bir arşivde benden inanılmaz fıkralar

Nadir o gün son saatteki Tarih dersine kadar sınıftaydı. Ama tarih dersinde öğretmen Safevîlerin çöküşünü anlatmaya başlayınca birdenbire hastalandı ve dışarı çıktı. Dersin sonuna doğru sınıfa dönünce öğretmen sordu:
- Ne zamandan beri yoktun sen?
- Safevîlerin çöküşünden beri öğretmenim!
 
Bir gece Hoca'nın evine hırsız girer,evde ne var ne yok hepsini çalar,evine götürür. Bu sırada onu gözetleyen Hoca eşyasının kalanlarını sırtına alarak hırsızın evine götürür. Hırsız hayretle sorar:"evimde bu saatte ne arıyorsunuz?"Hoca gayet sakin:"oğlum biz bu eve taşınmadık mı?"
 
Nasreddin Hoca bir gün agacin altinda namaz kiliyormus.Agaçta bulunan biri de onu
izliyormus.
Namazi bittikten sonra namazimin kabul olmasi için Allah'a dua etmeye baslamis.
-Allahim sen namazimi kabul et.
Agaçtaki adam:
-Etmem diye cevap vermis.
Hoca sasirmis.Tekrarlamis.
-Alahim sen kildigim namazi kabul et.
-Etmem.
Hocanin saskinligi iyice artmis.Yine:
-Allahim sen namazimi kabul et
demis.
Agaçtaki adam tekrar:
-Etmem deyince hoca sinirlenmis.
-Etmezsen etme.Zaten abdestsiz kilmistim.
 
Nüktedan biri bir bedeviyle yolculuk ediyordu. Yolda bedeviye sordu:
- Adın ne?
- Matar, yani yağmur.
- Künyen nedir?
- Ebul-gays, yani yağmurun babası.
- Babanın adı ne?
- Ebul-feyz yani akarsuyun babası.
- Annenin adı ne peki?
- Sihâb yani bulut.
- Onun künyesi ne?
- Ummul-bahr yani denizin anası.
- Allah aşkına bekle bi dakka, bir yerlerden kayık bulayım. Yoksa seninle giderken boğulacağım
 
Kardeşim bir sabun yaptı; tam dört metre boyunda iki metre eninde.
- Kaldıramadıktan sonra neye yarar?
- Kaldırmaya gerek yok canım. Banyo yapacağı zaman duşun altına girer, sonra gelip sabunun üstünde yuvarlanır!
 
Padişah veziriyle oturmuş hurma yiyor, çekirdeklerini de vezirin önüne atıyordu.
Hurmalar bitince padişah vezire "Önündeki çekirdeklere bak. Ne kadar obursun!" dedi. Vezir altta kalır mı? Cevabını verdi hemen: "Hünkârım; obur ona derler ki önünde ne hurma bırakır ne çekirdek!" dedi.
 
Dursun Temel'e sormuş :
-Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
Temel : 100 tane yerim valla...
Dursun: Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi
oruçsuz yersin...
Bu espri Temel'in acaip hoşuna gitmiş.Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş:
- Oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilirsin?
Cemal: 50 tane yerim ben...
Temel: Tüh be. 100 deseydin sana müthiş bir espiri yapacaktım...
 
Temel trene ilk kez binecekmiş. Cemal ona uyarılarda bulunuyormuş.
- Ula Temel son vagona pinmek çok tehlikeludur.
- O zaman son vagonu niye takarlar trene...
 
Parti başkanı Temel, seçimde Cemal'i aday listesine koyunca, partililer itiraz etmiş,

-O üçkağıtçının biridir.

-Memleketde o kadar çok varki, Cemal'de onlari temsil etsun..
 
Birgün Amerikalılar çok güzel bir uçak yapmışlar ve Arap'lara denesinler diye vermişler.Uçak 4 motorlu bir casa uçağıymış.Herneyse Arap pilotlar kalkışa geçmiş ve kalkıştan 10 dk sonra 1.motor infilaketmiş ekranda şöyle bir yazı belirmiş
-"Don't panic this is American Tecnoloji.
Uçak seyrine devam edecektir" yazmış.Daha sonra bir 10 dk sonra 2.motor ve bir 10 dk sonrada 3. motor infilaketmiş.Ekranda yine aynı yazı.Daha sonra 4. motor infilak etmiş ve ekranda
-"don't panic this is american tecnoloji uçak kendini en yakın havaalanına indirecektir yazmiş.Ve dediği gibi uçak kendini indirmiş.Sonra Araplar
-"Americalılar yaptıysa bizde yaparız"diye başlamışlar uçak yapmaya ve sonunda bitirmişler.
Sonra test için bu uçağı amerikaya yollamışlar.Herneyse Amerikalı pilotlar almışlar uçağı ve deneme sürüşü için havalanmışlar.Uçak yine 4 motorlu bir uçak.Uçak kalkışa geçmiş ve geçtikten 10 dk sonra ucagın 1.motoru infilak etmiş ve ekranda bir yazı
..."don't panic this is arabic tecnoloji ucak seyrine devam edecektir"diye.
Aradan 10 dk geçmiş ve 2. motor infilak etmiş.Bir 10 dk sonrada 3. motor infilat etmiş.Ekranda yine aynı yazı.Daha sonra bir 10 dk daha geçtikten sonra 4. motor infilak etmiş ve ekranda şöyle bir yazı-"Don't panic.This is Arabic tecnoloji.Repeat after me.Eşşeduenla ilahe illAllah
 
Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir santim bile kıpırdamamaktadır.
Bir süre sonra aracının yan camına birisinin tıkladığını farkeder ve camı açar.
- Ne var acaba?
- Teröristler Bush'u yakaladılar. Eğer 1 milyar dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
- Haa şimdi anladım bu trafiği...
- Ya işte onun için, herkesten biraz yardım topluyoruz.
- İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
-yaklaşık 5'er litre...
 
Temel ölmüs ve cehenneme gitmis. Seytanlar ona iskence yapmaya baslayinca
demis ki :
- Ama siz daha ilk bastan buraya gelen misafirlere kötü davranirsaniz bir daha
buraya kimse gelmez!..
 
Temel ve Fadime ormanda gezerlerken birkaç adam bunlara saldirir. Temel i
agaca baglayip Fadime yi soymaya baslarlar…
Fadime bagirir :
- Temeeel bunlar galiba, gali-ba beni…
Temel :
- Basim agriyo de, basim agriyo deeeeee!..
 
Bir suçlu yurt çapinda araniyormus. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir
adet cepheden ve iki adet profilden resmi dagitilmis. Iki gün sonra Trabzon
Emniyet Müdürlügü nden bir fax gelmis :
- Suçlulardan ikisini yakaladik. Üçüncüsünün yakalanmasi an meselesi…
 
Temelin 12. oglunu da askere çagirirlar. 11 oglu zaten askerde olan Temel,
siddetle itiraz eder :
- Padisahiniza söyleyin, benim seyime güvenip zirt pirt saga sola savas
açmasin!..
 
Misira gezmeye giden Temel ile Dursun un kayigi Nil nehrinde batar. Tabii
hünerlerini ortaya koymanin tam zamani gelmistir. Sampiyonlar gibi yüzmeye
baslarlar. Bir ara Temel kocaman bir nesnenin kendilerine dogru geldigini görür.
Dev bir timsah istahla onlara dogru yüzmektedir. Temel keyifle bagirir :
- Ula Dursun, ise bak, adamlarin kurtarma gemileri bile Lacoste…
 
Temel Ingiltere de oteldeymis. Oda servisini arayip :
- TU TI TU TU TU TU, demis.
Oteldekiler bu mesaji çözmek için telasa kapilmis. Oraya buraya haber salmislar.
Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuslar ve Temel in ne dedigi
anlasilmis:
- 2 çay, 222 ye…
 
Gümrük kapısından İngiliz, Fransız birde Temel geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizleri kontrole başlamış. Önce İngiliz'in valizinebakmışlar. İçinden 7 adet iç çamaşırı çıkmış. sormuşlar:
- Neden 7 tane?
- Hergün temiz olmalıyız. Haftada 7 gün var. Hepsi için bir tane. demiş
Memurlar:
- Vay be! Medeniyete, temizliğe bak!
Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. Açmışlar, 8 tane çıkmış.Ve sormuşlar:
- 7' yi anladıkta 8 tane ne oluyor
- Hergün bir tane, bir tanede ne olur ne olmaz diye yedek olarak bulunduruyorum. demiş.
- Vay be! Medeniyete, temizliğe bak!
Sıra Temel'e gelmiş. Açmışlar 12 tane çıkmış. memurlar şaşırmış.
- Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Neden tane? diye sormuşlar.
- Ocak, Şubat, Mart, Nisan,...
 
Bir mecliste konuşulurken Amerikalı
- Biz Mars'a gideceğiz! demiş.
Alman:
- Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz! demiş.
Fransız:
- Atom bombasını etkisiz hale getirecek prajelerimiz var. demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için
- Biz de güneşe gideceğiz!" demiş.
- Güneşe gidemezsiniz! Güneş yakar, demişler,
Karadenizli gülümsemiş:
- O kadar da enayi değiliz tabi... Akşam serinliğinde gideceğiz da!
 
Bir Amerikalı, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çay
içiyorlarmis. Amerikali çayını bitirince bardagi havaya firlatmis,
silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis "Bizde bardaklar o kadar
ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" demis.

Ingiliz de bunun üzerine çayını bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates
ederek bardagi parçalamis "bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam
için o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere çay içmeyiz"
demis.

Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde çayını
bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi
vurup öldürmüs Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki,
biz ayni adamlarla iki kere çay içmeyiz" demis.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst