gözlerimden kanlı yaşlar süzülür
Yeter bunca özlem canıma yetti

Gözümde tütüyor gezdiğim yerler
Hani bir zamanlar bezdiğim yerler
Şimdi de ruhumda sezdiğim yerler
Yeter bunca özlem canıma yetti
 
İkili

Sevgi ve özlem
tümler birbirini
yürek ve beyin gibi
sevgide mantık
özlemde yürek
sevgi olan yerde özlem
özlem olan yerde SEN
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst