Dev Fıkra Arşivi, Fıkralar Komık Fıkralar Geyık Fıkralar Arşiv

Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.

2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
 
Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı şöyle bir yüzüne baktıktan sonra, sen bir gün milyonlarca İnsanin ölümüne neden
olacak bir şey yapacaksın demiş. Adam bunu duyunca dünyası yıkılmış ve İntihar etmeye karar vermiş ve en yakın tren

yoluna giderek raylara oturup treni beklemeye başlamış. O anda biraz ilerde rayların üzerinde oynayan 3
-4 yaşlarında bir çocuk görmüş.Treninde geldiğini fark edince kendini boş verip koşarak çocuğu kucakladığı gibi
raylardan çekip almış, kıl payı kurtulmuş çocuk.Adam sormuş
redface.gif
ğlum burada oynamak çok tehlikeli, nerde oturuyorsun sen?

Çocuk: Şurada ilerde amca demiş.Adam: Adın ne senin oğlum ? ''Adolf '' amca...
 
Üç kız üç erkek genç okulları kapanınca tren ile tatile çıkmaya karar verirler. İstasyonda bilet alacaklar kızlar
gider 3 adet bilet alır. Erkekler ise bir bilet alır. Kızlardan biri sorar: neden bir bilet aldınız? Erkekler

bekleyin ve görün der. Trene binerler hareket başlar. Kondüktörün sesi ileriden duyulur: Bilet, Bilet. Üç erkek
tuvalete girer. Kızlar biletlerini verirler. Kondüktör tuvalet kapısını tıklatır ve bilet der. kapı hafif açılır
bir bilet verilir. Kızlar çok şaşırmıştır. Erkekler çıkar ve hep beraber gülerler. Kızlar biraz bozulur.
Tatil süresi boyunca erkekler dalga geçer. Tatil biter yine aynı yolla geri dönülecektir. Kızlar hemen gider
bir bilet alırlar. Ama erkeklerde hareket yok. Kızlar sorduğunda ise yine bekleyin ve görün derler. Tren gelir
hareket başlar. Kondüktörün sesi duyulur: Bilet,bilet.Erkekler ve kızlar aynı anda karşılıklı olan tuvaletlere girerler.
Uyanık erkeklerden biri çıkar kondüktör gelmeden kızların tuvaletinin kapısını tıklatır, kızlar bir bileti hemen uzatır.
Erkek alır ve yerine döner. Kondüktör geldiğinde ona uzatır..
 
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Peter'in karşısında cennetin kapsında duruken arkasında
saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş, ve sormuş:

-"Bu saatler ne böyle??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bunlar yalan saatleri. Dünayadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki
ibre hareket eder.." Ramsfeld:
-"OO, peki bu kimin saati?"
-"Bu Azize Teresa'nın saaai.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş..
-"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bu Abraham Lincoln'ün saati.İbre iki kez hareket etti, yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
" En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:
-"Peki Bush'un saati nerede??"
-"Bush'un saati Isa'nın ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullanıyor.."
 
Tayyip'le Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
Bush, Tayyip'e "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.

Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak "Bizde öyle bir teknoloji var ki,
partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ögretiyoruz" der.
Türkiye'ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirtir ve
attigi palavrayi anlatir. "Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya çikacak,
acaba ne yapsak?" diye sorar. Danismanlarindan biri hemen yanitlar:
"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?" "Hayir sormadik"
"O halde hiç korkmayin basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,
siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz......!!!"
 
Hitler belasının dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Fuhrer emretmiş öyle bir otomobil
yapın ki demiş eşi olmasın gerçekten ilginç bir otomobil yaratmışlar su derdi yok

az benzinle çok kilometre falan filan adını da halk arabası
-volkswagen koymuşlar ilk arabaya binen Hitler pek beğenmiş, güzel dışardan küçük görünüyor
ama buna 5 alman ve 300 Yahudi kolaylıkla sığar. Çekine çekine sormuşlar büyük Fuhrer 5
alman alması doğru iki öne üç arkaya ama 300 Yahudiyi nasıl alacak 5i tamam da oteki 295
yahudi nereye sığacak? Hitler Nereye olacak? demiş otomobilin kül tablasına.
 
Adamın birisi Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken

kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan
bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. "Şimdi başım dertte"
diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş.
Hemen arkasını leoparın geldiği yer dönerek kemikleri kemirmeye başlamış,
bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken
minik köpek kendi kendine konuşmuş; "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta
bundan bir tane daha var mı?" Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki
ağaca tırmanmış. "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım"diye düşünmüş.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş.
Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparin yanına
giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar çok sinirlenmiş ve maymuna "Atla sırtıma, gidip
şunu akalayalım"demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla
birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş. "Şimdi ne yapacağım" diye düşünürken,
kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri
kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;
"Bu aptal maymun nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye
gönderdim hala haber yok!"
 
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen "Çocuklar konu serbest,
hayvan resimleri çizin bakayım" dedi. 10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı.

Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu.
Çocuğun bu sinekten şikayetci oldugunu zanneden ögretmen eliyle sineği kovaladı ama
hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını
farketti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu:
-Senmi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayim. Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at,
sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran Öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir.
Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmetle beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya
geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş,üzerinde yorganı bir adam yatiyordu.
Öğretmen konuşmaya başladı:
-Geçmiş olsun efendim.
-Tesekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin,yaptığı resimler...
-Onun yaptı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza ?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çiziktirmiş.
 
Dünyanin en ünlü kalp doktoru De Bakey in arabasi bozulmus, arabasini tamire
götürmüs. Tamirci arabasinin kaputunu açmis ve De Bakey e dönerek :

- Size birsey soracagim. Siz ve ben neredeyse ayni isi yapiyoruz. Mesela ben
simdi itina ile kaputu açacagim, bir bakista problemin nerede oldugunu
anlayacagim, kapakçiklari temizleyecegim, gerekirse kablolari, motor yagini
degistirecegim, hatta çok gerekli ise motoru çikartip yerine yenisini takacagim.
Söylesenize nasil oluyor da siz milyon dolarlar kazaniyorsunuz ama ben metelige
kursun atiyorum?..
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulagina egilmis :
- Bunlarin hepsini motor çalisirken yapmayi denesenize :=)
 
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:
"Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..." Sınıfta çıt yok. Nihayet

biri kalkmış: "Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?" "Hayır", demiş çocuk,
"ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"
 
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis : "1912" diye.
Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis : "1050".
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
- "Say lan ölenlerin isimlerini!"
 
Sultan en güvendigi adamini Arabistan'a hünkar göndermis. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmis, araplar entari giyorlar ama alta donlari yok. Bir rüzgar estimi, manzara felaket!
Haber salmis, altina don giymeyenler kadi huzuruna çikartilip, hapsedilecek. Aradan günler geçmis Arabin bir tanesi don giymemis ve ilk rüzgarda olay farkedilmis.
Kadi huzuruna çikartmislar. Kadi sormus;
-"Adin?"
-"Aptülmecit"
-"Baba adin?"
-"Aptülleziz"
-"Evli misin?
-"5 tane karim var!"
-"Kaç çocugun var?
-"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, besincisinden 18 tane."
Kadi kararini vermis ve söylemis:
-"Aptulleziz oglu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadigindan beraatine karar verilmistir!"
 
Maçtan dönen Kağan arkadasi Tolga ya maçi anlatiyordu;
- Sonunda ne oldu biliyor musun?
- Ne oldu?
- Misafir futbolcular stadyumda gol yerine dayak yediler
- Tabii oglum, misafir umdugunu degil buldugunu yer
 
Son düzenleme:
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar.
Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik.
Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum.
Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim?
650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim.
Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum.
Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak.
Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru...
Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
 
Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir. Bos zamanlarini hep bowling ve voleybol oynayarak gecirmektedir.
Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu striptiz kulubune goturmeye karar verir.
O aksam beraberce kulube giderler. Kapidaki bodyguard,
"Hey Roger! Seni gormek ne guzel!" der.
Karisi sasirir,
"Daha once buraya gelmismiydin Roger?"
Roger,
"Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum..."
Iceri girerler ve bir masaya otururlar.
Garson gelir,
"Iyi aksamlar Roger! Herzamanki gibi Cin tonik degil mi?"
Karisi,
"Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?"
Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur.
Roger,
"Ne alakasi var! Voleyboldan tanirim onu bir iki tek icmisligimiz var ordan yani..."
Karisi pek tatmin olmamistir ama susar. Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir, stritipzci,
"Selam Roger! Yine ozel masa sovundan mi istersin?"
Roger boka batmistir... Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk eder, Roger pesinden kosar,
Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da yetisir, Karisi ofkeden patlayacak gibidir...
O sirada sofor arkaya doner ve soyle der,
"Bu geceki cok suratsizmis Roger!"
 
Cehenneme düşmüş olan bir adama önerilen cezalardan birisini seç diyorlar.
Cezalar kızarma, haşlanma falan ... Derken bizimki bakıyor ki, insanlar içi kanalizasyon suyu dolu bir havuzda beline kadar bu pis suyun içine girmiş sigara içiyor,
sohbet ediyorlar. Adam "bu çok da ağır bir ceza değil" diye düşünüp bu cezayı seçiyor. Havuza inince bir sigara yakıyor ve o sırada aşağıdan bir ses duyuyor:
-Mola bitmiştir, herkez aşağıya insin !
 
Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu: "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip, dudaklarini islatti ve "Benden ne istersen alabilirsin" dedi, ben de arabasini aldim. Dursun; "Iyi etmissin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi…"
 
Adamın biri sabah evden ise giderken ilginç bir cenaze kafilesi fark eder. En önde yürüyen köpekli bir adam. Arkasında bir tabut ve onun 10 metre arkasında bir başka tabut. Bunları takip eden, tek sıra olmuş 200'den fazla adam. Meraklanır. Kafilenin başındaki köpekli adam hiç kuşku yok ki cenazenin sahibidir. Yanına yaklaşır ve sorar:
-Beyefendi, bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?
Adam yanıtlar:
-Öndeki karım, arkadaki de kayınvalidem.
-Vah vah, başınız sağ olsun. Nasıl oldu?
-Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş. Köpek onu da öldürmüş.
Adam biraz düşündükten sonra sorar:
-Beyefendi, köpeğinizi ödünç alabilir miyim?
-Sıraya geç!
 
Uzaylı
Kamyon şöforünün biri yolda giderken bir anons yapılmış. 'Dünyayı uzaylılar bastı küçük boylu yeşil yaratıklar dünyayı bastı onları görürseniz dost olmaya çalışın'
Kamyon şöforü bu anonsu dinledikten bir süre sonra çişi gelmiş ve durmus tam çisini yapacakmış ki çalılarda bir hareketlilik görmüş ve aklına uzaylılar gelmiş ve dost olmak için 'Urfalıyam kamyon şöforüyem sizinle dost olmak istirem'demiş. Ses yok bi daha 'urfaliyam kamyon söforüyem sizinle dost olmak istirem 'demiş. Bu sefer çalıların arasından bir ses gelmiş' Adanalıyam kamyon şöforüyem rahat bırak da sı?am...
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst