Kitaplardan Alıntılar

InnoCence

ÜLKÜ & UMAY
Webmaster
Prenses
409415_10150567725715199_896948810_n.jpg


Anlayacak mı? Kim, neyi? Sen kendini anlıyor musun? Aç uzviyetin sesini yükseltmek istedikçe gırtlağına sarıldın. Kalbinin konuşacak hali mi var?

Kopmaktan korkuyorsun; yapıştığı kayadan sökülmek istemeyen midyenin korkusu, mahallesinden uzaklaşınca kuyruğunu bacakları arasına alan köpeğin korkusu. Ama yaşamak kopmak demek, doğum bir kopuş, bir parçalanış. Sanatı da tarihi de yürüyenler halketti.

Gurbete çıkan adam. Gurbet bazan odası insanin, bazan vücudu, bazan. Nereye? Kendini bir ırmağın sularına bırakan kayık hangi okyanusa açılacağını bilir mi? Kayığı suya salan kendi iradesi mi zaten? Oyun yazılmış. İte kaka çıkarıldığımız sahnede görülmeyen bir suflörün fısıldadığı kelimeleri tekrarlamaya, manalandırmaya çalışıyoruz. Vazife ahlakı! Senin, kendine karşı hiç vazifen yok mu? Bhagavad doğru söylüyor belki. Belki hikmet-i vücudumuz, ezelden beri devam eden bir oyundan bizden bekleneni, kızmadan, sevinmeden yapıp göçmek. Ama bizden beklenen ne?

Değer levhasının her gün yazılıp bozulduğu bir çağda hareketlerimizi yöneltecek kıstas nerede? Aile? Aile var mi? Nasıl aile? Tesadüfen bir araya gelmiş insanlar topluluğu, bir tren kompartımanında karşılaşmışlar.

Emerson, fikir adamı kendini egoizmle zırhlamalı, diyor. Evet, cemiyet bir sümüklü böcek gibi ezer seni, zırhlı değilsen. Annen ezer, kardeşin ezer, çocuğun ezer. Neden başkalarından farklısın? Hem farklı, hem zayıf. İki büyük cinayet. Peki Emerson bize ‘fikir adamı’ hilati giydirecek hangi makam? Raskolnikof faciası, alnını, bir şeyler var içinde diye yumruklayan bir hayalpereste soğuk terler döktürecek kadar korkunç. Elbette yaşamak öldürmek demek, her adımımızda bir takım canlara kıyıyoruz. Ölmek ve öldürmek.

Bir öfkenin, bir acının kızgın demiri kalbimize dokunmadıkça ses gelmiyor oradan. Halbuki bizden ebediyete kalacak: bu çığlık. Sevinç çığlığı, azap çığlığı, merhamet çığlığı.

Zavallı midye! Seni kayadan söken iraden mi sanıyorsun? İsyan vahim, tevekkül güç. Ama isyansız tarih olmaz, bütün dinler, bütün efsaneler bunu haykırıyor. İblis'in isyanı, Promete'nin isyanı. Neden tevekkül güç? Ve Allah insanı yarattıktan sonra istirahate çekildi, insana yükledi vazifelerini, hilkatin son şaheseri insana. Yaratmak daima bütünün parçalanması. Tanrı kainatla sınırlandırdı kendini ve her varlıkta bir kere parçalandı. İnsan da öyle.

Nietsche haklı. Kanla yazılan yazılar yaşıyor. Ne kanı? Çocuk kan içinde doğuyor, milletlerin beşiği kan, Kapitol'ün harcında kan. Kalbin kanayacak ki yaratabilesin. Ne Luther bir kavga adamı idi, ne Gandi. Meçhul bir dalga umulmadık kıyılara sürüklüyor kayığımızı.

Sen istiyorsun ki, kucağında yaşadığın dünya hep aynı kalsın, havan aynı, suyun aynı, dekorun ayni. Bu mümkün mü? Mümkün değil, çünkü hayatın kanunu değişmek. Zaten zindanında yeni pencereler açılmazsa boğulmaz mısın? Beni bulmamış olsaydın aramazdın diyor Tanrı. Kendini erkeğe teslim eden bir bakirenin korkusu: meçhul karşısında duyulan ürperti. Ama her meselenin muayyen hal yolları var? Ve Sfenks sorularını cevapsız bırakanları parçalar.​
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

487347_10150964188415199_120251765_n.jpg


Kadın dedi ki: “Meğer ne kadar vefasızmışsın! Bunca yıl geçti aradan, ne bir mektup, ne bir haber!”

Adam dedi ki: “Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu! Senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?”
 
---> Kitaplardan Alıntılar

"Çalışmak,üç büyük eksikliği uzaklaştırır; can sıkıntısını,kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu..."
Kandid ya da İyimserlik - Voltaire

-"Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık...Kendini tutsak,kıskandığını özgür görürsün."
Kristal Denizaltı - Ahmet Altan


-"Hayır" demesini bilmeyen kişi güçsüz kişidir."Hayır" demesini bilmeyen kişinin "evet"inin de anlamı yoktur."
SAVAŞÇI - D.Cüceloğlu

-"En büyük iyilik,"İyilik ya da Kötülük yapma özgürlüğüdür" ve evlatlarına bu iyiliği vermek için Tanrı aralarından bazılarının bunu kötüye kullanmalarını kabullenmek zorundadır..."
BAUDOLİNO - Umberto Eco

-"Kurtlar kuzunun bol olduğu yeri değil,sahipsiz kaldığı yeri severler."
Salkım Hanımın Taneleri - Yılmaz Karakoyunlu

-"Hazineleri seller toprağın altından çıkartırlar,ama yine seller toprağın altına gömerler."
-Simyacı - Paulo Coelho

-"Cinayetin dili yoktur,ama en umulmadık yerden kendisi meydana vurur."
HAMLET - W.Shakespeare

-"Büyük düşünceler büyük bir zekadan çok,büyük bir kalpten doğarlar."
Kadın Budalası - Dostoyevski


-"Ne zaman ki ulaşılmaz istekler tüm yaşamımıza egemen olur,o zaman aileye,dostlara,dine bazen de psikoterapistlere yöneliriz."
AŞKIN CELLADI - IRWIN D.YALOM

-"Öyle kolay sanat değildir uyumak,onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerek.."
Böyle Buyurdu Zerdüşt - F.Nietzsche
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Ne ölüm, ne de hayat! Hiçbiri kovalamıyor beni rüyalarımda.. Hiçbirinin eli bana değmiyor.. Çünkü ellerim ceplerimde hiç olmadıkları kadar.. Varlığıma nedensizlikten delirdim ben.. Hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan.. Hepsini giydim.. Hiçbiri olmadı.. Hepsi dar geldi.. İnansaydım herhangi birine, uğruna gerekirse dünyayı kan gölüne çevirirdim.. Okyanuslar kırmızı olurdu.. Pıhtılaşmış kanlardan siyah dağlar yükselirdi.. Ama inanamadım.. Bir türlü inanamadım.. Bütün hayat bir illüzyon..


Hakan Günday - Kinyas ve Kayra​



Öyle bir suçluluk duygusu var ki bende, yemeğin yemediğim yarısının bile kalbinin kırıldığını düşünüyorum.. Böyle yaşamak kolay olmuyor elbette.. İnsan, yaşamayı becerebilenlerin karşısında donup kalıyor.. Yani merak ediyorum, insanlar nasıl oluyor da yaşamaya ara vermek istemiyorlar.. Bana gelince, ara vermek bir yana, yaşamak istediğimden bile o kadar emin değilim.. O tür bir saplantım -ya da kararlılığım diyelim- hiç olmadı.. Kendimi dünya için o kadar zorunlu veya yararlı da görmüyorum üstelik.. Soğuk makarna gibiyim, ne dünyaya zarar vermek istiyorum ne de büyük bir yarar sağlamak gibi önlenemez bir isteğim var.. Var olmak, o kadar da heyecan verici gelmiyor bana.. Buna karşılık, yok olmanın da anlamlı bir yanını göremiyorum.. Tavşan boku gibiyim bir bakıma; kokmaz, bulaşmaz.. Sizin anlayacağınız, eğer ölümü anlamlandıran yaşadığınız sürece yaptıklarınızsa, pek şansım yok..


Ece Temelkuran – Bütün Kadınların Kafası Karı
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Ölüme son çare olarak bakmalısın. Hiç kimsenin seni alıkoyamayacağını bil. Ama Ölüme gidebileceğin için, onu yedekte tut; sonuna kadar. Diyelim ki gece bir kâbus gördün. Bunun bir kâbus olduğunu bilirsin ve kurtulmak için başını biraz oynatman yeter. Her şey daha basit, daha dayanılır hale gelir ve bir bakarsın en korktuğun şeyden zevk alır olmuşsun. Hayat seni korkutuyorsa,en yakınların çirkin maskeler takmışsa... hayat budur de, ikinci kez çağrılmayacağın bir oyun olduğunu söyle. Zevk verici ve acı çektirici bir oyun, inanç ve aldatma oyunu, maskeler oyunu, onu sonuna kadar oyna, ister oyuncu ister izleyici olarak. İzleyici olman daha iyi, içinden kolay çıkarsın. 'Son kurtuluş çaresi' yaşamama hep yardımcı olmuştur. Elimin altında olduğu için, bu çareye hiç başvurmadım. Ama ahiretin direksiyonu elimin altında olmasaydı, kendimi tuzağa düşmüş hisseder ve bir an önce kaçmaya bakardım.''


Doğunun Limanları / Amin Maalouf
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Hakk'in karşina çikardiği değişimlere direnmek yerine,teslim ol.ßırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksin."düzenim bozulur;hayatimin alti üstüne gelir" diye endişe etme.

Nereden biliyorsun hayatin altinin üstünden daha iyi olmayacağini ?

aşk/elif şafak
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Düşümde sana,

"Kalbin dille bir olduğunu nereden anlarız?" diye sordum.

"Doğrudur,

insanın dili kalbiyle bir olmalıdır.

Sözün dağınıklığı, kalbin perişanlığındandır.

Gönül denizdir, dil kıyı;

deniz dalgalanınca

içindekileri sahile atar" dedin...


Sadık Yalsızuçanlar - Cam ve Elmas
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Bu sabah da, özel bir günlük tutmamı önerdi bana.

''Her günün sonunda, o gün çok zorlu geçmiş olsa bile, mutluluk duyduğun beş şeyi yaz. Ve her ay bunları gözden geçir. O kısacık notlar, kendini güçlü hissetmeni sağlayacak. Sahip olduklarına ulaşamayan insanlara karşı anlayışın ve hoşgörün artacak. Bunu yap pişman olmazsın.''

Başladım bile, İşte bugünün mutluluk damlaları: Sağlıklıyım, gencim, Amerika'da mastır yapma ayrıcalığına sahibim, başarılıyım; çalıştığım yeri, insanları ve arkadaşlarımı seviyorum.

Ya içime saplanmış, canımı acıtan kılçıklar? Neden onları da yazmıyorum Linda? Evimden yurdumdan uzaktayım. Sevdiklerimi çok, ama çok özlüyorum. Kariyer olarak bir yerlere geleceğimden emin olsam da, duygusal yönden aynı mutluluğu yakalayacağımdan şüpheliyim. Görmezden geldiğim yaralı, durmadan kanayan bir yüreğim var. Ve bu yüreğin içine sinmiş, ne yapsam atamadığım bir sevdalı!

Anlaşmamızda bunlar yoktu, değil mi? Yalnızca mutluluklarımı yazacaktın. Gün boyunca yalnız mutluluğu aaaaaaamış gibi...


Yüreğim Seni Çok Sevdi - Canan Tan
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Gördüğünü gösteren ayna, mukabil vasfında...
Gördüğünü gösteren kalp ise şahit makamında...


*************************************************

Hayat dağılır, muhit dağılır, tabiat dağılır.
Söz dağılır, yazı dağılır, ses dağılır.
Suret dağılır. Siret dağılır.
Dağılan kalptir aslında vahdet ve talep makamında.
Aynadan beklediğimiz, söz. Aynaya verdiğimiz, söz.
Ya ayna kırılmışsa ?
Kırık aynanın lisanı, hali kadardır.
Söz yok. Lisan-ı hal. O kadar.
Hüznün sularında kırılan ayna kendisinden başka ne gösterebilir ki ?

**************************************************

İstiridyeyi kırmazsan inci çıkaramazsın !
İstiridye kimin ?
Denizin...
Ya deniz ?
Susalım ...!


***************************************************

Su ve ateş arasındaki ilişki.
Arınmayı bu dünyada su sağlıyor,
öbür dünyada ateş...

***************************************************

Bir bardak suda okyanus saklıdır çünkü kalbinde gözü olana...
Ve dahi bir bardak suda fırtına koparır kalp gözü kapalı olan...


***************************************************


Söz, muktedir çekim. İktidar kipi.
Asıl sözlerim diye/bilemediklerimde miydi ?
Öteyi de işaret eden söz hali de. Elif, Lam ve He ile "Allah" da yazılıyor "lale" de. Söz sözün de içinde. Sözün içine girki öteye geçesin. Hali bilesin.
Sözü bilmeden hal, hal olmaz. Hale girmeden kelam kemal bulmaz.


****************************************************

Denizimin üzerinden zamansız bir rüzgar geçebilir.
Denizimin üzerinden geçen rüzgar gemimi batırabilir.
Tellerime vuran mızrap sazımı kırabilir.
Yerinde olmayabilir yaz, bahar vaad ettiği mevsimde gelmeyebilir.
Nisanda papatya, mayısta gül açmayabilir
Bir daha öyle olmayabilir.
Hasılı hiç emniyette değilim...

Nazan Bekiroğlu - Mor Mürekkep Kitabından Alıntılar​
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

"Sakın," dedi kendine, "korkma." Bir hafta önceydi, anlamıştı. İnsan çok yalnızken, bir tane daha kendinden doğuruyordu içinde, "Korkma," desin diye..


Ece Temelkuran - Muz Sesleri
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

“…Bir buzul parçasının üzerinde eriyip gidiyorum. Buzul eridikçe ben de ufalıyorum, tepemde gözleri yaşlı güvercinler uçuşuyor, başım, kollarım, bacaklarım gitgide kopuyor gövdemden. Dizkapaklarımdan asılmışım. Okyanusların dibine bile erişemeyecek kadar lanetliyim. Martılar çığlık çığlığa. Bazen bu arkası gelmeyen çabalardan vazgeçip buzul henüz iyice erimemişken suya atlayıvermek istiyorum, bazen de ısrarla buzulun üzerinde kalıp annem ve babamla yeniden ilişki kurmaya çabalıyorum. Tepede martılar uçuşuyor, hızla eriyorum…”


*****

"...Hâlâ bana el sallayan iyi insanları seçebiliyorum.
Ancak onlara bir türlü karşılık vermek gelmiyor içimden..."​




Leyla İpekçi - Maya​
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

'Çünkü ben hayatta sadece zambakların, güllerin,
manolyalar ve yaseminlerin niye açtıklarını, beni ne
biçim sevdiklerini ve bende ne bulduklarını biliyorum.

Çiçeğin açması da bir tür şiir belki.Bilmiyorum.''



Seyhan Erözçelik Gül ve Telve kitabından..​
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift ****üne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "-Veli ağanın ****leri gibi ****, yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!


Aylak Adam - Yusuf Atılgan
 
---> Kitaplardan Alıntılar ve Hikayeler

Sokağın köşesini dönmek üzeriydi;lastik botları yerden kar öbekleri kaldırıyordu. Durdu, döndü ellerini ağzının iki yanına götürdü. " ßin Tane İste, Senin İçin Yakalayayım ! " dedi.Sonra o bildik hasan gülümsemesiyle gülümsedi,köşeyi dönüp gözden yitti.Onu bir kez daha böylesine tasasız,böylesine içten gülümserken ancak yirmi altı yıl sonra,solmuş bir polaraid fotorağrafta gördüm


Halit Hüseyni / Uçurtma Avcısı
 
  • Like
Tepkiler: Cho
---> Kitaplardan Alıntılar

Bütün yalınlığıyla hayatı kucaklayabilmek, tartıya vurabilmek akıp giden suları, saat şöyle dursun, dakikaların değerini anlayabilmek, ateşi avucumuzda tutabilmek açıkçası
sükûnette mümkün.

Yeryüzünün en melodik dili, sükûnet.


Nuri Pakdil / Ateş Hattında Harf Müfrezeleri
 
---> Kitaplardan Alıntılar

"...
İnsan
her zaman aynı insanları görürse,
bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar.
İyi, ama bu kişiler de bu nedenle,
yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar.
Bizi görmek istedikleri gibi değilsek
hoşnut olmazlar,
canları sıkılır.
Çünkü, efendim, herkes
bizim nasıl yaşamamız gerektiğini
elifi elifine bildiğine inanır.
Ne var ki, hiç kimse kendisinin
kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini
kesinlikle bilmez..."


Simyacı - Paulo Coelho
 
---> Kitaplardan Alıntılar

Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi,
haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden,
bir insanı aramakla geçirmiş ve
bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım.


Sabahattin Ali / Kürk Mantolu Madonna
 
---> Kitaplardan Alıntılar

"Derenin akışını dinleyerek sahil boyunca ilerlerken durulacağımı umuyordum.
Güçlü yaşamı içinde tabiat, insanı umursamaz ve belki, bilhassa bunun için,
onun karşısında huzura kavuşur insan. Ama nehrin bana hiçbir yararı dokunmadı; benim içimdeki uğultu, onunkinden çoktu çünkü..."


Meşa Selimoviç - Derviş ve Ölüm
 
---> Kitaplardan Alıntılar

"Barış, insanların birbirlerine gerçek adlarını söyleyebildikleri bir zamandır."


Küçük Arı
Chris Cleave..
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst