çanları tefleri tahta sıraları
dilimin döndüğünce onlarıda anlatayım
kapalı tribünün oturma yerleri araları boş sıralı tahtadan oluşan sırt bölümü olmayan ahşap malzemedendi önde oturanın ki herkes ayakta olduğu için pek oturan olmazdı oturduğu zaman arkasında olanın ayağına otururdu
iç içe maç seyrederdik şimdiki gibi 50 daireli sitede oturupta birbirini tanımayan komşular gibi değildik herkes birbirini tanır dı aylar evvel genç bir arkadaşım sitemizde kastını aşan bir yazı yazmış maçtan sonra motora bindikmi hiç kimse bir birini tanımaz bende sizi nerden tanyım diye bir yorum yapmıştı
o zamanlar kapalının 8-9 bin kişi aldığı zamanlar çok büyük bir aileydik herkes birbirini tanırdı
şimdiki gibi kombine bilet maça 10 dakika gelme yoktu ya sabahlardık yada sabahın köründe gelip kahvaltı dahil statda yapardık kafaları kapalının karşısındaki çamlıkta yada o tahta sıraların üzerine kurduğumuz çilingir sofralarında çekerdik
bir bolu maçıydı bolu şampiyonluğa oynuyor sabah erkenden kapalıya girdik saat 10 var yok sofraları kurduk demleniyoruz polisler 100 kişi kadar boluluyu kapalıya soktular araya set yaptılar sıraların üstünde ne ararsan var mezeler rakılar meyveler bolulular bağırmaya başladı bir yüklendik eski açığın tellerine kadar bolulular telden atlayıp açığa geçiyor biz polislerle birbirimize giriyoruz sofralar yerle bir ağzı kapalı rakılar duruyor açık olanlar dökülüp öyle bir kokuyorlarki yeni girenler tribün meyhane gibi kokuyor diye makara yapıyorlar
vel hasıl evimiz gibiydi kapalı sabah kahvaltısından maç bitene kadar geçen zaman oradaydık büyük çok büyük bir aileydik şimdiki gibi zengin fakir farkı yoktu kombine loca meyhanede kafa çekip on dakka kala salına salına stada gelme yoktu karda kışta sıcakta kapalı bizim evimizdi işimizdi kendi işlerimizde göstermediğimiz hassasiyeti organizeyi tribün için gösterirdik herkes imrenirdi şarkımız türkümüz kavgamız döğüşümüz dosta düşmana parmak ısırtırdı
şampiyonluğun hayal olduğu zamanlardı o zamanlar ama 40 bin kişiyle oynardık maçları kapalıyı karşıdan seyretmek için gelirdi insanlar aşk vardı menfaat yoktu saygı vardı karşılıksız emek vardı o zamanların güzelliği buydu bodruma tatile gider tatil parasıyla çan alıp tatili yarıda kesip istanbula dönerdik her maç darbukalar tefler davullar çanlar havalı kornalar panayır yeri gibi olurdu 78 dünya kupasındaki konfeti şovu biz 77 de başlatmıştık her maç değişik bir şey bulup onu yapardık 10-12 adet akü sokardık içeriye havalı korna çalacağız diye sabahlara kadar evlerde kağıt keserdik takım sahaya çıkarken havaya atalım diye takımmı ya 9. ya 10. sırada fenerliler cinconlar açar ağızını bizi seyrederdi
günlerce evimizin bahçesinde flama yazardık iyiki yapmışız helali hoş olsun hala o günlerin onuruyla yaşıyoruz rahmetli arkadaşlarımızı o günlerin onuruyla anıyoruz nur içinde yatın bu takım dokuzunculuğa oynarken gece gündüz kar kış koşturan can dostlarım nur içinde yatın Beşiktaş için işini gücünü bozan can dostlarım her gün her dakika aklımızda kalbimizdesiniz nur içinde yatın
yaşayan efsaneler iyiki yapmışız iyiki varsınız gururluyuz emeklerimiz helal olsun beşiktaşımıza sayımız azalıyor kendinize sağlığınıza herzamankinden iyi bakın çok arkadaşımızı zamansız verdik toprağa yaşayanlar kendinize iyi bakın daha uzun yıllar bir arada beşiktaş bayrağının altında olalım
Yelken Birol/Beşiktaş Tribün Emektarlarından
dilimin döndüğünce onlarıda anlatayım
kapalı tribünün oturma yerleri araları boş sıralı tahtadan oluşan sırt bölümü olmayan ahşap malzemedendi önde oturanın ki herkes ayakta olduğu için pek oturan olmazdı oturduğu zaman arkasında olanın ayağına otururdu
iç içe maç seyrederdik şimdiki gibi 50 daireli sitede oturupta birbirini tanımayan komşular gibi değildik herkes birbirini tanır dı aylar evvel genç bir arkadaşım sitemizde kastını aşan bir yazı yazmış maçtan sonra motora bindikmi hiç kimse bir birini tanımaz bende sizi nerden tanyım diye bir yorum yapmıştı
o zamanlar kapalının 8-9 bin kişi aldığı zamanlar çok büyük bir aileydik herkes birbirini tanırdı
şimdiki gibi kombine bilet maça 10 dakika gelme yoktu ya sabahlardık yada sabahın köründe gelip kahvaltı dahil statda yapardık kafaları kapalının karşısındaki çamlıkta yada o tahta sıraların üzerine kurduğumuz çilingir sofralarında çekerdik
bir bolu maçıydı bolu şampiyonluğa oynuyor sabah erkenden kapalıya girdik saat 10 var yok sofraları kurduk demleniyoruz polisler 100 kişi kadar boluluyu kapalıya soktular araya set yaptılar sıraların üstünde ne ararsan var mezeler rakılar meyveler bolulular bağırmaya başladı bir yüklendik eski açığın tellerine kadar bolulular telden atlayıp açığa geçiyor biz polislerle birbirimize giriyoruz sofralar yerle bir ağzı kapalı rakılar duruyor açık olanlar dökülüp öyle bir kokuyorlarki yeni girenler tribün meyhane gibi kokuyor diye makara yapıyorlar
vel hasıl evimiz gibiydi kapalı sabah kahvaltısından maç bitene kadar geçen zaman oradaydık büyük çok büyük bir aileydik şimdiki gibi zengin fakir farkı yoktu kombine loca meyhanede kafa çekip on dakka kala salına salına stada gelme yoktu karda kışta sıcakta kapalı bizim evimizdi işimizdi kendi işlerimizde göstermediğimiz hassasiyeti organizeyi tribün için gösterirdik herkes imrenirdi şarkımız türkümüz kavgamız döğüşümüz dosta düşmana parmak ısırtırdı
şampiyonluğun hayal olduğu zamanlardı o zamanlar ama 40 bin kişiyle oynardık maçları kapalıyı karşıdan seyretmek için gelirdi insanlar aşk vardı menfaat yoktu saygı vardı karşılıksız emek vardı o zamanların güzelliği buydu bodruma tatile gider tatil parasıyla çan alıp tatili yarıda kesip istanbula dönerdik her maç darbukalar tefler davullar çanlar havalı kornalar panayır yeri gibi olurdu 78 dünya kupasındaki konfeti şovu biz 77 de başlatmıştık her maç değişik bir şey bulup onu yapardık 10-12 adet akü sokardık içeriye havalı korna çalacağız diye sabahlara kadar evlerde kağıt keserdik takım sahaya çıkarken havaya atalım diye takımmı ya 9. ya 10. sırada fenerliler cinconlar açar ağızını bizi seyrederdi
günlerce evimizin bahçesinde flama yazardık iyiki yapmışız helali hoş olsun hala o günlerin onuruyla yaşıyoruz rahmetli arkadaşlarımızı o günlerin onuruyla anıyoruz nur içinde yatın bu takım dokuzunculuğa oynarken gece gündüz kar kış koşturan can dostlarım nur içinde yatın Beşiktaş için işini gücünü bozan can dostlarım her gün her dakika aklımızda kalbimizdesiniz nur içinde yatın
yaşayan efsaneler iyiki yapmışız iyiki varsınız gururluyuz emeklerimiz helal olsun beşiktaşımıza sayımız azalıyor kendinize sağlığınıza herzamankinden iyi bakın çok arkadaşımızı zamansız verdik toprağa yaşayanlar kendinize iyi bakın daha uzun yıllar bir arada beşiktaş bayrağının altında olalım
Yelken Birol/Beşiktaş Tribün Emektarlarından