Dev Fıkra Arşivi ! . . .

Nasrettin hoca bir gün kendine yeni bir kazan alır ertesi gün komşusu kazan istemeye gelir hoca kazanı yeni aldığı için pek vermek istemez ama komşusunuda kıramaz ve verir... bir gün iki gün derken onbeşgün sonra komşusu elinde hocanın kazanıyla çıkagelir kazanın içindede küçük bir başka kazan vardır... müjde hocam !!! der komşusu senin kazan doğurdu... nasıl yani der hoca kazan hiç doğururmu ? Valla inanmazsan al kendin bak der kazanı uzatarak... hoca kazanı eline alır yeni aldığı kazanın orası patlamış burası çatlamış... tabii doğurur der adama dönerek KAZANIN A-INA
KOYMUŞSUNUZ
 
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş öncesonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama. Adam:
- ben vurdum lan ne olacak demiş. Hoca:
- sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş Adam:
- ciddi vurdum napacan?! Hoca:
- Aman aman öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da .
 
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır belgeler çıkartılır Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider:
-Mary sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince kurtardığın hasta Jim intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu.
- Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye.
 
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler
 
Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".
 
Trafik polisi Temel sarışın bir bayan sürücüyü durdurur ve ehliyetini sorar. Kadın çantasını kucağına alıp aramaya başlar; ancak uzun süre geçmesine rağmen bir türlü aradığı şeyi bulamaz. Temel beklemekten bunalır ve sabırsız bir ifadeyle kadına söylenir:
-"Hanımefendi aradığınızı bulamadığınız anlaşılıyor. Üzerinde kendi resminizin olduğu şeyi göstereceksiniz acele edin lütfen." Kadın bu uyarı üzerine telaşlanır ve kısa bir süre sonra "Hah buldum" diye sevinçle çığlık atıp çantasındaki makyaj aynasını Temel'e uzatır. Temel aynayı ciddiyetle inceler ve kadına dönüp kibar bir ifadeyle konuşur:
-"Buyrun belgenizi hanımefendi. Özür dilerim polis olduğunuzu söyleseydiniz durdurmazdım..."
 
Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuşlar.
-Temel: "Kaynanamı gömdük."diye cevap vermiş.
- Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?"
-Temel: "Biraz direndi de."
 
ormanda ağaç kesiyormuş o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni halbuki ne Doğan'ı taniyruuum ne de yengesuni..
 
Adam kisa bir sure once ayrildigi evine telefon acar bahcivana sorar:

"Nasil her sey yolunda mi?"

- Yolunda. Yalniz kuregin sapi kirildi onu tamir etmeye calisiyorum.

- Neden kirildi?

- Kopeginize mezar kazarken zorlamisim bu yuzden kirildi.

- Nee! Kopegim oldu mu?

- Havuza dustu oldu.

- Benim kopegim cok iyi yuzerdi; nasil havuzda olur?

- Ama havuzun suyu bosalmisti betona cakildi; bu yuzden hayatini kaybetti.

- Daha havuzu yeni doldurtmustum. Neden bosalttiniz?

- Biz degil itfaiyeciler bosaltti. Cunku evdeki yangini sondurmek icin ilâve

suya ihtiyac duydular.

- Evde yangin mi cikti?

- Evet efendim. Annenizin vefati dolayisiyla cok sayida insan geldi. Bir

sigara izmaritinden kâgitlar ardindan da perde tutusmus. O kalabalikta

farkina varamadik.

- Annem nasil oldu? Sapasaglamdi.

- Haklisiniz. Biz de sasirdik ama sizin yatak odaniza bir sey bakmaya

girmis. Yatakta karinizla en yakin arkadasinizi gorunce kalbine inmis.

- Yahu hic pozitif bir haber yok mu? Bunaldim.

- Olmaz olur mu? Var. Gecen gun siz AIDS testi yaptirmistiniz ya.. Iste onun

neticesi pozitif cikti
 
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir
bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya kararverir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....

Tam bu sırada farklı bir yerde bir kadın kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını
ve ekrandaki mesajı görür..
NOT: Burası çok sıcak


Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih: 16 Mayıs 2004

Benden haber aldığına çok şaşıracağından eminim.. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın seninde buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış.Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Umarım sende benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin...
 
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve LasVegas'ın yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder:
- "Hayatim evde misin?"
- "Evet kocacığım."
- "İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım."
- Kadın sevinç dolu bir çığlık atar “Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye?? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?..."
- Adam cevap verir: “ Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol.”
 
horoz
Çiftçi tavukları için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider.
Pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye.
Adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur gidaklama sesleri feryat figan çiftçi çok memnundur. Ama horoz cok azgindir sadece kumesi degil çiflikteki hayvanlar atlar koyunlar inekler vs. vs. Adam memnundur ama bir yandan da endiselenir horoz iki günde ölecek diye. Horozu tutmaya çalışır ama nafile. Neyse der eve girer. Ertesi gün bir bakar ki horoz ayaklar havada dili dısarda kümesin önünde pestil vaziyette yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor.
Çiftçi kendi kendine : Ehh iste sana dedim geberecen diye şeklinde söylenir.
Horoz bir gözünü hafif açarak çiftçiye kısık sesle homurdanır;
-Hişşşt! Akbabayı kaçırıcan sus!
 
kaz
Çok soğuk bir kış günü padişah tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına başvezirini alıp yola çıkmış.
Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.
Adam elindeki derileri suya sokup döverek tabaklıyormuş.
Padişah ihtiyarı selamlamış:
"Selamunaleykum ey pir'i fani..."
"Aleykumselam ey serdar'ı cihan..."
Padişah sormuş:
"Altılarda ne yaptın?"
"Altıya altı katmayınca otuz ikiye yetmiyor..."
Padişah gene sormuş:
"Geceleri kalkmadın mı?"
"Kalktık... Lakin ellere yaradı..."
Padişah gülmüş:
"Bir kaz göndersem yolar mısın?"
"Hem de ciyaklatmadan..."
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"
"Hayır padişahım..."
Padişah sinirlenmiş:
"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
"Ne konuştunuz siz padişahla..."
Adam başveziri şöyle bir süzmüş:
"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."
Baş vezir yüz altın vermiş.
"Sen padişahı serdar-ı cihan diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu."
"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."
Vezir kafasını kaşımış."Peki altılara altı katmayınca otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."
Adam bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
"Padişah altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki kış günü çalışıyorsun diye sordu. Ben de yalnızca altı ay yaz değil altı ay da kış çalışmazsak yemek bulamıyoruz dedim.(32 ise ağızdaki dişten kinaye boğaz)"
Vezir bir soru daha sormuş..."Geceleri kalkmadın mı ne demek?"
Adam bir yüz altın daha almış.
"Çocukların yok mu diye sordu. Var ama hepsi kız. Evlendiler başkasına yaradılar dedim..."
Vezir gene kafasını sallamış.
"Bir de kaz gönderirsem dedi o ne demek..."
Adam gülmüş.
"Onu da sen bul..."
 
adres
Üç Hristiyan arkadaş yolda gidiyormuş. Birisi kiliseyi görmüş ve diğer iki arkadaşına:
- “Bekleyin de şurada bir günah çıkarayım” demiş.
Sonra da kiliseye girerek papazın yanına gelmiş ve papaza:
- “Papaz efendi ben bekarım ve nikahsız cinsel ilişkiye girdim. Günahımı çıkarır mısınız?” demiş.
Papaz da:
- “Oğlum sen şu filan filan yerdeki çalışan kızla mı ilişkiye girdin?” diye sormuş. Genç adam da:
- “Yok” deyince papaz bu sefer:
- “O zaman şu filan apartmanda oturan kızla mı ilişkiye girdin?” diye sormuş. Genç adam yine:
- “Hayır” demiş.
Papaz ise meraklıymış ve son bir tahminde bulunmuş:
- “Buldum! Şu karşıdaki lokantada çalışan kız… O mu?” diye sorunca
genç adam bu soruya da:
- “Hayır” diye cevap vermiş.
Papaz bu kızın kim olduğunu söylemesini isteyince genç adam papazın bu isteğini reddetmiş ve:
- “Söylemem” demiş.
Bunun üzerine papaz sinirlenir ve genç adamı kiliseden kovarak:
- “O zaman ben de senin günahını çıkarmıyorum” demiş.
Genç adam arkadaşlarının yanına döner. Diğer iki arkadaşı:
- “Ne oldu? günah çıkardın mı?” diye sorunca genç adam cevap verir.
- “Yok. Günah çıkarmadım ama tam üç tane sağlam adres aldım.
 
İdeal Boğa
Bir adamla karısı hayvanat bahçesini gezerken çiftlik hayvanlarının bulunduğu bölüme gelmişler ve bir çitin önünde durmuşlar. Çitin üstündeyse "Bu boğa geçen sene tam 50 kez çiftleşti." yazıyormuş. Kadın bunu okuduktan sonra kocasına dönerek "Bu boğadan öğrenecek şeylerin olmalı" demiş. Adamın siniri bozulmuş ama ses çıkarmamış. Bir başka çite gelmişler ve "Bu boğa geçen sene 100 kez çiftleşti!". Kadın kocasına dönerek "Deminkini boşver asıl bunu örnek almalısın kendine" demiş. Adam yine sesini çıkarmamış. Bir sonraki çitte ise "Bu boğa geçen sene tam 365 kere çiftleşti !!!". Kadın kocasına dönerek "Çüşş!!! Bir yıl boyunca hergün çiftleşmiş. Asıl bu boğayı kendine idol olarak seçmelisin!" demiş. Adam artık dayanamamış ve "Peki karıcım ama bi sor bakalım arkadaş hep aynı inekle mi çiftleşmiş?"
 
Beyaz Ayı
8 - 9 yaşlarında bir çocuk var bu çocuğun en sevdiği şey yatak odasındaki dolaba girip oyuncak beyaz ayısı ile oynamak.
Yalnız bu duruma annesi cok kızıyormuş çünkü kocası yokken sevgilisini eve getiriyormuş.
Yine bir gün annesi sevgilisi ile dışarıda iş üzerindeyken çocuk dolapta beyaz ayısı ile oynuyormuş... Bu sırada kadının kocası gelmiş kapı çalınmış kadın panik ile adamı dolaba sokmuş..
Bu sefer kocasıyla dışarda sevişmeye başlamışlar.
Bu sırada içerde çocuk ve adam karşı karşıya oturuyorlar.. bir süre sonra
* Amca
* Efendim? * Benim bi beyaz ayım var..
* Eee.?
* Sen onu alıcaksın
* çocuğum ben koca adamım ne yapıyım ayıyı?
* yok yok alıcaksın.. * Almıcam ulan
* Alıcaksın yoksa çıkar babama söylerim
* Peki peki sus... ne kadar ?
* $50
* Hadi lan .. ben $50 vermem ona
* Peki bende çıkar babama söylerim...
* peki peki ... al şunu ..
aradan bi süre geçmiş..
* Amca
* ne var?
* ayımı geri ver..
* hadi lan ben ona $50 saydım..
* vericeksin yoksa çıkar babama söylerim..
* peki lan velet al sus şunu..
biraz sonra
* Amca..
* ne var
* benim beyaz ayı varya...
* eee ..?
* sen onu geri alıcaksın $100
* Hmmppf !
Bu böyle sabaha kadar devam etmiş.. çocuk adamın cebindeki tüm parayı almış. Ertesi gün gitmiş... Paralarla kendisine bir bisiklet almış.. Eve dönmüş annesi bisikleti görmüş *bunu nerden buldun? demiş O da
*yerde para buldum onunla aldim demiş..
Annesi
*Olmaz çocuğum sen günah işlemişsin git bisikleti geri ver parayı geri al .. sonra o parayı kiliseye bağşsla.. gitmişkende parayy nasyl bulduğunu anlat ve günah çıkar demiş...
Çocuk istemeye istemeye gitmiş bisikleti geri vermiş parayı almış.. sonra parayı kiliseye bağışlamış ve günah çıkarma odasına girmiş...
Rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş *Buyur çocuğum
* Rahip amca benim bi beyaz ayım var
Rahipten gelen cevap:
*tirrrrr gitt laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan..!!
 
Bizi izler misiniz?
Yetmişlerinde bir çift.. Doktora gelmişler..
"Doktor" demişler.. "Sevişirken bizi izler misiniz?" Doktor şaşkın bakmış.. Demek bir sorunları var. Tıp adamı olarak yardım etmek zorunda..
"Peki" demiş.. Çift yatağa uzanmış.. Doktor izlemiş ve teşhisini bildirmiş:
"İkiniz de gayet sağlıklısınız. Sevişmeniz fevkalade.. Merak edecek birşey yok.. Viziteniz 32 dolar. Bu da faturanız.."
Ertesi hafta çift gene gelmiş doktora.. "Sevişirken bizi izle" diye..
Gene izlemiş doktor.. Gene sorun yok. Gene vizite 32 dolar. Her hafta çift randevu alıyor geliyor sevişiyor parayı ödüyor çıkıp gidiyor.
Bir türlü birşey bulamayan doktor sonunda dayanamamış.. "Bana biraz yardımcı olun. Sıkıntınız ne söyleyin.."
Adam cevap vermiş:
"Herhangi bir sıkıntımız yok. Birşey bulmanızı da istemiyoruz. Bu kadın evli.. Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim.. Benim evime de gidemiyoruz. Hilton geceye 78 dolar istiyor.. Sheraton 82 dolar.. Buraya ise sadece 32 dolar ödüyoruz. Onun 28 dolarını da sigortamız fatura karşılığı 'Doktor muayenehanesinde ziyaret' fonundan geri ödüyor!.."
 
Hizmetçi hamile

Adam arkadaşına yakınmaktadır:

- Beş yaşındaki oğlum hizmetçiyi hamile bıraktı!.

Arkadaşı:

- Olur mu öyle şey? Beş yaşındaki çocuk hizmetçiyi nasıl hamile bırakabilir?

- Prezervatiflerimi bir iğne ile delerek!..
 
İzah meselesi
On yıldır evlilermiş.. Ama gerdek gecelerinden başlayarak adam hep karanlıkta sevişmek konusunda ısrar etmiş.. Kadıncağız yıllar yılı kaç kez sabahlara kadar yalvarmış bir kerecik olsunışıklari yakıp sevişmek için ama adam hep inatla "Hayır" demiş.. "Kesinlikle olmaz. İlle de karanlıkta sevişeceğiz.." O gece kadıncağız gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş ama hemen vazgecmiş. Kocası on yıl sonra insafa gelecek değil ya.. Vazgeçmis ama sadece yalvarmaktan.. Kafasına koymuş bu kez çünkü.. Tam sevişmenin en heyecanlı anı en doruk noktasında elini kaydırıp yatağın bas ucundaki gece lambasının düğmesine dokunuvermiş.. Bir de görsün.. Kocasının beline o yapay aletlerden biri bağlı değil mi?..
"Bunu bana nasıl yaparsın" diye haykırmış.. "Bunca yıldır bu işi sahte bir aletle yaptığını bana söylemedin bile.. Hemen açıkla bana her şeyi.. Hemen.."
Adam çok ama çok soğukkanlı yanıt vermiş..
"Tamam tamam.. Her şeyi izah edeceğim sana.. Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu izah et bakalım!.."
 
Yeter be
Adamın biri bir aydır tatilde yalnız başına bıraktığı karısını hafta sonu nedeniyle ziyarete gitmişti. Karısı kendisini garda karşılayıp boynuna atladı.
- “Ah sevgilim bilsen seni ne kadar özlemişim...gelmene öyle mutlu oldum ki.”.
Akşam yemekten sonra karıkoca oteldeki odalarına çekildiler. Kapıyı kapatır kapatmaz öpüşüp koklaşmaya tatlı sözler mırıldanmaya başladılar.
Fakat tam bu sırada komsu odadan bir tekme duvara indi. Ardından öfkeli bir ses gürledi:
- “ Yeter yahu... Her geceki gibi gene başlamayın... bırakın da hiç olmazsa bu gece uyuyalım...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst