ADMIRAL
Kayıtlı Üye
Başbakan Erdoğan, evinin altındaki ofisinde dinleme cihazı bulunduğunu söyledi. Erdoğan 34 kişinin öldürüldüğü Uludere ile ilgili ise “Karar çıksın görelim. Üzerine gidiyoruz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam Erdoğan, NTV-Star ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Erdoğan, “Kuvvetler ayrılığına gerçekten karşı mısınız?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Türkiye’de kuvvetler ayrılığı prensibini en güçlü savunan partinin lideriyim. Kimse sağa sola çekmesin. İçerikle yaşadığımız sıkıntıları dile getirdim. Sorumluluk altında olan biziz. Kuvvetler ayrılığı dediğimiz yasama, yürütme, yargının, Anayasa ve yasalarda belirlenmiş bir hareket alanı vardır. Hepsinin alanı belli. Yargı bazen yasamanın da yürütmenin de alanına müdahale etti. 367 olayı yaşadık ki, Cumhurbaşkanı ile ilgili konuda yargı, Meclis’e, yasama organına müdahil oldu. 411 olayı yaşadık. Anayasa Mahkemesi, yargı buna müdahil oldu. Galataport’un satışında yargının yapacağı nedir? ’Siz bu satışı bu şartlarda yapamazsınız?’ Nedir eksik, söylersin. Ama bana ’yapamazsın’ diyemezsin. Yapmamı engelleyen bir yasa maddesi yok. Asla ve kata yasama, yürütme ve yargının buradaki yetki ihlaline karşı oluşumuzdur, bunun dışında herhangi bir şey değildir”
KIYAMET ŞİRİNCE’DE
“Kuvvetler ayrılığı açıklamanızın ardından adeta kıyamet koptu” denilmesi üzerine Erdoğan, “Kıyamet moda oldu bu ara zaten. Şirince’de de kıyamet kopuyor, nasıl bir kıyametse” diye espri yaptı.
Başkanlık sistemi tartışmalarını da değerlendiren Erdoğan, başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığının kalkmadığını söyledi. Erdoğan, “ABD’de ikili sistem var. Başkan olarak bir helikopter satışını bile yapamazsınız. Atatürk döneminde yetki Meclis‘a bağlanmıştı. Arzum parlamentonun gücünü daha da artırmak. Referanduma daha da açık yapıyı güçlendirmemiz lazı” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “‘kuvvetler ayrılığı için demokrasinin temel ilkesidir’ dedi” sorusu üzerine ise “aynı şeyi düşünüyoruz. Farklı bir şey söylemedim ben” dedi.
ARINÇ’I ELEŞTİRDİ
Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın BDP’li Gültan Kışanak için söylediği “Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım” sözlerini eleştirdi. Erdoğan şöyle konuştu:
“Bir yanlış bir başka yanlışla düzeltilemez. Her zaman söylediğim bir şey var, burada bir kan varsa bunu kanla temizleyemezsiniz, pisliği pislikle temizleyemezsiniz, daha pis olur. Bu adımı iyi atmamız lazım. Bizim yolumuz bu değil. Değerlerimizin içinde yol hiçbir zaman bu değildir. İkna yollarını seçeceğiz. Bunları merkeze, doğru yola çekebiliyorsak ne mutlu bize.”
Diyarbakır Cezaevi ile ilgili kanaatlerini daha önceden açıkladığını dile getiren Erdoğan, “Bunları ben lanetle kınamışımdır. O işkenceleri ben de gördüm. Hiçbir zaman çıkıp da meydanlarda bunları söylemedim” diye konuştu.
KARARI BİR GÖRELİM
Sürekli Uludere’nin gündeme getirilmesini eleştiren Erdoğan şunları söyledi:
“Bunu söyleyenler Başbağları, Bingöl’ü konuşmuyor. TSK bazı imtihanlardan geçt. Uludere görüntülerini izledim. Ya o ya o (kacakçı veya terörist). Orası terörist bölgesi. Yetkililer üstlerine sormuşlar. Hata payı her zaman olur. (Siviller öldü denmesi üzerine) Terör örgütünün mensubu da sivildir. Sivil görüntünün altında teröristtir. 34’te 34’ün böyle mi olduğuna yönelik yargı kararına bakmamız lazım. Karar çıksın görelim. Üzerine gidiyoruz. (Özür olabir mi? sorusu üzerine) Her şey olabilir. İlla terör örgütü özür dile diyor. (özür dileyebilirsiniz mi? sorusu üzerine) Niye olmasın. Duygusallığı paylaşmasak ne eşimi ne kızımı oraya gönderirdim. Paylaşıyorum ki gönderdim. Tazminat ödedik. Bir iyi niyet ortaya koyuyuruz. İstismarın boyutunu gösteriyor. Genelkurmay Başkanımız üzüntüsünü belirttiği gibi sorumluluğunu askeri yargıyı devreye sokarak yaptı. Kan üzerinden ölümler üzerinden kimse beslenmesin”
ÖYLE CESUR DEĞİLİM
“Ergenekon davaları devam ediyor. Silivri de adil yargılama yapılıyor mu?” sorusunu Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu kadar cesur değilim. Anayasanın ilgili maddesini göz göre çiğneyemem. Yargıya müdahale yetkim yok. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Yargılama süreci devam ediyor” yanıtı verdi. Davalara yönelik TSK’nın bakışının sorulması üzerine Erdoğan, “silahlı kuvvetlerin şüphesiz rahatsızlıkları var” dedi. Ergenekon ve Balyoz davaları konusunda önceden açıklamaları olduğunu belirten Erdoğan, “tutuksuz yargılanmayı benimsedim ve onu söyledim. Onun ötesine geçemem” dedi.
Tutuklu vekillere tahliye sözü vermediklerini belirten Erdoğan, “Ana muhalefetin genel başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi göstererek bizi zan altına sokmaya çalışıyor” dedi.
İŞKENCE GÖRDÜM
“Cinayetler kozmik odalarda hazırlanıyor dendi? Devletteki derin yapı tasfiye edildi mi?” denilmesi üzerine Erdoğan, “Tamamen temizlendiği diye bir iddianın içinde olamayız. Değişik şeyler var. Derin yapının sıfırlandığı bir ülkeyi söylemek mümkün değil.
ABD’de de Rusya’da. Her ülkede bu tür yapılanmalar olur. Bunlar kalıcıdırlar. Biz derin devletteki yapıya nüfuz ederek zararı azalttık. Nimet Hanımın açıklanmasıyla ilgili olarak bu tür infazları duyduk” diye konuştu. Kendisinin de işkence gördüğünü belirten Erdoğan “O işkenceyi ben de gördüm. Çıkıp meydanlara söylemedim. Hapise gidince birçok arkadaşlarım işkenceye uğradı.?Gece yarısı yaptılar. 98-99-2000’de ben de işkence gördüm” dedi.
ABDULLAH BEY HASSAS
“Özal zehirlendi mi?” sorusu üzerine Erdoğan, “O kunu beni ciddi manada üzüyor. Semra Hanım ve Ahmet Beyle görüştüm. Cumhurbaşkanımız kafalardaki bulanıkları gidermek için DDK’yı devreye soktu” dedi. “Size oldu mu?” sorusu üzerine Erdoğan, “Bazıları oldu diyor. İlk zamanlarda yemeklerle ilgilenenlere çeşnicibaşı dediler, yemekhane ile ilgili dediler. Hiç alakası yok” dedi.
“Genelkurmay Başkanı yemeklerini evden getirmiş. Size ya da Abdullah Gül’e buna yönelik bir şey var mı?” denmesi üzerine “Doğru. Abdullah Bey de hassastır” dedi.
“Siz eşinize mi kontrol ettirirsiniz?” denmesi üzerine Erdoğan, “O kadar da değil eşim zehirlenene kadar ben zehirleneyim. Eşim benden önce ölmesin. Eşimden önce öleyim. Eşim ölürse bana kim bakacak” dedi.
OFİSİMDE DİNLENDİM
Fişlenme ve dinlenme tartışmalarıyla ilgili olarak Erdoğan, “Hozat konusunda inceleme sürüyor. Daha neticelenmiş değil. Derin devlet meselesi dedik ya. Bazı devletin kurumları arasında ciddi yanlış alışkanlıklar var. Tamamen bunu atamıyorsunuz. Dinleme de buna dahil. Tamamen kazınmış değil. Ben de dahil bu dinleme bitmemiştir” dedi.
‘Engelleyemiyorsanız niye ordasınız’ eleştirisi olduğunu belirten Erdoğan, “Sistemi nereden düzeltmeye kalkarsanız kalkın yamalı bohça oluyor. Makama böcek koydular, koymadılar. Bilemezsiniz. En yakınıza yapıyorlar. Evimin altındaki ofisimde. Bu tür şeyler ne yazık ki oluyor. Bütün tedbirlere rağmen oluyor. Sayın Baykal ile ilgili olay. Derin devlet boş durmuyor” diye konuştu. “Baykal kasedini kimin yaptığını buldular mı?” sorusu üzerine “Teknolojinin getirdiği bir felaket var. O gece Meclis’te olmamış olsam devam edip gidecekti. Baykal bu hassiyetimi anlayamadı” dedi.
HABERİN DEVAMI İÇİN