Yine Yürüyorum Yanlız Ufuklara..

Olur ya, birgün beni anarsan, bir film şeridinde yada kulağına değen
bir müziğin namesinde, özlem için de geçen o günlerimi hatırla...
Bir adımda sana koşmak varken, gözyaşlarımda çırpınarak nasıl boğulduğumu ve sana nasıl inandığımı hatırla...
Geceler boyu, sıcaklığını yaşayamamış olmamın, buz gibi bir hava da sıcaklığına sarılmanın sevincini ve özlemlerin en acımasızına
nasıl kahrolduğumu hatırla..

Olur ya. birgün beni hatırlarsan, en içli şarkılarda çıkıp gelirsem aklına
birden, hüzün bulutları çökerse yanıbaşına ve bir iç sızısı
hissedersen yüreğinde, beni hatırla... Biz baharı kucaklayamadık sevdiğim,
sevdasıyla kucaklaşanları gördüğün de beni sakın, sakın unutma... Kördüğümler boğazım da, çaresiz katlanmak zor bu gamlı yazgıma,
bin dualar benden artık sana...

Beni unutma, dalından düşen bir yaprak yada gözyaşında...

Seni çok seviyorum, sakın beni unutma...

Ben bıraktığın yerde,

yüreğindeyim.
 
En çok bu saatlerde kısılır sesim,
Uzun tren seyahatlerinde yorgun raylarda inleyen küçük çakıl taşlarının kederi kadar büyür büzülmüşlüğüm
Ansızın her şey susar,
Sessizlik doldurur bir zamanlar sesinin doldurduğu kulaklarımı
Hıçkırıklarım utangaç bir gecenin saklı karanlığında göçebe hayatlar yaşar durmadan yer değiştirmenin yorgunluğuyla
En çok bu saatlerde kısılır sesim…

Ve bir sigara daha yakar parmaklarımı,
Bir daha sarılırım çakmağa
Hışımla yakarım erken biten aşkımız gibi erken biten her sigaranın ucunu
Hüzün doldurur ciğerlerimi
Hasretin iri bir yutkunamamazlık olur boğazımda
Yaşanmamış ne varsa birer birer yanar, üçer beşer söner dudaklarımın arasında, salaş bir tat bırakır ağzımda yarım kalan aşkımızın incinmiş parçaları.
Gözlerimi iri çiğ damlaları kapatırken görmeye,
Gonca güller gibi açılmış yaralarımı acıtır yanaklarımdan süzülenler, kanar yüreğim
Ve bir sigara daha yakar parmaklarımı…

Bitmeyecek biliyorum,
Dönmeyecek yolcuların ardından dökülen mısraların açtığı derin izleri unutmak zorunda kalanların çilesi
Bu sızı dinmeyecek.
Unutmaktan geliyorum,
Bir bir hatırlayıp unutulayazmışları
Unuttum demenin bile hatırlamak olduğunu
Bilmekten geliyorum.
"Şair burada" diye söz edildikçe tümü sana yazılmış mısralarımda, filizlenirken toprak olan bedenim bir çiçeğin ruhunda
Adınla anılacak aşk, aşk bitmeyecek
Bitmeyecek biliyorum
 
Tren istasyonlarında dönmeyeceksen arkana bakmayacaksın,peronlarda arkana bakarsan eğer ardındakine hep umut verirsin” derler.Peronlarda ardına bakmayı adet edindin bana da beklemek düştü döneceğin anı beklemek.Ben bekliyordum sen geliyordun.Şaşkınlığım belki bu yüzden bana ardıma bakmamayı öğrettiler giderken bakmadım ne son kez görmek için ne umut vermek adına bakmadım.Yaşadığımız her anı bir bavula sıkıştırıp sana bıraktım…

Anlamadın
 
Ne yıldızlar parlıyor gittiğin günden beri

Nede yağmurlar diniyor kaç zamandır.

Neden yenildik zaman? Neden yok ettik seneleri?

Bir sayfa gibi buruşturuldu, yazıları eskitildi sevgimizin.



Oysa ben senli yarınlar için hayal kurmuştum.

Seni mutlu etmenin yollarını aradım durdum.

Suçumuzun sevmek olduğu bir dünyada

Sevginin yenik düşmesine tanık olduk zamana
 
Seni ne kadar sevsem,
O kadar pişman olacaksın,
Acı çekmeni istemem;
Ama gözyaşlarım yerde mi kalsın?
Sen şimdi dönüşü olmayan bir zamansın,
Seni bana unutturacak herşey,sensizliğinden utansın.

Seni yazarken ağladığımı gizle,
Kimse bilmesin.
Damlalarca boğulmadan belki,belki birgün...
Yok,hayır dönemezsin.
Bir korku taşır gözlerin,
Şimdi yükün benden ağır bilmezsin.
Dudağında vakitsiz bir ayrılık türküsü kalırım belki,
Belki yarım kalır herşey yine,
Üşütür yabancı gözler seni,ellerin hiç ısınmaz.
O zaman söylersin.

Şimdi rüyalarının görülmemiş,en güzel yerindeyim;
Geçtiğimiz yolların anısında,
Söylenmemiş şarkıların tınısında.
Sızısındayım yaramın
Yokluğunun uykusuzluğundayım,
Gözlerinin yasında...

Seni,baktığım heryere çiziyorum
Bana senden kalanlardan,
Seni alıyorum,sonunda sensizlik.
Sana bensiz olanlardan,
Seni soruyorum,başında sonsuzluk kalıyorum.
Bir soru arıyorum,bütün cevaplara.
Seni gömmeye yer kalmadı yüreğimde,senden başka.
Artık mezar aramıyorum.
 
tekbasinagt71uw5aw2.jpg

Siyah beyaz sevdim seni
Yaşamım düşüncelerim
Hepsi siyah beyazdı
Bir zorunluluktu beni bağlayan
Beyazın saflığına ve siyahın gizemine
Güzel günler yaşamak isterken
Engellerin adı olmuştur siyah
Beyaz
Güzelliklerin vazgeçilmez tasviri
Hem zıt
Hem de tamamlayıcı olmuştur
Siyah ve beyaz
Ve ben
Siyahı da severim
Beyaz’ı ve seni sevdiğim kadar...
 
Gittim, varlığından habersizdim.
Benim olanla yetinip, olmayanı azat ettim.
Aradım, bulamadığım her neyse...
Sevdim, onca insan, onca şey...
Hala eksiktim!
Ne gün, ne ay değildi geçen,
Ne hasret, ne gurbet değildi yakan,
Her yağmurdan sonra toprak kokardı içim...
Soğuktan değildi titreyişim...

Döndüm!
Yokluğundan habersizdim.
Görmediklerim değildi özlediklerim...
Göremeyeceklerimdi.
Artık söylenmeyen güzel şarkılar gibi...
Hatırı kalmamış kahve,
Edeni bulunmayan güzel bir söz gibi...
Horlanmış, unutulmuş...
Bir varmış, bir yokmuş değildin ki,
Özledim!

Peşi sıra dün oluyor yaşadığımız her an...
Mesafeler sorun değil; en büyük derdimiz zaman.

Daha dün karşımdaydı, mahcup, hınzır gülümsemen...
Avuçlarımdaydı ellerin...
Gözlerin orman, nefesin toprak...
Dosttan öte, sevgiliden uzak...
Vazgeçilmezdin!
Zamanın dindiremediği acılarını, gelip geçici sevinçlerle
avuturken yüreğin; kapanmış sayarsın yaralarını...
Gerçek kadar çırılçıplak, çirkin değildir yalanlar; göz
kamaştırırlar.
Oysa, ne yaralar kabuk bağlar çabucak, ne kırılan kaynar.
Öfke, en çok öfkelenene kıyar.
Gidenler bizden değildir döndüklerinde...
Kalanlar, gitmeyi düşleyenlerdir çoğu zaman...
Sevenler mükafat ister, sevilmeyenler merhamet...

Birden fark edersin. Yüreğini titreten içli şarkılar
çalmaz olur; pikaplarda, radyolarda...
Tedavülden kalkar sevdiğin bir sürü şey...
Kalın bir sis perdesi örter çocukluğunu...
Ne gelecek senindir, ne geçmiş; bugününe sahip
çıkan özlemdir.
Fotoğraflara bakarken, yüzünde beliren hazin bir
gülümsemedir mutluluk...
Yılları sayan parmaklarının titremesidir, zamanın su
gibi aktığını hatırlatan...
Geçip giden gemilere özlemle bakan, ıssız bir liman
gibidir yalnızlığın...
Terk edilmişlik yüreğinde başlar önce...
Yakandan düşsün istersin hayat...

Ben ki,
Bahçemde sarı güller,
Yanımda sen düşledim hiç farkında olmadan...
 
Biliyorum Önce Sen Gideceksin
Bütün aşklar gelişlerle başlar gidişlerle büyür
Biliyorum/önce sen gideceksin
Toplayıp avuçlarına bütün güneşleri/gideceksin
Sorgulamadan yargılamadan kuracaksın darağacımı
Gözbebeklerimde kalacak gözbebeklerin
Bırakarak kulaklarımda en güzel nağmelerini
Biliyorum/ önce sen gideceksin

Sonra ben gideceğim buralardan
Ayak izlerine akacak gözümden kan damlaları
Bir kez daha soracağım papatya yapraklarına
Seviyor mu/ sevmiyor mu diye
Bütün renklerimizi savurup gökyüzüne
Son kez bakıp güneşin ufuktaki batışına
Biliyorum/sonra ben gideceğim…

Gidişlere/dönmeyişlere ayarlanacak saatlerimiz
Yüreklerimizde kopacak med/cezir savaşları
“med”lere koşacağız hep nefes nefese
“cezir”lerde boğulacağız buluşamadan ellerimiz
Bir “merhaba” ümidiyle açacağız gözlerimizi
“Allahaısmarladık”larla kararacak gündüzlerimiz
Sevdanın küllerine gömerek ateşlerimizi
Biliyorum/sonra “biz” gideceğiz…
 
Son düzenleme:
Yine aksam oldu karanlık çöktü Hasretin kalbimi derinden söktü Uğruna sayısız gözyaşım döküldü Değmezmişsin be zalim sen bunlara Hayaller düşler kurardık beraber Bu deli aşığı sen ettin derbeder Kendin gelmesen de bir haber gönder Değmezmişsin be zalim sen bunlara Dileğim sadece mutlu ol yeter Sanma ki başımda sevda yerleri eser Geride bıraktın ölü bir beden Değmezmişsin be zalim sen bunlara Nasıl da acımasızdı bakışların Nasıl da zalim, Ben seni mi sevmiştim? Kırık dökük bir bahar mı kalacaktı senden geriye Ve ihanetin hiç dinmeyen sancısı... Seni benden çalacaklar mıydı? Bir kuş gibi uçup gidecek miydin yüreğimden, Bir daha dönmeyecek miydin? Hangi kahpe kurşunla bitti bu mavi sevda? Ağlamak neyi değiştirir ki Herşey bitti artık herşey bitti Sen hayallerimin celladı, Umutlarımın katili ve zavallı bir ömrün acımasız azraili, Beynimdeki tek kurşunla vurdum kendimi, Gelip alabilirsin emanetini...
 
Anlasana beni sev demiyorum,
yalnizca yüreginden bir parça ver,
oraya sevgi tohumlarini ekmesini,
ben beceririm...

sana hep yanimda ol demiyorum,
yalnizca yüreginden bir parça ver,
oraya sokulup ayrilmamayi,
ben beceririm...

sana şarkilarla beni söyle demiyorum,
yildizlara baktiginda beni gör orada demiyorum,
demiyorum işte, anlasana!
korkmasana...

bana yüreginden bir parça ver,
kendi bestemi bulmayi,
ben beceririm...

bana yüreginden bir parça ver,
yildizimi bulup aglamayi,
ben beceririm...

ölürken beni sayikla son nefesinle demiyorum,
bana yüreginden yalnizca bir parça ver,
oraya gömülüp, seninle birlikte
toprak olmasini, ben beceririm...
 
Ben Seni Sevdikce Varım!
Hep ertelenen bir an, hiç yaşanmamaya mahkumdur.
Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacaktır.
Mevsimleri sayarsak, ömür baharsız tükenir gider.
Sevdiğinizi bulmak ya da bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda...
Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde, sebepsiz mi coşkun bir denizde maviye hasretliğimiz?
Ufukta görünen o ki, mutluluk tek kişiliktir aslında.
Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun.
Aşkın da sevdiğin kadar büyüktür, sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.
Hasretle beklenen gelmez hiçbir zaman, o hasreti yalnız tüketirsin.
Karşılık bulmuyorsa sevda, umut değil, kendini hükümdar sanan köleler üretir, dönemezsin.
Ama boşa geçmemiştir dolan vakit. Heba olan şiirlerin de değildir.
Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler, sırdaşlığını hiç terk etmez.
Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar, o gül solarken.
Ayrılanlar yıllar geçse de üstünden, hep aynı acıyı çeker.
Ama yollar hiç bitmez. Sonuna geldiğin, zannettiğin yerler birer duraktır aslında.
Ve sen yolculuğunu gönüllü olarak bitirmişsindir o durakta.
Güneş hep geç kalırmış gibi gelir, sen bir havada mevsimlecaktır belki.
Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi, yüreğini teselli etmek de sana düşer.
Her şeye rağmen ürkütmesin seni bu sevdanın ateşi.
Her yangın önce başladığı yeri yakar.
Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde, yıllar geçse de senin adın yazar.

Ve bil ki sevdiğim, uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever, seni sevdikçe yaşar
 
ozledim4jp3gj5.png

Hayatın içinde binlerce sürpriz var, olumsuzluk var, güzellik var, kirlilik var, acı, sevinç, mutluluk her şey ve bize hitaben tüm duygular, olgular.
Bunlara rağmen birde özlemek var, damarların büyüdüğünü hissetmek ya da gözlerin nemlendiğini, düşüncelerin hep akıp gittiği bir pınar misali,
bir yerlerde olmak ya da bir yerlerden kurtulamamak, ÖZLEMEK

Genzimin yanması, saatimin hüzünlere vurması ama yüreğimin sıcacık olması.
Ellerim koparcasına uzanıp tutamaması buna karşılık bedenim içinde bir beden daha varcasına kıvranması.
Tüm bu çelişkilerin koynunda, uykusuz gecelerde sonu gelmeyen sigaralarla güneşin beklenişi. Hayallere dalıp, iç çekişlerimin yaktığı bu beden ile özlemek, dünü özlemek, seni özlemek.
Seninle olan her anı yeniden ama yeniden gözden geçirmek, SENİ ÖZLEMEK.

Seni özlemek;
Bazen uzanıp gitmesi düşüncelerimin, ay ışığının pencereme vurması, özleme ya da sana dair bir şarkının kulaklarımda çınlaması, bana rüzgarım dersin ya o rüzgarın yüzümde savrulması
yani;
bendeki çoğu şeyde senin izinin olması; SENİ ÖZLEMEK.

Bazen ise ezberlediğim bu şiirin dudaklarımda can bulması,




"Geceleri uykumu bölmedin sen...
Bu bir itiraftır.
Ben böldüm seninkini istemeden.
Ansızın uyandığımda, kendiliğimden..
Gözlerinden öptüm seni.
Bilerek değdirdim gözyaşlarımı yanaklarına.
Açtın gözlerini, göremedin beni.
O bomboş odada hissettiysen eğer,
Sakın yanlış anlama beni....
Kötü bir niyetim yok benim..
Sadece gözlerini özledim...

Şarkı söyledim bağıra bağıra...
Duyup da sesimi katıl diye bana.
Nasıl kıydım bilmem uykusuzluğuna..
Ama kötü bir niyetim yoktu benim
Sadece sesini özledim.

Kalp atışlarını dinledim elimle...
Saçlarını sevdim...
Öptüm ellerinden...
Ama kötü bir niyetim yoktu ki benim,
Sadece tenini özledim..

Bazı gecelerde konuştum kendi kendime..
Eskilerden söz ettim..
Soru sordum, cevap verdim.
Kızma ama seninle kavga da ettim...
Kötü bir niyetim yoktu ki benim
İnan ilgini.... Inan sevgini....
Sadece seni, seni olduğu gibi özledim"

İşte öylesine dalıp gitmek, seni özlemek.

Özlemekte aynı sonradan pişman olmak gibi hiçbir şeyi değiştirmiyor diyorlar belki doğru söylüyorlar ama bunu kalbe anlatamıyorlar, anlatamıyorum yar.

Bazen bu duygu,
Yani özlemek acıdır canı,
Eminim çok acıdır.

Ama seni özlemek;

Yıldızlar kadar uzak olsan bile SENİ İÇİMDE HİSSETMEK..
 
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
Sen hiç duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Üzüldün mü, yanaklarindan süzüldü mü hiç bir baskasinin gözyaslari...
Yabanci hiçkiriklar gelip dügümlendi mi gögsünde...
Düsündün mü geceleri... senin olmayan rüyalar gördün mü...
senin olmayan birini sevdin mi?
Gökyüzüne baktin mi , yildizlar düstü mü günes dogdu mu her gecenin sonunda ?
Uyandin mi baska birinin sabahina?
Hiç sevdin mi sen,
Duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Gülümseyisini hissettin mi belli belirsiz
senin dudaklarindaymiscasina yakin... Sicak...
Hiç sevdin mi senin olmayan birini?
Senin olmayan bir sehirde, bir gecede, bir bedende
yasadin mi hiç?
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
Sen hiç duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Üzüldün mü, yanaklarindan süzüldü mü hiç bir baskasinin gözyaslari...
Yabanci hiçkiriklar gelip dügümlendi mi gögsünde...
Düsündün mü geceleri... senin olmayan rüyalar gördün mü...
senin olmayan birini sevdin mi?
Gökyüzüne baktin mi , yildizlar düstü mü günes dogdu mu her gecenin sonunda ?
Uyandin mi baska birinin sabahina?
Hiç sevdin mi sen,
Duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Gülümseyisini hissettin mi belli belirsiz
senin dudaklarindaymiscasina yakin... Sicak...
Hiç sevdin mi senin olmayan birini?
Senin olmayan bir sehirde, bir gecede, bir bedende
yasadin mi hiç?
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
 
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
Sen hiç duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Üzüldün mü, yanaklarindan süzüldü mü hiç bir baskasinin gözyaslari...
Yabanci hiçkiriklar gelip dügümlendi mi gögsünde...
Düsündün mü geceleri... senin olmayan rüyalar gördün mü...
senin olmayan birini sevdin mi?
Gökyüzüne baktin mi , yildizlar düstü mü günes dogdu mu her gecenin sonunda ?
Uyandin mi baska birinin sabahina?
Hiç sevdin mi sen,
Duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Gülümseyisini hissettin mi belli belirsiz
senin dudaklarindaymiscasina yakin... Sicak...
Hiç sevdin mi senin olmayan birini?
Senin olmayan bir sehirde, bir gecede, bir bedende
yasadin mi hiç?
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
Sen hiç duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Üzüldün mü, yanaklarindan süzüldü mü hiç bir baskasinin gözyaslari...
Yabanci hiçkiriklar gelip dügümlendi mi gögsünde...
Düsündün mü geceleri... senin olmayan rüyalar gördün mü...
senin olmayan birini sevdin mi?
Gökyüzüne baktin mi , yildizlar düstü mü günes dogdu mu her gecenin sonunda ?
Uyandin mi baska birinin sabahina?
Hiç sevdin mi sen,
Duydun mu baska bir yüregi kendi gögsünde atar gibi...
Gülümseyisini hissettin mi belli belirsiz
senin dudaklarindaymiscasina yakin... Sicak...
Hiç sevdin mi senin olmayan birini?
Senin olmayan bir sehirde, bir gecede, bir bedende
yasadin mi hiç?
Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini ....
 
Yüreğime düştüğün o sonbahar ikindisinden beri aklım hep hayalinle ayazlarda. "Üşüyor ellerim "dediğinde yanında yoksam bilki ellerim kayıp ayazlarımda.


Kırık bir veda döküldü gözlerimden ayak uçlarıma. Başımı döndüren yüreğini yüreğime niyet tutarken göz yaşlarımı ardından kaybettim. Hükümsüzdür sadece yüreğine..Kırık bir veda..



Belki dostane belki de ölümüne sevdalı bir masalın kahramanıyım. Toprağıma kaybettiğim yaşlarımın ömründeyim. Musallamı sorarsalar bilinsin adımı unuttum..



Mazi gözlerimden bulut misali yağarken; sisli bir sabahın ilk mahmurluğuna çalıyor yarınım. Gecenin koynundan düşen bir meçhulüm. Bana bir ad var mı?



Alyazmalım, gönülsazım, yanık türküm..



Yüreğime düştüğün o sonbahar ikindisinden beri aklım hep hayalinle ayazlarda. "Üşüyor ellerim "dediğinde yanında yoksam bilki ellerim kayıp ayazlarımda.



İlkbahardan kalma en sevdiğin papatyalar var sol yanımda. Sesin hala kulaklarımda; "Gelecek baharda sözüm olsun sana papatyalardan taç yapacağım"..



Alyazmalım, gönülsazım, yanık türküm..Gelmiyor bahar..Baharlar uzak.. Baharımsın ama yoksun..Papatyalarım soluk..



Biliyor musun sana susmalarımın adını koyamadım. Yüreğime damlayan sızıyı duydum ama adını koyamadım. Bana bir ad var mı?



Ne çok birikmişim var gizimde. Sarhoş ellerimi daldırdığım umutlarımı tek tek kaldırıyorum ömür defterimden. Kırık bir vedanın ardı sıra yanık bir türkü tutturmuşum, sol yanımdan sızlayan bir yaranın izine..



Yazan ben söyleyen yine ben.Duymazsın ki bilesin..

Bir garip aşık dediler yüreğimin kör kuyularına

En kuytularda saklım adını görmediler sevdama

Mehtaplı gecenin en koyu aydınlığı dediler

Çöllerde bulunan serabın kum taneleri dediler

Kaybolan yıldızın çobanı dediler

Bilmediler yüreğine yüreğimi

Ömrüne ömrümü bildiğimi..



Seni gördüya gözlerim, ah gözlerin ah, benim çeyizim..Gözlerin derdimin merhemi yüreğimin sihirli sözü ela gözlerin..



Gönülzenginim, ömür nazarım, sevdam..

Yağmur yağıyor zamanın ipine astığım sabahlarımı gecelere sallıyorum. Sen yine yoksun ve ben senin yoksulunum. Her güne bildiğim nefesimi ömrüne vermekteyim..



Ömrüme biçilen yazıma razıyım..Gel desem biliyorum ama dilime vurulan kilidin ucu kırık, kelimelerim ömür boyu muhabbet. Gardiyanımın gözleri kör..

Bir çiçek olsam hep yanında kalsam. Beklediğin çiçeğin.. Hani her daim söylediğin; "Ben ömrümde hiç çiçek almadım" dediğin, işte o çiçek olsam. Bir gül, bir karanfil, bir menekşe..



Yüreğime düşen çocuksun, içimde kıpır kıpır büyüyen.. Bugün acaba hangi yaramazlığı anlatacak diye beklediğim içimdeki bensin.



Sevdam, aşkıma nefes bildiğim, ömür kuşum..

Ellerime değen yüreğini kıskanırım gözlerinin değdiği nazarlardan. Gamzene vurulduğum tebessümünden gözlerimi, ben seni benden kıskanırım..



Varsın mecnun desinler yüreğimin atışına.Ömrüne yağan yarınıma bugünsüz desinler. Bilmesinler seni benim ellerimde.. Ben seni sensiz yaşıyorum buralarda..



Dostum, ömrüm, karanlık ışığım, canım..

Seni seviyorum ömrüme mühürlüm..Varsın yanık sevdalara değmesin adımız benim masalım sensin..



Kırık bir veda; masalımın sonu.. Bir yürek naaşı var, adım yok..
 
Kaç zaman oldu bilmem hatıralar yorgun düştü gönlümde
Zamanı parçalara bölüyor, topluyor,
çarpıyorum ama neticeye varamıyorum
Kırık dökük kelimeler kaldı dilimde ama çekip çıkaramıyorum.
Küllenmiş ve yorgun düşmüş anılarımı canlandırmak için çırpınıyor,
Yalnızlığın pençesinde kıvranan gönül dünyamı karıştırıyorum,
arayışları arıyorum..

Unutmanın adını soruyor, tarifini bulamıyorum.. unutmak.. unutulmak..
Yaşanmışları yıpratmakmıdır, söküp atmakmıdır hafızalardan,
silmekmidir gönülden...

Hatıraları bir çırpıda unutamam,
bağrımdan söküp bir kenara atamam
Boşluğa bırakıp rüzgarların önünde savuramam
Mahrum kalmışsa hislerim tekrar özümsemeyi özlerim
Sezgilerimi beklerim, umutlarımı düşler, hayallerimi gözlerim..

Unutulmak yok olmaktır, kaybolmaktır hafızalarda
Silinmektir, özlenmemek, aranmamaktır,
zihinlerde bir daha canlanmamaktır.
Kaybolmanın bir adıdır unutulmak, kaybolmanın bir adıdır hatırlanmamak..
Zamanları devirip, devranları dönderip duyguları koparmak
söküp atmaktır unutulmuşluğun diğer adı.

Bir köşeye oturup iki elinin arasına başını alıp
saatlerce kaldınmı mazilerin bir köşesinde...
Beklentilerin yerini buldumu?
Hiç gözlerin kan çanağına döndümü?
boğazın düğüm düğüm, ağlayamadığın ,
hep içine attığın hıçkırıkların oldumu?
Hiç akıtamadığın göz yaşlarını kana dönüştürüp içine akıttığın oldumu?
Gözlerin dalıp dalıp giderken, bilinmeyen bir meçhulde kaybolurken düşüncelerin,
ses verenlerin sesini duymadığın oldumu?

Unutulmuşluğu yaşamadınsa, yaşantılarına yansıtmadınsa,
gözlerin kan çanağına dönmemişse, hala hıçkarıklar boğazında düğümlenmemişse,
hala içine kan döküp için kan ağlamamışsa, gözlerin dalıp bir umudun ışığına yolculuğa çıkmamış,
mesafeler kaybolmamışsa çaresiz kalmamışsın demektir..
hazan çiçeğinin kurumuş yaprakları seni bulmamış, Dikenli yolların dikeni sana dokunmamış,
yüreğinde sızlayan bir kalbinin atışını duymamış, çaresizlikler içinde kıvranıp çare aramamışsın demektir.
Unutulmamış, unutulmuşluğu yaşamamışsın demektir..
Sen hala özlenen, hala beklenen ve hala hatıralarda yaşanan, hatırlanan birisin demektir..
Hala gönüllerde varsın demektir..

Ben yalnızlığın zemherisini taşıyorum bağrımda
Ben unutulmuşlugun acısını, çektiklerimin sancısını yaşıyorum.
Hazanlarım, hüsranlarım beni yarınlara taşıyor,
Hicranlarım suskunluğunu koruyor, hasretlerim artıyor.
Suskunluğum unutulmuşluğumun yarası,
Hafızalarımı yoran düşünceler boğuyor beni,
Aydınlığım karanlığa dönüşüyor ve gündüzüm kayboluyor
ve ufka bir umutla dalıyor gözlerim..
Umudu yıldızlara sarılarak arar oldum gecelerde..
Işığımı kaybettim karanlığa mahkum oldum
Umutlarımı ay ışığına sürükledim, sabahları özledim..

Unutulmuşluğumun acısını yüreğime, bağrıma sürdüm..
Şimdi yüreğim bir sürgün yeri, şimdi yüreğim sürgün diyarı..
Ben sürgünleri yaşıyor, sürgünleri taşıyorum hüküm giymeden..
Hükümsüz infazdayım şimdi, yargısız zindandayım..
Şimdi yüreğimde mahkum kalmış esaret kırıntıları benim bir parçam ..
Ve yüreğime perçinlediğim, yüreğime sapladığım ve yüreğime kazıdığım benim bir parçam
Ve benden kopmayan kopamayan koparılamayan yüreğimde saklı ebedi bir müebbet..

Ben unutulmuşluğun fırtınalarında savrulmuş bir yaprağım
Ve ben ayaklar altında ezilmiş ve çiğnenmiş ve buna rağmen gül vermiş bir toprağım..
Unutulmuşluk acısının şimşekleri çakmasın.. bağrımı yakmasın..

Unutmanın adını soruyorum VE Adı Sende Saklı diyorum...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst