bir arşivde benden inanılmaz fıkralar

Temel birgün yolda yürüyormuş dursuna rastlamış
t:ula dursun nasılsın
d:niye sordun doktormusun
t:hayır veterinerim
 
Temel ve Dursun trenle yolculuk yaparken,bir sığır çiftliğinin önünden hızla geçiyormuş.Temel tahmin etmiş
-Dursun burada tam 397 sığır var..
-Ula Temel,nasıl saydın?Vızz diye geçtuk daa..
-Kolaydur..Ayaklarını sayıp dörde bölüyorum.
 
Bir Amerikalı, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çay
içiyorlarmis. Amerikali çayını bitirince bardagi havaya firlatmis,
silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis "Bizde bardaklar o kadar
ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis.

Ingiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates
ederek bardagi parçalamis "bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam
için o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere çay içmeyiz"
demis.

Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde çayını
bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi
vurup öldürmüs Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki,
biz ayni adamlarla iki kere çay içmeyiz" demis.
 
Komutan kışlada bir yazı astı
-sigara öldürür..
ertesi gün komutanın yazısının altında bir yazı
-ASKER ÖLÜMDEN KORKMAZ
 
Hakim sanığa sordu:
- Karakolda suçunu itiraf etmişsin sen, peki şimdi niye inkar ediyorsun?
- O zaman henüz avukat tutmamıştım. Şimdi suçsuz olduğuma ben bile inandım!
 
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:

-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?

Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:

-İkimiz de Hazreti Adem’ in çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz.

Sultan Fatih:

-Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez.
 
Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel 'i *****inden yılan sokmuş. Dursun hemen koşarak telefonda doktora " Temel' i yılan soktu ne yapalım? " demiş.

Doktor da "yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.

Dursun Temel' in yanına gitmiş, Temel merakla " Doktor ne dedi? " demiş.

Dursun cevap vermiş"Ölsün" dedi.
 
Baba oğluna nasihat vermektedir:

"Oğlum arabada yaşlı birini ya da bir bayanı görürsen hemen yer vereceksin."

Çocuk tam evet diyecekken masanın üzerindeki babası ve annesine ait fotoğrafı görür. Orada babası oturuyor, annesi ise ayaktadır. Çocuk merak edip sorar:

"Baba sen orada niye oturuyorsun? Hem annem niye ayakta?"

Baba lafı düzeltmeye çalışır ama çocuk ısrarla aynı soruyu yinelemektedir. Baba en sonunda dayanamayıp söyler:

"Bak oğlum, o fotoğrafı annenle evlendiğimiz günün ertesi günü çektirmiştik. O gün ne annende oturacak hal, ne de bende ayakta duracak takat vardı." der.
 
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır.

Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış";

fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";

jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış";

matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";

antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."
 
İki sarhoş kıyasıya kavga etmiş, birbirlerinin kafasını gözünü yarmışlardı. Polis kavgacı sar­ hoşları hastahaneye getirdi. Doktor, yaralarını pansuman yapmak için hemşireye seslendi:

— Hemşire hanım, alkol getirin çabuk!..

Sarhoş:

— Alkol istemem artık... Hesap getirin!., diye bağırdı.
 
Bu fıkra
+18 dirrr



















+
+
+
+
+
+
+
___


Maçın birinde maçı kötü töneten hakeme taraftarlar i*ne hakem diye bağımaya başlarlar...
orta hakem hemen yan hakemin yanına koşar
- ilişkimizden neden herkese bahsettin
 
okula yeni başlayan emre'ye teyzesi harçlık
verir.emre hiçbir şey söylemeden parayı cebine
atınca,annesi:
-oğlum,teyzen sana para verdi.ona bir şey de-
miyecek misin?hani baban bana para verince ben
ne diyordum?
emre suratını asarak:
-hepsi bu kadarcık mı?
 
Sayı saymayı bir türlü öğrenemeyen Tahsin`e öğretmeni elli kez "ben sayı saymayı bilmiyorum" cezası vermişti.
Ertesi gün öğretmen, kontrol ediyordu. Deftere baktı ve sinirli bir şekilde sordu:
- Neden yirmi kez yazdın, elli kez yazman gerekiyordu?
Tahsin cevap verdi:
 
Öğretmen sınıfa girmiş:
-İçinizde müziğe yetenekli olanlar kimlerdir?
Dört öğrenci ayağa kalkmış. Öğretmen:
-Siz doğruca aşağı inin ve piyanonun taşınmasına yardım edin.
 
Öğrenci Yurdu
Üniversitede, dönemin ilk gününde rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş. Rektör demiş ki :

- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 200 milyon ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 300 milyon, üçüncü yakalanışında da 500 milyon ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi :
- Sezonluk bilet ne kadar?
 
Bir gün Ali'ye öğretmeni ceza olarak yarın beş tane cümle yaz gel demiş.Neyse Ali tamam öğretmenim demiş.Eve vardığında Anne bana bir cümle söylermisin annesi de bulaşık yıkıyormuş git başımdan çoçuk,git başımdan çocuk demiş neyse Ali bunu yazmış.Babasına söylemiş babası gazete okuyormuş oda git başımdan çocuk git başımdan çocuk demiş onu da yazmış.Ablasına gitmiş ablası telefonda sevgilisiyle konuşuyormuş telefonda sevgilisine bu gün olmaz sevgilim yarın demiş onu da yazmış.Abisine gitmiş abisi tarzan filmi seyrediyormuş tarzan tarzan diye bağırıyormuş onu da yazmış.Kardeşine gitmiş kardeşi çizgi film seyrediyormuş donu düşük tavşan diyormuş onu da yazmış.Neys ertesi gün okula gitmiş öğretmeni Ali yazdığın cümleleri oku demiş Ali gitbaşımdan çocuk Ali yazdığın cümleleri okurmusun git başımdan çocuk demiş.Öğretmen Ali seni müdüre götüreyim mi bugün olmaz sevgilim yarın demiş.Öğretmen Müdüre götürmüş müdür Ali sen kendini ne sanıyorsun tarzan tarzan beni ne sanıyorsun donu düşük tavşan demiş
 
Öğretmen matematik dersinde öğrencilerine sordu:
- Çocuklar sayılar asla yalan söylemez. Örneğin bir adam bir tarlayı on günde sürerse, on adam bir günde sürebilir.
Buna benzer bir örnekte siz verin bakalım!
Öğrencilerden birisi gülerek cevap verdi.
- Örneğin bir vapur Atlantik Okyanusunu altı günde geçerse, yüz kırk dört vapur bir saatte geçer...
 
babasıyla çocuk aluşverişe çıkar bi bayan gelir.babası kulağına:
-siz dün gece yattığım güzel o***** muydunuz.
-hayır beyefendi çocuğunuzun yeni öğretmeni
 
Müfettiş, öğretmeni bir öğrenciyi fena halde döverken yakalamıştı. Derhal uyardı.
- Ne yapıyorsunuz hocam, biliyorsunuz ki dövmek yasak! Babası size dava açsa
başınıza bela alır, uğraşıp durusunuz?
- Babasının dava açmayacağına garanti veririm!...
Müfettiş şaşırdı. Öğretmen açıklamaya devam etti:
- Babası benim!...
 
Temel`in çocuğunu sokakta ders çalışırken görenler, Temel`e nedenini sormuşlar.
Temel`in cevabı hazır:
- Herkes çocuğunu dışarda okutayi
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst