Umut Oldun " Vav " Hali Yalnızlığıma
Sandalımdaki tek küreğe sarılıp
gecelere meydan okuduğumu görmedi senden başka kimse…. ”
Ey avuçlarındaki ter olduğum
Ey nefes alışlarındaki hayatı soluduğum
Ey varlığında yüreğime mutlulukları doldurduğum kadın….
Uzat ellerini ellerime. Savur kendini uzaklığımdan yakınlığıma.
Derinliğini en iyi bildiğin susuzluğuma taze susuşlarınla can kat..
Doldur yüreğindeki Cennet kokan nehirleri
dudakları çatlamış topraklarıma Meçhul karanlıklarıma inat
sen hep gözlerinde doğ perdelerime.
Feleğin değirmeninde bir türlü öğütemediğim arsız acılarımı
gülüşlerinle erit..
Hadi dol içime. Hadi sarıl sıcak nefesime..
Ben “ sen “ olayım sende “ ben “…
Hadi katıl seni anlatan satırlarıma.. Adımlarını hızlandır.
Topuklarının sesi karışsın nefesine...
Kan ter içinde kal bana gelirken..
Bozkır dudaklarımı ıslat yüreğinin Cennet kokulu öpüşleriyle..
Hayat alfabesindeki tüm kelimeleri söküp
mutluluklarının baş harfine kazı adımı..
Ölümsüzlüğü iç dudaklarımdan..Hayatı iç avuçlarımdan..
Gözlerimde yaşa sevdayı..
Cennetin yeşil nehirlerini temaşa et
gözlerimde belirginleşen mavi ufuklarda...
Yanmaktan yakmaktan korkma..
Yaktıkça beni küllerimden doparım sana..
Sokaklarını bilmediğin şehrimde yabancı gibi etrafına bakma sakın. Bilmesen de adresimi yüreğinin sesini dinle….
Beni kokumdan beni izlerimden tanı..Beni arama sakın....
Baktığın aynada
açtığın her kapı ardında
ve hayatını idame eden kan atışlarının sıcaklığındayım ben..
Avuçların içindeki terde
iki dudağın acemi titreyişinde ben sana yanıyor olacağım..
Dol içime. Tel tel dökül avuçlarıma..
Bahar kokan saçlarını sal göğüs kafesimin ten bilmeyen beyazlığına…Kokunu bırak yüreğimin ince dallarına..
Ellerini sımsıkı kenetle ellerime..
Bu sevda yolunda rüzgar düşmanımız deniz yalnızlığımız olsun..
Sen bende yaşarken ben sende nefes alırken
gayri tek uzaklığımız “ varlığımız “ olsun.
Bana deniz kabukları toplarken ıslanana avuçlarını terimle kurula..
Sar beni ..Sarmala..Yağmala beni adının geçmediği her bir cümlemi. Öldür beni seni sende yaşarken..
Sabaha erişmeden bu ten yeniden doğur beni. ..
İki dudağından çıkan her cümleye beni kat..
Ekmeğinden bir parça kana kana içtiğin su’dan bir yudum
ve aldığın her nefesten bir umudu bana yolla.
Senle doldur yüreğimin boşluklarını.
Sahibim ömür sebebim gönül güzelliğim ol..
Islat beni sevda sözcüklerinle..
Sonra ıslattığın her damlayı gözlerindeki sevda güneşiyle ısıt..
Hadi sonum ol varlığımın başlangıcı yüreğinle…
Sonsuzluğum ol ellerinden Cennet tadındaki şerbeti içerken…
Sözlerini unutulmuş binlerce şarkıyı fısılda kulaklarıma..
Her notasında beni haykır..
Avaz avaz sus ne olur. Her susuşun varlığımın anlamı olsun…
İç ceplerime zamansızlığın uzaklığımın kelimelerini bırak.
Gözlerinin rengin ile boya yüreğimin gökyüzünü..
Sana en çok yakıştırdığım beyazları giydir
toprak rengi umutlarımaa..
Delice ak susuz ovalarıma. Dol kıyılarıma..
Kana kana içeyim sevgini.
Kokunu umudunu mutluluğunu
ve adınla özdeşleşmiş bir mintan huzuru bırak avuçlarıma..
Tüm bunları bırakmaya geldiğinde
ev kapısının kapı olduğunu düşüneceksin bir an.
Hayır hayır sevgili. Yüreğimin evimin anahtarı sağ cebinde..
Ellerine cebine götür sadece. Hadi bekleme..
Aç hadi mutluluklarının yegane adresini..
Ayakkabılarını çıkarmaya gerek yok..
Ayak izlerinin mührü kalsın yüzümün senli cografyalarında…
Bana gelirken biliyorum nefes nefes kaldın sen..
Biraz da terledin....
Hadi utanma sevgili; terini terimle sil
sonra yol yorgunu gözlerini gözlerimde dinlerdir..
Usulca kıvrıl “ yüreğin “ miktarı boşluk bıraktığım yatağımın kenarına.. Sokul “ kurban olduğun “ nefesime.. Gözlerini gözlerime kapat hadi.. Bırak bana “ sendeki “ seni.. Kapat perdeleri…
Bana söyleyeceğin her şeyi unut…Sus sadece…
Sustuğun her cümlede varlığım sana doysun...
Sarıl bana bir çocuğun annesinin şefkatine sarıldığı gibi..
Fırtınalı bir zamanda
ölüm ile hayat arasında kalan bir geminin
sığındığı kücük koya demirlediği gibi
yüreğine emanet eyle yüreğime..
Susuz dudaklarını daya boynumun kurak iklimlerine..
Nefesinle ıslat saç köklerimin ter kokan diplerine.. İç beni…
Suyu içer gibi..
Sev beni….
Ekmeği sever gibi….
………………
Sözlerim bitti…
Gayri sana geliyorum…
Bulut bulut sevda sağanağı halimle.
Gayri sana geliyorum..
Duasını unutmuş cocuğun ıslak dudağı mahcubiyetimle..
Sana geliyorum…
İster tek kurşunla vur sinemi…
İster tek bir kelimende sustur beni..
Cümlelerim bitti…..
Gayri susmak vakti devrik cümlelerde..
Söylenebilecek her şeyi söyledim
Artık tüm gurbet kuşları özgür…
Sana kavuşmuşken her gece beni “ sende “ öldür….
Ve gece sabaha kavuşmadan
Beni yeniden sana doğur…
…………..
Sana geliyorum..
Öznesi senin olduğu bu hayatı
Devrik fiillerle kurduğum cümlelerimle
Yaşama geliyorum…
Sandalımdaki tek küreğe sarılıp
gecelere meydan okuduğumu görmedi senden başka kimse…. ”
Ey avuçlarındaki ter olduğum
Ey nefes alışlarındaki hayatı soluduğum
Ey varlığında yüreğime mutlulukları doldurduğum kadın….
Uzat ellerini ellerime. Savur kendini uzaklığımdan yakınlığıma.
Derinliğini en iyi bildiğin susuzluğuma taze susuşlarınla can kat..
Doldur yüreğindeki Cennet kokan nehirleri
dudakları çatlamış topraklarıma Meçhul karanlıklarıma inat
sen hep gözlerinde doğ perdelerime.
Feleğin değirmeninde bir türlü öğütemediğim arsız acılarımı
gülüşlerinle erit..
Hadi dol içime. Hadi sarıl sıcak nefesime..
Ben “ sen “ olayım sende “ ben “…
Hadi katıl seni anlatan satırlarıma.. Adımlarını hızlandır.
Topuklarının sesi karışsın nefesine...
Kan ter içinde kal bana gelirken..
Bozkır dudaklarımı ıslat yüreğinin Cennet kokulu öpüşleriyle..
Hayat alfabesindeki tüm kelimeleri söküp
mutluluklarının baş harfine kazı adımı..
Ölümsüzlüğü iç dudaklarımdan..Hayatı iç avuçlarımdan..
Gözlerimde yaşa sevdayı..
Cennetin yeşil nehirlerini temaşa et
gözlerimde belirginleşen mavi ufuklarda...
Yanmaktan yakmaktan korkma..
Yaktıkça beni küllerimden doparım sana..
Sokaklarını bilmediğin şehrimde yabancı gibi etrafına bakma sakın. Bilmesen de adresimi yüreğinin sesini dinle….
Beni kokumdan beni izlerimden tanı..Beni arama sakın....
Baktığın aynada
açtığın her kapı ardında
ve hayatını idame eden kan atışlarının sıcaklığındayım ben..
Avuçların içindeki terde
iki dudağın acemi titreyişinde ben sana yanıyor olacağım..
Dol içime. Tel tel dökül avuçlarıma..
Bahar kokan saçlarını sal göğüs kafesimin ten bilmeyen beyazlığına…Kokunu bırak yüreğimin ince dallarına..
Ellerini sımsıkı kenetle ellerime..
Bu sevda yolunda rüzgar düşmanımız deniz yalnızlığımız olsun..
Sen bende yaşarken ben sende nefes alırken
gayri tek uzaklığımız “ varlığımız “ olsun.
Bana deniz kabukları toplarken ıslanana avuçlarını terimle kurula..
Sar beni ..Sarmala..Yağmala beni adının geçmediği her bir cümlemi. Öldür beni seni sende yaşarken..
Sabaha erişmeden bu ten yeniden doğur beni. ..
İki dudağından çıkan her cümleye beni kat..
Ekmeğinden bir parça kana kana içtiğin su’dan bir yudum
ve aldığın her nefesten bir umudu bana yolla.
Senle doldur yüreğimin boşluklarını.
Sahibim ömür sebebim gönül güzelliğim ol..
Islat beni sevda sözcüklerinle..
Sonra ıslattığın her damlayı gözlerindeki sevda güneşiyle ısıt..
Hadi sonum ol varlığımın başlangıcı yüreğinle…
Sonsuzluğum ol ellerinden Cennet tadındaki şerbeti içerken…
Sözlerini unutulmuş binlerce şarkıyı fısılda kulaklarıma..
Her notasında beni haykır..
Avaz avaz sus ne olur. Her susuşun varlığımın anlamı olsun…
İç ceplerime zamansızlığın uzaklığımın kelimelerini bırak.
Gözlerinin rengin ile boya yüreğimin gökyüzünü..
Sana en çok yakıştırdığım beyazları giydir
toprak rengi umutlarımaa..
Delice ak susuz ovalarıma. Dol kıyılarıma..
Kana kana içeyim sevgini.
Kokunu umudunu mutluluğunu
ve adınla özdeşleşmiş bir mintan huzuru bırak avuçlarıma..
Tüm bunları bırakmaya geldiğinde
ev kapısının kapı olduğunu düşüneceksin bir an.
Hayır hayır sevgili. Yüreğimin evimin anahtarı sağ cebinde..
Ellerine cebine götür sadece. Hadi bekleme..
Aç hadi mutluluklarının yegane adresini..
Ayakkabılarını çıkarmaya gerek yok..
Ayak izlerinin mührü kalsın yüzümün senli cografyalarında…
Bana gelirken biliyorum nefes nefes kaldın sen..
Biraz da terledin....
Hadi utanma sevgili; terini terimle sil
sonra yol yorgunu gözlerini gözlerimde dinlerdir..
Usulca kıvrıl “ yüreğin “ miktarı boşluk bıraktığım yatağımın kenarına.. Sokul “ kurban olduğun “ nefesime.. Gözlerini gözlerime kapat hadi.. Bırak bana “ sendeki “ seni.. Kapat perdeleri…
Bana söyleyeceğin her şeyi unut…Sus sadece…
Sustuğun her cümlede varlığım sana doysun...
Sarıl bana bir çocuğun annesinin şefkatine sarıldığı gibi..
Fırtınalı bir zamanda
ölüm ile hayat arasında kalan bir geminin
sığındığı kücük koya demirlediği gibi
yüreğine emanet eyle yüreğime..
Susuz dudaklarını daya boynumun kurak iklimlerine..
Nefesinle ıslat saç köklerimin ter kokan diplerine.. İç beni…
Suyu içer gibi..
Sev beni….
Ekmeği sever gibi….
………………
Sözlerim bitti…
Gayri sana geliyorum…
Bulut bulut sevda sağanağı halimle.
Gayri sana geliyorum..
Duasını unutmuş cocuğun ıslak dudağı mahcubiyetimle..
Sana geliyorum…
İster tek kurşunla vur sinemi…
İster tek bir kelimende sustur beni..
Cümlelerim bitti…..
Gayri susmak vakti devrik cümlelerde..
Söylenebilecek her şeyi söyledim
Artık tüm gurbet kuşları özgür…
Sana kavuşmuşken her gece beni “ sende “ öldür….
Ve gece sabaha kavuşmadan
Beni yeniden sana doğur…
…………..
Sana geliyorum..
Öznesi senin olduğu bu hayatı
Devrik fiillerle kurduğum cümlelerimle
Yaşama geliyorum…