Gönlüm Düştü Aşk'a

---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Sevmek bazen bildiğin halde her şeyi susmakmış
´ GüŁüşüп₫є Tuтuşsuп GözŁєгiм Seni darmadağın edecek her şey olup bitmiş
Yapılıp edilmiş olduğu için sevdiğince
-dileyemediğin için olmamasını da hani-
Sadece susmayı dileyip susmayı yaşamakmış






Sessiz onurlu bir direnişmiş aslında bu suskunluk
Fırsat vermekmiş karşındakine
Her insanın ikinci bir şansa ihtiyaç duyacağını
Bilmenin farkındalığı ile
Soluksuz uzun bir bekleyişmiş
Bir şekilde telafi edilsin diye yapılan hatalar
Olur ya insanlık hali herkes yanlış yapabilir
Diyerek yüce gönüllülük göstermekmiş


Ya da
Hata değil de yapılanın
Bitişini gösterdiğini bir aşkın
Yaşanılamazlığını ortaya çıkardığını sevginin
Anlamamak için umutsuz bir geciktirme çabasıymış
Yüce gönüllülüğün ardına saklanan






Kıyamamakmış sevdiğine onun tüm yok edişlerine rağmen
Acıtan inciten dalların budanması yerine
Batmasına izin vermekmiş gönlüne
Vazgeçilemezinden kopmamak için
Onun senden çoktan vazgeçtiğini bilsen bile
Ezen yok eden yakan bir suskunlukla beklemekmiş







Sevmek aslında sineye çekmekmiş biraz da
Hatta birini kandırmak değil bilerek kanmaktır aşk diyenlerin
Ne kadar doğru söylediğini yaşayarak öğrenmekmiş


Sevmek bir kere itiraf edildiğinde
Darağacına giden yola itilmekmiş sevdiğinin eliyle
Yağlı ilmeklere kurban edilmekmiş çaresiz


Sevmek aslında sineye çekmekmiş biraz da
Hatta birini kandırmak değil bilerek kanmaktır aşk diyenlerin
Ne kadar doğru söylediğini yaşayarak öğrenmekmiş


Sevmek bir kere itiraf edildiğinde
Darağacına giden yola itilmekmiş sevdiğinin eliyle
Yağlı ilmeklere kurban edilmekmiş çaresiz


Sevmek razı olmakmış vazgeçilmeye bile
Kanar gibi yapıp her söylenilene -sessiz-
Tutulmayan sözlere katlanmakmış


Sevmek yanmakmış buzulların arasında
Sıcak yatağında yalnızlığına sarılarak donmakmış






Sevmek bazen söyleyecek sözün varken susmakmış...
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BİR YAZ GÜNLÜĞÜ

Papatyadır elinde
Yazla yeşeren sıra dağlar.
Bir şarkı sözleridır dilinde
Günden güne seni saran sonbahar....
Bir umuttur güldüğün
Bir tutkudur sokaklar
Her gün seni çağırır
Der ki;
Sokaklardan geçmesen hayal olur uzaklar...
Ben senin şarkı sözlerinım der
Beni her gün başka söyle.
Bazen biraz tutkulu bazen acılı biraz
İçinde sarı güller bulunsun......
Ben bir yolum sen de benim yolcumsun.
Sakın geçme benden inanmayarak.
Sen benim savaşçımsın gözü pek çocuğumsun
Sen güzelsin en güzel.
Denizlerden daha güzel
En güzel çiçeklerden ve seslerden.
En güzel denizlerden.....
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BARDAKTAN BOŞANIRCASINA

Çocuklar gibi koşmak boydan boya
Ufukları görünmeyen düzlüğü
Soluk soluğa şimdi
Üstümüze söken şafak

Biz böyle ayakta öleceğiz besbelli
Deniz gibi durmadan bir kıyıya çarparak
Her zaman bir yeşili bir moru arındırarak
Biz böyle yaşayacağız
Sevişerek savaşarak
Umarak inanarak

Bardaktan boşanırcasına
Bir yağmurdur bizim için yaşamak
__________________
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BU BİZİM ŞİİRİMİZDİR

Bir suyun akışına dalar gibi kalıyoruz
O zaman gün sızıyor saçaklardan ince ince
Biz birbirimizi karşılıksız sevmeye başlayınca
Birlikte bir kirazı dişler gibi oluyoruz
Uzun bir kervan gibiyiz güneşte ağır ağır
Aydınlığı iki ayrı sevinç gibi yaşıyoruz
İki ayrı sevinci bir bütünde eriterek
Şurada otursak mı yürüsek mi biraz daha
Ötelere uzanmadan köşeyi bile dönmeden
Birkaç yüzyıl sonraki bir şiiri okur gibi
En küçük bir kıpırtıda sonsuzluğa varıyoruz
Üşütür gibi titreten buydu az önce bizi
Şimdi denizin sesiyle rüzgar belki de aynı şey
Bu senin saçların mı yoksa benim saçlarım mı
Aramıza girmeye çalışan yaramaz bir esinti mi
Uzun uzun düşünmeye başlamadan
Bütün zamanları birden şimdiye damıtarak
Bir kuşun kanadını öper gibi kalıyoruz.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

GÜN DOĞARSA

Gün doğarsa denizlerin üstüne dalgalardan
Güneşin en azından bir umut olduğunu
Duymalısın her zaman

Hep çok uzun bir gemi gibi açılır suda
Bir şey taşır ufuklara ufuklardan
Çiçeklenir sonsuzlanır
Biliyorsun geçmeden gidemezsin zamanlardan

Gün doğarsa saçlarından saçlarıma
Kavga büyük bir deniz varış yok ufuklarda
Her şeyin en güzeline yazgılanmışız gitmişiz
Gün doğarsa saçlarından saçlarıma
Biliyorsun geçmeden gidemezsin zamanlardan

Gün doğarsa gün geçmeden doğamaz çocuk uykularından
Denizlerden kayalardan kuytulardan sulardan
Geçmeden gün doğamaz karanlık dağlar gibi kuytulardan
Denizlerden kayalardan kuytulardan sulardan

Gün doğarsa denizlerin üstüne dalgalardan
Güneşin en azından bir umut olduğunu
Duymalısın her zaman
Biliyorsun geçmeden gidemezsin zamanlardan
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

İLK YAZ GİBİ

İlkyaz kendiliğinden
Sana hiç sormadan gelir
Dokunsan uçar gider

Az önce buradaydı
Bir kelebeğin kanadında
Bir demet çiçek gibi
Dalın üstündeydi gördüm
Bir yapraktan süzüldü
Dağıldı suyun parlak yüzünde
Sonra yayıldı yere
Az önce buradaydı

Aşk da ilkyaz gibidir
Yaşadığın yerde vardır
Aradığın yerde yok
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

İNCE UZUN BİR DENİZ

Karşımızda bir deniz yağmuru birden
Mavinin donduğu yeşilin kaçıştığı
Koca bir tutkuya karşı neyi anlatıyorum
Doğrulara alışkın bir bilge gibi
Yanıyor avucum saçlarını okşarken
Öyleyse sana neyi kanıtlıyorum

Kaldı ki beyaz tenli martılar
Bunu çoktan açıkladı ikimize
Kuşlar kadar zorunluysanız birbirinize
Sizin işiniz tamam artık kimseye sormayın
Artık ne bir kural gerekir size ne bir yasa
Size engin bir deniz gerekir
Üstünde her mavinin bir özleme dönüştüğü

Üstümüzde incecik bir gök beyazlığı
Bütün sandallar uslu biri çılgın
Kıyıya tos vuruyor habire
O gün ben on beşinde delikanlıyım tepeden tırnağa
En sağlam yelkenleri germişim içime
Usulca saçlarına dokunuyorum belki zamansız
Bütün masmavileri bir açık yeşil geçe.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

yokluğuna mektup
Bir başka doğardı güneş’’ seni sevince’’ sabaha öyle sıcak ve öyle masumdu olabildiğine
SEN kokardı sanki şehrimin yağmurla yıkanmış sokakları…
Bulutlar bazen hüzün yağdırdı gözlerimebazen ise umut doğdurdu beyazlığı ile yüreğimeama hep sevdim bulutları da seni sevdiğim gibi…
Biliyorsun değil mi? ben her halinle sevdim seniçocuk olan senisende çocuk olmayıseninle çocuklaşmayışakanı öfkeni deliliğinihüzünlerini bile sevdim!...
Seni kızdıranlara bende kızdımbaşarılarını alkışladımgözlerinden dökülen yaşları inci taneleri diye dudaklarım da topladım ben seni canımda kanım da sevdim…
Gündüzler yetmedigeceleri nöbetçi oldum kaldığım yerden sevmeye
Bir gün bitecekmiş demek herşey ölecekmişsin
evet sen öldün ve ben kayboldum
içimdeki çocuk senin içindeki çocuk ile elele tutuşup meleklerle uçup gittiler bir sabah biliyordum ki onlar hiç ölmeyeceklerdi ve sonsuza kadar seveceklerdi birbirlerini…
Sen öldün ben ise kayboldum yitip giden sevgili çocukluğumuz gibi….

Bu bir SON ise SEVGİNİN GÜCÜ yokmuş…



Iste yokluguna bir mektup daha...

Bir mum alevinde yine senin yokluguna mektup yazma cesareti buluyorum
Su an resmine bakarak sana birkaç cümle yazma cesaretini buldum. Resmine bakmak bana cesaret kazandiriyorsa gözlerimden o bir kac damla yasa hakim olabilme gücünü kendimde bulamiyorsam seninle gecirdigim her ani hatirlayip seni yanimda görmek icin elimden gelmeyeni de yapmaya calisiyorsam bilki seni unutmak gibi bir duyguyu üzerimde tasimiyorum

Biraz bunalim biraz kahir. Sensizligin getirmis oldugu sessizlik sessizligin hakim oldugu karanlik karanligin mahkum ettigi ben...

Hayalinle kandiriyorum kendimi. Kandirmak o kadar basit ve kolay bir kelime ki birtanem ben bile kendi kendimi kandirabilme zayıflığını gösterebiliyorum. Kandirmak öyle ruhsuz bir aynaki dokundugunda kaosların icinde buluyorsun kendini. Kandirmak öyle bir dagdir ki alcak olmasina ragmen dag olma özelligi ile gurur duyabilecek kadar - bir o kadar - alcalabilmekte. Ve iste ben bu Yalana sarılabiliyorum. Caresizligimden mi bilmiyorum ama elimden tutan tek sey o. Yasamak zalimlerin elinde kalmaksa ölümün ayaklarıma vurdugu prangalarla kölesi olmaya hazırım
Her gördügüm nesne üzerime yürüyor gibi. Yalnizlik ne kadar zor. Kelimeler bile zor dökülüyor agizdan
Yoklugun bir alev atesten zambak. Bana acimayan kizil maske.
Cirpinmaktayim birtanem. Kavrulmaktayim. Her gün sensizliginle muhatab olarak tekrar tekrar can veriyorum
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

ÖZGÜRLÜK

Kuşlar özgürlüğü kanatlarıyla yazarlar
Göklerin serin mavisine
Özgürlük biraz benzer
Güllerin çocuk yüzlü durgun güzelliğine
Özgürlük biraz benzer
Denizlerin ufuklarda başlayan bitmezliğine

Beyazlara çizilen yorgunluk
Silinir martıların korku veren sesinde
Ne varsa göklerde var
Ovalardan ufuklara kadar
Ne varsa gözlerinde
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

UNUTULMUŞ BİR AKŞAMIN TÜRKÜSÜ

Yalnızlığın üstüne incecik bir beyazlık
Örtüsü örttü karlar
Şimdi kar tanelerini kocaman rüzgarlarda
Eğiriyor kemanlar

Aramasan da olur bozuldu büyü
Aramasan iyi olur kar başladı
Uzun günlere çok var
Az önce doğan gün aydınlanmadan
Kararmaya başladı.

Ben bu karlarda sessizce eskidim
Kemanlar arka çıkınca sessizliğime
Göz gözü görmez kemanlar
Yokluğunu adınla çalmaya başladı

Yalnızlığın üstüne koyu bir korkusuzluk
Örtüsü örttü camlar
Ölümümü sıcacık yünler gibi
Eğiriyor kemanlar
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Yağmurlar yağdı ve hiç dinmedi
Her biri saydam çiçeklenen saçında
Yağmurlar daha çok pencereler içindi
Öksüzdüm gözyaşıydım dudağında
Bir sancıydım boğuk akşamlar gibi
Büyüdükçe büyüdü isli ve yalnız olmak
Kirazını soldurdu ağaçların
Nasıl devrildi taşlar üstümüze
Çoğalan nasıl boydan boya kuşkular
Kar dizboyu ölümü sokakların
Ezgiler sabahlarda eriyecek
Gözlerin uykumda yeşerir durur
Kalsam çağlar boyu yokluğunun kapısında
Yaşamak bunca umuda yeniden varmak olur
Ölmek seni duymamak bir gün daha
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

SESSİZ DÜŞÜNCELER

Kimseyi aramıyorum kapandım kendime
Kimse de artık beni aramasın
Koşa koşa gelen yazı denizi
Her duyguyu her düşünceyi
Tek başıma yaşarım

Birilerini aradım kapılarını çaldım
Yıllarca belki de yüzyıllarca
Anlatmak istedim kendimi birilerine
Neye yaradı bunca yakınlığım

Sandılar ki onlar olmadan
Taşıyamam kendimi bir yerden bir yere
Oysa benim tek amacım şuydu
Birlikte gidelim güzelliklere

Yüreğim uyuyan dalgalar gibi durgun
Kafam tam anlamında bir kaçak
Ben kimselerin anmadığı adam
Yüzyıl yaşamış gibi yorgun
Daha dün doğmuş gibi çocuk
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Yasam bir kitaba benzer...

On kapagi gelecegi

Yazilar yasananlari

Resimler hatiralari

Dipnotlar dostluklari

Sayfalar yillari

Arka kapagi ise gecmisi

Temsil eder...

Oyle bir kitap yaz ki

Yazilan kadar resimleri ve dipnotlari

Da cok olsun...

Oyle bir kitap yaz ki

Arka kapagina yazdiklarin

Hicbir zaman pisman ettirmesin...

Oyle bir kitap yaz ki

On kapagi tertemiz kadar dopdolu da olsun...

Ve

Oyle bir kitap yaz ki

Her kosesinde seni cok seven BEN olayim..
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BELİRSİZLİKLER -1

Bahçeme gelip bahçemi büyütüyor
Uzanıyor gölgesine ağaçlarımın
Görüyorum onu geceyle gündüzün ötesinde
Kuşkum yok Pan değil bu.

Bateri çalıyor havuzun dibindeki kadın
Belirsiz bir güne yaslanmış
Mağaralarından geçiyor balık sürüleri
Yetmiyor mu ki
Düşlerine ödünç veriyor kendini üstelik.

Bir tabak buzlu çileği şiire yerleştiriyorum bense
Gizli kalmasın diye belirsizlik.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BELİRSİZLİKLER-2

Gölge dolaşır geceyle esmerliğin arasında
-Bir an- bakışların mavi denizle gök arasında
Bir uyumsundur sen -yazlar
Sabahları bir şeyler noksandır akşamları
Noksanlardan oluşan bir üzünçlük sende.

Ortalarda bir yerdesin -öylesin-
Bir kavşaksın nedense - birşeyle her şey arasında-
Günün her saatinde -duyuyor musun-
İmgeler birbirinden korkuyor.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BELİRSİZLİKLER-3

Şöyle böyle bir günün kurcalanmasından
Bir tırnak izidir nehir -yüzümde akan-
Bulutlar bulutlar bulutlar -dudak izleri beyaz-
Ötede bir köprü (üstünden geçeceğim birazdan.

Ocaktaki çaydanlıktan bakıyor bana
Ekim ortalarında yağan karlardan
Ben köprünün üstündeyim şimdi -iyi mi-
Camların buğusundan yapılmış adam.

Geri çeviriyor bakışlarını ansızın
Ben köprüden geçtim gittim çoktan
Peki
Ne olup bittiydi var mı anlayan.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

BELİRSİZLİKLER-4

O bir ilk yaz şikayetçisidir
Kat kat altındadır bir leylak esintisinin
Guneşsiz kuşsuz bir kayın ormanını buluncaya kadar.

Yitirmiş görünüşünü bu yüzden
Sevgi kadar bölünmüş
Ve parçalanmış (evet?)
Hiçbir duygu yoktur diyor.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Yeni bir tutkuyu kaldırmaz o
Yeni bir aşk öldürür ceylanı
O sevdi mi çocuklar gibi sever
Sen olsan ateşe verirsin tarlanı
Çiçeklerini yerle bir edersin
O bir duvar dibinde yatar sesizce
Düş gibi görür inen akşamı
Kelebekler yanaklarından öper
O sevdi mi rüzgar gibi sever
Sen olsan yere çalarsın şapkanı
Yeni bir tutkuyu kaldıramaz o
Yazık olur küçücük saçlarına
Doyamadan gider derenin
Işık beyazı çakıl taşlarına
O sevdi mi yüreği bakakalır
Sen olsan yeniler giyip gezersin
Belki bir günde harcarsın paranı
O yemeden içmeden kesilir
Sevdiğini bir üzse bin üzülür
Sen olsan üzersin sevdiğini
O günde binkere ipe çekilir
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

acaba...
seni sevdiğimi haykıramıyorum
sen duyarsın diye
seni sevdiğimi sana söleyemiyorum

acaba sölesemmi sölemesemmi
en iyisi söleyememek diyorum
söylersem benden uzaklaşıcağını biliyorum
ama diyorum ama
ya oda beni seviyosa
ya oda bana....
benim kalbimin onda olduğunu sölemiyorsa
gel kalbini al demiyosa
belkide bişi varken bitecek
yada yada ..........işte öle
sölemek istemiyorum bile
deliyim bunu biliyorum
umurumda olmadığınıda biliyorum dünyanın
ama arkadaşlığını kaybetmekte istemiyorum
ne yapcamı bilmiyorum

ama sölemeliyim evet yapmalıyım...
keşkeler içinde boğulmak istemiyorum
zaten ölüyüm sen yokken neden yaşıyımki.....
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Adını "Yalancı" Koyuyorum Soyadını "Şerefsiz"

Hangi tükenmez kalem tükenmeden yazabilir acaba benim acılarimi?
Hangi şair anlatır mısralarında kimseye duyuramadığım sessiz çığlıklarımı ?
Ve hangi şarkı sözleri seslendirir benim nefrete dayalı prangalara vurulmuş kalbimin feryatlarını?

Söyle söyle hadi.

Hangi deniz hangi ırmak söndürür benim bu sönmek bilmeyen yüreğimin yangınını?

Ben seni kalbimde tertemiz bir aşkla severken sen beni alnında kara bir leke gibi taşımışsın meğer...

Gözlerini yollarına dikipte bir ömür hasretle yolunu gözlediğim umutsuzca beklediğim adam! İşte sen!

Sen ki bana bunca çileleri çektiren... Sen ki bana kanlı gözyaşları döktürüpte acıdan simsiyah kefenler giydiren...

Sen o bembeyaz hayallerimin üstüne kapkara bulutlar çöktürdün. Sen her baharda açan o rengarenk çiçeklerimi soldurdun. Sen daha yaşayamadığım bu masum aşkımı diri diri topraklara gömdün.

Anlar mısın ki ey yar!
Her zil çaldığında sevdiğin gelmiştir diye heyecanla kapıya koşmanın ne demek olduğunu?
Sen anlarmısınki ardı ardına sigara yakıpta sabahlara kadar isyan etmeyi?

Bilir misin ki ey yar!
Kaç geceyi yalnızlığımla birlikte hıçkırıklara boğulmuş ve tek bir söz söylemeye bile takati kalmamış bir hasta gibi geçirttin bana...

Sevdiğin sana ömrünü bağlamışken onu aldattığında utanırmısın ey zalim!
Utanırmısın o masum aşkı kirli bir mendil gibi sokaklara atıpta çiğnettiğinde?
Ama biliyorum utanmazsın. Sen utansan zaten bunları yapmazsın!


Nesin sen? Kimsin? Ne sanıyorsun kendini hint kumaşı falan mı?
Metrelerce boyun olsa yine de bir milim etmez senin erkekliğin!!!
Kalıbada vursan hani 10 tane adama bedelsin ama gerçekte tek bir adam bile etmezsin!!!

Artık susuyorum bir şey demiyorum sana gidiyorum mutlu ol.


Gider ayak içimde bana yadigar bıraktığın nefretin hatırına
adını "YALANCI" koyuyorum soyadınıda "ŞEREFSİZ!!!"
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst