Ahmet Kaya [Bütün şarkı sözleri..]...!!

Dersim Dört Dağ İçinde

Dersim dört dağ içinde
Dersim dört dağ içinde
Gülü bardağın içinde
Dersimi hak saklasın
Bir yarim var içimde
Gülü bardağın içinde
Dersimi hak saklasın
Bir yarim var içimde

Noldu agama noldu
Noldu ağeme noldu
Gül benzin sarar soldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu

Perteyin altı kelek
Dersimin altı kelek
Perte gel gidek gelek
Elim elinde olsun
Kapı kapı dilenek
Elim elinde olsun
Kapı kapı dilenek
Noldu agama noldu
Noldu ağama noldu
Güldü sararıp soldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
Ağam burdan gidelim
Bu yerler viran oldu
 
Diyarbakır Hasreti

Sevince ölesiye sevilir, kalınırdı
Gidince kırılmış bir dal gibi gidilirdi
Sonra şehirler uyur,kalbim örselenirdi

Ne diyarbakır anladı beni, ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen

Gidince upuzun,kırılmış dallar gibi
Üşürdü ömrümüz,saçakta kuşlar gibi
Kederden geberten hasret ezberlenirdi

Ne anılar anladı beni yar ne de sen
Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen

Geliyorum köpekler gibi acı çekerek
Geliyorum hasretinin gözlerinde öperek...

Söz :Yılmaz Odabaşı
Müzik :Ahmet Kaya
 
Diyarbakır Türküsü

Diyarbakır etrafında tanklar var
Kuşatmışlar dört bir yandan kenti ordular
Kalkacak neredeyse ayağa surlar, surlar
İstemezler gün görmeden ölesem aman.

Namlular göğsümüze dayandı, dayandı
Gece bastı gene zulum dadandı vay vay
Yağlı ilmik boynumuza dolandı, dolandı
İsterler ki gün görmeden ölesem aman
 
Doğum Günü

İnsanların yüzlerini
Göremiyorum
Boğazım düğüm düğüm
Çözemiyorum
İstesende yanına gelemiyorum
Tutsam şu karanlığı
Tutsamda yırtsam
Ah elim tutuşmasa elini tutsam
Susmasan konuşsan
Sesini duysam
Tutsam güzel yüzünü
Bağrıma bassam
Doğum günüm bugünüm
Doğum günüm gülüm
Doğum günüm diyorsun
Doğum günün kutlu olsun
Mutlu ol senelerce
Sana boncuktan kuş yaptım
Konacak pencerene
Karakollar beni alır
Sorgular gecelerce
Hiç bekleme belki gelmem
Gelemem senelerce
 
Dokunma Yanarsın

Çocukluğum çıraklıkta geçti, kir pas içinde
Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde
Hapse erken düştüm.. copla erken tanıştım
Küçük voltalardan bıktım, usandım
Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda
Adımlarımı saymadan, geriye dönüp bakmadan
Usanmadan, bıkmadan
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsunki aşkı beceremiyorum
Beni kendi halime bırak yavrucuğum
Ben yolumu nasıl olsa bulurum...

Upuzun çayırlarda yalınayak koşmak istiyorum
Saçlarım rüzgara konuk..yüzüm dağlara dönük
Göğsümün çeperini ölümle sınayan esaret
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak.. koşmak istiyorum sevgilim
Dönemezsem affet...

Firari gecelerin uzmanı olmuşum
Bütün istasyonlarda afişim durur
Beni bir çocuk bile bulur!
Dokunma bana çıldırırsın
Dokunma bana sende ellerin tutuşur!

Koşmak istiyorum
Eksozların, molozların, yağmaların kıyısından
Onca insafsızlıkların, onca haksızlıkların
Manzarasızlıkların, parasızlıkların
Allahsızlıkların kıyısından
Kimseye ve hiçbirşeye değmeden
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!

Koşmak istiyorum
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla
Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!

Avucunu son bir defa, ağlamadan tutmak istiyorum
Gözlerim yüzüne küskün, sazım sevgine suskun.
Saati ayrılığa krmuşum olmaz teslimiyet
ziyan aklımı senle bozmuşum, içerim felaket!
Kurşunlara geleyim istiyorum
Ölmek..ölmek istiyorum sevgilim
Sağ kalırsam affet

Firari acıların uzmanı olmuşum
Bütün telsizlerde adım okunur
Beni bir korkak bile vurur!
Dokunma bana fişlenirsin
Dokunma bana, sende yanarsın
 
Doruklara Sevdalandım

Filiz filiz harelendim dağlara uymak için
Kan gölünde kurulandım hayatı duymak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için.

"Kekik kokusu duydum
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum;
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar..."

Katarlar gelir geçer bir geceden bir geceye
Yüreğim yare yare iz bırakır bin acıya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya.

Denizlerde dalgalandım taşları oymak için
Doruklara sevdalandım ışığa doymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için.

"Bir kuş çiz yavrum yüzüme gözyaşınla
Bir kuş tel tel kirpiklerim kanat olsun
Bir kuş çırpınan kalbi dudağımda
Bir kuş yavrum sıcaklığın beni bulsun.
Bahar gelmiş balam benim
Bahar gelmiş dayanmış
Dalda yaprak bebeciğim
Suda köpük uyanmış
Kuzulara özenmiş kızım benim
Körpe sesler dinlenmiş
Ay ışığında yanmış yavrucuğum
Onun için beyazmış."

Şarkılar gelir geçer bir heceden bir heceye
Yüreğim yare yare yankılanır bin acıya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
 
Dost

Benim sevdalarım yeni filizlenir
Doymasada toprak can, can içinde
Şu kara günlerim yeni beyazlanır
Doymasada yürek can, can içinde

Gül yüzlü gül destim
Pirim ben sana küstüm
İnan değil sana kastım
Cahille sohbeti kestim
Dost, dost

Filizlerim kokar gül deste gibi
Bülbül figan eder sanki yasta gibi
Benim deli gönlüm yine hasta gibi
Artar eksilmiyor can can içinde

Gül yüzlü gül destim
Pirim ben sana küstüm
İnan değil sana kastım
Cahille sohbeti kestim
Dost, dost
 
Dost Düşmana Karşı

Zindanlardan taşa taşa kar beni
Mamak'lardan metris'lerden sor beni
Diyarbekre kanla bastım mührümü
Ceset ceset kefen kefen sar beni
Bu türkü mor dağların emanetidir
Firari mahpuslara bir avuç su
Bir türkü dilimi içerdekine
Çeyiz sandıgına oyalı yazma
Memeye süt
Ve baharın toprağa bereketidir
Sığmaz dört duvarın yanına, dikenli tele
Cesur mermidir, mavzer yatağında bu
Önü kıtlık kıran, zemheri
Ardı ateş külü, kızılcık
Ve menekşedir
Bir teli asuri vurur, bir keldani
Ve yeşile çalar her mevsim
Petrol mavisini
Kan kızılını
Kavruk dudakların tuzunda tadı
Fırat'ı
Dijle'yi vurur
Heyy bre
Şahin gagasında
Can suretidir
Kara saçlım
Gül benizlim
Sevdiğim
Bu türkü
Mor dağların emanetidir
Gün kar yanığı yüze vuranda
Debreşir gökçe yürek
Kasketi keder gömleği kan
Sevdası bir uçurumdur
Gözleri kor tanesi gözleri hançer
Gözleri cesarettir
Krizantem çiçegidir emegi gülüm
Elleri cesur vede hünerli
Mor dağların ardında
Üç koca destan üç koca dünya
Üç denklem
Üç şifre üç atom çekirdeği ve
Bir çakmak bir kıvılcım birde dinamit
Gün kar yanığı yüze vuranda
Mor dağların türküsü gelir
Onlar güneşin bağrında ateş
Yer yüzünde bir taze çiçektiler
Namluda namusun fişengi
İsyanda yürek kara düşte
Bembeyaz gerçektiler
Ben yılların sevdası
Nazlım
Sabır kıyısında
Kin köpüğü
Al almada
Başaklarda
Gül dudaklarda hasret

Söyle türkünü sen
Erinme nazlı bacım
Ağlamadan
Karalara bağlamadan
Kına gecelerinin sevincinde
Lurke'de Goven'de
Temirağa'da
 
Dostum Dostum

Öyle bir yerdeyim ki , ne karanfil ne kurba var
Öyle bir yerdeyim ki , öyle bir yerdeyim ki

Bir yanım mavi yosun , dalgalanır sularda
Bir yanım mavi yosun , dalgalanır sularda

Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe

Öyle bir yerdeyim ki , bir yanım çığlık çığlıkğa
Öyle bir yerdeyim ki , öyle bir yerdeyim ki

Anam gider allah allah , kızım düşmüş sokağa
Babam gider allah allah , oğul düşmüş sokağa

Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
 
Evlerinin Önü

Evlerinin önü mersin
Ah sular akmaz gadınım tersin, tersin
Mevlam seni bana versin
Al hançeri gadınım vur ben öleyim
Ah kapınızda bir danem
Kul ben olayım
Hayda efeler of

Evlerinin önü susam
Ah su bulsamda gadinim
Çevremi yusam
Açsam yüzünü baksam doysam
Al hançeri gadinim vur ben öleyim
Ah kapınızda bir danem
Kul ben olayım
Hayda efeler of
 
Eylüle İsyan GibiSen betonlar içinde ben senin özleminde
Sen yangınlar içinde ben mazlumun türküsünde
Aydınlığı aradık karanlıklar içinde
Sen dünün hasretinde ben yarınların derdinde
Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana
Bölünsek de çözülsek de başkaldırdık zamana
Güneşte kavrulursun kıraç topraklar gibi
Hazanda savruluruz serseri yapraklar gibi
Yalnızlığı yaşarız geride kalan gibi
Düşer düşer kalkarız eylüle isyan gibi
Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana
Bölünsek de çözülsek de başkaldırdık zamana
 
Fasso Necdat

Elinde bir buz bag sise
Dolaniyor köse köse
Simdi karakola düse
Cop tirina nininom da
Hop tirina nirinam
Sivri burun top yumurta
Nara basar uluorta
Bekcileri tarta tarta
Tir tinina nininom da
Tara tinina nininom
Gene bir gün böyle zirzop
Gece beksi buna demis hop
Belinin ortasina cop
Cop tirina nininom
Hop tirina nininom
Gecirmis bir siyah salvar
Poz kesiyor gaddar gaddar
Tesbihi sari kehribar
Sik tirina nininom da
Tik tirina nininom
Gene bir gün böyle yanya
Hava basarak bir yandan
Karakolun sokagindan
Pat tirina nininom da
Pataküte de nininom
Sapkasi tam sekiz köse
Zevkten olmus dokuz köse
Güveniyor on kardese
Hot tirina nininom da
Zot tirina nininom
Mahelleyi bezmis ama
Cikamiyor kimse cama
Adam degil sanki kazma
Host tirina nininom da
Fos tirina nininom
Gene bir gün böyle calim
Yürüyorken adim adim
Demislerki gel bakalim
Sak tirina nininom
Sakasuka da tirina nininom
Fosso Necdat demis aman
Anlamis vaziyet yaman
Kafasindan cikmis duman
Fos tirina nininom da
Fis tirina nininom

Söz: Yusuf Hayaloglu
 
Gaş Gabah

Gaş gabahın yerle gödir
De görün neylemişem
Yüreğim güp güp edir
De görün neylemişem

Bir mene bak naz eyleme
Gaş gabah tökme böle
De görün neylemişem
Gel mene naz etme böle
De görün neylemişem

Bir günahım yoktur inan
Varsa de olum kurban
Gözlerem bu hala men
Ölürem az kala men
 
Gayrı Gider Oldum

Gayrı gider oldum gardaşlar
Ve de kızkardaşlar
Gayrı haram bu can bana
Bu toprak damlar bu yollar bana
Bu sevdalar bu ağaçlar haram bana
Oğul uşak bir de karım
Kurt bana hastır çeker
Yılan bana çıyan bana

Hastır çeker yılan bana
Lan gardaş bu nasıl yara
Lan gardaş bu nasıl yara
Kanar her yerinden
Dövülmüşüm sövülmüşüm kovulmuşum ben
Hastir çekilmişim yani kendi öz yurdumdan
Çeker giderim.
 
Geçmiyor Günler

Burda çiçekler açmıyor
Kuşlar süzülüp uçmuyor
Yıldızlar ışık saçmıyor
Geçmiyor günler geçmiyor
Avluda volta vururum
Kah duşünür otururum
Türlü hayaller görürüm
Geçmiyor günler geçmiyor
Dışarıda mevsim baharmış
Gezip dolaşanlar varmış
Günler su gibi akarmış
Geçmiyor günler geçmiyor

Gönülde eski sevdalar
Gözümde dereler bağlar
Aynadan hayalin ağlar
Geçmiyor günler geçmiyor
Yanımda yatan yabancı
Her söz zehir gibi acı
Bütün dertlerin en gücü
Geçmiyor günler geçmiyor
 
Gel Haydi Gel

Güller solmadan önce gel
Gecenin yarısında gel
Gizli gizli gel sessiz gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü koşmadan gel
Kimselere sataşmadan
Ekiplere dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
Bak ben gelmeden önce gel
Ben sana gel demeden gel
İşte şimdi gel hadi gel

Uykulara karışmadan
Yastığımız buruşmadan
Rakımız mayışmadan gel
Gün sabaha kavuşmadan
Ayaklarım dolaşmadan
Arzular savuşmadan gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü koşmadan gel
Kimselere sataşmadan
Ekiplere dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel

Ateş sönmeden önce gel
Sabahın serininde gel
Islak ıslak gel titre gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü koşmadan gel
Kimselere sataşmadan
Ekiplere dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
Şarkım bitmeden önce gel
Söyleyince gel çabuk gel
Hadi hadi gel şimdi gel

Uykulara karışmadan
Yastığımız buruşmadan
Rakımız mayışmadan gel
Gün sabaha kavuşmadan
Ayaklarım dolaşmadan
Arzular savuşmadan gel
Ay pencereden aşmadan
Karanlık yoldan şaşmadan
Yavaş yürü koşmadan gel
Kimselere sataşmadan
Ekiplere dalaşmadan
Belaya bulaşmadan gel
 
Geleceğim

Geçici ayrılık benimkisi
Ilkyaz çiçeğine gebeyim
Ağıtlar yakmayın adıma
Ben ölmedim ölmeyeceğim
Sıcak saklayın gecelerimi
Karlar altından çıkıp geleceğim
Düşlerinizin ateşinden
Ilık bir rüzgar gibi eseceğim
Demlice bir çay koyun üstüne
Aç çocuk gibi besleyin sobayı
Nasıl tütüyorsanız gözlerimde
Oylece tütsün buharı
Uzunca serin yatağımı
Boyunca uzansın ayağım
El aman deyince gece
Usulca kıvrılır yatarım
Can canım canlarım
Hazır mı koynunuzdaki yerim
Gün olur gecikmiş çocuk gibi
Bağıra çağıra gelirim
 
Gençlik

Hani benim sevincim nerde
Bilyelerim, topacım
Kiraz ağacında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersiz.
Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tel örgülere takıldı
Hani benim gençliğim nerde.

Ne varsa buğusu genzi yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ah... Ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm, büyümüştüm.
Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde.

Hani benim sevincim nerde
Akvaryumum kanaryam
Üstüne titrediğim kaktüs çiçeği
Aldılar kitaplarımı sorgusuz.
Duvarlar konuşmuyor anne
Açık kalmıyor hiç bir kapı
Hani benim gençliğim nerde

Yağmurları biriktir anne
Çağ yangınında tutuştum.
Hani benim gençliğim nerde
 
Giderim

Artık seninle duramam,
Bu akşam çıkar giderim
Hesabım kalsın mahşere
Elimi yıkar giderim

Sen zahmet etme yerinden
Gürültü yapmam derinden
Parmaklarımın üzerinden
Su gibi akar giderim

Artık sürersin bir sefa
Ne cismim kaldı ne cefa
Şikayet etmem bu defa
Dişimi sıkar gierim

Bozarmı sandın acılar
Belaya atlar giderim
Kurşun gibi mavzer gibi
Dağ gibi patlar giderim

Kaybetsem bile herşeyi
Bu aşkı yırtar giderim
Sinsice olmaz gidişim
Kapıyı çarpar giderim

Sana yazdığım şarkıyı
Sazımdan söker giderim
Ben ağlayamam bilirsin
Yüzümü döker giderim

Köpeklerimden kuşumdan
Yuvrumdan cayar giderim
Senden aldığım ne varsa
Yerine koyar giderim

Ezdirmem sana kendimi
Gövdemi yakar giderim
Beddua etmem üzülme
Kafama sıkar giderim!
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst