Dev Fıkra Arşivi, Fıkralar Komık Fıkralar Geyık Fıkralar Arşiv

Adamın biri bir gün İngiltere'ye gezmeğe gitmek istemiş. Tabii İngilizce bilmediğinden arkadaşına sormuş :
-Yav ben İngiltere'ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım?, demiş. Arkadaşıda :
-Bak konuştuğun her cümlenin sonuna 'ing' koy. Onlar senin ne demek istediğini anlarlar, demiş. Ve adam İngiltere'ye gitmiş ve solugu bir cafede almış. Arkadaşının taktiğini uygulamaya başlamış ve garsonu çağırmış :
-Sen bana bir çay getirebiling? demiş ve garson şaşkın şaşkın çay getirmeye gitmiş. Garson çayı hemen getirmiş. Adam demişki :
-Bak, ben ne güzel İngilizce konuşuyoring değiling? demiş. Garson lafı yapıştırmış :
-Ben Türk olmaying , b.. içerdin çaying!
 
Garanti
Adamın biri bir gün mağazadan bir televizyon çalmış ve tam kapıdan çıkarken yakalanmış.Ertesi gün adamı mahkemeye çıkarmışlar.Hakim karar vermiş
-"Bir yıl hapis."
Hırsız:
-"Ben biliyordum zaten bir yıl olacağını."
Hakim:
-"Nereden biliyordun."demiş
Hırsız:
-"Televizyonun üstünde bir yıl garanti yazıyordu demiş."
 
Hizmetçi
Hizmetçinin biri işe yeni girmiş.evin sahibi olan kadın:
-Biz 8'de kalkarız,9'da kahvaltı yaparız.demiş.
Hizmetçi:
-Ben kalkamassam siz başlayın,demiş
 
Adamın biri bekçilik yaptığı fabrikaya gitmiş, fabrikanın müdürü gelmiş ve hayretle sormuş:
- İşe niye geldin kaynanan ölmemişmiydi.
Bekçi istifini bozmadan cevap verir:
- İş saatlerine eğlenceyi katmam.
 
Adamın biri aşırı hızlı gider. Adam trafikte alçaktan uçarak giderken polise yakalanır... Kenara çeker, arabadan iner:
- Buyurun Memur Bey
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular memur bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim değil memur bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız öyle mi?
- Evet memur bey, aa durun bir dakika torpido gözünde ruhsat olacaktı. Silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bir şey gördüm galiba...
Polis iyice şaşırır :
- Torpido gözünde silah mı var?
- Evet memur bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum, silahı da torpido gözüne koydum...
- Ne bagajda ceset mi var?
- Evet memur bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister. Adam ehliyetini çıkarır, ehliyet geçerli temiz, hiçbir anormallik yok. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister. Adam çıkartır ruhsatı da verir. Ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister. Adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister. Adam bagajı açar. Bagajda ceset falanda yoktur. Bunun üzerine ekipler amiri :
- Çok garip. Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bir kadına ait olduğunu söylemişsiniz. Kadını öldürüp, cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...
Adam güler :
- İnanamıyorum... O şimdi benim için "aşırı hızlı gidiyordu" da demiştir.
 
Adamın biri bayağı günah işlemiş. Bir papaza günah çıkartmaya gitmiş. Papazla konuşmaya başlamışlar :
- Papaz efendi ben çok günah işledim. Mesela dün komşunun küçük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim.
- Allah affeder oğlum...
- Önceki gün de komşunun büyük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim.
- Allah affeder oğlum...
- Daha önceki gün de komşumun karısı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim.
- Tamam oğlum Allah affeder affeder de, sen yavaş yavaş gitsen. Hava da bozmaya başladı zaten.
 
Adamın biri hayvanat bahçesine gitmiş.bakmış ki bütün hayvanlar kahkahalarla gülüyor eşek yan gelmiş yatıyor. Adam bir anlam verememiş. Merakından ertesi gün tekrar gitmiş, bu seferde bütün hayvanlar yatıyor eşek kahkahalarla gülüyor. Hayvanat bahçesi müdürüne sormuş :
- Dün bütün hayvanlar gülerken eşek yatıyordu, bugün ise bütün hayvanlar yatarken eşek gülüyor bu ne biçim iştir ne oluyor... Müdür :
- Sormayın beyefendi dün zürafa bir espri yaptı eşek ancak bugün anladı
 
Adamın birinin iki kulağı da yanmış! Doktorlar, neden yandığını sorunca :
- Ütüyü telefon zannettim, demiş. Doktorlar :
- Eee peki diğer kulağın nasıl yandı? deyince, adamda :
- Telefonla ambulans çağırmak istedim demiş...
 
Adamın biri, Ramazan günü bir mezarlık kenarında mezesini yere yaymış, kafayı çekip keyfediyormuş. O sırada yanından geçen şaşı, topal ve çopur bir adam, durmuş, bir süre hayretle adamı süzmüş, sonra kızarak :
- Be adam utanmıyor musun? Allah seni çarpar.
Başını kaldıran hafif sarhoş adam kendisine akıl öğretenin halini görünce dayanamamış;
- Sen ne yaptın ki seni böyle çarptı?
 
Adamın biri çok delikanlı geçinirmiş. Adam birgün kabız olmuş. Kabız ilacı almayı delkanlılığına yedirememiş. Geçer ümidiyle 2 gün beklemiş, geçmemiş, 4 gün beklemiş, geçmemiş. 1 hafta beklemiş kabızlığı geçmemiş. Artık dayanamamış ve eczaneye gitmeye karar vermiş. Eczane kapısından utana sıkıla girmiş.
- Şey beyfendi, ben hastayım. Tuvalete gidiyorum fakat yapamıyorum, demiş. Eczaneci
- Bunda utanacak ne var. Size hemen bir ilaç vereyim geçirir. Ama dikkat edin çok kuvvetli bir ilaçtır birden fazla içmeyin demiş.
Adam eczaneden koşar adım çıkar. Yolda dayanamaz ve 1 haftanın verdiği sıkıntıyla iki üç tane ilacı mideye indirir. Adam yolda giderken bir hastaya rastlar. Hasta, adama
- Buralarda eczane var mı? diye sorar. Adamın cevabı oldukca ilginçtir.
- Sarı çizgiyi takip et...
 
Adamın biri bir sabah kalkar ve evinin çatısında bir goril görür. Ne yapacağını bilmez ve eve girip telefonun başına geçer. Rehberi karıştırınca bir ilan görür. "Gorilleriniz itina ile yakalanır!!! Adam telefon eder ve goril avcısı yarım saatte gelir. Araç panelvan tipinde bir kamyonettir. İçinden orta yaşlı bir adam ve aptal bakışlı bir bulldog iner. Adam elinde bir beyzbol sopası, bir ip merdiveni ve bir de çifte taşımaktadır. Ev sahibi sorar :
-Nasıl yakalayacaksın onu? Adam cevaplar :
-Çok basit, önce merdivenle çatıya çıkacağım, beyzbol sopasıyla gorile vurup onu çatıdan düşüreceğim. Köpek özel eğitilmiştir, hemen gorilin bacağını ısırır ve ben inip onu araca kapatana kadar gitmesine izin vermez. Derken adam çifteyi ev sahibine bırakarak yukarı çıkmaya başlar. Ev sahibi :
-Peki ben bu silahla ne yapacağım? diye sorar. Adam :
-Eğer işler ters gider de goril beni çatıdan atarsa, köpeği hemen vur.
 
Adamın biri Kadıköy'de gezerken birinin papağan sattığını görmüş.
-Evladım bunlar konuşur mu?, demiş.
-Tabi amcacığım, demiş. -Bir tane bana ver, demiş. Ne kadar? Satıcı :
-Üç milyon, demiş. Adam almış eve getirmiş masanın üzerine koymuş. Bakıyım demiş papağandan ses yok. Defalarca tekrarlamış ses yok kızmış ve tüylerini çekerek :
-Amca de bakıyım! Papağandan yine ses yok. Masa tüy dolmuş papağan konuşmamış. Sinirlenip bunu tuttuğu gibi kümese atmış. Ertesi gün yumurta için kümese gittiğinde ne görsün her yer tüy. Tilki diye yavaş yavaş ilerlemiş bide bakmış ki papağan tavukların tüylerini gagasıyla çekerek tavuklara :
-Amca de bakıyım, diyor.
 
Adamın biri zilzurna içkiliymiş.Yolda yalpalıya yalpalıya ilerlerken birden yanından geçen adama demiş ki :
-Kardeş şu yukardaki güneş mi ay mı? Adam demiş ki :
-Bilmiyom kardeşim ben buralı değilim.
 
Bir adam güzel bir restorana gider yemeğini yerken güzel bir piyano sesi gelmektedir. Sağına soluna bakar ne bir piyano nede bir müzik sistemi vardır. Adam şef garsonu çağırır :
-Merak ettim bu piyano sesi nereden geliyor? Garson masa örtüsünü kaldırır. Adam hayretler içinde kalmıştır. Masanın altında 30 cm boyunda bir piyanist vardır. Bu piyanisti nereden bulduğunu sorar. Şef garson iki arka sokakta 3. direğin cinli olduğunu ve sadece bir dilek dilemesi gerektiğini söyler. Adam hemen kalkar ve direği bulur. Cin gelir :
-Emret sahip, der. Adam da dünyanın en güzel kırk kızını ister. Cin :
-Hemen, der ve kaybolur. Ama adam şaşırmıştır. Çünkü cin dünyanın en güzel kırk kazını göndermiştir. Hemen restorana döner ve garsonu bulup anlatır. Garson cinin kulaklarının ağır işittiğini söylemeyi unuttuğunu söyler ve ilave eder. -Herhalde bende 30 cm boyunda piyanist istememiştim, der
 
Adamın biri lüks bir lokantanın vitrininde şu ilanı görür. "Yemeği siz yiyin, hesabı torununuz ödesin". Fikir çok cazip gelir ama yinede emin olmaz içeriye bir kez daha sorar.
-Gerçekten yediğim yemeğin parasını torunumdan alacaksınız?.
-Evet, der lokanta sahibi. Bunun üzerine patlayana kadar yiyip, aklına geleni sipariş eder adam. Tam kapıdan çıkacakken garson gelir ve hesabı uzatır. "20 milyon"
-Bu da ne demek hani parayı benden almıyordunuz, der.
-Evet efendim almıyoruz. Bu zaten büyükbabanızın hesabı
 
Adamin biri ismini degistirmek için mahkemeye basvurmus... Hakim Sormus :
- Adin ne ?
Adam Cevap vermis :
- Hasan H*yar, efendim...
Hakim :
- Isim degisikligi istemekte haklisin evladim... Peki yerine ne istiyorsun ?
Adam :
- Kazım H*yar...
 
Adam sünnetçi dükkanının vitrinine çalar saat koymuş biri de merak etmiş :
-Yahu sünnetçi vitrininde çalar saatin işi ne? Sünnetçi fena fena bakmış :
-Yani vitrine ne koyaydım?
 
Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş :
-Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş. Adamda ona :
-Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum
 
Birgün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alıp galeriden çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek soruyor :
-Bu deve nasıl gider?, diyor. Sahibi cevaplıyor :
-Oh bee deyince gider, diyor. Alıcı :
-Peki nasıl duruyor, diye soruyor. Sahibide .
-Allahım sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasıl durduracağını unutuyor. Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son anda adam :
-Allahım sen beni kurtar, diyor. Deve zınk diye duruyor. Ve arkasından adam :
-Oh bee, diyor.
 
Birgün üç dilsiz adam karşılaşıyorlar. İşaretlerle birbirine merhaba diyorlar! Adamın birisi :
-Hayrola çok yorgun görünüyorsunuz? diye işaretle sorar. Öbür ikisi :
-Ellerimiz ağrıyor, dün sabaha kadar şarkı
- türkü söyledik işaretle demişler
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst