Adını SEN koy Full Arşiv ResimLi şiirLer

102762_aspendos_olur-mu_1.jpg


Şaşarsam bir gün gittiğim yoldan, doğru yola sokmak icin gel olur mu...? Yollarım engellerle dolu ise, yardım etmek için benimle gel olur mu...? Bırakmiyorlarsa beni sana, dağları aşarak gel olur mu...? Uçurumun kenarında isem eğer,
elin elimde olsun olur mu...?

102762_aspendos_olur-mu_2.jpg


Bakarsam eğer bir gün başka güzele,
karşıma çık olur mu...?
Aldanırsam sahte gülüşlere,
aklıma gelen sen ol olur mu...?
Oynarsalar gönlümle bir gün,
korumak için meleğim ol olur mu...?
Kaptırırsam kalbimi bir başkasına,
söküp atan sen ol olur mu...?

102762_aspendos_olur-mu_3.jpg


Kalkarsa dünyada olmayan huzurum,sevincim sen ol olur mu...?Yarım kalırsa bu sensiz geçen ömrüm,
gurbetde sılam da sen ol olur mu...?
Aç kalırsam eğer Aşk'ından,
ruhumu besleyen sen ol olur mu...?
Kanatırsalar gönlümü derinden,
merhemimde sen ol olur mu...?

102762_aspendos_olur-mu_4.jpg

Mısralarda ararsam seni bir gün,
çıkıp gel Aşk defterime olur mu...?
Dalarsa gözlerim yollarına,
haber vermeden, kapıyı çalmadan gel olur mu...?
Ağlarsa bu gözlerim hasretinden,
silmek için koşa koşa gel olur mu...?
Son nefesimde bile seni dilersem,
yanımda ol...


OLUR MU...?

 
Aşk


Koskocaman bir yalan

Bazen, çöllere düşüren, bazen de dağları deldiren
Kavuşmasız kuruyan ırmaklarda yüzdüren
Aynada yaşlanan yüzünü seyreden
Koskocaman bir yalan dünyada gülümseten


Aşk;
Koskocaman bir yalan

Boran kuşunun gözündeki üç damla yaşı akıtan
Dümeni olmayan bir geminin kaptanlığını yaptıran
Elimdeki kadehin içine bir parça kan damlatan
Ve o kadehte yüzmesini bilmeyeni yüzdüren


Aşk;
Koskocaman bir yalan

Neden diye her sorulan soruya yanış cevap veren
Resimdeki görüntünle hayallere daldıran
Bir parça umut isteyen
Aşk; ne sensiz olur ne de senle dedirten...

 
Biriktirdiğim bir siyah perdesi artık tüm kelimelerim
Geri dönüşü olmayan sözlerin içindeyim şimdilerde

wwwsonsiircomangelsmonegt9.gif


Bir günlüğün içine sığınmış yapayalnızım
"Siyah" cümlelerimin ardında kilitli yüzüm
Yarınlara bir bilet daha ısmarlıyorum şimdi
Dün'lerim çoktan rengini yitirdi

wwwsonsiircomangelsmoneoz3.gif




Belkisi yokki aşkın / aşkımın
Aşığım
Bir tek doğru olan vardı içerilerimdeTaa derinlerde, mavimsi hecelerimde
/..Günüme doğan mevsim çerçeveli gözlerin../

wwwsonsiircomangelsmonebx7.gif




Zamanın akrebini kestimBu kadarı yüreğime enkaz
Hüzün ceplerimde yelkovanPişmalığım sürgün

wwwsonsiircomangelsmonecs6.gif


Bir avuç renk tim oysa kiSana geldim Kaybettim Gamze'yi
Özür dilerim..
 
ArkadaşLar bu konuya rep veriyorsunuz sağoLun ama JuLieT nickide bnm. OnLa giriyorum artık. RpLeri o nicke verirseniz sevinirim :)
 
01pi8xy91ja5.gif



Hiçbir ten
Benim tenim kadar yanmadı inan
Ve hiçbir muhteşem nota
Sesim kadar yağmalamadı bedenini
Durma, itiraf et

Yakmadı edilen hiçbir veda bu güne dek
Ve harcanmadı gözyaşının böylesi bozuk para gibi

O akşam ki gibi
İçilmedi hiçbir sigara
Devrilmedi kadehler peş peşe
Ve bir daha
Doğmadı o kahrolası güneş
Hiçbir gece ayrımında bu denli kahırlı.

Sevgili!
Sustuğun,
Zamansız, amansız
Kor gibi yakmakta
İçimi
Yosun tutan bir ıslaklığın reçetesidir bu şimdi

Kalbim sustu
Ayaz ayaz yıkılırken soluğum
Düştü İnkaya koynunda Bursa ellerimden
Çığlığım kirpiklerinden
Tutamadım sevgili

Suskunluk dağları eridi içimin
Gittin
Ve hiçbir vakit bu kadar mübah olmadı intihar!
Ki, sabaha erdirmeyecek ölüm beni

Ey adamım
Gidişin intiharımdır
Sakın ölüm sanma…
 
yregim-1.gif


Kulaklarımda bir uğultu belirdi birden..! Sitemle, öfkeyle, deli dolu bir sesle sarsıldı ruhum… Çok uzaktan, çok derinden geliyordu sanki, o sesten başkasını duyamadım bir an, her yanımı kapladı… Bütün ışıklar söndü sanki…“Yeter demiştim sana” dedi. “Misafir kabul etmiyorum artık, …”çok acıdı canım, çok kanattılar, çevirdikleri enkaza bakmadan dönüp gittiler sırtlarını'' Susmadan devam ediyordu, tıpkı son nefesini vermek üzere olan bir hasta gibi… Eğer konuşamasa yarım kalacaktı her şey ve bir daha asla tamamlanamayacaktı o cümlelerini… Gözlerimden yaşlar akmaya başladı birden… Bir cevap bekliyordu, bir açıklama.. “Beni bu kadar acıtmaya, bu kadar parçalamaya ne hakkın var” dedi.. “ Ne hakkın var her seferinde biraz daha eksiltmeye, yıkıp dökmeye…” Artık tanımıştım onu… Ses tonundan değil… .Öfkesinden, acısından, feryadından !... Akan gözyaşlarımı sildim önce... Sonra kalkıp aynaya baktım usulca, artık bana ait olmayan gözlerime, dudaklarıma, yüzüme... Ve son olarak "ONA"… Ona değdi gözlerim. YÜREĞİMDİ konuşan, haykıran, hesap soran işte… Fazlasıyla hakkı vardı buna zaten, biliyordu o da... Yıllar öncesini hatırlattı birden.. Söz verdirtmişti bana…Daha minicikken vurmuşlardı, yıkıp, dağıtıp, savurmuşlardı ne varsa…Kalan iki üç parça külle haykırmıştı o zaman bana tıpkı şu anki sesiyle..”Kapat kapılarımı artık, kilitle kilitleyebildiğin kadar, ve anahtarını öyle bir yere sakla ki sen bile girme, sen bile kırma, sen bile yok etme artık kalanları!” Dedi.. “Misafir diye alma kimseyi içeri!…”… Haklıydı galiba… Herkesten önce ben saplamıştım bıçağı ona, belki kimse zarar veremezdi istemeseydim ben, hiçbir misafir… Önce ben yaktım sonra gelenler savurdu külleri…Söz vermiştim yıllar önce bunu hatırlattı bu ses şimdi..İlk defa bir emri dinleyip kapatmıştım tüm kapılarını yüreğimin..Ben bile bilmiyordum artık nerede olduğunu anahtarının..Belki bir çöl kenarındaydı belki de uçsuz bucaksız bir denizin derinliklerinde… Özür dilerim ruhum, özür dilerim yüreğim… Ama ben seni dinledim hem de yıllarca dinledim..Şimdi içeri giren, anahtarı bulan bir misafir değil… Artık sen sahibini buldun ya da o seni… Ne fark eder… Ben söz vermeyi çoktan bıraktım artık… Yaralamayacak ya da ben buna izin vermeyeceğim diyemem sana... Kalıcı olmayanın acısı da kalıcı olmaz... Bir deli rüzgar çıkar alır götürür geride kalanları ve sonra yine doğar güneş… Bak toparlamışsın kendini işte o kadar parçalanmana rağmen sen de.. Ama bu sefer gerçekten özür dilerim YÜREĞİM! Hazırla sen de kendini parçalanmaya, yok olmalara, artık küllerinin bile kalmamasına…! Tıpkı bedenim gibi sen de alıştır kendini… Çünkü bu sefer ne gelen misafir ne de gidecek olan… El değiştiriyorsun artık yüreğim, bana ait değilsin, bunlar son sözlerim sana, belki de son haykırışlarım
......HOŞÇA KAL!!.....

 
2angelsmoneaydnlkhayallon0.gif


yüzüme vuran hüzne, senli benli konuşmalara gebe dilime ve seni sevmeyi sana rağmen başaran yüreğime inat seni içime hapsediyorum... yüreğimin ilk başkaldırışı değil bu benliğime ama artık dayanamıyorum, seninle bezeli sensizliğime... içimde acılarımla örülü duvarlarım yıkılıyor artık, kimsenin enkazından sağ çıkamadığı yıkımlar var yüreğimde... herşey yine toz duman... sen perişan, ben perişan...
biriktirdiğim acılarımdan sıyrıldığım yalan... sana olan sevdam kangren oldu bedenimin sol yanında...
yüreğim can çekişiyor, yokluğunda... sen hala kendi alemindesin..!

ya çok zavallısın sevmekten zerre kadar anlamıyorsun, yada gerçekten sevdinde kendine itiraf edemiyorsun... korkuyorsun belkide; sana garip geliyor bu kadar tutkuyla sevilmek, alışmamış ürkek bedenin bu denli sevmelere... ellerin hep riyakarca tutulmuş belli ki; alaycı bir tebessüm olmuş ismin dudaklarda, ve bedenin başka bedenlere tutsak yaşamış aşkı hep başka bedenlerin gölgesinde... sevilen sen değilmişsin, başka aşk acılarının kanayan yaralarına tampon olarak seçilmişsin.
sevmeyi hep böyle bilmiş, hep böyle sevmişsin...
ve biriktirmişsin bütün acılarını, seni gerçekten sevene kusmak için yüreğinde.
sanki intikam alır gibi..!
karşındaki, o insanlar gibi değilse ne farkeder ki..?
sen sevmeyi de, sevilmeyi de kendince yaşamaya karar vermişsin..!

ben ise seni severken;
''yüreğim ile mantığım arasında, yokuş yukarı kalmış gibiyim...
ne yolun sonuna gidecek kadar gücüm var,
ne de geldiğim yolu geri dönecek kadar sabrım...
nasıl geldim buraya kadar onu bile farkında değilim..!''
nasıl bir sevmekse bu; körü körüne, sana ve herşeye rağmen...

peki şimdi, senin için ölürüm desem birşey ifade eder mi senin için..?
yüreğimden vursam kendimi, ruhuma teslim gidiyorum desem ne fark edecek ki? seni yüreğimden atamadıktan sonra... ölüm bile kurtaramaz, beni senden... biliyorum, sana yazacaklarım henüz bitmedi.

biriktiriyorum, her geçen gün seni içimde;
ve her gece bir seninle, bir sensizliğinle sevişiyorum...
bitmez ki sana dair hiçbirşey, sen bitmedikçe içimde.
bitmesini istemiyorum ki, seninle herşeyi sen gibi seviyorum..!

kendimden geçercesine seviyorum seni ben. kendime gelirsem, seni içimde kaybetmekten korkuyorum..!
acı verse de seni sevmek; sen beni sevmesen de, ben seni ikimize yetecek kadar çok seviyorum...
acılarını dindirecek kadar, senin acılarını yüklenecek kadar çok seviyorum seni..!

şimdi soruyorum sana, sen hiç böyle sevildin mi?
 
Sensizlik mi beni boylesine parcalara bolen.... Yoksa seni bulup da sendenken senden olamamak mi? Beni binlerce bene bolen cok sey var. Ve sen o cok seylerden birisin. Senin yanlizligin, senin acilarin, senin sevdalarin ve senin kendin... Beni parcalar bolensin. Beni parcalara ayiransin. Parcalarimi alip goturensin. Sen benim bir parcamsin!

Kahrolasi saatlerde bile zamanin durdugunu hissettim, sen olunca. Dakikalarca, saniyenin belki yetisemedigimiz anlarinda seni yasadim ben. Zamani durduran ben miydim, yoksa gelisinle beni okyanuslara surukleyen sen miydin? Zamanlar karanlikti, zamanlar dardi, zamanlar durmustu, zamanlar seninleydi. Seni ucsuz bucaksiz yasadiklarimdi.

Sonuna kadar gelmek istedim. Tutmadin elimden. Daha dogrusu zatin yoktu. Olman bile onemli degil. Ben zaten bir yerlerden sana gelmisim, seni bulmusum. Senin gonlune coktan girmisim bile. Biliyorum sen gozlerimde ariyorsun kendini ama ben kalbindeyim. Kalbe girenin de goze gelme, geriye donme istegi artik yok. Seni sana verdim. Seni sende yasiyorum artik. Benden kendini istesen de veremem.

Sandin ki cevaplar beklerim senden. Evet'lerle, hayir'lari bile dondurdun dilinde. Uzun uzadiya konusmalara saklayip tukettin onlari. Oysa o anda onlarin soylenmesi gerekiyordu. O anda hayir'la evet arasinda bir secim yapman gerekiyordu. Sense sadece bakip gozlerime, hatta kacirircasina gozlerini suskunluga vurdun her seyi. Her sey zamaninda guzel ve zamaninda anlamli. O ani kacirdiktan sonra yasamanin bir anlami yok ki. Belki de butun tadlar ilk yudumda gizli. Ve bizse hep son demlerimizin, son yudumlarimizin guzel ve kalici olmasina calisiriz. Degil, evet degil. Senden cevaplar degildi aradigim. Senden beni anlamani, bana bir seyler vermeni bekleyen biri degildim. Degilim. Senden bir seyler isteyen bir insan da degilim. Olamam da. Belki, belki bir seylerin istenmesini bekleyen bir insan olabilirim. Ancak bu kadar.

Sende yasadigim yogunluklari sen hep baskalarinda aradin. Sende buldugumu sen benim disimdaki yuzlerde aradin. Insanin kilometrelerce uzaksin, sense yaban eller gibi duruyorsun. Tum bunlar gercegin otesinde degildi ama bunlari dus kilan senden baskasi da degildi.

Evet, sevgili... Sen artik benden oldun. Benden... Anliyor musun? Cikarip atmak istesem de yapamam bunu. Gucum yetmez buna. Askima hic yetmez.....

Insanlarin olmadigi yerde bekliyorum....
Cunku insanlarin son buldugu yerde basliyorum ben.
Ve iste...
Anla artik.
Sen benim bir parcamsin!
 
Ve ben çok sonraları anladım, acıtan bir aşkın izlerinin ömür boyu kalabileceğini... gözümden dudağıma tuz taşıyan patika yolların yıllarca yüzümden silinmeyişinden öğrendim...


Meğer sonu hüsran bir aşk, rahat vermezmiş insana..Geçmezmiş acısı, kasıp kavururmuş sancısı...


ey aşk..! neden yanımdayken sonradan bu kadar canımı yakacağını söylemedin bana..? neden anlatmadın acıtan yanlarını..?

şimdi içimde sızlayan kesikler,yüzümde sudan çizgiler,dizlerimde hiç geçmeyecek izler ve avuçlarımda kan..yaşamaya çalışıyorum..
gitsen ayrı dertsin, kalsan ayrı...


evet aşk..ben yeni öğrendim insanı ne denli esir edebileceğini..önce süründürüp, sonra yine de güldürmeyeceğini..
şimdi alfabeyi yeni öğrenmiş bir çocuğum..bana tanıdık gelen bu dizelerin anlamını yitirmiş uğultusu sağır ediyor benliğimi..toz duman ediyor,eritiyor sağlam kalan yönlerimi...


ey aşk..içimdeki sancıya,beynimdeki çıkmaza,deli eden çaresizliğime,küskünlüğüme,kırılmışlığıma rağmen hala asil bir yüreğim var..o hiç kaybetmedi asaletini..!
sen vurdun,o yüceldi..
sen ağlattın,o sabretmeyi öğrendi..
sen vazgeçirttin,o vazgeçmemeyi öğrendi..
demem o ki;sen alçaltmaya vurdukça o yükseldi..


söylesene..eline ne geçti aşk!?asırlarca insanoğlunu kanatınca,yalvartınca,ağlatınca..ne bileyim işte,kulu kula kul yapınca,kapısında yatırınca,köpek gibi sayıklatınca ne geçti eline!?


seni bilemem ama biz akıllanmayız aşk..bu yetmez bize..biraz daha acıt canımızı..sen daha çok vur,biz bir kere daha ölelim!!


zaten bu ezdiğin yüreğimin yaşama sevinci kaldı mı sanıyorsun..?hadi dayan az kaldı aşk..biraz daha vur da beraber gömelim yüreğimi...
 
Giderek kısalıyor geceler ,günün hükmü arttıkça hayata...

Gecenin içinde ayaksız yürüyen soyutluğumdan hiç bir iz kalmıyor yıldızlarda...Dolaştıkça gecede ,gece gibi dağılıyorum göğüs kafesinde...Karanlık ,sessiz ve nefessiz kalınmış bir an, ilk çıtırtıda korku basacakmış gibi üstüme ,ezilesi bir böcek gibi can vereceğim sanrısı düşer geceye...

Hem korkak ,hem kuytuları seven ruhum iflah olmaz artık bilirim, bu gecelik sevdalarda...

Yine de gün ışırken vazgeçişleri anımsayarak ,bir gölgeni asarım en parlak yıldıza,bir ellerini basarım bağrıma geçip giderken gece,
içimden usulca...

Yazıyorsun ya daha mı çok seviyorum sanıyorsun her yazdığın da!
Geliyorsun ya daha mı çok değiniyorum sanıyorsun esrik bakışına!

Susuyorsun ya ne kadar acıyor dersin canım ,sesszilikte demlediğin sözler döküldükçe sayfalar üstüne ,can havliyle kaçıp gitmek düşüyle tutuşur eteklerim...

Yine de...
Kaçmam ,kaçamam senden ...
Uzaklar kaçışsın varlığının ayak seslerinde....


Geceye yaklaşıyorsam ,dağıldığını bildiğimdendir bir şişe şarabın kızılllığında
Ve anlatıyorsam derdimi geceye ,sana eşlik edeceğini bildiğimdendir kelimeleri koynuna serişim...

Yaz/ ma dediğin an kırılır yüreğim...
Göğüs sıcaklığında buhara karışır mürekkebim ve söylenmemiş tüm sözlerim...


İki zalimiz biz diyorsun ya
zalimlik ağır gelir ,karıncayı dahi incitmekten aciz şefkati bilen yanımıza
İki mazlumuz biz...
Yalnızlığın pençesinde can çekişen ,
İki yürekli makhum...
Çaresizliğin hükmünde söze düşen...

Gözbebeklerimin kızıllığından belli ,geceden üzerime devridiğin kadehler...
Bana doğru, bir ileri bir geri atılan adımlarından belli sarhoşluğun...
Kararsızlığın duvara çiviliyor senli tüm düşlerimi ,
Anla n'olur !
Sana kanıyor acıya bulanmış yüreğim...
 
ffffjz9vy2.jpg


Yoruldum ıssızlığında... Dağıldım. Hadi durma!

Bir demet yalnızlığı özenle dök yollarıma...
Tarihsiz olsun ağrı kesici olarak sunduğun cümlelerin.
Gecelerim alışık değil pek ansızın vuran şiddetli sancılara.
Hatalı birkaç matematik problemi koy önüme,
Senden kalan tenhalığıma çözümsüzdü ninnisini dillendireyim.

Uykusuz kalınca huysuzluğu çok yormakta benliğimi...
Tutunabileceğim bir tutam bakış bırak bir de gözlerime...
Yürümeyi henüz öğrenemedi yüreğim ayağına dolanan ketum kırgınlıkla.


Edebiyatı zorunlu kılma.
Hüzzam güfteleri söyleyip toprağımı eşelemesin sesin.
Yaşam iksiri su olmasın katilim.
"Bilirsin kaktüsler fazla su verilirse ölür" yarim.

Hadi!
"Kal" nöbetlerine tutsak etmeyeceğim bizi...
Ruhuma mülteci kramplar örmeden git.
Zehirli doğan günler sevdamın bakiyesi ömrüme...
Tek taraflı görülüp biten sevda davasının hükmünü giydim.

Kendime sürgünüm.
Bir cümleyim cümlenden virgülle ayrılmış sayfalarımın kimsesiz çocukları harflerle büyüyen.
Kör mayınlar döşeli ruhumun her zerresinde "sus"lar döküyorum nehir yataklarına...
Senli her nokta omuzlarımda uykuya dalarken gözlerime düştü beklenen...

Yalnızlık...
Noktalanmış sevdaların uğradığı ilk istasyon.

Durdursan da zamanı dönmez ki giden...
Artık gecenin yanağına konan hüzün,
Bir damla gözyaşıyla avuçlara bırakılan hasret,
Fecir vakitlerinin eteklerine dökülen sitemler var.

Firak kan kusar ehven bir gecenin kızıllığında...
Kolay değil sükutun içinde feryat gizlemek...
Damlaları hıç/kırık/sız/ taşıyabilmek gözlerde...

Sevda zamanında sevda diyen aklımı yüreğime düşürüp...
Takvim yapraklarını tarihsiz kılana kadar,
Kederli leylak kokan ıslak sokaklarımda,
Susma faslındayım...!
 
yreimipsj7.jpg


sevginin bittiği yerde sarıl bana
heyecanların tükendiği
ve artık yapacak hiçbir şeyin kalmadığı bir anda
çek kolumdan../..gözlerimi daya gözlerine bir anda dalıp git bana


düşlerimizin yorulduğu yerde tutun bana
beni çağıramayacak kadar uzakta ol
ve ben gelemeyecek kadar koşayım sana
imkansızı iste
mesela "unut", de
dudaklarım değil gözlerim boşalsın o dakika
giderken unutamadığım yerden dönüp bakayım sana


üşümeye başladığın yerde ısın bana
gözlerim ağlamaktan şişmiş olabilir../..aldırma her halimle güzel bul beni
her halimle karış bana
bir demet papatyayla bile kandırabilirsin beni
sakın unutma sende tutunduğum yer kadar yüreğimi öp..
 
Sen... ßaşıma gelen en güzel şey
Sen
Tüm yüreğimle tüm hücrelerimle sevdiğim
Sen
Hayatımın ilham kaynağı
Sen
Yüreğimin vazgeçilmezi arkadaştan dosttan öte herşey'm
*
Bir "nefes" kadar yakınsın bana
Bir "hasret" kadar uzak
Bir "kar" kadar sevgi dolusn bana
Bir "yağmur" kadar huzur verici
Bir "beyaz" kadar güzelliklerle sırlısın
Bir "siyah" kadar koruyucu
Bir "ateş" kadar sıaksın bana
Bir "su" kadar yürek soğutucu
*
Hayatımdaki tüm şeylere dair herşeysin
virgs.gif
Sen
herşeyim
Vazgeçemediğim vazgemeyeceğim vazgeçiLmez'm
Kelimelere sığdıramıyorum seni hayatıma sığdıramadıktan sonra
Seni
anlatmaksa hiç kolay değiL...
*
ßazen bir omuzsun en rahat dayanabileceğim
ßazen bir yüreksin kuytu köşede kalsam bile her an orda olacağım
ßazen bir yuvasın ne olursa olsun yüreğinde konaklayabileceğim
ßazen birmeleksin en zor günlerimde o meleğe sığınıp ağlayabileceğim
ßilirsin bnm gözlerime ne kdr değer verdiğimi.. Bak onlar
virgs.gif
orda
Sen varsın ve herzmnda Sen
olacaksın...
Herzmn ki gibi bak onlar
virgs.gif
umut dolu
virgs.gif
sevgi dolu..
ßak ki bu gözler onları görünce
virgs.gif
bir kez daha anlasın;
Senin benim başıma geLen en güzeL $ey olduğunu. . .
 
kapak2mi.jpg


Akşam atışı yok ki kalbimin. Gün doğdun ya ömrüme. Tek doğrum sensin? Sayende acı nedir unuttum. Daha şimdi yorgundum, ne oldu? Göz yaşlarımı nerelere götürdün?

Hayatın anlamını soruyordum herkese, sen tarif bile etmedin, direk verdin bana. Rüzgarları hiç yokmuşlar gibi,sessizliği sensizlik gibi susturdun.

Bütün gerçekleri, ben içlerinden istediğimi seçeyim diye, önüme serdin. Bütün kötü düşünceleri dindirdin, bitmez tükenmez sandığım yağmurlarım gibi.En iyi arkadaşım gibi düştün. Sanırım gözlerin dünyaya bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Ağlama! Beni de kimse fark etmiyor. Bizden sonrakiler benim de canımı sıkıyor. Öncekiler de sıkmışlardı zamanında diye düşünüyorum. Hala bugündeyken bugünü yaşamak istiyorum. Yarın da burada ol bana yeter. Eğer arkanda bir şeyler saklıyorsan ben hepsine razıyım.

Acılar sadece gerçek, yalanlar bile yalan gibi artık. Bittilerin önünde bekleyen sendin değil mi? Uzlaşacak bir yanı kalmadı geceyle gündüzün. Tüm sıkıntıları küstürdün.

Amacın eş anlamının sen olduğunu bilseydim, amaçsız yaşamazdım bugüne kadar.
Sen acının gözyaşlarıyla mı büyüyorsun?
Her gün karanlığı biraz daha kapatıyorsun.
Duyguların bittiği yerde yanımda ol ve gülümseyen gözlerinle bak yeter.
Ben çığlıkların arasından geliyorum, daha fazlasını istemem.


"Eğer düşlerim sen olacaksan ben hepsine razıyım"
 
Acıyı Sevda Sandım!!!
Yanlış yollarda yürümekten ,yürüyüpte bir menzile erememekten yoruldum. Hep mi kanacak bu yürek hep mi kanayacak.Dinmiyor sızım kapanmıyor yaralarım.Ne halimden anlayan var ne de bir yoldaşım.Yalnızım.Yalnızlık en kara geceden daha kara .Aşk adına ne varsa hepsi terk edip gitmiş beni.Öyle umutsuz,çaresiz,sessiz kalmışım.Ben acıyı sevda sanmışım.

Hiç böle olacağını düşünmezdim oysa…Bitmez sanırdım,tükenmez bilirdim,”Gitmez” derdim…Gitti.Giderken geride bir enkaz bırakacağını bile bile gitti.Derin yaralarla parça parça olmuş bir yürek bırakacağını bile bile gitti.

Ne kaldı şimdi bana acıdan başka ? Susmaktan ve bu acıyı yaşamaktan başka ne gelir elimden ?”Her Aşk Biter” derler ama böle yıkıcı ,böle yakıcı olması gerekmiyor ki bitişlerin…Hem benim aşkım bitmedi,bitmicekte…Daha hiç bir şey yaşanmadan,hayatı paylaşmadan nasıl bitsin.Bu yürek onun için atmaya devam ederken aşkım nasıl tükensin?Yüreğim bir firara daha tanıklık etti işte.Hep hüzünle hatırlanacak günler,nasıl geçiceği meçhul bu günler ve gelmicek yarınları yaşamanın zamanı şimdi.”Ondan bana ne kaldı?” diye düşünüyordum da aklıma yalanlardan başka hiçbirşey gelmiyor.Omu çok ustaydı yoksa ben mi çok saftım anlıyamıyorum,hiçbir soruya yanıt bulamıyorum.

Al işte ,yine ağlıyorum.Kelimeleri durdurmayı öğrendim de bir tek gözyaşıma söz geçiremiyorum.

Ben hayata ve aşka karşı üzerime düşen her şeyi hakkıyla yerine getirirken böle acı çekmek revamı? Ya da gerçek hayat başka bir boyutta da bu benim gördüğüm bir rüyamı.Gittiği yerden dönse,”Hata yapmışım” dese,sevdiğini söylese geçer mi bu kalp ağrısı? Diner mi aşk sancısı? Korkuyorum acıya alışmaktan , korkuyorum her acıyı sevda sanmaktan.Şimdi böylesine zayıfken ,böylesine kırılmışken yine yanlış bir yola saparım ben.Yüreğimin sızısını dindirecek diye yanlış kollara sarılırım.Sonra da yine gelsin hüzün,gelsin acı.Oysa açım ben saf sevdalara ,yalanlara bulaşmamış aşklara, ihanetlerle anılmayan insanlara.Açım,hiçbirşey beklemeden sevebilenlere,kalp gözüyle görebilenlere .Madem aşkın bu kadar korkutuyor herkesi ,mademki sevdamın büyüklüğünü görüp kaçıyorlar,öyleyse ne ismim ne de cismim kalsın geride.Savrulup gideyim toz bulutlarıyla hiç kimsenin erişemediği topraklara.Yeter ki acısız yaşansın sevda …


KİM SEVDİ SENİ BENİM KADAR?
 
vagaborg117589794985717ij9.jpg


bir yaşamışlığın tehlikeli virajlarına çağırma beni.
arsız hayallerimden yeni soyunmuşken,
gelemem.
gelirsem;
kan tutar,o kadar kırmızı çok bana,
terkedilişin bir çocuk oyununun en terli yerinde;yemeğe çağrılış kadar buruk ve
küskün olur,dayanamam küskünlüğe;onarılması güç yaralar bırakır,rüyaların o tek kişilik melodramlarına.

bir yaşamışlığın davetkar kızıllığına çağırma beni.
felç olmuş yalnızlığımı giyinmişken,
gelemem.
gelirsem;
kan tutar, o kadar kırmızı çok bana,
gelirsem,göremem gözlerini;gözleri olmayan bir çığlık olur trafik lambaları,ve mavi yanar rastlantısal birlikteliklere.

anladım; ben sana yenildim

hangi jilet markası daha kırmızı yapar kanı ?
denemeliyim.
..ve hangi kesiş,hangi kesişme acıtır yüreğimi?
..ve hangi kestirmeler; kestirebilir bu kalbimin septik sancılarını ?

sana fulyalarla bezenmiş bir intihar sunacağım.
yabancısı oldugum bi ülkenin havaalanındaki dış hatlar yolculuklarında;
unutulmuş,baharlarla tütsülenmiş.

sana dilsel intiharlar bırakacağım;unutulmuş ilkel kavimlerden emanet ve kadim bir uygarlıktan miras
servi serinliğinde,mavi karanlıklara adanmak için.

gözlerinin neresinden dönülse kârdır.??

yavaşça çekileceğim rüyalarından,suyu çekilen bir ırmak gibi kalakalacaksın
Ki;
gölgem bile kalmayacak,evinin duvarlarında
ne dudaklarında adım,ne de; teninde parmak izlerim; kalmayacak bana ait hiç bir kanıt
düşsel yaşamının eşiğindeki ayak izlerim silinecek,
bakalım o zamanda;
böyle arsızca gülüp kaçabilecek misin...?

usulca damla içime,

bozmadan bulandırmadan rengimi.

becerebilirsen; sevişirken bak gözlerime

Yoksa durma ;vur sana uzanan ellerimi

bir cümle,bir beyit talana,yağmaya dair.

tutuşurken kelimelerin; dudağıma değdir.

ya da

g

i

t

talan vaktidir, dolunay da yok,kimse görmez...
vur beni...
 
Unutulmuş yaralarıma tuzdur adın..
Kavgadır kalbimin gözündeki fer....
Bir devrimin eskimiş yüzüyüm...
Derinimde puslu ihtilaller yanmış süt kokulu sabahların eşiğinde bekleyen gece!


Bana göz kırpıyor kalabalık yalnızlığım şimdi arsızca... Fütursuzca...
Kimi nerde arayacağımı sordum mavi gözlü hüzne...
Dedi “geç! aşkı geç!...”
Geçemedim....




Yedi geceyi geçtim, yedi güvercin vurdum, yedi yıldız biçtim, yedi nehir içtim,
Yedi dağ ezdim, yedi yemin verdim, yedi gül derdim ve yedi kez titredim bakışlarının sırtında.
Bir eren geçiverdi içimden o vakit. Dedim “kimi, nerde arayayım?!”
Dedi “vur! aşkı vur!..”
Vuramadım...




Bir tutam hayat buldum...Kokmuştu, çekilmişti bütün suları.
Unutulmuştu bütün sözler ve sanki görmek için kapanmıştı gözlerin ayağına ölüm.
Ölüm kör müydü?
Bir cebinde birikmiş kan buldum kullanılmış hayatın.
Alıp bağrıma bastım.
Sonra biraz daha yokladım ve bir and buldum sol dikişte. Dedim "kimi, nerde arayayım?!"
Dedi “sök! aşkı sök!..”
Sökemedim...




Bir şiir yazdım kalbine. İçinde kalbin hiç geçmedi.
Bir çığlık çığırdım utancın yüzüne.
Karanlık çatladı.
Kalbin ıssızlığına yağmur gibi düşürdüm şimşekleri ve gözlerime çark ettim karabasanları.
Bir elimi sana verdim ötekini aramadım bile. Bir yangın geçiverdi yamacımdan.
Dedim “ kimi, nerde arayayım?!..”
Dedi “ kır! aşkı kır!..”
Kıramadım...




Eşkiya bir kahır biçti ömrümü sonrasında canhıraş kavgalar..Küskün ölümler...
Aynı yollardan geçtim. Farklı sehpalarda idam edildim
Ve unutmanın en deli yükünü taşıdım ben, sözlerinin kahpe yüzünde!!!


Yalanın ve ihanetin insafsızlığı bendeydi...
Benden soruldu uykusuzluğun yük olduğu gecelerin hesabı!


Aşkı geçemedim, vuramadım, sökemedim, kıramadım!!!
Kendime kaldım... Kendimi topladım... Tuttum elimden... Bağladım gözlerimi...


“Aşk!”
Dedim attım içime seni...


Sonrası kimsenin kalbini meşgul etmeyecek kadar basit:
İçimde bir sen aşk içinde...
İçimde bir ben bir sen içinde
İçimde bir biz bin hiç içinde...



Sırrın kalemine perde indirdim ve ben bir kez daha ye-nil-dim!!!
 
41861858ff2.jpg


Hüzün, yağmalanmış şehirlerime bakıyor bugün
Derin bakışlarından gizliyorum yokluğunu, bir dar sokağa...
Çocuk sesleri gelmiyor parklarımdan
Bahçelerimde umutları soldurup, yağmurlarda dinlendiriyorum acıları
Soluksuz kalmadan,
Yavaş yavaş sökülsün istiyorum, aşkın...
İsmini, aklımın karanlık köşelerine itiyorum tüm gücümle
ki bir isyan cümlesinde yanlış yazılmasın tekrar.....


Gülümsemen düşüyor yüzümden sonra, parça parça...
Ve adımlarını saymaya başlıyorum bir bir,
Sayıların vicdanı yok!

Sol yanım nefes almıyor, kapattı gözlerini az önce...
Dedim ki "bırakma" ellerim kayıp!
Avuçların yanmıyor mu?
Bu düşün satırarası boşluğu çok, hüznü ağır
Dedin ki "ağlama" can firarda!
Sağır oldu gözlerim duymadın mı?....

Bitmelerin vicdanı yok!


/...kaldırım taşlarına sıkıştı zaman, çelme takıp canımı yakacak.../

Sabrım hiç olmadı ki benim
Şimdi bir yanık kokusu eşliğinde sabır çekiyorum içime,
Duman sarıyor şehirlerimi....
Yangınlarda paramparça ediyor rüzgarın,
Kül olur mu sana (senden) sakladıklarım... ?

32733689jk0.jpg


/...içimde açtığın yaralar çırılçıplak, utanmıyorum bak gözlerime.../


Hadi kaldır sırt üstü düşen yalnızlığımı yerden …
Bir masaldan peydahlanmış umudumu yatır dizlerinde..
Avuç içimdeki çizgilerden sana çıkan bir masal yolu daha aç,
Dokun gözlerimin titreyen ince çizgilerine!
Yol al kalp atışlarıma doğru.

Dinle!
Kekeme bir çocuğun ilk haykırışıdır kalbim.

Hadi al içimdeki yalnızlığı erken doğumlarla,
Alnının ortasından vuralım çelimsiz düşlerimizin.
Soytarı acılarımızın ukala yanlarını tutuştur dokunuşlarınla.
Bir gülümseyiş düşür gözlerinden, faili olalım gecelerin.

Sana doğru uzanırken sesim.
Göz bebeklerime düşürüyorum seni..
Yirmilik düşlerim beliriyor dudak aralarımda,

Hangi masalın nefesine sığdırayım şimdi seni...?

Son deminde bir umuda emanet etme aşkımı
Sakın yapma bunu, sakın yapma, sakın!
-di li geçmiş zamanlar pusuda
Gel kaldır yüzümü nefesi pis, ağzı bozuk cümlelerden...
Binlerce şehri feda ettim ya uğruna
Yeditepeden düşürdün ya kalbimi

11408077my0.jpg


Hadi gel, İstanbul ol bana....

 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst