Fıkra Arşivi 2 ! . . .

KAHVALTI!
Fransız delikanlı Paris'in bulvar kahvesinde oturmuş tipik kahvaltısını yapıyormuş. Kahve kruvasan ekmek tereyağ reçel. Yan masaya ağzında cikleti ile tipik bir Amerikalı turist oturmuş. Sohbet başlamiş...
Amerikalı: o ekmeğin hepsini yiyecek misin?
Fransız: Tabii..
Amerikalı: Biz yemeyiz. İçinden biraz alır yeriz. Kalan bir fiçida toplanır. Fabrikaya gider. Kruvasan yapılır. Fransa'ya satılır demis. Fransiz cevap vermemiş.
Amerikalı: Reçel de yer misiniz?
Fransız (öfkeli): Tabii..
Amerikalı: Biz meyveyi taze yeriz. Kabuklarını çekirdeklerini çürümüşlerini bir fıçıda toplar fabrikaya gönderir reçel yapar Fransızlar'a satarız.
Fransız: Peki siz kullandiginiz prezervatifleri seviştikten sonra ne yaparsiniz?
Amerikalı: Atarız tabi...
Fransiz: Biz atmayız. Bir fiçida içindekilerle biriktirir fabrikaya gönderir ciklet yapar Amerikaya satarız demiş....
 
ACEMİ AVCI
Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyinceacemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken diğer arkadaşlardan biri
-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı pantolonunu indirip bacaklarını gösterir..
 
Yumurta Yapmanın 100 yolu
İki horoz mutfağa girerler. Etrafa meraklı gözlerle bakarlarken ¤¤¤gahın üzerinde bir yemek kitabı görürler. Kitabın üzerinde : "Yumurta yapmanın 100 yolu" yazmaktadır. Biri digerini dürter ve der ki :
-Olum bak lan ¤¤¤¤ kitabı bulduk alaaaaaaa
 
Benim kim olduğumu biliyor musun?
Üniversitenin büyük amfisinde 800 kisinin katildigi bir imtihan...
Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine
imkân yok.

Cevaplari yetistiremeyen kaliyor. Bu yüzden bütün talebeler haril haril kâgit dolduruyorlar. Ama birisi agirdan gidiyor. Biraz düsünüyor biraz yaziyor.
Hiç aceleci bir hâli yok.

Derken süre doluyor. "Getirin kâgitlari çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildigi kadariyla kâgidini getirip masanin üzerine koyuyor. Veren çikiyor veren çikiyor masanin üzerindeki kâgitlar birikiyor. Sinifta hiç talebe kalmiyor. Bir kisi hâriç. Bizim agirdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor.

Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra bizimki kalkip kürsüye gidiyor ve kâgidini bir sonraki ders için hazirliklarini tamamlamakta olan profesöre uzatiyor. Profesör kizarak:
-Hayir! Çok geç kaldin. Artik senin kâgidini alamam...
Bizimki ters ters bakiyor:
-Sen benim kim oldugumu biliyor musun?
-Yoo aslinda bilmiyorum. Ne olacak?
-Iyi öyleyse diyor bizimki ve yigili duran imtihan kâgitlarinin bir kismini kaldiriyor ve araya kendi kâgidini koyup kâgitlari tekrar düzeltiyor. Sonra da:
-Iyi günler hocam deyip profesörün saskin bakislari arasinda yürüyüp gidiyor
 
Bir iki üç iç..
Hitler'in gözü İngiltere'de ama oraya gitmesine imkan yok. Çünkü bir sürü tankı var ama savaş gemisi yok..
Bir gün yardımcıları ile Manş denizinin kıyısına geldiğinde "Denizi kurutup tankları karşıya geçirmek" gibi müthiş bir fikir geliyor aklına..
Ve hemen emir veriyor. Tüm Alman ordusu denize girecek ve denizin suyunu içip bitirecek...
Hitler emir verdimi akan sular durur.. Eline kaşık kepçe maşrapa alan tüm asker denize giriyor ve komutan emri veriyor.
"Bir iki üç iç..
Bir iki üç iç..
Bir iki üç iç.."
Bu komutla askerler bütün gün deniz suyunu içiyorlar ve gece olunca istirahate çekiliyorlar. Bir hafta sonra müthiş planının ne halde olduğunu görmek üzere Hitler deniz kenarına geliyor. Görüyor ki denizde bir litre bile eksilme yok.. Tam dönüp komutanlarına bağıracağı sırada karşı sahillerden bir ses duyuyor...
"Bir iki üç çişşşşş..
Bir iki üç çişşşşşş..
Bir iki üç çişşşşşş.."
 
Yasli nine
Teksasta haydutluk egitimi gören bir ögrenciyi azili haydutlarin yanina staja verirler. Ilk ders olarak bir posta arabasi soyulacaktir. Araba durdurulur; Sef haydut:
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sirada stajer arabada yasli bir ninenin oturmakta oldugunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir agizdan
- "Sen karisma sef ne derse o olur" derler.
Bu sefer sef;
- "Bütün paralarini alin" der.
Stajer yine atlar:
- "Yasli nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir agizdan
- "Sen sus sef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alinmistir. Sef atina biner adamlarina döner ve
- "Bütün kadinlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konusacakken nine atilir:
- "Sen sus sef ne derse o olur
 
Dis doktoru
Dis hekiminin odasina giren genç ve güzel kadin:
-Ah doktorcugum bu disi çektirmektense çocuk dogurmayi tercih ederim.
Doktor gayet sakin bir ifadeyle:
- Kararinizi çabuk verin koltugun ayarini ona göre yapacagim.
 
Zamane Çocuklari
Küçük afacan elinde bir kutu sekerle parka gitmis bir banka oturmus etrafa bakinirken sekerleri ardarda agzina atiyomus.. yanindaki bankta oturan yasli adam çocuga bakmis bakmis ve...
"evladim.."demis.. "seker güzeldir ama çok yemek zararlidir... hem dislerin çürür hem yüzünde sivilce çikar hem de sismanlarsin..."
Çocuk bunun üzerine adama dönmüs:
"Benim dedem 107 yasina kadar yasadi..."
Adam "Yaa.." demis... "Yani deden de mi çok seker yerdi?"
" Hayir herseye burnunu sokmazdi.!
 
Kim 500 milyar ister?
Keyifli bir aksamdan sonra kari koca yataga girmisler. Adamin geceyi henuz bitirmeye niyeti yok.. hafif hafif yanasmis esine.
'Tatlim'demis.
'Bu gece soyle bir seviselim ister misin?.
'Olmaz' demis karisi.
'Bu gece olmaz'
'Emin misin?' demis kocasi.
'Eminim' demis kadin.
'Bu son kararinmi?'diye israret mis adam.
'Son kararim' demis kadin.
'O zaman' demis adam 'bir arkadasa telefon etme hakkimi kullanabilirmiyim?'
 
Ürün müdürü
Bir gün sirketin genel müdürü sirketi içinde dolasmaya çikmistir. Tam ürün müdürünün ofisinin önünden geçerken onu sekreteriyle sarmas dolas bulur. Hisimla ofise dalar: "Biz sana bu kadar parayi bunun için mi veriyoruz?" Ürün müdürü istifini bozmaz: "Hayir ben bunu bedavaya yapiyorum!"
 
Röntgen mütehassisi
Kadin gögsünden rahatsizmis ve bir röntgen mütehassisina gitmis. Doktor soyunun lütfen....demis. Kadin : Beyefendi ben utanirim isiklari kapatabilir misiniz acaba? diye sormus. Neyse doktor isiklari kapatmis bes dakika sonra kadin sormus: Doktor bey elbiselerimi nereye koyayim? Benimkilerin üzerine....
 
Tercih
Iki mühendislik ögrencisi kampus içerisinde yürürken biri digerine sorar "Bu muhtesem bisikleti de nereden buldun ?" Digeri cevap verir "Dün tek basima dolasirken bir yandan da okulu bitirince ne is yapacagimi düsünüyordum. Birden bu bisikletin üzerinde nefis bir kiz geldi ve yanimda durdu. Bisikleti çimenlerin üzerine birakti ve üzerindeki bütün giysileri çikartti. Sonra da bana "Hangisini istiyorsan al" dedi." Diger ögrenci arkadasini dogrularcasina basini sallayarak "Iyi seçim yapmissin elbiseler belki sana uymayabilirdi
 
Esek
Adamin biri misafirlige gitmis. Aksam olunca haliyle sormuslar. Bizim odada mi yatarsiniz bebegin odasinda mi yoksa bos bir odada mi? Adam düsünmüs: Kari-koca nin yaninda yatilmaz bebekte uyanir aglarsa uykusu kaçacak ben bos odada yatarim demis Sabah olunca adam elini yüzünü yikamis bir de bakmis çok güzel bir kiz adama havlu tutuyor Adam: - Kizim senin ismin ne?diye sormus. KIZ : - Bebek amcacigim ya sizin isminiz?... Adam: - Essek kizim esseeeek.
 
Herkese içki
Adamin biri bara girmis. Garson herkese içki ver kendine de al demis. Içkiler içilmis garson hesap için gelince adam: Para yok demis. Tabi garson bunu bir güzel dövüp disari atmis. Diger aksam tekrar gelmis ve yine garson herkese içki kendine de al demis ve sonuçta parasi olmadigi için yine dayak yemis ve gitmis. Bu üç aksam böyle devam etmis. Dördüncü gün yine gelmis ve garson herkese içki fakat bu sefer sen içme içince sapitiyorsun
 
BOĞA
Çok güçlü damizlik bir boga köyündeki tüm ineklerle çiftlesmis. Inekler yetmeyince diger hayvanlara ve hatta köyün kadinlarina yan gözle bakmaya baslamis. Bu durumdan rahatsiz olan köy ahalisi ne yapsak diye düsünmeye baslamis. Köy ihtiyarheyeti toplanmis ve ünü tüm ülkeye yayilan bogayi devlet üretme çiftligine satmaya karar vermis. Bakicilari devlet üretme çiftligine satilan bogayi ineklerin arasina salmis aradan birkaç gün geçmis ancak bogada hiç bir haraket olmamis. Agacin altinda gevis getiren boganin bakicisi yanina gitmis ve :
- Boga kardes köydeyken seni kimse tutamazdi ne oldu hastamisin?
diye sormus. Boga bakicisina yavasça dönerek :
- Eeee ne yapalim? Artik devlet memuru olduk demis...
 
HASTANEDE TESTLER KARISIR ve ...
Adamin biri karisinin test sonuclarini almak uzere doktora gitmis.
Recepsiyondaki hemsire:
- Kusura bakmayin beyefendi ama ufak bir problemimiz var. Karinizin testlerini lab'a gonderdigimizde ayni isimli bir baska bayan da teste gitmis ve hangisi karinizin hangisi diger bayanin emin olamiyoruz malesef demis. Acik olmak gerekirse sonuclardan biri kotu digeri ise dahada kotu!
Adam:
- "Ne demek istiyorsunuz yani?"
Hemsire:
- "Testlerden biri AIDS digeri ise Alzheimer cikti ve hangisi karinizinki birsey soyleyemiyoruz."
Adam:
- "Korkunc birsey peki simdi ne yapmaliyim?"
Hemsire:
- "Bence karinizi sehrin gobeginde en kalabalik noktaya birakin ve eger evin yolunu bulabilirse de birdaha da onunla yatmayin..."
 
KULAKLAR
Bir hanımefendi yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..." demiş. "Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde işte otobüste asansörde süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var ne de sesi çıkıyor."
Doktor bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al haftaya gel gene beni gör." demiş.
Kadın ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş. "Hey doktor... Geçen hafta verdiğin haplardan sonra kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..."
Doktor "Güzel..." demiş.
"Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
 
KARIŞTIRDIM
Sarisin ile esmer de köseyi kolay dönmek için banka soymaya karar vermisler...
Esmer bütün gece oturup plan yapmis... Sabah masanin üzerine kagitlari sermis soygunu tüm ayrintilari ile sarisina anlatmis...
-"Iyi anladin degil mi ?" diye de sormus.
"Burasi küçük bir semt bankasi.. Bir tek güvenlik görevlisi var... İşi üç dakikada bitirirsin ben seni arabada bekleyecegim."
Binmisler arabaya gitmisler bankaya...
Esmer motoru çalisir tutarak direksiyonda beklerken sarisin bankaya girmis.
5 dk. geçmis...10 dk. geçmis... 15 dk. geçmis... Esmer korkmaya baslamis...
Tam gaza basip kaçmaya karar vermisken bankanin kapisi büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açilmis...
Önde sarisin elinde bir ip... Ipin ucuna kasa baglanmis sürükleye sürükleye arabaya kosmaya çalisiyor...
Arkasindan güvenlik görevlisi "DUR" diye bagirarak ates ediyor... Ama kosamiyor...
Çünkü pantolonu ve iç çamasiri dizlerinden asagiya inmis...
Sarisin arabaya atlamis... Esmer gaza basmis ve öfkeyle seslenmis...
-"Bir de bana plani tam anladigini söylemistin !.. "
-"Anladim tabii..."
-"Ben sana GÜVENLIK GÖREVLISINI BAGLA KASAYI BOSALT demistim gerzek
 
MAAŞ AZ
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler bağırıp çağırarak. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir. Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken kapısının önüne çıkar onları durdurur ve "Çok tatlı çocuklarsınız çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 1 dolar vereceğim..."
der. Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der;
"Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan böyle size sadece 50 sent verebilirim."
Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları.
"Bakın" der "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim tamam mı?"
"Olanaksız bayım" der içlerinden biri "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."
 
PROJE MÜDÜRÜ
Turistin biri evcil hayvan dükkanına girer ve hayvanlara bakmaya başlar. Bu arada içeri diğer bir müşteri girer ve ¤¤¤gahtara bir AutoCAD maymunu istediğini söyler. ¤¤¤gahtar hay hay der ve kafeslerden birine giderek bir maymun çıkarır. Maymunun tasmasını takarak müşteriye verir ve 5000 $ der. Müşteri parayı öder ve maymununu alarak oradan çıkar.
Şaşırmış olan turist ¤¤¤gahtara giderek "Çok pahalı bir maymunmuş. Bunların çoğu bir kaç yüz dolar iken o neden o kadar pahalı?" diye sorar. ¤¤¤gahtar "Oh o maymun AutoCAD'i çok hızlı kullanır hiç bir hata yapmaz değerli bir maymundur" diye cevap verir.
Turist diğer bir kafesteki maymuna bakar " Vay bu daha da pahalıymış. O ne yapıyor?" diye sorar."Ha o bir dizayn maymunudur. sistem dizayn edebilir yerleşim projeleri yapar çizimler yapar spesifikasyonlar yazar hatta bazı hesaplamaları dahi yapar. Hepsi de gerçekten faydalı şeylerdir" der ¤¤¤gahtar.
Turist etrafa biraz daha göz gezdirir ve tek başına bir kafeste bir maymun görür. Boynundaki etikette 50000$ yazmaktadır. Soluk soluğa ¤¤¤gahtara gider. "Ya şu ne yapıyor?" diye sorar. ¤¤¤gahtar cevap verir "Ha onu gerçekte bir şey yaparken görmedim ama proje müdürü olduğunu söylüyor".
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst