Günün Şiiri..

---> Günün Şiiri..

kendimi boşlukta hisediyorum...
kimseler yok yanımda...
yada...
var da
ben kendimi çok yalnız hisediy...orum...
yüreğimin sesini bırak,
tınısını duyan olmadığını biliyorum...
keşke olsa birileri...
birileri keşke olsa..
kendimi kandırmaktan başka birşey yapmıyorum...
sevenim olduğundan bile
şüpheliyim...
ölsem kimsenin ruhu duymayacak...
düşünüyorum da,
o kadar hissizleşmişim ki
gülüşlerim yapmacık,
davranışlarım kaçak,
ruhum karanlık...
Çünkü ne zamandan beri yüreğim
kanıyor
bırak melhem olanı,
kanadığını gören yok...
her gece duvarlara konuşmaktan yoruldum...
her gece suskunluğumun çığlık olmasından bıktım...
herkes işine geldiği gibi görüyor beni...
insan olarak gören nerdeyse yok gibi...
robotum sanki...
yüreğim kanamaz,
kalbim kırılmaz,
ruhum incinmez sanki...

...

boşluklar....boşluklar...boşluklar...
işin en garip tarafı ise,
özgüveni yüksek olan bir insanım...
ama kendime güvenimi kaybediyorum...
elim bir boşlukta sallanıyor elimi tutan yok...
elimi tutmayı bırak,
gören gözler yok...
yanındayım diyenler nerde?
yok...
yüreğine bak diyor herkes...
tamam da,
yüreğim kanıyor...
yüreğimde hisedebildiğim kadar,
yanımda da hisetmek istiyorum...
bazen başımı yaslayıp omuzuna ağlamak istiyorum,
o yüreğindeyiz diyenlere...
yüreğimdeymiş...
bir defa da yanımda olsanıza...
bir defa da omuzunuzda ağlamama izin verseniz ya...
gözyaşlarımı ellerinizle silseniz ya...

...

herkes
benim neden bu kadar çok içtiğimi düşünür,
çünkü;
acılar insanı olgunlaştırır...
ve ben
çok olgunlaştım
artık olgunlaşmak istemiyorum
anlıyormusun?
istemiyorum..!!!

Nihat PEKTAŞ
 
---> Günün Şiiri..

Siyah beyaz sevdim seni
Yaşamım düşüncelerim
Hepsi siyah beyazdı
Bir zorunluluktu beni bağlayan
Beyazın saflığına ve siyahın gizemine
Güzel günler yaşamak isterken
Engellerin adı olmuştur Siyah
Beyaz Güzelliklerin vazgeçilmez tasviri
Hem zıt,
Hem de tamamlayıcı olmuştur
Siyah ve beyaz
ve ben
Siyahı da severim beyaz’ı ve seni sevdiğim kadar…
 
---> Günün Şiiri..

Güneşi İçenlerin Türküsü

Bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü!

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!

İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neş'emiz sıcak!
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
" o an"
kadar sıcak!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
Haykırdı en önde giden,
emreden!
Bu ses!
Bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
Emret ki ölelim
emret!
Güneşi içiyoruz sesinde!
Coşuyoruz,
coşuyor!..
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!

Nazım Hikmet Ran
 
---> Günün Şiiri..

ANLADIM
Can YÜCEL - Anladım

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..

Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...
can yücel anladm ;)
 
---> Günün Şiiri..

MUTLU AŞK YOKTUR

İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur

Hayatı bu, silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur

Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur

Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da

ARAGON
 
---> Günün Şiiri..

ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ

Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım​

Atilla İlhan​
 
---> Günün Şiiri..

Anladık iyisin,
Ama neye yarıyor iyiliğin.

Seni kimse satın alamaz,
Eve düşen yıldırım da
Satın alınmaz
Anladık dediğin dedik,
Ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
Ama düşündüğün ne?
Yüreklisin,
Kime karşı?
Akıllısın,
Yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını,
Peki gözettiğin kimin ki?
Dostluğuna diyecek yok...... ya,
Dostların kimler?

Şimdi bizi iyi dinle:
Düşmanımızsın sen bizim
Dikeceğiz seni bir duvarın dibine
Ama madem bir sürü iyi yönün var
Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
İyi tüfeklerden çıkan
İyi kurşunlarla vuracağız seni
Sonra da gömeceğiz
İyi bir kürekle
İyi bir toprağa.

BERTOLT BRECHT
 
---> Günün Şiiri..

Yazılmamış Mektuplar

Ben hep seni sevdim öbür yanım, adını öğrenmeden
Sarışın mı, esmer mi, uzun-kısa bilmeden
Görmez mi, duymaz mısın, yoksa yürümez misin
Benden kaç yaş büyüksün kundakta bebek
Belki de doğmadın sen
Düşünen beynin, seven kalbin yetti bana
Seni çağırdı sesim
Soydum giysilerini İNSAN çıktın ya içinden
Gerisini boş ver dedim, gerisi resim, ötesi ten
Seni sevmem için de görmem gerekmiyordu zaten

Seni yazdım tüm kitaplara, düşünce hızımla doldurdum
Yetmedi sayfalar
Kim okudu ki bir satırını, hem okusa da ne anlar
Burada olmasa da ölümsüzlükte, sonsuza dek birlikte
Seninle olmak için Yüce Rabbime sözüm var
Her yeni buluşumda eskiyeni
Her eskide bir yeni
Arkamdan getiremeyeceklerimde kendimi
Tüketmeyeceğim
“Benimle gelecekler”Beni sana iletiyor

Orada bulabileceğim ümidi ve tesellisi
Burada bulamamanın acısını hafifletiyor
Sahi, sen var mısın, nerede diye sormuyorum artık
Biliyorum, sen varsın, burada ya da orada
Mutlaka bir yerde

Her sevgide bir parça buldum senden
Her sevgiden bir parça
Herkesi toplayıp bir adam yapamadım ya
Kardelen Yüreğim paramparça
Bu yüzdendi hep seninle konuştuğum, seninle yaşadığım
Yoksa kendim miydim sende aradığım
Hayır, hayır sen beni de aştın
Bende olmayan bir sürü özellik var sende, istemem, kalsın
Ben, bu halimle bir dost bulamadım
Ya sendekiler de eklenirse? Maazallah
Mutsuz da olsam yaşamayı öğrendim Sanal Dünyalarında
Ne tuhaf şu insanlar, ne tuhaf şu sıradanlar
Kendilerini üzecek, sıkacak ne varsa hepsi kurallarında
Yüce adaleti yargılıyor, eşitlik yok diyorlar
Eşitlik olunca da en çok kendileri rahatsız oluyorlar

Ve “Aranan şartlar tarifesi” diyorlar aşka
Kim benim üstümde kural koyabilir ki Yaradan’dan başka
İnsanlar her yaptığının karşılığını bekliyor
Adına vefasızlık, nankörlük diyorlar
Sonra da aksini iddia ediyorlar
Sen bana kural koymuyor, güveniyor ve özgür bırakıyorsun
Sitem etmeyi bile basit, sıradan buluyorsun
Ben, seni sıradan davranışlardan arındırıldığın için sevdim

Sana yazdığım mektuplar A Tipik bir vakıa
Bir çözmeye kalksalar gör dünyanın halini, ütopya
Yaşamaya değer ne kalır ki. İnsanlar eşit olur, yok olur savaşlar da
Kendileri için dilediklerini başkaları için de dileyecekler
Birbirlerine iftira atmadan sadece gerçekleri söyleyecekler
İşte beni hayatta güldürebilecek iki neden
Bu gerçekten mümkün mü, elle tutulup gözle görülenlerden

Seni göz yaşlarımda sakladım, boğmadan yüzdürdüm
Yazılmamış şiirlerimde, anlatılmamış efsanelerimde gezdirdim
Varlığına inanarak, adını bile öğrenmeden sevdim seni, ya sen
Sen beni bulmuş değilsin henüz
Hem bulsan kaç parçaya böleceksin ki
Hangi yanımı, hangi yanına koyacaksın
Hangi dalımdan kaç yaprak koparacaksın
Bana gerçek masalların ağlayacak
Şu Kardelen Yüreğim de
Senden daha güçlü olduğunu öğrenmekten korkacak
Sevmek; uzaktan güzeldir öbür yanım

Sevmek... Uzaktan güzel
Aramızda ne varsa özel
Böyle kalsın, mektuplarda
Daha doğrusu, yazılmamış mektuplarda
Sen ve Ben
Yaşanmamış zamanlarda
Sen ve Ben
Sadece
Rüyalarda
 
---> Günün Şiiri..

Salkım Söğüt

akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

ah ne yazık!
ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
atları rüzgâr kanat...
atları rüzgâr...
atları...
at...

rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

akar suyun sesi dindi.
gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!

Nazım Hikmet
 
---> Günün Şiiri..

İnadına

geceleri sadece Yıldızlarla Paylaşsam Da Yalnızlığımı,
teninin Sıcaklığını Arasam Da Koynumda,
kaybolup Gitsem De Karanlığımda
“ Gel ” Demeyeceğim Sana / Inadına....
uzayan Gecelerle Birlikte
tüketemeyeceğim Hüzünler Sarsa Da Beni
etmeyeceğim Şikâyet,
“özledim” Demeyeceğim
çağırmayacağım Işte / Inadına..

solan Boynu Bükük Bir Gülün Yaprağında
yankılasan Da Yokluğun,
boşluğun Günbegün Büyüyüp
taşsa Da Sokağıma,
katlanmayı Öğreneceğim Yokluğuna,
boşuna Bekleme Çağrılarımı,
gelmen Için Yalvarmayacağım / Inadına.

inadına / Istemiyorum Seni,
beklemiyorum / Inadına.
bir Inat , Bir Gurur Uğruna
çizgi Çektim Herşeye,
yaktım Gemileri.
yanan Ocaklar Sönmese De Içimde
büyüse Alevi / Sarsa Da Beni
“yanıyorum” Demeyeceğim / Inadına...

gelme Sakın,
beklemiyorum Seni ,
seni Sevsem De Ölecek Kadar,
inkâr Ediyorum / Inadına.
gönül Kapımın Sürgüsünü Kapattım,
ölsem De Hasretinden / Inat Bu Ya
gelmiyorum Yanına,
çağırmıyorum Seni Üstelik / Inadına.

anladın Ya
sevdan Uğruna Ölüyorum Ama,
inadına Söylemeyeceğim Sevdiğimi,
sevmiyorum Işte / Inadına!
 
---> Günün Şiiri..

ACILAR DENİZİ

Ben acılar denizinde boğulmuşum,
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını,
Dalgalar hergün bir başka kıyıya atar beni,
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını.

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime,
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını,
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle,
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını..

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma,
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek,
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını..

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa,
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını...

Ümit Yaşar Oğuzcan
 
---> Günün Şiiri..

İKİ BIÇAK

İki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözlerinin
Karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
İki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak, bir kaçak, bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim, çocuk
İçimdeki bıçak bir kere daha dönüyor
Olduğu yerde
Kalırsan sel basar yataklarımı
Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde
Kimi zamanlar olur sevgilim
İki bıçak bile yetmez bir tek ölüme

MURATHAN MUNGAN


:2:
 
---> Günün Şiiri..

Zaman geciyor,
Hergün bir yaprak,
Hergün bir damla daha hayattan,
Büyüyorum anne.
Hani içinde bir kıvılcım olurya,
Hani herşey çok güzeldir,
Benim kıvılcımım kor oldu,
Ama bak herşey yolunda değil anne.
Hani ufacık bir bebekken,
Sadece acıkınca ağlarmışım,
Başka zamanlarda sürekli gülermişim,
Artık sadece acıkınca ağlamıyorum anne.
Bak yıllar ne çabuk geçmiş,
Sadece gülünmeyecegini öğrenmişim,
Belkide öğretilmişim.
Ben büyümüşüm be anne.
Yanından ayrılmayan kızın,
Bak artık uzaklarda,
Üstelik yalnız,
Hemde herkesin içinde anne.
Öyle birde tuzağa düşmüşki,
Of dese olmaz, yok dese hiç,
Adını bile koyamamış,
Yardım etsene anne.
Anlayacağın eskiyi özledim anne,
Yeniden çocuk olmayı,
Sadece acıkınca ağlamayı,
Ve hiç şimdiyi yaşamamayı.
Zaman geriye gitmez değilmi?
Ya da ben yeniden çocuk olamazmıyım?
Söylesene onu unuttum diyebilirmiyim?
Yani herşey söylemek kadar kolay olabilirmi anne?
Dur söyleme,
Ben yine hayal kuruyorum değilmi?
Sadece kendimi kandırıyorum değilmi?
Peki kalbimi kim kandıracak anne?
Eskiden günlerin, hatta dakikaların hesabını tutardım,
Şimdi günlerden Cuma belkide salı,
Günlerin ne önemi kaldıki,
Takvimlere bile küs oldum anne.
Yinede ayaktayım, direniyorum.
Belkide bir ışık arıyorum,
Bulunca herşeyden kurtulabileceğim,
Ne güçlü büyütmüşsün beni anne!
Sen yinede beni merak etme,
Herşeyle savaşmayı,
Güzel günlerinde olacagını,
Ben senden öğrendim anne.
Yinede buralar güzel, soğukları saymazsan.
İnsanlar mutlu, beni saymazsan.
Gündüzler ve gecelerde iyi, yalnızlıgımı saymazsan.
Beni soracak olursan anne,
Bende iyiyim, içimdeki yangını saymazsan.
 
---> Günün Şiiri..

VENI, VIDI, VIXI

Değil mi ki o derin acılarımla şimdi
Buna destek olacak tek bir kolda yoksunum
Ve çocuklara bile zorlukla gülüyorum
Ve açmıyor içimi çiçekler renkleriyle
Anlamalıyım artık : yaşadın yeterince!

Değil mi ki ilkbahar kuşatınca her yanı
Doğayı şenlik yerine çevirdiğinde tanrı
Bu görkemli sevdaya aşksız bakıyorum
Değil mi ki gün-gece ışıktan kaçıyorum
Duyarak o en gizli kederi herşeydeki

Değil mi ki ruhumda umudum yenik düştü
Değil mi ki bu güller, kokular mevsiminde
Sevgili kızım benim, içimde, ta derinde
Yalnız senin yattığın karanlığa özlem var
Madem ki öldü kalbim, yaşadım yeterince!

Yeryüzünde yükümü tek bir gün reddetmedim
Arığım işte orda, burda başak demektim
Yumuşadım gitgide, yaşama gülümsedim
Ve yaşamın o büyük, dipsiz gizi dışında
Dimdik durdum ayakta, kimseye eğilmedim

En iyisiyle yaptım yapabildiklerimi
Ne çok uykusuz kaldım, ne çok hizmet götürdüm!
Sonra acılarıma güldüklerini gördüm
Nefretlerine hedef seçildikçe üzüldüm
Anarak çalışıp çektiklerimi

Tek kuşun uçmadığı şu dünya sürgününde
Öyle bezgin, ışıksız, ellerimin üstünde
Diğer tüm kölelerin alayları içinde
Taşıdım ağlamadan al kanlara bulanıp
Koparılmaz zincirden payıma ne düştüyse

Şimdi bakışlarımın ancak yarısı bende
Ötesi darmadağın acılı gömütlerde
Dönüp de baktığım yok çağıran olsa bile
Sersemlik ve sıkıntı yüklü bir uykusuzum
Hiç gözünü kırpmadan kalkmış şafaktan önce

Miskin karanlığımın orta yerinde şimdi
Yanıt vermeye bile gönül indirmiyorum
Canımı sıkıp duran o en günücü ağza
Ulu Tanrım gecenin kapısını aç bana
Ki çekilip gideyim, dönmeyeyim bir daha!

Victor Hugo
 
---> Günün Şiiri..

Biraz değiştim,

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…



Değiştim…

Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,

Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni

Ben benimle savaşıyorum,

Seninle değil…



Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,

ne kazanabileni ne de kaybedeniyim…

Sorun değil…



Elbet Alışırım…

Biraz alıştım.

Her şey kadar, her kez kadar, sen kadar…



Alıştım!

Varlığını istemediğim tüm eksik yanları

Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim

iki arada bir derede duyguya alışıyorum…

Bir yanım bırak diyor bir yanıma

Kesin değil! Henüz tanıştık…Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…



Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık

Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda

Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda

Bir yanım memnun oldum diyor,

bir yanım tanıyamadım daha

Samimi değil…

Bir hayli kırıldım…

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…



Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime

Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım…

Aslında ne sana, ne olanlara…

Kendime kırgınım!..

Maziye hiç değil, âna kırgınım

Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına

Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara

Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna

Bir hayli kırgınım…

Beni ben kırdım oysa…

İyi değilim.Galiba yoruldum…

Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…



Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan

Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan

Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum

Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!..

Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum.

Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık

Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!..



Toprağa bakan yanım senden zate ayrı

Sana bakan yanımsa toprakla aynı

Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!



Gözlerim yorgun…

Dudaklarım, dudaklarım hissiz…

Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır…

Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz

Söyleyemediklerini söylesende şimdi

Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!

İsteyerek değil…

Çok çalıştım..



Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine

Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye

Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen

Daha öncede gitmiştim…

Çok çalıştım…

Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine

Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine

Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen

Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için

Çok çalıştım…



Daha öncede gitmiştim…

Kendi isteğimle…

Anladım ki daha önce sevmemiştim!



Çok çalıştım inan

Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye

Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya

Ve alışmaya kendime…

Bu göz gözü görmez dumanlı halime

Çok alışmaya çalıştım hem de…



Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da

Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala

Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da



Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor

An be an çöküyor, insanın içindeki güç

Işığı sönüyor…

Beyaza dönüyor rengi git gide

Hissizleşiyor…



Ne yormak istedim Seni,

Nede yormak kendimi

Çok çalıştım

Gitmeye de kalmaya da…

İkisi de aynı acı, ikiside rezil

Daha öncede gitmiştim

Ama böyle kalarak değil

Böyle kalarak değil...
 
---> Günün Şiiri..

Tanrı’yla aynı fikirde değilim

İntihar edenlerin

Cehenneme gideceği konusunda

Kainatın yaratılışına

Katılmaktan bıktığımda ruhum

İntihar edeceğim bende

Denenmemiş bir yolla

Nerdeyse bütün akıllı kalpler

İntihar edip, s**tir çekmiş yeryüzüne

Ben ateist değilim, babasıymış gibi

Tanrı’ya küsen bir çocuğum

Eğer Tanrı intihar edenleri ve Nietziche’yi

Cehenneme gönderirse

Cehennemde yanmayı tercih ederim ben de

Tanrı dürüstlüğü sever..

Tanrı’nın hayal gücünü beğenmiyorum

Ben Tanrı olsam

Peygamberler göndermez

Direk konuşurdum insanlarla

Ben Tanrı olsam

Hitler’i iyi kalpli bir Yahudi olmakla cezalandırırdım

Yahut yetenekli bir yazar yapardım onu

İçindeki kötülüğü insanlara değil

Tuvallere boşaltırdı

Ben Tanrı olsam

Devletler yok olur

Gül kokulu bireyler var olurdu sadece

Atlar çılgın zamanlar koşardı

Ben Tanrı olsam

Düşünce gücüyle herkesin

İstediği karakter olmasını sağlardım

Dünya bir şiirin

Yaratılım sürecine dönüşürdü böylece

Ben Tanrı olsam intihar ederdim

İnsanlarla birlikte

Acı çekmeyi öğrenemediğim için


Cesar Mendoza
 
---> Günün Şiiri..

115. Sone

Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani;
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim;
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
Aşk bir bebek olduğuna göre, hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi, büyümüş gibi göremem.

William Shakespeare
 
---> Günün Şiiri..

Aşkım Kendin Ol sadece sen

Bir beyaz kagıt gibi ol, yada gôkyùzùnde, semada, arşında ùstùnde beyazbir melek gibi ol

Hiç işlenmemiş bir gùnah gibi ol dogmamış bir insan gibi dog bu acımasız dùnyaya
Dogki sen dùnya için deyil dùnya senin için dônsùn

Sôylenmemiş bir yalan gibi ol duşmesin dilinden dôkùlmesin kalbine tekbir hece
Ya ateş kadar kırmızı ol yansın seninle kalbindeki gôk kuşagı
veya bir su ol bırak bulsun kendi yatagını

Öyle bir tôvbe olki mabet diye kapansın melekler,acılsın arştan gônùl kapısı
Ve ôyle bir sevgi olki sevmek için sevilmeye muhtaç olma

bir taş olki parmaklıklar kur içine mùebbet ceza versevgiline
Öyle bir gôz yaşı olki herdamlası can olup cananı bulsun ona pınar olup onunla bogulsun
Öyle biri olki aşkım kendin olsun sadece sen

Victor Hugo
 
---> Günün Şiiri..

Olsun istersin…
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
Aşktır ; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin…
Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş (?) ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.
İştir; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…
Dosttur; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…
Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın… Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
Olmuyorsa, olmuyordur!

Gönlün rahat mı?
Elinden geleni yaptın mı?
Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…


CAN YÜCEL




...​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst