Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Eğer izin verseydin biraz daha sevmek isterdim seni.
Biraz daha tanımak, biraz daha fazla alışmak.
Mesela özleyeceğim bi kokun olsaydı keşke.
Atmaya kıyamayacağım bir hediyen olsaydı odamın bir köşesinde..
Birini sevmek kolay değil. Hele bağlanmak,
alışmak… Ama bağlanıyor işte bir yerde insan.
Bağlandıktan sonra kopamıyor. O gidiyor,
durmuyor yerinde. “Kal” desen kalmıyor,
seni dinlemiyor. O zamana kadar duyduğun
bütün güven, O’na olan bütün inancın bir anda yıkılıyor.
Ama O anlamıyor. Gidiyor sevmek kolaymış gibi.
Bırakıyor üstesinden gelmek zor değilmiş gibi.
Her inandığın seviyorum, seni bırakıp gidiyor.
Neden diye soruyorsun kendine, ama sen de biliyorsun,
bunun cevabını sadece O biliyor…
Fısıltılar seni söylüyor kulağıma yine
“meleklerle uç sonsuzun şehrine”
O yoktu ama sonsuzdu,
Vardı ama bilinmedi,
Kaderime saklanan bir gözyaşıydı,
ve ruhumdan aktı gitti..
Bir dilek tut diye fısıldadı adam,
kadının kulağına. Kadın bir an için nefesini tuttu ve;
“Hep benimle kalsın.” diye geçirdi içinden. Yıldız kaydı. Adam gitti.
Galiba yoruldum,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına
koşmaktan yoruldum…
Hayaller… Adı üstünde, hayal hepsi. Gerçekleşmeyecekler.
Mutlu ettiğini sanırsın, ama aslında
seni en kötü yere hapseder; umutlara.
Boş umutlar. Yine de hayal kurmaya devam
ediyor insan. Hayaller de olmadan, insan
karanlıklardan çıkamıyor bir türlü…