kavram olarak ne olduğunu bilmiyorum ama anlatmaya çalışayım aklımdakini.
diyelim ki bir parkta oturuyoruz. yanımıza tatlı mı tatlı bir kedi geliyor. üstelik, biz de ona onu sevmek için yaklaştığımızda bizden kaçmıyor. başını, kulaklarının arkasını yavaş yavaş okşadıkça o da iyice mutlu olup yayılıyor. onu öyle görünce biz de mutlu oluyoruz.
ama diyelim ki bu kedi, biz bu parka gelmeden önce, şu anda altında oturmakta olduğumuz ağacın dalına yuva yapmış bir kuşun yavrularını afiyetle mideye indirmiş. anne kuş görmüş, biliyor o kedinin yavrularını yediğini. daha da acısı, sizi öyle görüyor, kucağınıza onu almış ve güzel güzel onu severken.
şimdi kediyi sevdiğimizde, kendimize göre, hem kediyi hem de kendimizi mutlu etmişken, kuşun gözünde, o "lanet olası canavar"ı ödüllendirmiş oluyoruz. peki niyetimiz kuşu üzmek miydi? hayır. ama bir kuş gibi düşünemezdik. peki acı çektiği için kuş mu suçlu? doğası gereği karnını bir şekilde doyurmak zorunda olan kedi mi suçlu? olaydan hiçbir şekilde haberi olmayan biz mi?
hiçbirimiz suçlu değiliz. ama birimizin acısı, birimizin mutluluğu oluyor.
soru: neden herkes aynı anda mutlu olamıyor?