Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Gittin... gittim.. gittik... Dönüşü imkansız bir yol,
Ulaşılması imkansız bir biz... Kan damlarken yüreğimizden
Sahiplenemediğimiz duygularımız ağlıyor duyuyor musun? Ama duyamazsın ki...
Sen beni hiç sevmedin ki...
En cılız pas lekesinin bile dokunmadığı bir aynayı arar gönül.
Haya ve hicap nakışların en duyarlı motifleriyle hayatına
zarafetle işleyebilmiş o hayatın arkasında durabilmeyi başarmış aklıselim bir bedenle bütünleşmenin sevdasını taşır yürek.
Sevgiler paylaştıkça büyür denilsede sevgili paylaşılmayan bir özelliğe sahiptir gönülde.
Ismarlama aşklara tahammülüm yok artık Ya beni adam gibi sev ya da çek git yolumdan.
Bir gülüş bir sarılışsa tek verebildiğinistemez. Tutku isterim ve delice sevmek! Bi coştumu dur durak bilmez bu yürek. Yüreğini isterim yürek ister benle sevişmek Ya adam gibi ya da çek git!
'' avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam susuşuna kan döküyor gözlerim sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
....
kimsenin içi görünmez ve hiç bulamadıklarını asla yitiremezsin bak şimdi aramızda sessiz kalıyor söylenecek bütün sözler ''
Geceyi hiç görmemiş,
gündüze aldanmamış bir şehirde.
[FONT=Times New Roman, Times, serif]artık bir kabusum var benimde! [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]sadece senin gözlerinde gördüğüm,[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]senin gözünde. [/FONT] [FONT=Times New Roman, Times, serif]tahammülsüz aşklar yok bu şehirde.[/FONT]
'bir uzak sabah denizidir gittiğin kapı ellerinde rüzgarın taşınmaz çamurları var köpürmüş soylarımı toplarken çürüyen yanlarımdan inan batmış şehirler gibi onarılmaz anılar gözlerinde unuttuğum o eski aciz miras almaya gelsem soluğumda dalgın yosun kokusu biliyorum artık hiçbir gemi beni taşımaz ve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibi terkedilmek korkusu '
Bitti o sevda kesildi çığlıkları martıların Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti İtti kıyıyı adına deniz dediğimiz şey Unuttuk ikimiz de her türlü yetinmezliği Kaybetti kumarda gözlerim Kaybetti kumarda gözleri.
...... .... ... ..
Ne kaldı Farkında mısın bilmem Gündüzler.. Gündüzler biraz azaldı..
Acımın acısından susmuşum Ki suskunluğum göklere sığmıyor Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım Gönül dar geliyor sevgime Kafam beynime Ah şakaklarım Çatlayacağım Anladım artık anladım Kimselere anlatamayacağım..
Her yeni boyanan salıncak oturağına Üstüne iyilik sağlık bir uğur böceği yapışıyor. Parmağımı marifet sanıyor. Uç diyorum. Rengini bulaştırıyor havaya Dünyam tozpembe oluyor, seviyorum ben.
Herkesin bir Feride'si vardır ben bilmez miyim, herkesin bir ayakkabısı gibi bir de şarkısı, herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim.. Bir de kimsesizliği...
Elbette ki sen de benim gibi, Görgüsüz alışkanlıklarla söylenmiş, Ruhsuz bir “seni seviyorum!”a kızılca kanardın; O yalan ki, Son istekten önce hapşuran mahkuma, “Çok yaşa!” demesi kadar acımasızdır celladın!..
Hadi ben gittim!. Beni gönderdin!.. Ya da ben çekildim hayatından. Peki yüreğindeki çiçekleri kim sulayacak ?.. Kim kovacak hüzünlerini ?.. Kapıcı ahmet efendi mi ?.. Unutma ki!.. Dokunacağın hiçbir erkek ben olmayacağım. Hiçbir erkek benim kadar güldüremez seni. Bu ukalalık da senden bulaştı galiba. Ama ne yapayım, Seviyorum yerimi kimsenin dolduramayacağını bilmeyi... Boşluğum her mevsim üşütecek seni..
' Bir gün sen de anlayacaksın kalabalıklardan kaçıp dizlerini karnına kadar çekip ağlayacaksın.. işte o an özleyeceksin eski sevgilini değil , pili bitmiş oyuncak ayını.. yanından ayırmadığın, yatarken sarıldığın saflığını .. '
Ayrı kara parçalarında Ortak gökyüzüne bakmanın Avuntusu var şimdi Ne denir ki bu aşka... Yokluğumun kültablasında Kırmızı rujlu sönmüş sigara izmariti ... Üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkımız Ne denir ki bu aşka... Çarşafı bozulmayan bir sevdamız var şimdi...
Ölüme abanır gibi seviyorum seni,
küfürlerini daya şakaklarıma
dudaklarımda ıslanırken kirpiklerin tetiğini çek kabzasını tuttuğum aşkın
ense köküme çak adını
karanlığın hüküm sürdüğü vakitlerde
paragraf başlarında geçecek gönüllü üstlendiğin işgalin!