Lefter Küçükandonyadis

Buğra1

Kayıtlı Üye
Lefter Küçükandoyadis

Lefter (Eleftherios) Küçükandonyadis, Rum kökenli Türk vatandaşı futbolcu. 22 Aralık 1925'te İstanbul'da doğdu. Türkiye'nin ve Fenerbahçe Spor Kulübü'nün efsane futbolcularından biridir. Birçok spor otoritesine göre, Lefter Fenerbahçe Spor Kulubü'nün ve Türk futbol tarihinin gördüğü en yetenekli oyunculardandır. Fenerbahçe ile İstanbul Profesyonel liginde 2, Türkiye Şampiyonasında 3 kere şampiyonluk yaşadı. 50 kez milli formayı giyen ilk oyuncu olduğu için futbol federasyonu altın madalyası aldı. "Ordinaryüs" lakabıyla anılırdı.

Fenerbahçe formasıyla 615 maçta 423 gol attı.

Türk Milli Takımı formasıyla 50 maçta 22 gol attı.

Fenerbahçe'den sonra İtalya'nın Fiorentina ve Fransa'nın Nice takımlarının formalarını giydi (1951-1953). Dönüşünde tekrar Fenerbahçe'de oynadı. Sarı-Lacivertli forma altında 2 İstanbul Profesyonel lig, 3 Türkiye şampiyonluğu yaşadı.

1953-1954 sezonunda Gol Kralı oldu.

Milli Takım formasını 50 kez giydi. Futbol Federasyonu'nun "Altın Şeref Madalyası"nı alan ilk futbolcu oldu.Ayrıca 1957 de Yunanistanla yapılan bir maçta aslen rum kökenli olduğu için maça ilk onbirde cıkarılmamış ve 70. dakiada Türkiye Yunanistan karşısında 2-0 gerideyken teknik direktör Lefter'i oyuna almış ve 70. dakikadan sonra 4 gol birden atarak takımını galibiyete taşımıştır.

1963'te futbolu bıraktıktan sonra Yunanistan'ın Egaleo, Güney Afrika'nın Johannesburg takımlarında futbolcu ve antrenör olarak yer aldı. Daha sonra Samsunspor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu ve Boluspor'da teknik direktörlük yaptı. Şu anda Büyükada'da yaşamaktadır. 3 çocuğu vardır.

 
---> Lefter Küçükandonyadis

Ver Leftere Yaz Deftere
Bitti Kalem Doldu Defter
Seni Unutmayacağız LEFTER
 
---> Lefter Küçükandonyadis

392074_277399992321670_137712972957040_779822_957824426_n.jpg


Alex: Başımız sağolsun. Huzurlu uyu LEFTER! Çubuklu bize emanet
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Duydum ki..

‘Lefter öldü!’ dediler…

Ah be güzel Fenerbahçeliler, ‘efsaneler ‘ölür mü hiç?..

O güzel adam…

Büyükadalı bir Rum çocuğuydu…

Lakin…

Bugün hiç erinmeden vatanına ihanet eden birçok Türk çocuğundan çok daha fazla yürekten bir ‘Cumhuriyet’ çocuğuydu…

Hasta babasına ilaç alabilmek için 200 lira karşılığında Fenerbahçe'ye transfer oldu…

Öyküsü asker ocağında başlamıştı…

Bugün attığında mangalda kül bırakmayan ‘Türk’ gençleri binlerce ‘dolar’ vererek askerden yırtmanın peşindeyken, o Rum genci,Diyarbakır'daki 4 yıl askerlik yapmıştı…

Askerdeyken bölge karmalarında forma giymiş, top oynamış ve İstanbul'dan önce şöhreti oralarda dilden dile yayılmıştı…

Asker dönüşü ilk adresi Taksimspor oldu…

Ve ardından Fenerbahçe…

Fenerbahçe'de ilk sezonunu 1947-48 sezonunda oynadı… Namağlup şampiyon olan takımın 13 golle gol kralıydı…

Fenerbahçe’ye ölümüne sevdalandı…

Fenerbahçe taraftarı da bu mahcup Rum gencini taparcasına sevdi…

Adına besteler yaptı, tribünlerde onun adı yankılandı…

“Ver Lefter’e, yaz deftere!”

O Rum çocuk…

‘Türk’ futbolunun kalbi Fenerbahçe’nin ‘Fenerbahçe Aşkı’ için çarpan kalbinin simgesi oldu…


Duydum ki…

“Lefter öldü!’ dediler…

Ah be güzel Fenerbahçeliler, efsaneler ölür mü hiç?..

Bilmez misiniz?..

Ayetulah Bey, Lefter’in ‘10’ numaralı formasını çoktan hazır etti…

Siz bu satırları okurken, sarı lacivert çubuklu o efsane formayı kendi elleriyle giydiriyor, baba Lefter’e…

Lefter…

O güzel adam, o yakışıklı Fenerbahçeli…

Rabbi'ne kavuşmadan önceki son sözü, Fenerbahçe aşkı için esir tutulan Fenerbahçe başkanına ‘Fenerbahçe’ye sahip çık’ olan o Rum çocuğu…

O Fenerbahçe sevdalısı …

Şimdi…

Sırtında ‘10’ numaralı çubuklu formasıyla…

Papazın Çayırı’nda, sarı beyaz papatyaların arasında top oynuyor…

Ve..

Bize yine gırtlağımızı yırtarcasına bağırmak düşüyor…

“Ver Lefter’e, yaz deftere!”
 
---> Lefter Küçükandonyadis

‎+Fenerbahçe de oynamayı nasıl kabul ettin?
- Nasıl etmiyeyim, ben başka bir takım bilmezdimki zaten?

İslam Çupi soruyor: "Formanı sırtına, pabuçlarını ayaklarına geçirdiğinde ilk hissettiğin şey ne idi?" Lefter cevap veriyor: "Kazanmak... Fenerbahçe taraftarını mesut etmek..." Lefter: Ben Fenerbahçe formasını sırtımda değil, başımda taşıdım..
Lefter: Ben Fenerbahçe formasını her zaman "Tanrı uzun ömürler versin" aşkı ve anlayışı içinde giydim.
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Lefter, kaptanlık bandını Alex'e veriyor ve oyundan çıkıyor...
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Yunan milli takımında oynamak istermisin ? Lefter : " Ben Türk'üm "
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Ufacık bir veletken, kapağında "1973 - 1974 Fenerbahçe Takımı Eşliği ile" yazan plağı dinleyerek Fenerbahçeli oldum ben. Son yıllarda "yeni moda şarkılar" gelince, stadyumda ve salonlarda çalınmaz olmuştu Nesrin Sipahi'nin seslendirdiği marş.

Halbuki Fenerbahçe biraz da o marştır. Fenerbahçe, biraz falan da değil aslında, hepten Cihat'tır, Lefter'dir, Can'dır, Fikret'tir, Müjdat'tır, İbrahim'dir, Murat'tır, Selahattin'dir, Halit'tir.

Büyük amcalar, hararetle konuşurlarken, kopil sesimizle "Fenerbahçe" diye araya girdiğimizde "Vay! Kerataya bak. Gel bakayım sen. Bir Lefter vardı, sizin yaşınız yetmez" diye anlatmaya başlayıp saatlerce susmazlardı. Gözümüzü bile kırpmadan dinlerdik. Şimdi eşek kadar olmuş yaşımızda, o kırpılmayan gözlerden, Lefter'i yazdığımız deftere yaşlar dökülecek.

Ha, bir şey daha var.

Halit Deringör, yıllar önce yazdığı bir yazıda diyordu ki;

1941 yıllarının görkemli Fenerbahçesi'nden sağ açık Küçük Fikret, sağ iç İbrahim İskeçe ve ben kaldım. O yılların tüm yıldızları, teker teker sönüp kaydılar... Evvelsi gün de sağ iç İbrahim İskeçe de onlara katıldı... Küçük Fikret ile ben kaldım... Hangimiz perdeyi kapatacak bilemiyorum. Hepsinin arkasından da yazı yazmak bana düşüyor. Sonuçta; herhalde bizim için de yazacak biri olacak!

Beşeri gerçek daha açık anlatılamazdı herhalde. Gittiler, gidiyorlar, gidecekler.

Bir de Fenerbahçelilik gerçeği var. Bu insanlar Fenerbahçe'yi, yaşamış milyonlarca kişiden daha çok sevdiler, seviyorlar, sevecekler.

Diğer bir deyişle "Eski Adamlık ve Eski Fenerbahçelilik" bir araya geldiği zaman Halit Çapın'ın "Biz Fenerbahçeliyiz! Bizden çok adam çıkar" sözünün sağlaması yapılıyor.

Hani diyorum ki naçizane; Fenerbahçe'nin şimdiki topçularına gösterdiğimiz sevginin, saygının ve mesainin birazını bu insanlara da ayıralım.

Şükürler olsun, Lefter pazar günü son yolculuğa yalnız çıkmayacak. Bizlere, Fenerbahçeli yaptıklarına hakkını helal etmesi için orada olacağız.

Ama öncekiler? Müjdat Yetkiner, Murat Alyüz, Bülent Büyükyüksel, Selahattin Torkal ve niceleri için böyle olmadı. Reşat Dermanver, Naci Barlas ve başka niceleri de telaffuz edilen 25 milyon kişinin neredeyse 25'ini bile görmediler musallanın başında.

Taziyelerden, her birimizin inancı zagonunca ettiği dualardan Allah razı olsun ama diyorum ki hazır yaşayanlar da varken ve her daim olacakken, sadece naaşların arkasında göz yaşı döktüğümüzle kalmayalım.

Paşalı Birol, elli türlü sağlık problemine rağmen tek başına mezarlıkları dolaşıp, Fenerbahçeli oyuncuların kabirlerini buluyor. Kimlerin terk-i diyar eylediğini, kimlerin yaşadığını, kimlerin ne halde olduğunu en küçük detayına kadar biliyor. Kulüp el versin, taraftar gönül versin, iletişim kaynakları yönlendirsin, bugüne kadar yapılmadı, bari bundan sonra birlikte bir şeyler yapılsın. Fenerbahçe'nin kuşakları kucaklaşsın.

Ne güzel olur...

Aksi halde sadece Lefter ve diğerleri gitmez. Kendi zamanlarının güzel Fenerbahçe'sini de birlikte götürürler. Onlar bunu hiç istemezdi. Onlar bu hayatta en çok Fenerbahçe'yi sevdi.
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Lefter: Avrupa’da oynadığım zamanlarda da sarı-lacivert forma giyen takımı Fenerbahçe zanneder, psikolojik olarak oyundan kesilirdim.
 
---> Lefter Küçükandonyadis

ALEX : Başımız Sağolsun. Huzurlu Uyu LEFTER ! ÇUBUKLU Bize Emanet..

OGÜN ALTIPARMAK : Biz Küçükken LEFTER Lakabını Almak için Yarışa Girerdik..

CAN BARTU : Biz LEFTER'in Ayakkabısi Olamayız..

ABDULLAH KİĞILI : Herkesin Dilinde Bir Messi Var O Messi LEFTER'in Kramponu Bile Olamaz
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Fenerbahçe'de oynamayı nasıl kabul ettin?

Lefter: Nasıl etmeyeyim, ben Fenerbahçe'den başka takım bilmezdim ki...
 
---> Lefter Küçükandonyadis

42 yaşında futbolu bırakıp , "Takım çok kötü , geri dön" denmesi üzerine 43 yaşında futbola dönerek Fenerbahçe'yi tekrar şampiyon yapan ADAMDIR LEFTER.
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Sana Veda Etmeyeceğiz Lefter Küçükandonyadis
O yazıyı yazmayacağım. Çünkü sen ölmeyeceksin. Bu memlekette Fenerbahçe'yi sevdirmenin belki de yegâne gerekçesisin. Gidemezsin.

Yazıyı yazmayacağım Lefter Küçükandonyadis. Senin arkandan övgüler düzmeyeceğim. Bu memleketin insanlarını birbirine bağlayan ve giderek gevşeyen o bağı elinde tutanlardan biri olduğundan bahsetmeyeceğim. Her gün çirkinleşen ve kirlenen futbol kültürümüzün antikoru olduğunu söylemeyeceğim.

Eski futbolcuların küçüklük odalarımızdaki resimleri günbegün sararıp solarken, hiç izlemediğim seni neden çerçeveleyip astığımı, o resmin neden her gün tozunu aldığımı anlatmayacağım. Televizyon denen aptal kutusu idollerimizi bir bir yutarken, senin o sessiz, vakur halinle yüreğimizi ne güzel ipotek ettiğinden dem vurmayacağım.

Futbola bakışını, samimiyetini, yeteneğini anlata anlata bitiremeyenleri, seni izleme imtiyazını ballandıra ballandıra öykülendirenleri, özellikle de senin gibi kalp yetmezliğiyle uğraşan babamı –di’li geçmiş zamanın efkârına itmeyeceğim. Kadıköy’ün, o mabedin sensiz ne kadar ıssız olacağını kimselere fısıldamayacağım. 85 yaşını yeni bitirdin, o hep yazdığın deftere 100 yazdırmadan bir yere gidemezsin.

İnadına Türkiye
Lefter Amca, bu memleket Rumlara çok zulüm etti, biliyoruz. Bir avuç kaldınız. Hepi topu 2 bin-3 bin kişisiniz. Akrabalarına, arkadaşlarına kötü komşuluk ettik biz. Tarihimizin en çirkin sayfalarıyla hepinizi çok üzdük. Yalçın Doğan’ın yalancısıyız. Derin devlet sana bile takmış bir zamanlar. En çok milli olan oyuncu sen olmayasın diye Turgay Şeren’i daha fazla oynatmışlar. Gıkın çıkmamış. Sen 6-7 Eylül olaylarında evinin kapısına dayananları bile ihbar etmemişsin ki Lefter Usta. İnadına bu topraklara sahip çıkmışsın. Şimdi bırakıp gitmek yok öyle. Sana pasaport da vermeyeceğiz, yurtdışı çıkış vizesi de...

Bize tarihi unutturmaya çalışıyorlar Lefter Küçükandonyadis. Oysa biz gayet iyi biliyoruz. Ortalıkta pek çok Metin’in isim babası Metin Oktay, pek çok Hakkı’nın isim babası Baba Hakkı’yken, Can isimli çocuklar Can Bartu’ya benzesinler diye o adı taşırken, oğluna Lefter adını koyamadı çoğumuz. Ama bundan sonra koyacağız. Ve sen doğan her Lefter adlı çocuğa ismini bizzat kendin ver istiyoruz. Daha kaç nesil Ada sahilleri’nde bekleyecek seni. Lefterleri büyütmeden nereye gidiyorsun?

Üstadım, taraftarlar senin anıtını, kendi cebinden para verip sadece bir anı olsun diye dikmedi stadın karşısına. Her gün ibret alınsın diye, önünden geçerken kendimize bir hiza verelim diye, her maç günü sana selam edip, kadeh kaldıralım diye dikti. Toprağın bol olsun diye değil, kulağın çınlasın diye. Ha bir de şunu hatırlatmak için dikildi belki de. O stat senin adınla anılmalıydı Lefter Baba. Çünkü futbolu sen oynadın, o kimliği sen ördün ve en önemlisi tüm yaşantınla o tarihi sen temize çektin. Bize o günleri anlatmadan, ezberletmeden ayrılmana izin vermeyeceğiz.

Dedim ya, senin ardından o yazıyı yazmayacağım. Çünkü sen ölmeyeceksin. Bu memlekette Fenerbahçe’yi herkese sevdirmenin belki de yegâne gerekçesisin. O yüzden hiçbir yere gidemezsin. Bırak Metin Oktay öbür dünyada pas alamıyorum diye yakınmaya devam etsin. Beklesin Taçsız Kral. Zaten o gitti, hepimizin Galatasaraylılığı eksildi. Baba Hakkı, Vedat Okyar’sız kaldık, öksüzleşti Beşiktaşlılığımız. Bak, Ali Sami Yen’den de göçüyoruz, bir de sen zora düşürme bizi. Bu kadar art arda golü hiçbir defans çıkaramaz be Lefter Usta.

Hepimiz kademendeyiz
Açık ve net söylüyorum. Bu memlekette futbolu sevmeye devam etmek için bir tutam gerekçe sakladık cebimizde. O cepte delik açma. Büyükada’da balık çorbası, rakı içmek istiyoruz biz. Futbolu sevmeye devam etmek istiyoruz. Bir arada yaşamaya da...

Velhasıl, sana veda meda yok Lefter Küçükandonyadis. Yazmayacağım o yazıyı. Boşa bekleme... Azrail hücuma geçmişmiş. Pöh! Gerekirse hepimiz gireriz kademene, Bedri Rahmi’nin dediği gibi “İstanbul deyince aklım(ız)a/stadyum gelir/ bağırırı(z) birlikte/avazım(ız) çıktığı kadar/Göğsümüzü gere gere/Ver Lefter’e yaz deftere.”
Vermeyiz seni...

Bağış Erten - 24/12/2010 Radikal
 
---> Lefter Küçükandonyadis

BÜYÜKandonyadis...

Bugün hayatımın en uzun yazısını yazacağım..
Konu malum
Ordinaryus.
Onu anlatmaya, onu övmeye, ne yaşım yeter, ne bilgim, ne görgüm..,
Ne de haddim...
Gören, izleyen anlatır, izleyen kazanmıştır, elini tutan, yanına oturan onurlanmıştır...
İşte gidişiyle yine golünü attı..
Tüm kulüpler candan ve kalpten ''Başsağlığı'' diledi, kimileri ağladı, kimileri inanamadı...
O gidiş, o onurlu gidiş bir kez daha şunu gösterdi...
Hayat yalan, ''Adam olmak asıl olan''...
Dedim ya uzun yazacağım, işte hayatımın en uzun kelimesi:
Lefter BÜYÜKandonyadis...
....Ve diyorum ki:
Ölüm, hayatta büyük kayıp değildir. Asıl büyük kayıp, yaşarken içimizde ölenlerdir..

Not: Yetkililere sesleniyorum. Aziz Yıldırım, Lefter Küçünandonyadis'in cenazinde halen Fenerbahçe Başkanı olarak bulunmalıdır... İnsanidir.. Hayat devam eder, insanlar bir kez ölür... En azından bunu yapın....

Orhan Zeki Ak
 
---> Lefter Küçükandonyadis

Yetkililere sesleniyorum. Aziz Yıldırım Lefter Küçünandonyadis'in cenazinde halen Fenerbahçe Başkanı olarak bulunmalıdır... İnsanidir.. Hayat devam eder insanlar bir kez ölür...

+
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst