Sevdaselin_ce

---> sana

askim6af.jpg
 
---> sana



Korktuğumda sıkıca sarılabilmeliyim.
Üşüdüğümde ısıtmalısın beni yüreğinle.
Çocuklaşıp ağladığımda okşamalısın saçlarımı.
Tesellim olmalısın, tesellin olmalıyım.
Acılara gülümseyebilmelisin.
Küçük bir tebessümün bazen de, koca bir

yürekten akan sevgin yaşatmalı beni.
Sevdamız sınırsız olmalı.
Kurutmalısın, acıları yüreğindeki sayfalarda.
Umut olmalı, heyecan olmalı gözlerinde.
Uzak olmalısın hüzünlerden, kederlerden.
Hayat bulmalısın, "işte yaşamak bu'' demelisin.
Gözlerimi düşündükce daha fazla sevmelisin.
Gizlemeden gözyaşlarımızı ağlayabilmeliyiz.
Paylaşıp sevinçlerimizi gülebilmeyiz.


Sığınağın olmalıyım.
Zorlukları, korkuları birlikte yenmeliyiz.
İçimde olmalısın yoksan yanımda bile.
Hissetmeliyim varlığını, fizan da olsan bile.
Tutkunsam, yanıksam, sevdalıysam sana yaşatmalı beni bu sevda.
Vazgeçilmezin ben, vazgeçilmezim sen, paylaşmak istemediğin tek varlık ben, paylaşılmazım sen.


Canım olmalısın, yaşatmalısın beni..
Canın olmalıyım, yaşatmalıyım seni..
 
---> sana

Zaten akıl, kalbe söz geçirebilseydi, aşk diye bir duygu olur muydu?

Acaba ilk kim sevmiştir, ilk kim kıskanmıştır? Şimdi adını koyduğumuz ve üstelik her hücresini masaya yatırıp incelediğimiz bu aşk, ilk kimin kalbinde canlanmıştır?

Kalbinde bu çarpıntıyı ilk hisseden ne olduğunu anlamış mıdır? Bu tuhaf heyecanın adını koymuş mudur?

Bütün sorular yine sana çıkarıyor yüreğimi, seni sevmemeye razı edemedim henüz kalbimi… Aklımın isyanına bakma, o doğrusunu söylüyor. Ve ne zaman aklım bana yapma dese, gelecekte beni acı bir ayrılık bekliyor.

Hislerine güvenmeyi öğrenmeli insan, 6. hissine mesela ve bir de aklına; onların söylediği her zaman doğru oluyor. Olmasına oluyor da; hata yapmadan büyümeyi kim öğrenmiş bugüne kadar?

Ne olacak bu kalplerimizin vurdumduymaz hali? Kim toplayacak bir türlü dinmeyen gözyaşlarını yüreklerden?

Oysa ne çok sevebilirdik, ne güzel günler geçirebilirdik o eski sevgililerle? Neden tükenmiştik, neden ayrılmıştık, şimdi hiçbiri aklımda değil!

Sen ve ben öyle olmayalım. Bir zaman birbirini sevmiş ama şimdi göz göze gelmeye bile dayanamayan o çiftlerin arasına katılmayalım. Hatta hiç ayrılmayalım, mümkün mü?

Hani ölene kadar birlikte olan o şirin yaşlı çiftlerden biri olalım. Evde kah kavga edelim, kah sohbet ama hep yan yana duralım. Ben sana vaktinde içmediğin ilaçlarını hatırlatayım, sen bana muhtemelen unutacağım geçmişimi… Ben sana bir sevda masalı yazayım, sen bana bir melodi…

Yoksa biliyorum aklım gün gelip yenecek kalbimi! Bütün hayallerin yıkılması senin bir yalanına, bir ihanetine bakar; bu uzun yolda yorulup düşmezsin değil mi?
 
---> sana

Yüreğimin cümlelerini gözlerine sırtlanan , Kollarının güçsüzlüğüne bıraktım iki gözyaşı boşluğu çocukluğumu.Kağıttan gemi bile yapamayan ellerimle bir bahar çizdim gözlerinin en küçük bahçesine.Kirpiklerinin ıslaklığına dayanamayan köprülerin dibinde sorguladım ellerinin sıcaklığından yoksun gözlerimi.Sesinin yokluğunu yaşatma bana..Büründüğün yokluğu kaldır üzerinden..Düş senli düşlerime..Geceye yıldızları sererek gel gözlerime..Biliyorum ki; güldün mü bir kez bir mavilik yürür gözlerime. Senli bir cümle köpürür kuru dudak uçlarıma ve vurdukça özlemin kıyılarına koşar gözlerimde sakladığım baharlar

Dışarıda yağmur,
İçeride ince yokluk...
İçimde gözlerine rehin bir acı..
Dışımda boynu bükük bir çocuk...


Firar etmişken kendimden,
Bir harf olup düşüyorum imlasız cümlelere..
Hadi yüreğimden yakala beni ey Aşk !


Söze nereden başlayacağımı bilmiyorum..Hangi yüzünü anlatayım ki seni özleminin? Hangi yanını sıralayayım" seni " senden uzakta seninle yaşamanın büyüklüğünü ? Özlemin dağ olup sıralanmış omuzlarıma. Tam da hayatın girdabında kayıp giderken yokluğun derin bir yara..Kanattıkça derin bir kuyu oluyor yüreğim. Karanlık bir geceye meyletmekte gözlerim. Rengim, dibim yokluğuna bürünürken içimde bir umut sandalında büyümekte imkansızlığımız..Biz ki birkaç saati geçmeyen yan yana yürümenin dışında kaç cümleye söz olduk. Biz aynı mahallede doğmamış, aynı rüzgarda koşmamıştık..Bizi biz yapan uzaklığımızı yakın eden özlemimiz değil miydi ? Anlamsız sözleri çırılçıplak bırakıp dudaklarımızda aşka kutsayan biz değil miydik ? Şimdi sus pus herşey.Kelimeleri hangi sandığa kilitledik ki sözler dile gelmez oldu / susuyorum.

Sen yoksun ya varlığının uzağında,

Suç üstü yakalanmış çocukluğum tüm adreslerde.Ezberimi yitirdim..Cümleler öksüz / sözler sus pus. Ama biliyorum, bir gün bu özlem sevdaya gark olacak.Susmadan yürümek mavilere, büyümek özlemin en koyu deminde.Sonra sesinin tazeliğinde sevdaya hizalamak tüm harfleri.Seni sevdaya kavuşturana kadar susturmak tüm dil altı hasretlikleri.Sonra bir mum aydınlığında gözlerinin ışığını sürmek karanlık sayfalara. Ve en sonunda yüreğimi yüreğine kapatıp aşkı sende yeniden yazmak..Karanlık kalmış tüm şehirleri gözlerinin şavkında fethetmek.Beyaz gökyüzüne maviye sinmiş özlem bulutlarını işlemek tek tek ve her ne zaman bir yapraktan bir ter süzülse tel tel yağmak gözlerine.Dünü, hüznü, güzü bir senin gözlerinde unutmak.Acıyı, sancıyı, karanlığı senin özleminde kurutmak.Büyümek yüreğinin diblerinde ve senin gözlerinde yaşarken hayatla hayatmak ölüme inat.


Yüreğimin cümlelerini gözlerine sırtlanan kadın,


Kollarının güçsüzlüğüne bıraktım iki gözyaşı boşluğu çocukluğumu.Kağıttan gemi bile yapamayan ellerimle bir bahar çizdim gözlerinin en küçük bahçesine.Kirpiklerinin ıslaklığına dayanamayan köprülerin dibinde sorguladım ellerinin sıcaklığından yoksun gözlerimi.Sesinin yokluğunu yaşatma bana..Büründüğün yokluğu kaldır üzerinden..Düş senli düşlerime..Geceye yıldızları sererek gel gözlerime..Biliyorum ki; güldün mü bir kez bir mavilik yürür gözlerime. Senli bir cümle köpürür kuru dudak uçlarıma ve vurdukça özlemin kıyılarına koşar gözlerimde sakladığım baharlar..

Sarı sonbahardan kalma derme çatma bir hikaye bizimkisi.İki ayrı yoldan çıkılıp aynı sevdaya uzanan iki umut cümlesi.İki ağır yaralı, iki acıklı söz dudaklarımızda kalan ve kavuşmaya ayarlı iki yürek ve hiddetlenen bir özlem ve tek bir yol sonu ölümle aydınlanan.


Gözlerime saklarken seni,
Beni yalnız bırak diye değil;
Beni sende yaşat diye dudaklarıma mühürledim seni..

Bir fincan umut ile yetinmeyi öğretirken yüreğime,
Hasreti zehir bildim cümlelerde..
Bir gül'e sararken gözlerimi,
Unut diye değil;
Gözlerinde bir renk olmayı diledim..


Şimdi söz bitti..
Hasretin bir kış gibi soğuk.
İçim, dışım hazan..
Gül'ler güneş'e doymadan,
Sen gözlerindeki baharla gel yüreğime..
Ve ben düşmeden düşsüzlüğüme,
Gözlerimden yakala beni ey Aşk !
 
---> sana


ferd03hg8cg2tv1.gif


Sen giderken ben hiç ağlamadım ki!....
Acıtmadı ki canımı içerisinde sadece sen ve ben olan öykümüzün gidişinle bitişi....
Biliyordum artık, o gün gözlerinin hapishanesinde son kalışımdı. Misafirliğim son buluyordu. Azat etmişti gözlerin gözlerimi ve tümüyle beni, benliğimi. Konuşmasan da anladım işte anlatmak istediklerini.
Sessizce sadece hislerimle dokundum, yüreğimde seni barındırdığım o gizli köşeye. İçimde sana dokunamamanın verdiği büyük sancıyla anladım ki artık yaşanacakları durduramazdım.
Mağrur edamla, duygularımı hiçe sayıp kaldırdım gururlu başımı. Gülün kendinden de narin olan gül dalına; dikeni bile zerafetinden bir şey kaybettirmiyordu. Sustum....
Sızım sızım bir sızı inletti ayrılığın adı olan o geceyi. Usulca kalktın. Son kez kilitledin gözlerini. Sonra da tüm hayallerimi, geleceğimi, ümitlerimi de yanına alıp gittin... Ve ben en sevdiğim varlığa, neşeme, minnet duyguma, fedakarlıkta sınırım olmayana, gülen yüzüme... gitme diyemedim. Tutuldum.Gidişinle birlikte ruhum emsalsiz bir ölüme imza attı. Peşinden bir şarkı gibi şiir tutturdum:
Kalp acısıdır bu bilinmez.
Göremezsin ki gözle görülmez.
Duymak istesen de işitilmez.
Ellerinle bile hissedilmez.

Kaybettiğinde onu anlarsın.
İçin için kor gibi yanarsın.
Aşk acısından kaçamazsın.
Ömrünce asla anlayamazsın.

Boşuna mıdır onlarca şiir.
Ağırlığını çok iyi bilir.
Hayal gerçekler içinde erir.
Mutluluğun başında aşk gelir.

GÜLE GÜLE HERŞEYİM
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
Geri
Üst