sEmih
Kayıtlı Üye
Onlar, Alevilerin kazanabilecekleri olası mevzileri karşısında ataklarına devam etmektedirler...
Almanya'da İslam-i din derslerini almak için yapmadıkları kalmadı, bu defada Alevilerin böylesine bir eğitim hakkı almalarına engel için yeni tuzaklar kurmaya giriştiler. İşte bir Alman profesörüne hazırlattıkları kitap bunun bir eseridir. Hainler, maskelerini bırakmadan bu Alman cahilinin arkasına sığınmaktalar; Alevileri ezmek için ortaya attıkları o bilinen sapıkça yalanlarını (Mum söndü iftirasını) alıp sözümona resmi bir Alman sözlüğüne koydurmakla, Alevilerin Alman okullarında alabilecekleri resmi eğitim hakkını engelemmek istiyorlar.!
Neden bir Alman yazarına? Aleviler hakkında zır cahil bu kişinin Suudi kökenli Rabıta örgütü beslemesi olduğu meydanda iken, buna hangi tarafsız bilim araştırması denilebilir!
Bilindiği gibi her sene milyarlarca petrol doları Avrupa ve Amerikaya, İslamı yaymak için, insanları satın almakta kullanılmaktadır. Hizbullahın kullandığı bir araçtan öteye gitmeyen Diyanet Işleri Türk Ýslam Birligi (DİTİB) tarafından etkinliğe alınan faaliyetler arasında Aleviler'e karşı işte bu tipten alçakça tuzaklar da yatmaktadır. Onlar, "çamur at, izi kalır" tabirinden, sapık önderleri Yavuz Sultan Selim'in uydurmasından başka bir şey olmayan o adi iftiralarını; "Kızılbaş' ve kızılbaş'ların tanımı" diye, adı geçen Alman'ın hazırladığı resmi bir kitaba da almakla bayram yapıyorlar!
Aleviler merkezi olarak örgütlenemedikleri için, İnançlarını ve kendilerini savunamadıkları için işte bu türden haksızlıklar, böylesine basit bir şekilde gerçekleşmektedir.
Aleviliğin yasak olduğu Türkiyede Aleviler inanç faaliyetlerini gizli yapmak zorunda kalmışlardır. Kendi ana dillerinde yazılı belgeleri olmadığından yılar boyunca cem ve diğer ibadetlerinin çoğunu gizli yapmak zorunda kalmışlardır. Gizli kapalı yapılan ibadet, buna dışardan bakan tarafında her şekilde yorumlanabilir. Bu, diğer gizli inançlarda da böyle olmuştur. Aleviler, cem ayinlerinde, cem meydaninini aydinlatmak için mum yakar ve cemin bitiminde söndürürler. Ancak onlar kadin erkek eşitligi meselesini yıllar önce çözdükleri ve ibadeti de kadin erkek birlikte yaptiklari için, bunu anlama düzeyinde olmayan irtica tarafından haklarinda böyle yalanlar çıkarılmıştır.
Artniyetli imam ve hoca- müftülerin uyduruk sapıkça yalanlarına kananlar bu anlamda her zaman olmuştur ve hala da olmaktadır. İslami cehalet, 400-500 sene önce Alevileri kökten ortadan kaldırmak için, onların İslam'a ters bir inanç olduklarını (Hitler, Yahudiler'in kırımını hızlandırmak için onların insest yaptıkları yalanına sarılmadı mı!), arkasındaki kara cahil irticaya kabul ettirmek ve böylelikle kasap bıçağının kolaylıkla harekete geçmesini sağlamak isteyen ünlü sapıkların başı Yavuz Sultan Selim'in basit bir uydurmasıdır "mum söndü"... kızılbaşlar'ın kafalarına sardıkları peştemal kırmızı idi, başka bir şey değil...ve İşte bundan dolayıdır ki bizlere Kızılbaş'ta denilmektedir.
Şimdi bu sapıklara sormak gerekir; Sizin inandığınız o padişahlar kardeş katilleri değilmidir!!! Kendi kardeşini, taht ve zevk sefa için öldürenlerden hangi iyilik kardeşlik, doğru inanç ve gerçekler beklenebilir?
Peki nedir Kızılbaş felsefesi: İinsani, bütün şeylerin hem merkezine hem de en üstüne koyan Kizilbas felsefesi, kendisine atfettigi kutsallik derecesine bağli olarak bütün şeyleri de kutsamistir.
Neden bir Alman yazarına? Aleviler hakkında zır cahil bu kişinin Suudi kökenli Rabıta örgütü beslemesi olduğu meydanda iken, buna hangi tarafsız bilim araştırması denilebilir!
Bilindiği gibi her sene milyarlarca petrol doları Avrupa ve Amerikaya, İslamı yaymak için, insanları satın almakta kullanılmaktadır. Hizbullahın kullandığı bir araçtan öteye gitmeyen Diyanet Işleri Türk Ýslam Birligi (DİTİB) tarafından etkinliğe alınan faaliyetler arasında Aleviler'e karşı işte bu tipten alçakça tuzaklar da yatmaktadır. Onlar, "çamur at, izi kalır" tabirinden, sapık önderleri Yavuz Sultan Selim'in uydurmasından başka bir şey olmayan o adi iftiralarını; "Kızılbaş' ve kızılbaş'ların tanımı" diye, adı geçen Alman'ın hazırladığı resmi bir kitaba da almakla bayram yapıyorlar!
Aleviler merkezi olarak örgütlenemedikleri için, İnançlarını ve kendilerini savunamadıkları için işte bu türden haksızlıklar, böylesine basit bir şekilde gerçekleşmektedir.
Aleviliğin yasak olduğu Türkiyede Aleviler inanç faaliyetlerini gizli yapmak zorunda kalmışlardır. Kendi ana dillerinde yazılı belgeleri olmadığından yılar boyunca cem ve diğer ibadetlerinin çoğunu gizli yapmak zorunda kalmışlardır. Gizli kapalı yapılan ibadet, buna dışardan bakan tarafında her şekilde yorumlanabilir. Bu, diğer gizli inançlarda da böyle olmuştur. Aleviler, cem ayinlerinde, cem meydaninini aydinlatmak için mum yakar ve cemin bitiminde söndürürler. Ancak onlar kadin erkek eşitligi meselesini yıllar önce çözdükleri ve ibadeti de kadin erkek birlikte yaptiklari için, bunu anlama düzeyinde olmayan irtica tarafından haklarinda böyle yalanlar çıkarılmıştır.
Artniyetli imam ve hoca- müftülerin uyduruk sapıkça yalanlarına kananlar bu anlamda her zaman olmuştur ve hala da olmaktadır. İslami cehalet, 400-500 sene önce Alevileri kökten ortadan kaldırmak için, onların İslam'a ters bir inanç olduklarını (Hitler, Yahudiler'in kırımını hızlandırmak için onların insest yaptıkları yalanına sarılmadı mı!), arkasındaki kara cahil irticaya kabul ettirmek ve böylelikle kasap bıçağının kolaylıkla harekete geçmesini sağlamak isteyen ünlü sapıkların başı Yavuz Sultan Selim'in basit bir uydurmasıdır "mum söndü"... kızılbaşlar'ın kafalarına sardıkları peştemal kırmızı idi, başka bir şey değil...ve İşte bundan dolayıdır ki bizlere Kızılbaş'ta denilmektedir.
Şimdi bu sapıklara sormak gerekir; Sizin inandığınız o padişahlar kardeş katilleri değilmidir!!! Kendi kardeşini, taht ve zevk sefa için öldürenlerden hangi iyilik kardeşlik, doğru inanç ve gerçekler beklenebilir?
Peki nedir Kızılbaş felsefesi: İinsani, bütün şeylerin hem merkezine hem de en üstüne koyan Kizilbas felsefesi, kendisine atfettigi kutsallik derecesine bağli olarak bütün şeyleri de kutsamistir.
Kizilbaş Aleviligin bu kutsallik hiyerarşisi hiç kuşkusuz kutsal olmayan, bir günahlilik hiyerarşisi ile karşılanır. Kızılbaşlık'ta fuhuş derecesinde görülen bir alan vardir ki Kizilbas Alevi felsefesi işte bu alanı lanetlik bir alan olarak görür. Kızılbaşlar ahlaki anlamda bütün coğrafyada en ahlaklı toplum olarak tanınır.
İnsan eğer kendisini, hayvani istek ve arzularina gore yönlendiriyorsa, iste orada müthiş düşkünlük vardır. Işte o zaman akıl, nefsin yasasına tabi oluyor demektir ve akıl tümüyle lanetin emrine girmistir.
İşte bu felsefeye göre Mum söndü yalanlarını uyduran kardeş katili Osmanlı padişahları dünyanın en ahlaksız yarattıklarıdır. Bunlar, kardeş, anne ve baba tanımayan insanlıktan nasibini almamış katil ruhlu yarattıklardır.
Aynı şekilde bu iftiralara devam eden irtica da, amaca ulaşmak için ne kadar alçak ve ahlaksız sapık olduğunu bir kez daha, burada, Almanların kaleminden çıkmış gibi gösterilse de kendisini böylelikle ispatlamaktadır. Bu iftiralardan meddet ummak bile başlı başına bir alçaklıktır.
İnsan eğer kendisini, hayvani istek ve arzularina gore yönlendiriyorsa, iste orada müthiş düşkünlük vardır. Işte o zaman akıl, nefsin yasasına tabi oluyor demektir ve akıl tümüyle lanetin emrine girmistir.
İşte bu felsefeye göre Mum söndü yalanlarını uyduran kardeş katili Osmanlı padişahları dünyanın en ahlaksız yarattıklarıdır. Bunlar, kardeş, anne ve baba tanımayan insanlıktan nasibini almamış katil ruhlu yarattıklardır.
Aynı şekilde bu iftiralara devam eden irtica da, amaca ulaşmak için ne kadar alçak ve ahlaksız sapık olduğunu bir kez daha, burada, Almanların kaleminden çıkmış gibi gösterilse de kendisini böylelikle ispatlamaktadır. Bu iftiralardan meddet ummak bile başlı başına bir alçaklıktır.
Moderatör tarafında düzenlendi: