Aşk Şiirleri

Aç Kapını

Dolaştım bu şehrin ıssız sokaklarını bu gece.
Yüreğimde sen vardın, paketimde son bir sigara.
Geldim senin sokağına bekliyorum.
Aç kapını sevgilim, ben geliyorum.

Görüyorum, lamban hala yanıyor.
Uyumuyor güzel gözlerin, beni bekliyor.
Beni özlediğini hissedebiliyorum.
Aç kapını sevgilim, ben geliyorum.

Sokak lambası altında bekliyorum.
Seni özlüyorum birtanem, seni istiyorum
Sevgilim bu gece zilini çalmıyorum.
Aç kapını sevgilim, ben geliyorum.
 
Aç Kapıyı

Aç kapıyı, haber var,
Ötenin ötesinden!
Dudaklarda şarkılar,
Kurtuluş bestesinden.

Biz geldik, bilen bilsin!
Gönül gönül girilsin,
İnsanlar devşirilsin,
Sonsuzluk destesinden
 
Aç Kapıyı Yalnızlık

Aç kapıyı yalnızlık, ben geldim
Hayır, ağlamadım, gözlerim yaşlı değil.
Cephedeydim, kurtaramadım yenilmekliği.
Gece yarısı, uyumuştur sokaklar çoktan
Bir sen varsın işte, bir de benim hayaletim...
Bakma öyle, al elimden valizlerimi
Bir şey yok içlerinde; balık kokusu sinmiş üç beş kazak,
Kırık bir ayna, bir kaç tel siyah saç...

Soğuk burası, yağmur kokuyor
Geceleri uyku tutmaz insanı burda
Bak, yıldızları görmem lazım benim dolunayda; çıldırırım
Yıkarım üstüne bu mahzeni, kaçamazsın...

Morarmış, çatlamış ellerim soğuktan görmüyor musun?
Varsa sıcak bir çorba getir bana, tuzlu
Yoksa uğraşma, aç değilim.
Saat yok duvarlarda, o kadar yalın yaşamak
Günışığı da yok, karanlık ruhun gibi yakın sana...

Yalnızlık kapat kapıyı!
Şuraya, şu soğuk taşların üzerine bir yatak ser bana.
Uyumak istiyorum,
Unutmak istiyorum,
Unutulmak istiyorum...
 
Aç Kuşlar

1.

kana boyandi kirmenimde yün
kuşmarlara, tuzaklara düştüm
menevişlendi durgun sularim
sedef
bir biçak aldim dostlar

güneşi yiyorlar
aç kuşlar.

aç kuşlar, yorgun işçi
yeni çikan vardiyadan
elliyorlar yildizlarin
kinasini.

aç kuşlar, topraktan
güneşi bakir bir kap gibi
kalayliyorlar.
 
Acaba

uzandığımda acaba tutabilir miyim
ellerimden kayıp gidenleri
anlarımı, sevinçlerimi, hayallerimi
uzanıp tutabilirmiyim kuşları kanatlarından
yıldızları ışıklarından
güneşi sıcağından
dağları karlarından
uzansam dokunabilirmiyim
yüreğimden geçenlere
durdurak bilmeyen zamana
çocukların gözlerindeki hayal kırıklığına
dokunsam anlayabilirmiyim
kaybedenlerin acısını
acının dayanılmazlığını
 
Acemi

Annemin ilk çocuğuyum,
Annem acemi,
Doktor acemi,
Ebe acemi,
Hasılı kelam acemilik doğuştan bela,
Attığım ilk adımda düşmüşüm,
Doğaldır demesin kimse sakın,
Acemiliğimdendir bu düşüş dostlarım.

Derken alışmışız iyi kötü ayakta durmaya,
Bir defter bir kalem tutuşturup elimize düşürmüşler okul yoluna,
Okula acemi...
Sınıfın en güzel kızına aşık olmuşum,
Aşka acemi,
Zamanla sever olmuşum kalem tutmayı,
Şiirler yazmaya çalışmışım,
Şiire acemi!
 
Acemi Gözyaşları

Söyle söyleyebilirsen,
Senden akıp gidenleri.
Sanki bir hata yapmışcasına gizlen.
Anlat ama söyleme,
Bırak, gülsünler gizliden.
İşkence çekercesine ağla içinden,
ağla ki uyansın uykusundan yılların acemi gözyaşları.
 
Acemi Gözyaşları

Söyle söyleyebilirsen,
Senden akıp gidenleri.
Sanki bir hata yapmışcasına gizlen.
Anlat ama söyleme,
Bırak, gülsünler gizliden.
İşkence çekercesine ağla içinden,
ağla ki uyansın uykusundan yılların acemi gözyaşları
 
Acep

Bir insan, sevdalanıp sevdiği zaman
Gönül ehli yarini, bulur mu acep
Aşk deryasında umman, daldığı zaman
Gönül sevgi yarini, bulur mu acep
Bir insan,muhabbet duyunca cananına
Gönül mehtaptan payını,alır mı acep
Varıp divan durunca,hakkın divanına
Gönül divandan,tayin alır mı acep
Bir insan,girse aşkın zırhı babına
Gönül erer mi acep aşk mehtabına
Kulak tutan güller, bülbülün figanına
Mekanında ona yer verir mi acep
Bir insan,ilmi irşada varsa durulsa
Bahçesinden kem gülleri derer mi acep
Biran olan rüyalar,yıllar kadar uzasa
Dört mevsimden,haber verir mi acep
 
Acep Sizler Hangi İlden Gelirsiz

Acep sizler hangi ilden gelirsiz
Bir haber sorayım durun turnalar
Sılada yarimden neler bilirsiz
Bana bir teselli verin turnalar

Gönüller perişan teller eğri
Dayanmaz cevrine aşıkın bağrı
Yolunuz uğrarsa o yare doğru
Üstüne kanadı gerin tumalar

Eski sözlerinde yarim durursa
Gözlerimin yaşı bir gün kurursa
Yolunuz o yana doğru varırsa
Ayrılık nicedir sorun turnalar

Ruhsat'ı sorarsa yanıyor bağrı
Gamınla bulandı gönülde ağrı
Haydi varın gidin o yere doğru
 
Aci Doktor

Berçenek'ten yaya geldim
Amman doktor bak bebege
Beşigini elden aldim
Yandim doktor bak bebege

Yikik yuvam kara yasta
Yalvaririm eşe dosta
Annesi bebekten hasta
Amman doktor bak bebege

Kuru sogan yagsiz aşim
Yirtik bagrim açik başim
Bir şey degil vatandaşim
Amman doktor bak bebege

Allah için bir merhem çal
Öldürür beni bu vebal
Param yok ceketimi al
Amman doktor bak bebege

Mahzuni Şerif çobandir
Meskenim dumanli dagdir
Bebektir amma insandir
Amman doktor bak bebege
__________________
 
Acilara Tutsak

Neden bu yaşam böyle
Soguk kuru buruk?
Neden gecem, gündüzüm bir,
Işiklar.. kopuk kopuk?

Içimdeki bu hiçlik
Uzar da gider, uzar da gider.
Yaşamak istiyorum bir sevmelik
Bu kadari bana yeter.

Mutsuzlugun karanlik yollarinda kör,
Zaman gerçegine tutsak olmuşum.
Yenik düştüm acilarima durdu asansör
- Dört duvar arasinda -
Kendime yasak olmuşum.

Umutlarimi yiyorum
Işiksiz, neş'esiz, tedirgin.
Ve ben yalnizligimda tek.
Acilar sonsuz, acilar geniş, acilar zengin.

Zaman gerçegine tutsak olmuşum,
Kendime kendim yasak olmuşum.
__________________
 
Açilir Bahtimiz

Bir davet çikarmiş o peri bana;
"Gül gönderme kendin yalniz gel" demiş.
Güvercin uçurdum cümle her yana
"Engeller kalkmiştir açik yol" demiş.

Durulmaz denizler estikçe rüzgâr,
Yaz bahar geçince yagar kişin kar,
Bir rüyâ görmüşüm - hayıra çıkar
"Cevabım evettir, benden al" demiş.

Renk vermiş göklere denize gözü,
Aydan aydın olmuş mehtapta yüzü,
Gönül köprüleri kurmuştur sözü
"Beni yoldan eden aşkı bal" demiş.

"Cihan duysun korkum yoktur cihandan,
Onun için geçtim mevkiden " candan,
Aldıysan darbeyi dosttan, düşmandan
Gönlüm sana uygun mekân, kal" demiş.

Gönül kaldı gönül güzel birinde,
Geçer zaman hicran derdi derinde,
"Ararsan ışığı hemen yerinde
Zannetme sevdiğim, ara, bul" demiş.

Açılır bahtımız, açılsa gökler,
Kalmasın mahşere bütün dilekler,
Ressam Halil, seni ümitle bekler
"Hicran bitsin artık kalpten gül" demiş.
 
Aciya Tutsak

Bülbülün nagmesi feryada benzer
Bir gönül aciya tutsak olunca.
Güneşin renginde karanlik sezer
Bir gönül aciya tutsak olunca.

Bir çiçek koparsan eline batar,
Güneşler yüzüne siyah tül atar,
Neşeyi pazarda bedava satar
Bir gönül aciya tutsak olunca.

Insanin gençligi bahara benzer,
Mutluluk eriyen bir kar-a benzer,
Didar-i istirap bir yar-a benzer
Bir gönül aciya tutsak
 
Açlik Çogunluktadir

Gülü çigdemi filan birak
Sardunyayi karidesi filan birak
Aciyi ve ölümleri birak
Oy pusulalarini ve seçimleri birak
Evet
Seçimleri özellikle birak
Çünkü açlik çogunluktadir

Her kişinin ukala ömrü
Yeter sanilir çiçeklenmeye
Ve dünyanin karanligindan
Bir aşk bahanesiyle kurtulmaya
Kaçip giden baharlarin anisi
Elden ele devredilen bir gençlik duygusu
Laleler sümbüller bütün öbür boklar püşürler
Hakkim var midir bunlari söylemeye
- vardir
Güneş dogarken ve batarken
Yazdan kişa girerken ve kiştan çikarken
Ve dagda ve kirda
Hakkim vardir -
Çünkü en azindan dünyadan
Dölsüz katirlar geçer
Yüklü vagonlar geçer
Demir yüklü şilepler geçer
Yelkenleri işletenleri ve tayfalariyla
Ve onlarin karilari ve çocuklariyla
Ve bilinmez sanilir gelecegi
Bir demiryolu makasçisinin
Oysa kesinlikle yazilmiştir
Her sevgi kitabinda
Asil olan açliktir
Çogunluktadir

Sevişmek o yüzden gereklidir
Evet açlik, yok olsun bütün incelikler
Mendiliniz var mi, kabak ograten
Bof strogonof mantar fileminyon
Güneş görmemiş midye
Midye görmemiş güneş
Ve soygun halindeki otel malzemeleri
Ve altin arayicilar
Ve istedikleri yerlerde
Yüksek graviteli petrol bulanlar
Hem thames kiyisinda
Hem mekong deltasinda
Bir kalça fotografina bunlarla birlikte bakanlar
Çogunlukta degildir
Açlik çogunluktadir
Artik her şeyi yaşadik
Ve birlikte düşündük
Ve düşündük ki her şey cehennem
Bir bakişta
Ve cehennem
Başarilmamiş bir savaştir
Dünyanin ortasinda kullanilmamiş bir su
Cehennem, insanin kendi cigeri
At sirtinda taşinan ölü
Kundaga girmeyen bebe
Karanliklarda açan çiçeklerin
Bir insanin ölümüne dönüşü
Bir insan ölümü olmaya
Çünkü açlik çogunluktadir

- Işte o zaman diyorum ki -
Gelişin şen olsun senin
Her şey esirgesin seni
Çünkü açlik çogunluktadir
Ve ezecektir gücüyle dünyayi
- Ikimize bir aşk elbette yetmez
Türlü şeylerin savunuldugu -
Dirilige eşitlige tokluga
Artik ayip olan tokluga
Çünkü açlik çogunluktadir
Açlik.
 
Açlık Ordusu Yürüyor

Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeğe doymak için
ete doymak için
kitaba doymak için
hürriyete doymak için.

Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
yürüyor ayakları kan içinde.

Açlık ordusu yürüyor
adımları gök gürültüsü
türküleri ateşten
bayrağında umut
umutların umudu bayrağında.

Açlık ordusu yürüyor
şehirleri omuzlarında taşıyıp
daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
fabrika bacalarını
paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.

Açlık ordusu yürüyor
ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp
ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.

Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için
hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor
yürüyor ayakları kan içinde.
 
Açlıktan

Tünele doğru sağda
Bedri Rahmi kalmış
Bir zamanlar
Narmanlı Han’da

Kediler ibadette
Dönük yukarı
yüzleri
Açılacak cam ...
gözleri
Atılacak ette

Çoğu insan gibi

İhanette.
 
Açmadılar Kapıları

açmadılar kapıları
dayanmışken sınırına hayatın
aydınlık basmıştı her yeri
bulutlar dağılmıştı
sabah vaktiydi
açmadılar kapıları
vapur düdükleri geliyordu uzaktan
oysa seni sevmenin tam zamanıydı

seni sevmenin tam zamanıydı
katlanılmazken hayatın bu anlamsız akışına
yarım yamalak duyguların sığlığında
ateşi getirmiştim Zeus’un dağından
hiçbirşey istemeksizin karşılığında
açmadılar kapıları
istemediler alevin yakmasını
istemediler donan nehirlerin akmasını
oysa canlanmanın tam zamanıydı

canlanmanın tam zamanıydı
bahar gelmişti, tabiat kendine sevdalı
kıyamet düşüncelerden çok uzakta
yeşiller inadına yeşil
gökyüzü inadına mavi
denizler heyecanlarla dalgalı
açmadılar kapıları
bilmediler güzelliğini aşkın
bilmediler ne olacak yarın
oysa tam zamanıydı umutları yaşamanın
tam zamanıydı umutları yaşamanın
boylu boyunca genç
evreni kucaklarcasına arzulu
hayatı boyamaya hazırlanırken rengarenk
güzellikler ruhumda hevenk hevenk
açmadılar kapıları
sormadılar ki ne taşıyorsun a çocuk
sormadılar ki niçin yüreğin kıpır kıpır
ve uçuk
oysa tam zamanıydı söylenecekleri söylemenin
tam zamanıydı söylenecekleri söylemenin
yakalayıp saçlarından kaçıp gidenin
o geri dönmeyenin
bilinmeyenleri bilen, bilinenleri bilmeyenin
tomurcuklar açmadı, kolay değildi
açmadılar kapıları
açılmadı kapılar
kurulmadı köprüler
sevdaya uçan kuşlar
birer birer öldüler.
 
Açmayın Bana Maziyi

korkutuyor beni rüzgarın sesi
hani nerede sevgilinin busesi?
uyku kalmadı acep neyin nesi?
bu bana aşkın en büyük sillesi

bulamadım nedense hiçbir şeyi
ne aradığım aşkı ne de sevgiyi
belki buldum kıymetini bilemedim
ne olur açmayın bana maziyi

sakın üzülmeyin bana uzaktan
hiç umut doğmuyor artık şafaktan
ne fark eder hep karanlık olsa da
ben yandım zaten mazideki aşktan...
 
Açsam Rüzgara

Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz...
Mercan adalarda bir liman..
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli dalına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst