Vahhabiliğin din anlayışı, Muhammed bin Abdülvahhab'ın üzerinde önemle durduğu tevhid (Allahın birlenmesi) konusundaki yorumu çevresinde toplanır. Muhammed bin Abdülvahhab'a göre tevhid, kullukta Allahı bir tanımaktır. Tevhid kelimesini (Lâ ilâhe illallâh) söylemek Allah'tan başka tapınılan şeyleri tanıdıkça bir anlam taşımaz. Allah kalple, dille ve davranışlarla birlenmelidir. Bunlardan birisinin eksik olması durumunda kişi Müslüman olamaz. Tevhid üçe ayrılır. İlki, Allahı isim ve sıfatlarında birlemek (tevhid-i esma ve sıfat), ikincisi Allahı Rabblıkta birlemek (tevhid-i rububiyet), üçüncüsü de Allahı ilahlığında birlemektir (tevhid-i uluhiya). Allahı bu üç biçimde birleme, ancak amellerle mümkündür. Buna göre Kur'an ve Sünnetin dışında emir ve yasak tanımamak, İslâm Peygamberinin döneminde bulunmayan şeyleri ve tevessülü terk ederek Allahı birlemek gerekir. Bu tevhide ameli tevhid denir. Herhangi bir hüküm koyucu tanımak, Allah'tan başkasından yardım dilemek, Peygamber için bile olsa, Allah dışındaki bir varlık için kurban kesmek, adakta bulunmak kişiyi küfre düşürür, can ve mal dokunulmazlığını ortadan kaldırır.