Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @ - Kadir Yılmaz

---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

Toprağın Bol olsun, Çok fazla konuşma fırsatımız Olmadı ama Sen benim KARDEŞ'imsin... Mekanın Cennet Olsun Kadir...
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

Amin... Iyiydin deliydin doluydun..sakaciydin.. karizmaydin :)

NUr icinde yat...Ailene sevdiklerine dostlarina sabirlar guzel dost..
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

Efendi saygılı ,
Çok sıcak kanlı .
Mutlu hep seviçliydi.
Güler yüzlüydü .
Adam gibi ADAMDI O
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

felsefetik beyinli kankacan'm :H :R
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

bu son yaptığı olmadı hala konduramıyorum inanamıyorum..

renktaşım demesini özledim en çok..:(
biz çok iyi bilirdik.dilerim Rabbimin katında da öyledir..
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

Bu mektup sana CAN’ım...

Yazdığım her şeyi okuyorsun, hissettiğim her şeyi hissediyorsun. Biliyorum. Hep böyle olmadı mı zaten? O yüzden yazıyorum. Öldüğüne, bu dünyadan gittiğine hala inanamıyorum. Öğrendiğimde ilk sözüm ne oldu tahmin ediyorsundur... “Hani bırakmak yoktu Cano?!”

Sen benim tek dostumdun, tek sırdaşımdın, tek sığınağımdın. Bunları bildiğin halde, o kadar söz verdiğin halde nasıl gidebildin? Hani beraber yaşlanacaktık, bastonlarımızı alıp bi parkın bankında saatlerce oturup sohbet edecektik her zaman?

Her şey seni hatırlatıyor, her yerde bir anımız var. Metro, otobüs, alışveriş merkezi, kafe, sokak, kitapçı, büfe, lokanta, sahil, köprü... Akla gelebilecek her şeyde sen varsın. Seni unutmamı bekleme benden, unutamam. Bu acının dinmesini de bekleme, dindiremem. Sadece sabredebilirim, bir gün yeniden kavuşacağımızı düşünerek.

“Mezun ol da temelli gel artık, İstanbul’un altını üstüne getirelim” diyordun, ben mezun oldum geldim şimdi, sen nerdesin peki? Sensiz neyime İstanbul benim? İstanbul senmişsin be Cano.

4 senedir ne sorunlar yaşadık, ne sıkıntılarımız oldu ama hiç yılmadık. Ben kolay pes ediyorum diye kızardın bana, ama gördün işte ne kadar vedalaşsak da gidemedim senden. Herkesi sildim ama seni silemedim. İyi ki de silmemişim. Böyle güzel bir yürek silinebilir mi, unutulabilir mi hiç?!

Herkesten kıskanırdın beni, biriyle birazcık samimi olsam surat asardın saatlerce. Gönlünü alabilmek için neler neler yapardım ama o uğraşlar bile öyle güzeldi ki... Aslına bakarsan beni kıskanman her şeyden daha güzeldi.

Daha iki hafta öncesinde konuştuk, görüşelim dedik. Bir dönebilseydin oralardan, sana yine sürpriz yapacaktım. Beni görünce “Cano!” diyip kalacaktın yine öyle, o masmavi gözlerini üstümden alamayacaktın. “Özlemişim seninle konuşmayı” demiştim, sen de özlediğini söyledin ya yüzümde güller açtı o an. Şu an sana sarılabilmek için canımı bile verebilirim. İnan gözümü kırpmam, yeter ki sonunda sana sımsıkı sarılabileyim yine.

Sana sarılamadım belki ama annene sımsıkı sarıldım. Babanla da tanıştım. O güzel yüreğinin emsallerini gördüm bir kez daha. Kurban olduğum Allah, sabrını da veriyor işte. Odanı gezdim, eşyalarına baktım, kokunu sıktım üstüme. Abinden Allah razı olsun, acımı biraz da olsa dindirdi. Sana o kadar benziyor ki, o da senin gibi çok sıcakkanlı, iyi yürekli bir insan. Beni ilk gördüğünde "İsmin Canan mı?" dedi, "Hayır, neden?" dedim şaşırarak, "Neden telefonunda Can diye kayıtlısın? İsminizin kısaltılmışı sandım." dedi, bunu görünce bir kez daha öldüm sandım. "O bana Can derdi." diyebildim sadece. Ben senin Can’ındım, canını bırakıp nasıl gidebildin be Cano? Unuttun mu sözlerimizi, yeminlerimizi?

Sitem etmiyorum, kızmıyorum da, sakın yanlış anlama, üzülme oralarda. Ben senin kadar iyi yürekli bir insan daha tanımadım, tanıyamam da, çünkü yok senin gibisi. Sen gittikten sonra içimde öyle bir boşluk oldu ki her gece gözyaşlarımla dolduruyorum o boşluğu. Hani bana hep derdin ya “Yerini kimse dolduramaz, bambaşkasın.” diye, sen de öylesin MELEĞİM. Kimse senin gibi olamaz. Kimsenin sen gibi olmasını beklemiyorum zaten, istemiyorum da. Dediğin gibi, sen de hep Can olarak kalacaksın bende.

O gece rüyama geldin, masmaviydi gözlerin, gülümsedin, koluma dokundun, korkup uyandım. Korktum diye "Bir daha gelmeyeceğim rüyana." dedin. Bir daha da gelmedin. Gel be Can, korkmuyorum artık, gel de sarıl bana sıkı sıkı.

Her an dualar ediyorum senin için. Dilimden düşmüyorsun. Arkadaşlar neşem yerine gelsin diye güldürmeye çalışıyorlar beni, onlar kırılmasın diye gülümsüyorum arada ama gücenme sakın, seni unuttuğumu sanma asla, içten içe senin için kan ağlıyorum Kadir’im. Çok kızıyorsun bana, biliyorum ama ben bu acıyı kaldıramıyorum Can. Dayanamıyorum. Gülümserken bile "Gülmek bir insana bu kadar mı yakışır Cano?" demen geliyor aklıma.

Ölmekten bile korkmuyorum artık. Öldükten sonra ödül olarak cenneti de istemiyorum ben. Benim ödülüm senin o güzel gözlerin olsun. Ahirette sadece seni görebilmek, sana sarılabilmek istiyorum ben. Cennet umrumda değil. Benim cennetim, huzurum sensin Cano.

Şehit olduğunu söylüyorlar, “Denizde boğulan şehittir.” diyormuş bir sûrede. Okudum, gerçekten de öyle yazıyor. Sen ne mübarek bir insansın Can yaa... Rabb’ime şükürler olsun, seni tanıdığım güne şükürler olsun. İyi ki girdin hayatıma. İyi ki meleklerin insan kılığına girip aramızda varolduğunu gösterdin bana.

Yanına geleceğim Can. Ne kadar zaman var vuslata bilmiyorum ama dilerim çok uzun sürmez yine ayrılığımız. Bilirsin, hiç dayanamam sensizliğe. Yanına gelene kadar her gece rüyalarıma bekliyorum seni, lütfen beni bu kadar bir başıma bırakma. En yakın zamanda mezarına da geleceğim. Kendimi toparlamak için bekliyorum ama sanırım asla toparlanamayacağım. O yüzden ilk fırsatta gelip toprağına sarılacağım. “Ölülerin ayakucunda dua edersen, rahmetli seni görür.” derler, ben de öyle yapacağım, ayakucunda edeceğim duamı, seninle konuşacağım. Aramızda kalsın ama cevaplarını da duyacağım :)

Mektubun sonunda veda edilir ama ben sana asla veda etmeyeceğim. Zaten uzak bir yere gitmedin ki sen dimi Can? Sadece aramıza mesafeler girdi kısa süreliğine. Biz neleri atlattık be Cano, bunu da atlatırız. Diyecek çok şey var ama şimdilik bu kadar olsun. Her an seninle dertleşiyorum ben zaten yine. Sen beni hiç bırakmadın ki güzel yüreklim, deniz gözlüm.

Unutmadım, meleklerin sözü var ;) Sen de asla unutma bunu.

Hani derdin ya sen birtanemsin, birtanen burada, sen neredesin?
Bir de derdin ki hayatım sensin, hayatın burada, sen neredesin?

"Son olarak... Değerli arkadaşlar, herkesin başı sağ olsun. Allah en başta ailesine olmak üzere herkese sabır versin inşallah. Her ölüm erkendir, her ölüm beklenmediktir ama böylesi çok çok çok acı verici. Dualarımızdan eksik etmeyelim Can’ı. Allah rahmet eylesin."
 
Son düzenleme:
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

anladim...sabir verdin Yaradan...

cok seviyoruz KAdiri..Onun gidisini hala kabulllenmis degiliz...

ona kado derdim; bana kado deme nolur derdi :)

Rahmetli...
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

Allah rahmet eylesin :( toprağı bol mekanı cennet olsun pek tanımazdım ama yakışmadı hiç yakışmadı :(
 
---> Beni Nasıl Bilirdiniz - CaSuaL @- Kadir Yılmaz

Bu mektup sana CAN’ım...

Yazdığım her şeyi okuyorsun, hissettiğim her şeyi hissediyorsun. Biliyorum. Hep böyle olmadı mı zaten? O yüzden yazıyorum. Öldüğüne, bu dünyadan gittiğine hala inanamıyorum. Öğrendiğimde ilk sözüm ne oldu tahmin ediyorsundur... “Hani bırakmak yoktu Cano?!”

Sen benim tek dostumdun, tek sırdaşımdın, tek sığınağımdın. Bunları bildiğin halde, o kadar söz verdiğin halde nasıl gidebildin? Hani beraber yaşlanacaktık, bastonlarımızı alıp bi parkın bankında saatlerce oturup sohbet edecektik her zaman?

Her şey seni hatırlatıyor, her yerde bir anımız var. Metro, otobüs, alışveriş merkezi, kafe, sokak, kitapçı, büfe, lokanta, sahil, köprü... Akla gelebilecek her şeyde sen varsın. Seni unutmamı bekleme benden, unutamam. Bu acının dinmesini de bekleme, dindiremem. Sadece sabredebilirim, bir gün yeniden kavuşacağımızı düşünerek.

“Mezun ol da temelli gel artık, İstanbul’un altını üstüne getirelim” diyordun, ben mezun oldum geldim şimdi, sen nerdesin peki? Sensiz neyime İstanbul benim? İstanbul senmişsin be Cano.

4 senedir ne sorunlar yaşadık, ne sıkıntılarımız oldu ama hiç yılmadık. Ben kolay pes ediyorum diye kızardın bana, ama gördün işte ne kadar vedalaşsak da gidemedim senden. Herkesi sildim ama seni silemedim. İyi ki de silmemişim. Böyle güzel bir yürek silinebilir mi, unutulabilir mi hiç?!

Herkesten kıskanırdın beni, biriyle birazcık samimi olsam surat asardın saatlerce. Gönlünü alabilmek için neler neler yapardım ama o uğraşlar bile öyle güzeldi ki... Aslına bakarsan beni kıskanman her şeyden daha güzeldi.

Daha iki hafta öncesinde konuştuk, görüşelim dedik. Bir dönebilseydin oralardan, sana yine sürpriz yapacaktım. Beni görünce “Cano!” diyip kalacaktın yine öyle, o masmavi gözlerini üstümden alamayacaktın. “Özlemişim seninle konuşmayı” demiştim, sen de özlediğini söyledin ya yüzümde güller açtı o an. Şu an sana sarılabilmek için canımı bile verebilirim. İnan gözümü kırpmam, yeter ki sonunda sana sımsıkı sarılabileyim yine.

Sana sarılamadım belki ama annene sımsıkı sarıldım. Babanla da tanıştım. O güzel yüreğinin emsallerini gördüm bir kez daha. Kurban olduğum Allah, sabrını da veriyor işte. Odanı gezdim, eşyalarına baktım, kokunu sıktım üstüme. Abinden Allah razı olsun, acımı biraz da olsa dindirdi. Sana o kadar benziyor ki, o da senin gibi çok sıcakkanlı, iyi yürekli bir insan. Beni ilk gördüğünde "İsmin Canan mı?" dedi, "Hayır, neden?" dedim şaşırarak, "Neden telefonunda Can diye kayıtlısın? İsminizin kısaltılmışı sandım." dedi, bunu görünce bir kez daha öldüm sandım. "O bana Can derdi." diyebildim sadece. Ben senin Can’ındım, canını bırakıp nasıl gidebildin be Cano? Unuttun mu sözlerimizi, yeminlerimizi?

Sitem etmiyorum, kızmıyorum da, sakın yanlış anlama, üzülme oralarda. Ben senin kadar iyi yürekli bir insan daha tanımadım, tanıyamam da, çünkü yok senin gibisi. Sen gittikten sonra içimde öyle bir boşluk oldu ki her gece gözyaşlarımla dolduruyorum o boşluğu. Hani bana hep derdin ya “Yerini kimse dolduramaz, bambaşkasın.” diye, sen de öylesin MELEĞİM. Kimse senin gibi olamaz. Kimsenin sen gibi olmasını beklemiyorum zaten, istemiyorum da. Dediğin gibi, sen de hep Can olarak kalacaksın bende.

O gece rüyama geldin, masmaviydi gözlerin, gülümsedin, koluma dokundun, korkup uyandım. Korktum diye "Bir daha gelmeyeceğim rüyana." dedin. Bir daha da gelmedin. Gel be Can, korkmuyorum artık, gel de sarıl bana sıkı sıkı.

Her an dualar ediyorum senin için. Dilimden düşmüyorsun. Arkadaşlar neşem yerine gelsin diye güldürmeye çalışıyorlar beni, onlar kırılmasın diye gülümsüyorum arada ama gücenme sakın, seni unuttuğumu sanma asla, içten içe senin için kan ağlıyorum Kadir’im. Çok kızıyorsun bana, biliyorum ama ben bu acıyı kaldıramıyorum Can. Dayanamıyorum. Gülümserken bile "Gülmek bir insana bu kadar mı yakışır Cano?" demen geliyor aklıma.

Ölmekten bile korkmuyorum artık. Öldükten sonra ödül olarak cenneti de istemiyorum ben. Benim ödülüm senin o güzel gözlerin olsun. Ahirette sadece seni görebilmek, sana sarılabilmek istiyorum ben. Cennet umrumda değil. Benim cennetim, huzurum sensin Cano.

Şehit olduğunu söylüyorlar, “Denizde boğulan şehittir.” diyormuş bir sûrede. Okudum, gerçekten de öyle yazıyor. Sen ne mübarek bir insansın Can yaa... Rabb’ime şükürler olsun, seni tanıdığım güne şükürler olsun. İyi ki girdin hayatıma. İyi ki meleklerin insan kılığına girip aramızda varolduğunu gösterdin bana.

Yanına geleceğim Can. Ne kadar zaman var vuslata bilmiyorum ama dilerim çok uzun sürmez yine ayrılığımız. Bilirsin, hiç dayanamam sensizliğe. Yanına gelene kadar her gece rüyalarıma bekliyorum seni, lütfen beni bu kadar bir başıma bırakma. En yakın zamanda mezarına da geleceğim. Kendimi toparlamak için bekliyorum ama sanırım asla toparlanamayacağım. O yüzden ilk fırsatta gelip toprağına sarılacağım. “Ölülerin ayakucunda dua edersen, rahmetli seni görür.” derler, ben de öyle yapacağım, ayakucunda edeceğim duamı, seninle konuşacağım. Aramızda kalsın ama cevaplarını da duyacağım :)

Mektubun sonunda veda edilir ama ben sana asla veda etmeyeceğim. Zaten uzak bir yere gitmedin ki sen dimi Can? Sadece aramıza mesafeler girdi kısa süreliğine. Biz neleri atlattık be Cano, bunu da atlatırız. Diyecek çok şey var ama şimdilik bu kadar olsun. Her an seninle dertleşiyorum ben zaten yine. Sen beni hiç bırakmadın ki güzel yüreklim, deniz gözlüm.

Unutmadım, meleklerin sözü var ;) Sen de asla unutma bunu.

Hani derdin ya sen birtanemsin, birtanen burada, sen neredesin?
Bir de derdin ki hayatım sensin, hayatın burada, sen neredesin?

"Son olarak... Değerli arkadaşlar, herkesin başı sağ olsun. Allah en başta ailesine olmak üzere herkese sabır versin inşallah. Her ölüm erkendir, her ölüm beklenmediktir ama böylesi çok çok çok acı verici. Dualarımızdan eksik etmeyelim Can’ı. Allah rahmet eylesin."

Süper yazmıssın :(
gözümden yaşlar geldi :(
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst